Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1232 E. 2021/1624 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …/…
KARAR NO : …/…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE …. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2019 – EK KARAR TARİHİ: 08/05/2019
NUMARASI : …/.. Esas – …/… Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

EK KARARI
İSTİNAF EDEN DAVALI :..
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … -…
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
YAZIM TARİHİ : 08/07/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nin …/…. Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 22/02/2019 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davacının, 08/05/2019 tarihinde tesis edilen ek karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Konya ilinde taşımacılık ve turizm faaliyetleri yürüttüğünü, davalı tarafça müvekkili şirket aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkili şirketin yetkililerinin yokluğunda mahalle muhtarlığına tebliğ edildiğini, takibin kesinleşmesine müteakip davalının … …’ye 1. haciz ihbarnamesi gönderdiğini ve müvekkili şirketin tüm hak ve alacaklarına haciz koydurduğunu, dosya içerisinde yer alan banka havale dekontlarından görüleceği üzere müvekkili şirketin davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin davalıdan alacaklı olduğunu, yapılacak yargılama neticesinde müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığının tespit edileceğini beyan ederek Konya …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının durdurulmasına, aksi kanaat halinde icra dosyasına yatırılacak olan paraların dava sonuna kadar davalı tarafa ödenmemesi konusunda öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, aksi kanaat halinde uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin turizm ve taşımacılık alanında faaliyet göstermekte olduğunu ve davacı şirket ile aralarında süre gelen bir ticaretin mevcut olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirkete 30/04/2016 tarih ve 6.947,66 TL bedelli, 09/08/2016 tarihli 11.668,45 TL bedelli, 20/06/2016 tarih ve 11.473,34 TL bedelli, 11/07/2016 tarih ve 12.448,89 TL bedelli faturalarından kaynaklı borcunun bulunduğunu, faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla Konya …. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile borçlu şirket aleyhine icra takibi başlattıklarını ve takibin kesinleştiğini, görülmekte olan menfi tespit davasında … ve . ..’ın davacı ve şirket kurulmadan önceki şahsi ve ticari ilişkilerinden kaynaklı bir takım hareketler olup dosya ekinde davacı ile …. arasında imzalanan sözleşmenin sunulduğunu, 11/03/2016 tarihli sözleşme nedeniyle dava dışı …’a gönderilen ve davacının cari borca karşılık gönderildiğini iddia ettiği, bu ödemelerin müvekkili şirket hesabından 06/06/2016 tarihinde … Taşımacılık Ltd. Şti.’nin banka hesaplarına gönderildiğini, diğer ödemenin ise yine ….’in banka hesabına 09/12/2016 tarihinde gönderildiğini, buna göre davacının dosyaya sunduğu dekontların delil olmadığı gibi bu ödemelerin müvekkili şirketin cari alacağına karşılık gönderildiğini iddia eden davasını ispatlamasının gerektiğini beyan ederek davanın reddi ile davacı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davalı tarafça davacı şirket ile aralarında ticari ilişki bulunduğundan bahisle takip konusu faturaların tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, usul ve yasaya uygun tutulduğu ve kendi lehlerine delil teşkil etme niteliklerinin bulunduğu, dava konusu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, taraflar arasında hizmet alım satımından kaynaklı ticari ilişkin bulunduğu, davalı ticari defterlerinde davacının söz konusu faturalardan dolayı 17.638,34 TL borçlu göründüğü, takip tarihinden sonra “… Bankası …” açıklaması ile davacının alacağına 13.400,00 TL nin kaydedilmiş olduğu, bu ödeme olgusu dikkate alındığında davacının davalıya 4.238,34 TL borçlu olduğu, takip konusu edilen bakiye kısım bakımından ise davacının davalıya karşı herhangi bir borcu bulunmadığı bilirkişi… tarafından düzenlenen 05.04.2018 tarihli raporun denetime elverişli, gerekçeli, usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmekle hükme esas alınması suretiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, Konya …. İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasına konu 11.07.2016 düzenleme tarihli … nolu ve 30.04.2016 düzenleme tarihli …. nolu faturalardaki 16.786,67-TL lik alacağın 12.548,33 TL yönünden davanın kabulü ile bu miktar yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, bakiye 4.238,34TL yönünden davanın reddine, reddedilen 4.238,34 TL üzerinden %20 oranında hesap edilen 847,67 TL tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, davacının tazminat isteminin reddine ” karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen karar taraflarca istinaf edilmiş, davalı vekili nispi istinaf harcını eksik yatırdığından mahkemece 08/05/2019 tarihli ek karar ile, davalının istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin müvekkili şirketin yaptığı ödemeleri göz önüne almayarak davanın kısmen reddine karar verildiğini, davalı firmanın kötüniyetli olmasına rağmen müvekkili şirketin tazminata mahkum edildiğini, kabul edilen miktar yönünden müvekkili şirket lehine tazminata hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece 08/05/2019 tarihli ek kararı ile, dava dosyasında artan gider avansından eksik harcın tamamlanması için taraflarına süre verildiğini, dosyada bulunan avanstan eksik harcın tamamlanmasının, yeterli olmadığı takdirde taraflarından istenilmesi gerektiğini, istinaf başvuru aşamasında 100,00 TL gider avansı yatırıldığını ve bu avansı da harca mahsup etmeleri gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme ek kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalının ek karara yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 344. maddesinde “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı kanunun 346. maddesinde “İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344 üncü maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder. Bu ret kararına karşı tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; ilk derece mahkemesi tarafından 22/02/20219 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilince 16/04/2019 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulduğu, ilk derece mahkemesince 17/04/2019 tarihli muhtıra ile istinaf kanun yoluna başvurma harcı eksik yatırıldığından 170,10 TL eksik istinaf karar harcının yatırılması için bir haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde istinaf harcının yatırılmadığı, ilk derece mahkemesince 08/05/2019 tarihli ek karar ile; HMK’nın 434/3. maddesi uyarınca istinaf harcı yatırılmadığı gerekçesiyle istinaf talep başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2010/19-286 esas, 2010/330 karar sayılı kararında bir muhtıranın geçerli olması için gereken özellikler belirtilmiştir. Buna göre; temyiz/istinaf harç ve giderlerinin eksik ödendiğinin anlaşılması halinde muhtıra gönderilerek kararı veren Hâkim veya Mahkeme Başkanı tarafından yedi günlük kesin süre içinde harç ve giderin tamamlanması, aksi halde temyiz/ istinaftan vazgeçmiş sayılacağı hususu temyiz/istinaf edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme kararın temyiz/istinaf edilmemiş sayılmasına karar verir. Bu kararın da temyiz/istinaf edilmesi halinde 346/366.maddeleri hükümleri kıyasen uygulanır.
İlk derece mahkemesi hakimi tarafından davalı tarafa istinaf harcının tamamlanması için bir haftalık kesin süre verildiği, ayrıca yazılı olarak aksi halde istinaftan vazgeçmiş sayılacağı hususunun bildirildiği, muhtırada Hâkimin sicili ve e-imzasının bulunduğu görülmekle muhtıranın hâkim tarafından usulünce düzenlendiği, davalı tarafa geçerli bir bildirimin yapılmasına rağmen verilen kesin sürede istinaf harcının ödenmediği anlaşılmakla; HMK 114/g ve 120.maddesi uyarınca dava şartı olarak ödenen gider avansını dosyada bulunmasının ilk derece mahkemesince Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine karar verilmesi karşısında istinaf harcının ‘sayman mutemet alındısı’ ile alınarak maliye intikalini sağlamayacağından istinaf edenin muhtıra ile tanınan kesin süre içinde istinaf harcını ödendiği sonucunu doğurmayacağından istinaf kanun yoluna başvuran davalının ek karara yönelik istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Davacının asıl karara yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla yükümlüdür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesine göre; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklindedir.
Menfi tespit davasında da anılan Yasa hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin kuralın uygulanması gerekir. Buna göre, menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davalıya düşer. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2017/3521 Esas 2019/1844 Karar sayılı ilamı.)
Davacının yemin deliline de dayanmıştır. Yemin delili HMK’nın 225 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez. Hal böyle olunca davacı taraf davalıya borcunun tamamını ödediğini iddia ettiğinden ispat yükünün davacıya düştüğü, davacının yazılı delille borcunu ödediğini ispat edemediğinden, davacıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, ayrıca kabule göre de, icra dosyasında alacaklıya ödeme yapıldığı, davanın istirdada dönüştüğü gözetilmeden ve davacının ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesine rağmen davanın reddedilen kısmı üzerinden davalı lehine tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan deliller toplanmamış ve bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiş yukarıda belirtilen eksikliklerin ikmalinden sonra delillerin esastan değerlendirilip hüküm tesis etmek üzere HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalının ek karara yönelik istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davacının asıl karara yönelik istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2019 tarih, …/… Esas …/… Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
6- İstinaf başvurusunda bulunan davacı yatırılan 214,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
7- Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9- İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
10- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/07/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

A.G