Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1267 E. 2022/1239 K. 09.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2019
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/09/2022
YAZIM TARİHİ : 13/09/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 21/03/2019 tarihinde tesis edilen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkilinin bom takımı satışı konusunda anlaştıklarını, bu alışveriş karşılığında müvekkili şirket tarafından … sıra nolu 27/01/2015 tarihli KDV dahil 59.000,00 TL bedelli fatura düzenlendiğini ve davalıya teslim edildiğini, yine davalı firmanın 27/02/2015 tarihli hesap mutabakat yazısı ile müvekkil şirkete 50.000,00 TL borçlu olduğunu ikrar ettiğini, buna rağmen davalının borcun 35.000,00 TL’lik kısmını ödemediğini, borcunu ödememek için hesap mutabakatından bir gün sonra 59.000,00 TL iade faturası düzenleyerek müvekkiline gönderdiğini, sözkonusu iade faturasının davalıya iade edildiğini, müvekkilinin alacağının tahsili için Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, ancak davalının itirazından sonra müvekkiline gönderdiği ihtarnameler ile sözleşme ilişkisini ve sözleşme kapsamında 9.342,58 TL borcunu kabul ettiğini, geriye kalan borcunu inkar ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkare tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra dairesinin ve mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkili şirketin taahhüt altına girdiği bir iş ile ilgili olarak davalı tarafından yapılmasını talep ettiği bomlar ile ilgili olarak davacı firma ile yapılan anlaşma kapsamında 23/12/2014 tarihinde 15.000,00 TL ön ödeme yapıldığını, ödeme tarihinden itibaren 20 gün içinde bomların varılan anlaşmaya uygun olarak en geç 02/01/2015 tarihine kadar teslim edilmesi gerekirken süresi içinde teslim edilmemesi üzerine firma tarafından 23/01/2015 tarihine kadar süre talep edildiğini, ancak bomların verilen ek süreye rağmen 4 gün sonra 27/01/2015 tarihinde müvekkil şirkete geç teslim edildiğini, teslim tarihinden bir gün sonra teslim edilen Bomlar üzerinde Makine Mühendisi … tarafından yapılan inceleme sonucunda bomların ayıplı olduğunun tespit edildiğini,29.01.2015 tarihinde Makine Mühendisi … tarafından düzenlenen raporun davacı şirkete gönderildiğini ve ayıp ihbarı yapıldığını, ayrıca müvekkili şirketin geçerliği tüm dünyada geçerli olan denetim firması … müracaat ederek Bomların denetimlerinin ve kontrollerinin yapılması talep ettiğini, bu firma tarafından 11.02.2015 tarihli denetim raporu düzenlendiğini, raporda bomların uygunluğu hakkında olumlu görüş edinilmediğinin belirtildiğini, 13.02.2015 tarihinde bu raporun da davacı şirkete gönderilip ayıp ihbarı yapıldığını, ayrıca 12.02.2015 Tarihli yazımız ile Konya Sanayi Odasına konu intikal ettirilmiş ve Ayıp Mal ile ilgili anlaşmazlığın sulhen çözümü İçin Hakemlik yapılması talebinde bulunulduğunu, müvekkili şirketin dava dışı … A.Ş isimli şirkete 25.657,42 TL ödeme yaparak bomlar üzerindeki ayıpları giderdiğini, bu bedele ilişkin olarak fatura düzenlenip davacı şirkete gönderildiğini, ancak davacının sözkonusu faturayı iade ettiğini, bundan sonra karşılıklı gönderilen İhtarnameler ile taraflarca anlaşma sağlanamadığını ve bu nedenle bakiye 9.342,58 TL borcun ödenmesine ilişkin şartlar oluşmadığından ödeme yapılamadığını, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının davalıya mal sattığını davalının borcunun 35.000,00 TL’lik kısmını ödemediğini bu bedelin tahsili için Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yaptığı takibe davalının itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptalini talep ettiği, davalının sözleşme ilişkisini kabul ettiği bu nedenle alacağın para borcuna ilişkin olduğu, TBK 89.maddesi uyarınca icra dairesinin ve mahkememizin yetkili olduğu, davalı her ne kadar malların ayıplı olduğunu süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğunu beyan etmişse de davalının ayıbı öğrendikten sonra davacı ile 27/02/2015 tarihinde 50.000,00 TL üzerinden hesap mutabakatı yaptıkları, davalı tarafından dava sırasında davacıya 9.342,58 TL ödediği, bu kısmın konusuz kaldığı anlaşıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, davalının takipteki miktarın geriye kalan 25.657,42 TL’lik kısmını ödediğini ispat edemediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle 9.342,58 TL’lik kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacının 25.657,42 TL’lik kısma yönelik davasının kabulü ile davalının Konya …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan takipte takibin 25.657,42 TL’lik kısmına yaptığı itirazın iptaline, bu miktara değişen ve değişecek oranda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, 35.000,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargılama aşamasındaki savunma ve beyanlarını tekrarla yerel mahkemenin ayıplı mal ile ilgili itirazlarını hiç bir surette incelemediğini ve bu hususta herhangi bir karar vermediğini, yine davacı tarafın sözleşme konusu emteayı geç teslim etmesi ile ilgili inceleme yapılmadığını, bu hususla ilgili hüküm kurulmadığını, ayıp ile ilgili olarak dosyada mübrez raporların hiç bir şekilde incelenmediğini, iddia ve savunmalarının dikkate alınmadığını, oysa ki öncelikle ayıplı malların yerinde bilirkişi marifetiyle incelenerek ayıplı olduklarının tespit edilmesi gerektiğini, davacı taraf her yönüyle sözleşmeye aykırı davrandığını, edimini süresinde, tam ve eksiksiz olarak yerine getirmesi gerekirken sözleşmeye riayet etmediğini, tüm bu aykırı davranışlarına rağmen yerel mahkemece haklı bulunduğunu, müvekkili şirketin tüm iyiniyetli çabalarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin dava aşamasında yaptığı ödemeye rağmen haksız yere %20 icra inkar tazminatına hükmedildiğini, tüm cevap, itiraz ve def’ilerimiz dikkate alınmaksızın sadece ve sadece tarafların defterlerinin incelenmesi ile yetinildiğini, haksız ve mesnetsiz icra takibine yaptıkları itirazlar dikkate alınmaksızın usul ve yasaya aykırı hüküm tesis edildiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dosyadaki bilgi ve belgelere ve taraf beyanlarına göre davalının davacı tarafça kendisine mal teslim edildiğini kabul ettiği, ancak teslimin geç yapıldığını ve malların ayıplı olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda ispat yükü davalı üzerindedir. Davalı taraf, sözleşme konusu malların geç teslim edildiği yönündeki iddiasını ispatlayacak herhangi bir delil sunmamıştır. Öte yandan, davalı tarafça malların ayıplı olduğunun 29.01.2015 tarihinde tespit edildiği beyan edilmesine rağmen, bu tarihten çok sonra 27/02/2015 tarihinde yapılan hesap mutabakatını imzalamış olması karşısında davalının malların ayıplı olduğu yönündeki savunmasına itibar edilmesi mümkün olmadığından mahkemece yargılama sırasında ödenen bedel yönünden karar verilmesine yer olmadığına, geriye kalan kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının istinaf başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 1.752,65 TL harçtan peşin alınan 438,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.314,49 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/4. maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/09/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

O.B