Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1395 E. 2021/1982 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : **********
KARAR NO : **********

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :**********
ÜYE :**********
ÜYE :**********
KATİP :**********

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE *. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : **********
NUMARASI : ********** Esas ********** Karar

DAVACI :**********
VEKİLİ : Av.**********

İSTİNAF EDEN DAVALI : ********** A.Ş.
VEKİLLERİ : Av.**********
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : **********
YAZIM TARİHİ : **********
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye *. Ticaret Mahkemesinin ********** esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında ********** tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından davacı müvekkili aleyhine, Konya *. İcra Müdürlüğünün ********** Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığı, takip dayanağı olarak kredi kartı üyelik sözleşmesi gösterildiğini, icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, icra dosyasına dayanak yapılan bankacılık sözleşmesinde, davacı müvekkilinin imzasının bulunmadığını, icra dosyasında borçlu olduğu iddia edilen ********** ile uzaktan yakından bir ilgisinin olmadığını, davacı bankanın müvekkiline karşı ne sıfatla icra takibine giriştiğinin icra takibinden anlaşılmadığını, müvekkilinin aleyhine neden icra takibi yapıldığını dahi anlayamadığını, kefillikten de söz edilemeyeceğini belirterek Konya *. İcra Müdürlüğünün ********** Esas sayılı dosyasında, müvekkilinin davalı bankaya borcu olmadığının tespitine, haksız ve kötüniyetle yapılan takip nedeniyle davalı bankanın %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda genel kredi sözleşmesinin bireysel ihtiyaç kredisi niteliğinde olduğundan, davaya tüketici mahkemelerinin bakması gerektiğini, ödeme emrinin ********** tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle aradan 3 yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra dava açılmasını kabul etmediklerini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatına sahip olduğunu ve imzasının bulunduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği ve davacının %20 tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini istedikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “…Somut olayda ; Konya *. İcra Müdürlüğü’nün ********** E. sayılı dosyası istenmiş yapılan incelemede davacı vekilinin de iddia etmiş olduğu dosya kapsamında davacı ( Borçlu ) ‘ ya ait evrak bulunamamıştır.
********** A.Ş’ye müzekkere yazılarak davacı hakkında hazırlanan kredi sözleşme örneği istenmiş ancak böyle bir evrağın olmadığı bilgisi mahkememize ulaşmıştır.
Davalı tarafın zamanaşımı itirazını ilk tebligatın 35’e göre yapılması davacının borç iddiasını yenileme dilekçesinin tebliği ile öğrenmiş olduğundan talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafın görev itirazı mahkememizce değerlendirilip dava konusu alacağın Ticari Kart Sözleşmesinden kaynaklandığından TTK’nun 4 ve 5/1. Maddesine göre de ticari davalara Ticaret Mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu bu nedenle itirazın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamı bütün olarak ele alındığında borcun kaynağı olduğu iddia edilen sözleşmenin tarafı olarak davacıyı gösterir herhangi bir delil bulunmadığından davalının alacağını ispatlar delil sunamamış olduğundun vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının KABULÜ ile Konya *. İcra Müdürlüğü’nün ********** E. sayılı dosyasında sadece davacı yönünden davacının borçlu olmadığı tespitine,
2-Dosya kapsamı incelendiğinde davalının kötü niyetli olmadığı kanaatine varıldığından icra inkar tazminatının reddine, …” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; delil listesinde sözleşme örneğini bildirerek müzekkere yazılması istenmesine rağmen, ilk derece mahkemesince yanlış müzekkere yazıldığından, cevabının da yanlış geldiği ve bu yanlışlıklar üzerine karar kurulduğunu, sözleşme suretini ekte bir kez daha sunduklarını ve davacının imzasının bulunduğunu, icra dosyasına sunulan dilekçede diğer takip borçlusu **********’a kefil olduğunu, borcunu da ödediğini beyan ettiğini, sözleşmenin imzalandığı tarihte 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümleri geçerli olduğunu, sözleşme değerinin kefalet limiti olarak kabul edileceğinden, kefaletinin de geçerli olduğunun kabulü gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istinaf ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya arasında bulunan Konya *. İcra Müdürlüğünün ********** Eski, Yeni ********** Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; dosya davacısı ********** A.Ş. tarafından, dava dışı ********** ve davalı ********** aleyhine asıl alacak ve işlemiş faizlerde olmak üzere toplam 10.362,29 TL üzerinden ********** tarihinde, takip başlattığı, takip dayanağı olarak kredi kartı üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti gösterildiği, takip talebine temel bankacılık hizmetleri sözleşmesi eklendiği, sözleşmenin incelenmesinde borçlu **********’un adı bulunduğu, kefil kısmında isim bulunmadığı, işletme kart adı altında ticari kart başvurusu için ********** tarafından form doldurulduğu, ekli belgelerde davacının isim ve imzasına rastlanılamadığı, örnek 7 ödeme emrinin dava dışı **********’a, ********** tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçluya gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatın ise Tebligat Kanunun’nun 21. maddesine göre ********** tarihinde yapıldığı, davacı tarafından takip dosyasına ********** tarihinde böyle bir borcun olmadığını, diğer borçlu ile bir yakınlığı ve alakasının olmadığını, öncesinde bir kefilliği olmuşsa da o borcun ödenip bittiğini, bu dosya ile ilgili alakasının bulunmadığını belirterek itiraz ettiği görülmüştür.
Takip talebinde alacaklı ********** gösterilmesine rağmen ********** tarihinde dosyanın takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırılmasından sonra dosyaya ********** A.Ş’nin vekillerini gösterir vekalet sunulduğu, ayrıca ********** A.Ş ile ********** A.Ş arasında alacak devir sözleşmesi suretinin eklendiği, ********** tarihli yenileme emrinde de alacaklı olarak ********** gösterildiği, alacaklı vekilinin ********** A.Ş’nin alacaklı olarak dosyaya eklenmesini talep ettiği, ********** tarihli icra müdürlüğü işlemlerinde, alacaklının ********** A.Ş olarak gösterildiği, takip talebinde ********** A.Ş olarak gösterilen alacaklının, ********** A.Ş’ye nasıl dönüştüğü hususunda takip dosyasında bilgi ve belge bulunmadığı görülmüştür.
İstinaf dilekçesinin onaysız eklerinin incelenmesinde; ********** tarafından dava dışı ********** olan genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede müşteri olarak ********** gösterildiği, kefilin ise davacımız ********** olduğu ve müşterek borçlu ve müteselsil kefil bölümünün altında isim adres ve imzasının bulunduğu görülmüştür.
********** tarihli duruşmada, HMK 140/5 maddesi gereğince bildirmedikleri delilleri bildirmeleri için 2 haftalık kesin süre verildiği, süresi içerisinde 21/11/2018 tarihinde davalı vekillerince dosyaya sunulan delil listesinin 2 nolu bendinde genel kredi sözleşmesinin temlik eden banka ********** A.Ş. Mevlana Şubesine celbini talep ettikleri, mahkemece ********** tarihinde ********** Mevlana şubesine yazdığı müzekkere ile davacının imza incelemesine esas teşkil etmek üzere ıslak imzasını taşıyan sözleşme ve belgelerin celbini talep ettiği, bankaca verilen cevapta kimlik bilgilerinin yer almaması nedeniyle araştırma yapılamadığının bildirildiği, ********** tarihinde yine mahkemece davacı **********’ün T.C. Kimlik numarası da bildirilerek bir önceki müzekkere içerikli müzekkere kaleme alındığı, bankanın cevabi yazılarında söz konusu kişiye ait herhangi bir hesap bilgisi tespit edilemediğinin bildirildiği görülmüştür.
Yukarıda anlatılan dosyalar beraberce değerlendirildiğinde, ********** A.Ş’nin Konya *. İcra Müdürlüğünün ********** Esas sayılı dosyasıyla, dosyamız davacısı ve dava dışı ********** aleyhine takip başlattığı, alacağını kredi kartı sözleşmesine dayandırdığı, takip talebine onaysız sözleşme örneğini eklediği, bu örnekte davacının isim ve imzasının bulunmadığı, daha sonra dosyaya alacaklı olarak, dosyamız davalısı ********** A.Ş. olarak gösterildiği, takip başlatan ********** ile alacağın ********** A.Ş’ye devredildiğine ilişkin bilgi ve belge sunulmadığı, davacının **********A.Ş’ye iş bu menfi tespit davasını açtığı, mahkemece ********** tarihli duruşmada HMK 140/5 maddesi gereğince sunulmayan delillerin sunulması için süre verildiği, davalı vekili tarafından süresinde sunulan delil listesine ilişkin dilekçenin 2 nolu bendinde genel kredi sözleşmesinin ********** A.Ş Mevlana şubesinden celbini talep ettiği, mahkemece davacının T.C. Kimlik numarası ve açık kimliğinden bahsetmeksizin, davacıya ait ıslak imzaların, imza incelemesine esas olmak üzere belge asıllarının istendiği, gelen olumsuz cevap üzerine aynı şekilde müzekkere yazıldığı, bu kez davacının T.C. Kimlik numarasının bildirildiği, banka tarafından bu kişiye ait herhangi bir hesap bilgisinin tespit edilemediği yönünde cevap sunulduğu, ilk derece mahkemesince hatalı yazılan müzekkereye verilen cevaplarının esas alınarak davanın reddine karar verildiği, davalı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olduğu, ilk derece mahkemesince usulüne uygun olarak yazılan müzekkerelere delillerin toplanması ve takip dosyasında alacaklı ********** ile dosyamız davalısı ********** A.Ş arasındaki irtibatın da sağladıktan sonra celp edilen delillere göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı müzekkerelere karşı verilen ve yeterli olmayan cevaplarla karar ittihazına gittiği, kararın eksik incelemeye dayalı olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya *. Asliye Ticaret Mahkemesinin ********** tarih **********, Esas ********** Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 176,96 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ……….. tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan **********
e-imzalıdır

Üye **********
e-imzalıdır

Üye **********
e-imzalıdır

Katip **********
e-imzalıdır

M.Ç