Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1645 E. 2022/951 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ : Av. …

DAVALI :
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İstirdat

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
YAZIM TARİHİ : 06/06/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan istirdat davasında 09/05/2019 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalı şirket arasında iki tarafa borç yükleyen sözleşme kapsamında, TBK 97 maddesi gereği, şahsi defi olan ödemezlik defi ileri sürerek, aynı yasanın 219 maddesi kapsamında ayıplı ürünlerin tespiti ve iadesini ve borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiklerini, müvekkilinin davalı firmadan motor ve hidrolik ürün alarak, davacı şirket bünyesinde bulunan … tarafından yurt dışına satışının yapıldığını, davalı şirket tarafından satışı yapılan motor ve pompaların hepsinin arızalı olduğu yönünde satın alan İtalyan MGH firması tarafından şifai olarak müvekkili şirkete bildirimde bulunarak iade işlemlerini başlattıklarını, malların şu an için ellerine geçmemesi sebebiyle tespit veya başkaca bir işlem yapamadıklarını, iade edilen malların HMK 400 maddesi gereği tespitini talep ettikleri, davalı tarafından satışı yapılan ürünler karşılığında, davacı müvekkilinin farklı keşide tarihlerini içerir 4 adet çek keşide ederek davalıya verildiğini ve bu çeklerin tahsil edilmek istendiğini belirterek çeklerin ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmesini, davalı firmadan alınan ve İtalya’dan iade edilen ayıplı ürünlerin ayıplarının tespitinin, tespit sonrası ilgili ürünlerin davalıya iadesi ile borçtan kurtulmalarına karar verilmesini, dava ve talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; arızalı ürünlerin davacının elinde olmaması nedeniyle, davacı şirketin taraf ehliyetinin bulunmadığını, ihracı yapılan malların, dava dışı … Şirketi tarafından satılarak ihraç edildiğini, dava dışı şirket adına davacı şirketin dava açma ehliyeti bulunmadığını, taraflar arasında üç yıldır devam eden hukuki ilişki bulunduğunu, son 5 aydır gerçekleştirilen herhangi bir alım satımının bulunmadığını, bu nedenle 2.5 yıllık süredeki alım satım akdinin hangi bölümüne ilişkin iş bu davayı açtıklarının somutlaştırılmadığını, TTK’nın 23. maddesinde ayıp ihbar sürelerinin düzenlendiğini, davacı şirket tarafından müvekkili davalı şirkete ulaşmış herhangi bir ayıp ihbarının bulunmadığını belirterek, davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “… Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalıdan satın aldığı motor ve hidrolik pompaları kendi firması bünyesinde bulunan …. firması kanalı ile yurt dışına ihraç ettiğini, satışı yapılan bu ürünlerin ayıplı olduğunun yurt dışı firması tarafından sözlü olarak taraflarına bildirildiğini belirterek bu ayıplı mallar nedeniyle verdiği çekleri ödemesi nedeniyle 75.000,00 TL’nin istirdatını talep ettiği davalı vekilinin 27/09/2016 tarihli duruşmada alınan beyanında davacının ayıpla ilgili iddialarını kabul ettiği davacının davalıdan alıp …’ne sattığı malların …. tarafından 31/12/2015 tarih … nolu 170.661,04 TL bedelli ve 01/07/2016 tarih … nolu 60.581,29 TL bedelli faturalar ile davacı şirkete iade edildiği, 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesinde; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nun 223. Maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmünün yer aldığı davacının en geç bu tarihte ayıbı öğrenmiş sayılacağı, davacının 18/02/2016 tarihli ayıp ihbarının 31/12/2015 tarihli faturalardaki mallar yönünden süresinde olmadığı, diğer faturalardaki mallar yönünden ayıp ihbarı yapıldığını ispat edemediği, bu nedenlerle malları bu haliyle kabul etmiş sayılacağı anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE, …” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin, davalı şirketten hidro motor satın aldığını ve yurt dışına sattığını, yurt dışına sattığı firmada, ürünün müşteriye satışından beli bir süre sonra arıza vermeye başlaması üzerine, davacı müvekkili firmanın müdürüne 18/02/2016 tarihinde telefonla ve mail yoluyla bildirimde bulunduğunu, bunun üzerine müdürün aynı gün davalının mail adreslerine ürünlerin müşteri şikayeti ile iade alındığı ve geri göndermek istediklerini belirtir mail gönderdiği, aynı zamanda telefonla görüşerek de ürünlerinin iade alınıp taraflarına iade edileceğini beyan ettiğini, fakat davalının iade almaya yanaşmadığını, ayıbın gizli ayıp olduğunun bilirkişi raporuyla sabit olmasına rağmen, ilk derece mahkemesi TBK 223 maddesi kapsamında değerlendirme yapıp sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken, TTK 23 kapsamında ihbarın süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, gizli ayıbın müvekkili satın alındığında tespit edilmesi ya da olağan gözden geçirme ile tespit edilmesinin mümkün olmadığını, gizli ayıbın müvekkiline bildirildiği an itibariyle mail ve telefonla davalıya bildirildiğini, ilk derece mahkemesinin gizli ayıbı ve diğer hususları tespit etmesine rağmen ayıbın, süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddinin kabul edilebilir olmadığını, gizli ayıbın her türlü delille ispat edilmesi nedeniyle tanıkların da dinlenmesi gerektiğini belirterek, kararının kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini