Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1310 E. 2019/644 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas

DAVACI : … – (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : …

DAVA : Limited Şirketin Feshi – Tasfiye Memuru Atanması – Tevdi Mahalli Tayini

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … TİCARET Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan Limited Şirketin Feshi, Tasfiye Memuru Atanması ve tevdi mahalli tayinine ilişkin davada … tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir ve tevdi mahalli talebinin reddine ilişkin ara karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin … ile birlikte 30/03/2017 tarihinde davalı şirketi yüksek öğrenim öğrencilerine yurt hizmeti vermek amacı ile kurduğunu ve o tarihten bu yana da ticari faaliyetine devam ettiğini, müvekkilinin halen … İlçesinde faaliyet gösteren bir fabrikanın genel müdürlüğü görevini yürüttüğünü, davacı müvekkilin kız kardeşi ile davalı şirketin diğer ortağının ağabeyi …’ın evli olduklarını, ancak iki ortağın kardeşleri arasında yaşanan ailevi sorunların iş yerine de sirayet ettiğini, tarafların artık ortaklıklarını yürütmelerinin fiilen imkansız hale geldiğini, davalı şirkete ait işletmenin kendi mali sorunlarına yönetim krizi de eklenince şirketin borçlarını ödeyemez hale geldiğini, işletmenin kasasından alacak senetlerinin … ve …’ın da aralarında bulunduğu kişiler tarafından çalındığını ve bu senetlerin tahsil edilmek istendiğini, ödeme yükümlüsü oldukları senetleri çalınan öğrenci ve ailelerinin senet bedellerini ödemek istemediklerini, tahsilat yapamayan müvekkilinin ise kendi çabaları ile işletmeyi dönem sonuna kadar ayakta tutmaya çalışarak borçlandığını belirterek TTK 636 ve devamı ile ilgili mevzuat gereğince davacı müvekkilin ya da mahkemece uygun görülecek bir kişinin ihtiyati tedbir kararı verilerek tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiyesi talep edilen şirketin aktiflerinin toplanıp pasiflerinin ödenebilmesi için 3. şahısların ödeme yapacağı bir tevdi mahalli belirlenmesi, davalı şirketin TTK’nın 636/3. maddesi gereğince tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda; uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden, dava yolu ile ulaşılacak sonuca tedbir yolu ile ulaşılması mümkün olmadığından ve dosyadaki mevcut delil durumu nazara alınarak ihtiyati tedbir ve tevdi mahalli talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yaklaşık 340.000,00 TL’lik senetlerin kötü niyetli kişilerce çalındığını, bu durumda ihtiyati tedbir vermeyerek yargılamanın sonucunun beklenilmesi halinde söz konusu senetlerin belki 3. şahısların eline geçeceğini ve tahsil edilmek amacıyla icraya konulacağını, bu durumda da hem davacı müvekkilin hem davalı şirketin hem de yurtta kalan öğrenciler ile ailelerinin mağdur duruma düşeceklerini, HMK’nın 389. Maddesinde bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme halinde ciddi bir zararın doğacağı durumlarında uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinin belirlendiğini, uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği gerekçesinin hukuka uygun bir gerekçe olmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen … tarihli ara kararın kaldırılarak taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir .
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Limited Şirketin feshi ve şirkete tasfiye memuru atanması ile tevdi mahalli tayini istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1.maddesinde; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, düzenlemesi yer almaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 390/3.maddesinde tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İhtiyatî tedbirde asıl olan ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. İhtiyati tedbire esas olan hakkın iyi belirlenmesi gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır. HMK’nın 389/1. maddesinde, “uyuşmazlık konusu hakkında” ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmektedir. Uyuşmazlığın esasını çözümleyecek şekilde ve davacının dava sonunda elde etmesi gerekeni peşinen hükme bağlayacak nitelikte tedbir kararı verilemez. Tedbir kararını değerlendiren mahkemece her iki tarafın menfaatlerinin gözetilmesi zorunludur.
Türk Borçlar Kanununun İfadan kaçınma ve tevdiye ilişkin 187.maddesi “Kime ait olduğu çekişmeli bulunan bir alacağın borçlusu, ifadan kaçınabilir ve alacağın konusunu hâkim tarafından belirlenen yere tevdi etmekle borçtan kurtulur. Borçlu, alacağın çekişmeli olduğunu bildiği hâlde ifada bulunursa, bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur. Dava konusu olan çekişme mahkemece henüz sonuca bağlanmamış ve borç da muaccel ise, taraflardan her biri borçluyu, edimi tevdi etmeye zorlayabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı tarafından açılan Limited Şirketin feshi davasının sonucunda davanın kabulü halinde TTK’nın 643 maddesi uyarınca tasfiyeye karar verilmesi halinde atanabilecek tasfiye memurunun tedbiren atanması talebi, uyuşmazlığın esasını çözümleyecek şekilde ve davacının dava sonunda elde etmesi gerekeni peşinen hükme bağlayacak nitelikte olduğu, TBK’nın 187. maddesi uyarınca tevdi mahalli tayinine ilişkin talebin kime ait olduğu çekişmeli bulunan bir alacağın borçlusu tarafından talep edilebilecek olması karşısında, HMK 389. maddesi gereğince davanın taraflarının ve davanın tarafları ile ilgili dava konusu hakkında geçici hukuki koruma kararı verilebileceği, dava dosyasındaki iddia ve savunmalar ile mevcut deliller nazara alındığında; üçüncü kişilerin özel hukuktan kaynaklanan hakları ile ilgili tevdi mahalli tayini talebinin hukuka uygun olmayacağı kanaatiyle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı bu nedenle; davacının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır