Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1231 E. 2021/1874 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM . HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE . TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2019
NUMARASI : Esas – Karar

DAVACILAR :1-… – (T.C Kimlik No: … )
2-… – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … &Av. … –

İSTİNAF EDEN DAVALI : … – (T.C Kimlik No: … )
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … –
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/09/2021
YAZIM TARİHİ : 23/09/2021
Davacılar tarafından davalı aleyhine Konya Asliye . Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 28/03/2019 tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri hakkında Konya … İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyaları üzerinden kambiyo senetlerine ilişkin olmak üzere icra takibi başlatıldığını, takip konusu icra dosyasında bulunan bonodaki imzaların müvekkillerine ait olmadığını, müvekkilleri açısından bu bononun sahte olduğunu, yapılan takipten müvekkillerinin sorumlu tutulmamaları gerektiğini, bu nedenle dava konusu icra dosyasından müvekkillerinin davalıya borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçluların söz konusu bonoyu yasaya ve usule uygun olarak aralarındaki iş ilişkisine dayalı olarak müvekkili davalıya ciro ettiklerini, müvekkilinin de ödemede bulunmayan davacılar için icra takibinde bulunduğunu bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Dava konusu bonodaki imzaların davacılara ait olup olmadığının tespitine ilişkin Adli Tıp Kurumu rapor alınmasına karar verilmiş ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi 04/12/2017 tarih … nolu raporu ile tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan inceleme sonucu inceleme konusu senetteki borçlu ve kefil imzaları ile … ve …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği bildirilmiştir. Anılan rapor ile davaya ve takibe konu bonoda yer alan keşideci ve avalist imzalarının davacılara ait olmadığı anlaşılmakla davacıların menfi tespit davalarının kabulüne karar vermek gerekmiştir. İ.İ.K.’nın 72. Maddesinin 5. Fıkrasına göre; ”Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” madde metninden de anlaşılacağı üzere borçlu lehine tazminata hükmedebilmek için takibin haksız ve kötüniyetli olması gerektiği, somut olayda davalı senedin hamili olup senette yer alan imzaların davacılara ait olmadığını bilebilecek durumda olmadığı, bu bakımdan davalının kötü niyetli olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı, bu nedenle davacıların tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davacıların davalarının Kabulü ile Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası nedeniyle davacı … ile davacı …’ın davalı …’a borçlu olmadıklarının tespitine, davacıların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı asil istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu bononun hamili olan …’ın ticari ilişkide bulunduğunu ve dava dışı …. ciro yoluyla edindiğini ve ödeme olmadığı için bononun icra takibine konu edildiğini, davacıların bonodan haberinin olmadığı veya imzalarının sahte olduğunu dile getirmelerinin tamamen kötü niyet ürünü olduğunu ve konunun Karapınar Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. ve …. sayılı dosyası üzerinde soruşturma konusu olduğunu, senetin kendisi tarafından alınmadığını, senedin ön yüzünde alacaklısının …. olduğunu, senedin kendisine …. tarafından ciro edilerek verildiğini, … ve …’yu kendisinin tanımadığını, …. saman ticareti için para verdiğini, onun da bu senedi saman sattığım müşteri senedi diye verdiğini, mahkemede mağdur gözüken bu şahısların neden …. değil de kendisine dava açtıklarını, …. neden şikayetçi olmadıklarını, senet incelendiğinde bunun net bir şekilde görüleceğini, açılan menfi tespit davası usûl ve yasaya aykırı olduğunu, … ve …’nun …. menfi tespit davasını açmaması ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmayışları bu şahışların birlik olduklarının kanıtı olduğunu, …’nun bu dolandırıcılık işini bir çok kişiye yaptığını, bu şahısların savunmanlarının bile aynı olduğunu, verilen hüküm kararın dayanağı tüm kanıtların iddia savunma ve dosyadaki belgelere ilişkin değerlendirilmelerinin nelerden ibaret olduğunun hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması gerektiği gözetilmeden Anayasanın 141 ve Türk Ticaret Kanununun ilgili maddelerine aykırı davranılarak hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğunu, senette bir hata varsa menfi tespit davasının bu hatanın sorumlusuna açılacağını, sorumlusu bulunmamış menfi tespit davasının hukuken geçersiz olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiş davalı vekili tarafından da istinaf dilekçesi verilmiş davalı vekili istinaf dilekçinde özetle;. 11 Kasım 2016 tarihinde Konya ..Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açıldığını ve açılan menfi tespit davasında senetteki imza incelemesi için yerel mahkemece Adli Tıp Kurumuna gönderildiğini, ATK raporunda senetteki imzaların aidiyetinin davacılar tarafından sadır olduğunun tespit edilemediği kanaatine varıldığını, rapora karşı itirazda bulunulduğunu, mahkemece görevsizliğine karar verildiğini ve görevli Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne süresi içinde davacı tarafça talepte bulunulduğunu, yerel mahkemece görevsiz mahkemece alınan rapor hükme esas alınarak karar verildiğini, taraflarınca yerleşik yargıtay içtihatları gereğince de adli tıp kurumundan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olmasının bu rapora üstünlük sayılamayacağını, ayrıca Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin İmza İncelemesinde Son merci olmadığını, Yargıtay içtihatları incelendiğinde de görüleceği üzere ATK Raporu tek başına esas alınamayacağı gibi ,alacaklı tarafın rapora karşı itirazı halinde ispat yükünün alacaklı da olduğu da düşünüldüğünde yeniden bir rapor alınması gerekirken alınmamasının eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğunu, tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını yeniden yargılama yapılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava menfi tespit istemine ilişkindir.
Konya ..İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı tarafından davacılar ve dava dışı … aleyhine 09/11/2016 tarihinde davacı … tarafından keşide edilen ve diğer davacı …’ın avalisti olduğu 01/06/2016 keşide tarihli 67.500,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak 67.500,00 TL asıl alacak, 2.543,73 TL işlemiş faiz, 202,50 TL de komisyon olmak üzere toplam 70.246,23 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı, takibe konu bonoda dava dışı …’nun lehtar olduğu ve bonoyu davalı …’a temlik cirosuyla devrettiği, bono hamilinin davalı … olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına göre davacıların işbu menfi tespit davasını 11/11/2016 tarihinde Konya ..Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında açtıkları, mahkeme tarafından bonodaki imzaların davacılara ait olup olmadığı yönünde Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden rapor alındığı, Adli Tıp raporunda bonodaki borçlu ve kefil imzaları ile … ve …’ın mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin bildirildiği, davalı vekilinin adli tıp raporuna itiraz ettiği, daha sonra Konya ..Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23/01/2018 tarihli kararla davada Asliye Ticaret mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verdiği, kararın kesinleşmesi ve davacılar vekilinin talep etmesi üzerine dosyanın görevli Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda Konya ..Asliye Hukuk Mahkemesi’nce imza incelemesi ile ilgili Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapor esas alınarak davacıların davalarının kabulüne karar verildiği, ayrıca davacıların Konya ..İcra Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında 11/11/2016 tarihinde imzaya itiraz davası da açtıkları, icra hukuk mahkemesince Polis Kriminal Laboratuvarında görevli bilirkişi …. imza incelemesi ile ilgili rapor alındığı, bilirkişinin bonodaki imzaların davacıların ellerinden çıkmadığı yönünde kanaat bildirir rapor verdiği, icra hukuk mahkemesince de bu rapor esas alınarak davanın kabulü ile icra takibinin davacılar yönünden durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İmzada sahtecilik iddiası kambiyo senetlerinde mutlak defi olup lehtar ve ciro yolu ile hamil olan cirantalara ve son hamile karşı ileri sürülebilir. Hamilin iyi niyetli olması durumu değiştirmemektedir.
Görevsiz mahkeme tarafından imza incelemesi ile ilgili Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporun sadece görevsiz mahkeme tarafından alınmış olmasının raporu geçersiz hale getirmeyeceği, mahkemenin hükme esas alabileceği, kaldı ki icra hukuk mahkemesince alınan raporun da adli tıp raporu ile uyumlu olduğu, imzada sahtecilik iddiası mutlak def’i olduğu için davacıların, davalının iyi niyetli olup olmasının önemi olmadan imzada sahteciliği davalıya karşı ileri sürebilecekleri, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 4.798,52 TL harçtan peşin alınan 1.199,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.598,89 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/09/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip … e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır

A.Ç.