Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar
DAVACI : … Bankası A.Ş.
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … TİCARET Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın davaya konu bonolara dayalı olarak davalı borçludan alacaklı olduğunu, söz konusu alacaklar ile ilgili olarak 20/03/2019 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, dava konusu alacaklarına dayanak bonoların vade tarihlerinin geçmiş olmasına rağmen şimdiye kadar ödenmediğini, toplam 11.550,00 TL bono bedelinin 3905 sayılı kanunun 2/2 maddesinde belirtilen oranda faizi ve % 0,3 oranında komisyonu ve prostesto masrafı ile birlikte tahsili için işbu bonoya dayalı alacak davasının açıldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu bonolara dayalı alacak davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin karşı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, dava konusu yapılan senetlerin nama yazılı olarak düzenlendiğini ve tüketici senedi olduğunu, senetlerin devre mülk satış vaadi sözleşmesine istinaden … Mühendislik Ltd. Şti’ne 21/12/2013 tarihinde verildiğini, Konya …Tüketici Mahkemesi … Esas … Karar 31/11/2015 kesinleşme tarihli ilamı ile sözleşmenin geçersizliğine karar verilerek davacının dava konusu yaptığı senetlerin bedelsiz olduğuna ve iade edilmesine karar verildiğini, ancak dava konusu senetlerin tarafına iade edilmediğini, davacı ayrıca kambiyo senedi vasfını yitirmiş adi senetleri dava konusu yaptığını, dava dilekçesinde ise borcun hangi ticari faaliyetten kaynaklandığını bildiremediğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, kötüniyetli olduğunu, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “….bononun 6502 sayılı yasanın 4. Maddesinde belirtildiği şekilde nama yazılı olup, tüketici senedi hükümlerine göre keşide edilerek şirkete verildiği, şirketin de bu senedi ancak TTK 559. ve Türk Borçlar Kanunu 191. maddelerine göre alacağın temliki kurallarına göre devretmesi gerekirken bu zorunluluğa uymadığı, davalının tüketici olması nedeniyle 6502 sayılı yasanın 83. maddesi gereğince işbu nizanın çözümünün Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, maddeye göre taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu, işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması halinde bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı yasanın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin engellenemeyeceğinin belirtildiğinden tüketicinin taraf olduğu her türlü hukuki işlem ve tüketiciye yönelik uygulamalardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda Tüketici Mahkemeleri kesin olarak görevli olduğu…” gerekçesiyle mahkemenin 6502 sayılı yasanın 83, 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5. maddeleri 6100 sayılı kanunun 1, 2, 20, 114/1-c ve 115/1-2 maddeleri gereğince görevsiz olduğu tespiti yapıldığından davanın görev yönünden usulen reddine, dosyanın görevli ve yetkili Konya Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle ; dava konusu senetlerin nama yazılı senet olarak kabulünün mümkün olmadığını, işbu senetlerin emre yazılı senetler olduğunu, emre yazılı bir kambiyo senedi olan bono olduklarından bunlara ilişkin uyuşmazlıkların TTK hükümleri gereğince mutlak ticari dava sayıldığını, kambiyo senetleri illetten mücerret senetler olduklarından temel ilişkiyi ilgilendiren hususların temel ilişkinin tarafı olmayan iyiniyetli hamile karşı ileri sürelemeyeceğini, iyiniyetli hamil konumunda bulunan müvekkili bankaya karşı tüketici senedi hükümlerinin ileri sürülemeyeceğini, dava konusu bono alacağın temliki hükümlerine göre değil, kambiyo senetlerinin devir usulüne göre devredilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının nama yazılı senetlere istinaden alacak talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki 6502 sayılı Kanunda tüketici kavramı, 3/1- k maddesinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiler “tüketici” 3/1-1 maddesinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da banka hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edildiği ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletildiği, temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı, aynı kanunun 73/1 maddesinde ” tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2.maddesinde de “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacının; davalının dava dışı … Mühendislik Proje İnşaat ve Turizm Sanayi Ltd. Şti.’ne devre mülk satış sözleşmesi gereğince verdiği nama yazılı senetlere istinaden alacak talebinde bulunduğu, nama yazılı senet üzerinde yapılan cironun alacağın temliki sonucunu doğuracağı bu durumda senedi temellük edene karşı tüketici keşidecinin her türlü def’ilerini ileri sürebileceği (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 20/10/2011 tarih 2011/3304 Esas 2011/19632 Karar sayılı ilamı), taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğu ve bu itibarla davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu (Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28/02/2017 tarih 2017/561 Esas 2017/2628 Karar sayılı ilamı) kabul edilerek ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu görevsizlik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır