Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1357 E. 2019/752 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … (T.C Kimlik No: …)

DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında … tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu keşidecisi davacı müvekkil görünen lehtarı davalı … Makina … olan 100.000,00 TL’sı bedelli … A.Ş.’ nin Konya … Şubesi’ne ait … nolu çekin davalıya 2016 yılında teminat için verildiğini, müvekkili ve davalının uzun yıllardır ticaret yaptığını, 2016 yılında yaptıkları ticaretin hacminin büyük olması sebebiyle iş bu çekin tarih atılmaksızın ve lehtar kısmı dahi doldurulmaksızın teminat amaçlı olarak davalıya teslim edildiğini, davalının kötü niyetli olarak çekin keşide tarihini 03/05/2019 yazarak takas işlemine tabi tutulmak üzere bankaya ibraz edildiğini, müvekkilin bu durumdan ilgili bankanın personeli tarafından aranması sonucu haberdar olduğunu, 06/05/2019 günü de Savcılığa giderek davalı hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından şikayetçi olduğunu, müvekkilin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkilin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı oldukça açık olduğundan davaya konu çekin ödenmesini engeller mahiyette ve olası bir icra takibi neticesinde müvekkilin uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi için ihtiyati tedbir karar verilmesini ve müvekkilin daya konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; “….6100 Sayılı HMK nun 115. Maddesinde mahkemenin dava şartının olup olmadığını, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırması gerektiğini, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7155 sayılı yasa ile eklenen 18/A-2 maddesinde ise dava dilekçesine, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin eklenmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.
6325 sayılı yasanın 1. Maddesinde “Bu Kanunun amacı, hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yoluyla çözümlenmesinde uygulanacak usul ve esasları düzenlemektir.” denilmek suretiyle hukuki uyuşmazlıkların dava açılmadan arabucululuk yoluyla sonuçlandırılması amaçlanmıştır.
Dava dilekçesi ve yukarıda belirtilen tüm açıklamalar beraberce değerlendirildiğinde; işbu davadaki iddialara ilişkin olarak arabulucuya başvurulmadan 13/05/2019 tarihinde davanın açıldığı, yukarıda anlatılan dava şartının yerine getirilmediği, sonradan yerine getirilmesinin de amir yasa hükümleri gereğince mümkün olmadığı anlaşıldığından Davacı … vekilinin davalı … (…Makina) aleyhine açtığı menfi tespit davasında; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile eklenen 5/A, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunu’nun 7155 sayılı yasa ile eklenen 18/A-2 maddesi ve 6100 Sayılı HMK’nun 114/2, 115/1-2 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu” gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğunu, halbuki menfi tespit davalarının bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini, çünkü menfi tespit davalarında bir miktar alacağın tahsili talebinin bulunmadığını, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığını, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince 6102 sayılı Kanunun 5/a maddesinde getirilen zorunlu arabuluculuk dava şartının davada uygulanacağı gerekçesiyle dava usulden reddedilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davanın kambiyo senedine dayalı açılan menfi tespit davası olduğu, kambiyo senetlerinin Ticaret Kanunu’nda düzenlendiği, (TTK’nun 645-849) bu tür davaların TTK’ nun 3 ve 4/1-a maddeleri uyarınca ticari dava niteliğinde olduğu,
Kıymetli evrakla ilgili ticari davaların niteliği gereği, taraflar dava konusu hak üzerinde serbestçe tasarruf edebilmektedirler. Çek ve bono ile ilgili uyuşmazlıklar menfi tespit talepli olarak ortaya çıkabilmektedirler ve bu tür davalarda uyuşmazlık konusu para alacağının ödenmesine ilişkindir. Her ne kadar davacı eldeki menfi tespit davasının alacak ve tazminat davası olmaması sebebi ile zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de, TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğundan menfi tespit davalarının sonuç itibariyle bir miktar paranın ödenmesi/ödenmemesi istemine ilişkin olduğu nazara alındığında; yasal düzenleme gereğince bu tür davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğunun bulunduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı sonuç ve kanaatiyle davacının istinaf talebinin HMK’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvuru talebinde bulunan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nun 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine … tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır