Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1203 E. 2019/687 K. 05.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : … – …
NUMARASI : … Esas

DAVACI : … (T.C Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Petrol İnşaat Sanayi Ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Anonim Şirket Olağan Genel Kurul Kararlarının Butlan ve İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile açılan anonim şirket olağan genel kurul kararlarının butlan ve iptali davasında … tarih ve … tarihinde tesis edilen ara kararlara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Petrol İnşaat San. ve Tic.A.Ş.‘nin %20 pay oranında azınlık hakkına sahip olduğunu, davalı şirketin 17/05/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan tüm Genel Kurul Kararlarının TTK’ nun 447.maddesi uyarınca batıl ve TTK.’nun 445.maddesi uyarınca yasa esas sözleşme ve dürüstlük kuralına aykırı kararlar olması sebebi ile 17/05/2018 tarihli olağan genel kurulun hükümsüzlüğünün tespiti ve genel kurulda alınan tüm kararların iptaline ilişkin olarak açmış oldukları davalarında, şirketin içinin yönetim kurulu başkanının yasaya aykırı işlemleri ile boşaltıldığını, davalı şirketin yönetim kurulu başkanının şirkete ait taşınmazlara ve hisselerinin büyük bir kısmını muvazaalı usullerle yakınlarına devrettiğini, 22.05.2016 tarihli genel kurul toplantısına katılarak gerek toplantının yapılamayacağına dair, gerekse gündemde belirtilen ve görüşülen hususlarda azlık hisse sahibi olarak muhalefet gerekçelerini beyan ettiklerini, alınan kararlarda muhalif oy kullandığını, yönetim kurulunun 2017 yılı faaliyet raporu ve finansal tabloların müvekkilinin olumsuz oyuna rağmen çoğunlukça kabul edildiğini, muvazaalı olarak hisse devir alan …’nin torunları … ve …’ın yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, genel kurul toplantısında muhalefet şerhinde belirtildiği üzere yönetim kurulunun 2017 yılı faaliyet raporunun finansal tabloların tasdiki kararlarının açıkça yasanın amir hükümlerine aykırı olduğunu, bilirkişi raporları ile yönetim kurulu başkanı tarafından şirketin açıkça yasaya aykırı olarak zarara uğratıldığını, müvekkili tarafından taşınmazların bedellerinin şirkete iadesi amacıyla açılan Konya … ATM … esas sayılı davasında alınan bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, yönetim kurulu başkanı … TTK’nın 395. maddesine aykırı olarak … Petrol A.Ş.’nin Kemer de yetkilisi ve ortağı olduğu … İnş. Ltd. Şti.’nin T.E.B’den aldığı krediye müşterek ve müteselsil kefil yaptığını daha sonra bu borcu ödemeyerek … Petrol A.Ş. aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip yapılmasına sebebiyet verdiğini, davalı … Petrol A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanı …’nin hileli ve yasa dışı muhasebe defter ve kayıtları ile torunu …’den 1.774.309 TL alacaklı duruma getirildiğini, bu sebeple … tarafından … Petrol A.Ş. aleyhine Konya … ATM … esas sayılı menfi tespit davası ikame edildiğini, yönetim kurulu başkanı … şirketin envanterinde bulunan ve şirket adına kayıtlı olan … plakalı aracı kişisel amaçlarla kullandığını, tüm vergi, yakıt, gider ve bakım onarım masraflarını şirkete ödettirdiğini, …’nin şirketin maliki bulunduğu arsanın kira bedellerini şirket defter ve kayıtlarına hiç işlemediğini ya da eksik işlediğini, yönetim kurulu başkanı ve eşinin hisselerinin büyük kısmını muvazaalı olarak devrettiği torunları dava konusu 17/05/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında yönetim kuruluna seçildiklerini, …’nin müvekkili …’ye hisse devir taahhüdünde bulunduğunu, hisse devir bedellerini aldığını ancak bu hisselerin devir taahhüdünü yerine getirmeyerek … ve …’a muvazaalı hisse devirleri yaptığını belirterek davalı şirketin ortaklar ile alacaklılarının zarar görmemesi ve şirket mal varlığının korunması sermayenin azalmasının önüne geçilmesi amacıyla geçici hukuki koruma tedbiri olarak davaya konu 2017 yılı genel kurul kararlarının TTK’nın 449.maddesi uyarınca yürütmesinin durdurulmasına, şirket yönetim kurulunun tasarruf ve temsil yetkilerinin kaldırılarak yönetim kurulunun azline ve şirkete temsil kayyumu atanmasına, şirketin halen denetim organı olmaması sebebiyle TTK 530/2 maddesi nazara alınarak TTK 439/2 uyarınca davalı şirkete özel denetçi atanmasına, davalı şirketin 17/05/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan tüm genel kurul kararlarının TTK’nun 447.maddesi uyarınca batıl ve TTK’nın 445. maddesi uyarınca yasa, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olması sebebiyle iptalini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, … tarihli ara kararı ile “davacı tarafın şirkete özel denetçi atanması ve yönetim kurulu azline ve temsil kayyumu atanmasına ilişkin tedbir taleplerinin reddine, iptali istenen genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulması yönündeki davacı taraf talebinin; TTK 449. Maddesi gereğince yönetim kurulunun görüşü alındıktan sonra değerlendirilmesine” … tarihli ara karar ile de “….davacı tarafın 17.05.2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan genel kurul kararlarının yürütmesini durdurulmasına yönelik talebinin reddine” karar verilmiştir.