istinaf ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ayıplı ürün için ödenen bedelin istirdadı talebinden ibarettir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince mahallinde 27.09.2016 tarihli duruşmada mahallinde 12/10/2016 tarihinde makine mühendisi hukukçu bilirkişi ve muhasebeci bilirkişinin bulunduğu halde keşif icrasına karar verildiği, muhasebeci ve makine mühendisi bilirkişinin bulunduğu halde keşif icra edildiği, keşfe dayalı olarak aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davacı şirket defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ve muhasebe usul ve esaslarına uygun şekilde tutulduğu, kayıtların kendi içerisinde birbirlerini teyit ettiği, davacının ticari defterlerinden taraflar arasında mal alım satımından kaynaklanan bir ticari ilişkinin var olduğu, davacı defterlerine göre davacının davalıya 49.957,50 TL borcunun bulunduğu, davalı İsotek şirketi muavin kayıtlarına göre taraflar arasında mal alım satım hususundan kaynaklanan ticari ilişkinin bulunduğu, dava tarihi itibariyle davalının davacıya 35.272,80 TL borcunun bulunduğu, makine mühendisi bilirkişinin ise taraflarına tevdi edilen ve ayıplı olduğu iddia edilen 12 adet pompa ve 16 adet motorlardan birer adedinin demonte edilerek yaptığı incelemede; aşınmalar gördüğünü, ayrıca laboratuvar şartlarında da incelediğini, ürünlerin yüzey ölçüm sertlik derecelerinin normal olduğu ve ayıplı olmadığı yönünde tespit yapıldığını, ürünler üzerinde seri numarası bulunmadığından tespite konu ürünlerin faturadaki ürünler olup olmadığı hususunun belirlenemediğini, üçüncü kişilere satımı yapılan söz konusu ürünlerin hangi şartlarda kullanıldığının bilinemediğini, İstanbul’da bulunan davacı tarafın keşif mahallinde belirttiği adrese gönderilerek ürünlerin tek tek laboratuvar şartlarında incelenerek tespitin somut bir şekilde yapılabileceğini, 03/10/2016 tarihli dilekçe ekinde yer alan 18/02/2016 tarihli mail çıktısının ayıp ihbarı sayılıp sayılmayacağının mahkemenin takdirinde olduğunu, davacının kestiği hangi tarihli faturadaki mallar ile ilgili ayıp bulunduğu hususunun dosya kapsamından tespit edilemediğini rapor ettikleri görülmüştür.
Bilirkişilerce kaleme alınan ek raporda; tarafların kök rapora itirazları özetlenerek, kök rapor ekindeki muavin kayıtlarından davalının, davacıya kestiği ve özetlediği 3 adet faturanın tarafların defterlerinde yer aldığını, davacı vekilinin beyan dilekçesinde belirtilen 3 adet faturaların defterlerinde yer aldığını, … Firmasının konu ürünleri İtalyada’ki firmadan iade aldıktan sonra müvekkili firmaya kesilmiş olan faturaların 31/12/2015 tarihli … nolu faturasındaki hidro motorlara ilişkin olduğu, 01/07/2016 tarihli 2 adet faturanın hidro motorlara ilişkin olduğunun da belirtildiği, makine mühendisi ek raporunda ise davacının dosyaya sunduğu faturaların incelendiği, motorlar üzerinde seri numarası olmasa da söz konusu ürünlerin davacının davaya konu ettiği hidro motorlar olduğu, hidro motorların ayıplı olduğu ve mevcut ayıbın gizli ayıp olduğunu bildirdiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından sunulan 11 Şubat 2019 tarihli dilekçesinde; davaya konu alışveriş karşılığı verilen ve çeklerin ibraz tarihlerinde davalıya ödendiği için davanın istirdat davası olarak devam edilmesine, olmadığı takdirde ıslah ile ayıplı hidro motorlarının davalıya iadesi ile hidro motorlar karşılığı ödenen 75.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesi şeklinde dava dilekçelerini ıslah etikleri görülmüştür.
İlk derece mahkemesi, davacının satın alarak dava dışı … Şirketi’ne satığı ürünlerin, 60.581,29 TL bedele karşılık gelen ürünleri davacıya iade ettiği, iade edilen ürünlerle ilgili ayıp ihbarının süresinde olmadığı, bakiye mallar için ayıp ihbarı yapıldığının davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği, red kararı üzerine yukarıda özetlenen gerekçelerle davacı vekilince iş bu karar istinaf edilmiş ise de davalıdan alınan ürünlerin, davacı tarafından dava dışı … Şirketi’ne satıldığı, ürünlerin ayıplı olması nedeniyle iade faturası düzenlendiği, düzenlenen faturanın davacı defterlerine kaydedildiği bilirkişi raporunda belirtilmesine rağmen, bilirkişiler tarafından tanzim edilen rapor ve ek raporda; ayıplı olduğu belirtilen malların yabancı şirket tarafından ne zaman iade edildiği, iade faturası ve malların aracı şirket, davacı şirket ve davalı şirkete hangi tarihlerde tebliğ ve teslim edildiği tarihlerinin tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmediği, davacı şirket tarafından davalı şirkete gönderilen maillerin tarihi itibariyle ayıplı malların davacı şirkete intikal edip etmediği yönünden herhangi bir tespit bulunmadığından, davalı tarafın ayıp ihbarının yapılmadığına yönelik savunmasının yerinde olup olmadığı dosya içeriğinden anlaşılamadığından mali müşavir bilirkişiden bu konuda ek rapor alınmadan eksik incelemeyle yargılamaya son verilmesi isabetli olmadığından davacı tarafın istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan hususta rapor alındıktan sonra delillerin esastan değerlendirilmek üzere dava dosyasının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/05/2019 tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/06/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

M.Ç.