Ara kararlara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirkette azınlık hakkına sahip olduğunu, özel denetçi atanması isteminde bulunduklarını bu istemin gündeme bağlılık ilkesinin istisnası olduğunu, 6102 sayılı TTK’nun 438/1.maddesi gereğince azınlık hakkına sahip ortak tarafından özel denetçi atanmasının genel kuruldan istenebileceğini, müvekkilinin azınlık hakkını yasaya aykırı biçimde ortadan kaldıran bu husustaki genel kurul kararlarının da şirketin menfaatleri göz önüne alınarak tedbiren yürütülmesine durdurulması gerektiğini, şirket yönetim kurulu başkanının TTK’nın md 369 uyarınca özenle bağlılık yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, davalı şirket yönetim kurulu başkanı … tüm usulsüz işlemler ve kendi ibrası için TTK’nın md 436 ya açıkça aykırı olarak oy kullandığını ve kendisini ibra dahi ettiğini, davalı şirket yönetim kurulu başkanı adına kayıtlı bulunan 107 adet taşınmazı kızlarına, damadının kardeşlerine ve torunlarına muvazaalı olarak devrettiklerini, muvazaalı usuller ile hisseleri devralan yönetim kurulu başkanı …’nin torunları … ve … dava konusu genel kurulda yönetim kuruluna seçildiklerini, 6100 sayılı HMK’nın md 390/3 hükmü gereği ibraz olunan deliller ve derdest dava dosyaları ile ihtiyati tedbir sebepleri ve haklılığın yaklaşık olarak ispat olunmasına rağmen tedbir taleplerinin reddinin hukuka aykırı olduğunu, istinafa konu ara karar delillerin tetkik edilmeksizin tesis olunmakla HMK’nın 27.maddesinde tanzim olunan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” hükmüne aykırı olduğunu, gerek müvekkilinin gerekse ortağı olduğu şirketin zarara uğramaması için hakkın derhal korunması zorunluluğunun mevcut olduğunu, yerel mahkemece ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair verilen … tarih ve … tarihli ara kararlarının kaldırılmasını, davaya konu 2017 yılı genel kurul kararlarının TTK’nın md 449 uyarınca yürütmesinin durdurulmasına, şirket yönetim kurulunun tasarruf ve temsil yetkilerinin kaldırılarak yönetim kurulunun azlini ve şirkete temsil kayyumu atanmasını, şirketin halen denetim organı olmaması sebebiyle TTK’nın madde 530/2 nazara alınarak TTK’nın madde 439/2 uyarınca davalı şirkete özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, geçici hukuki koruma tedbiri olarak davalı şirketin 17/05/2018 tarihli 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan tüm Genel Kurul Kararlarının yürütmesinin durdurulması, davalı şirket yönetim kurulunun tasarruf ve temsil yetkilerinin kaldırılarak yönetim kurulunun azline ve şirkete temsil kayyumu atanması, şirketin halen denetim organı olmaması sebebiyle TTK’nın madde 530/2 nazara alınarak TTK’nın madde 439/2 uyarınca davalı şirkete özel denetçi atanmasına ilişkindir.
Davacının davalı şirkete özel denetçi atanmasına ilişkin talebin reddi ara kararı hakkındaki istinaf talebinin incelenmesinde;
TTK 438.maddesinde, ”(1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarını kullanılabilmesi için gerekli olduğu taktirde bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. ”
TTK 439/1.maddesinde, ” Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinde, sermayenin en onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını talep edebilirler.”
TTK 440.maddesinde, ”(1) Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra karar verir. (2) Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzman görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir” şeklinde hükümler yer almaktadır.
12/08/2016 tarihli genel kurulda davacı tarafça 2017 yılı finansal tabloların tasdiki görüşmelerinde TTK madde 438 ve 439 uyarınca özel denetçi tayini ve özel denetçi raporu uyarınca olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasının talep edildiği, yapılan oylamada 2017 yılı finansal tablolarının tasdikinin oy çokluğu ile kabul edildiği, ilk derece mahkemesince 15.04.2019 tarihli ara kararı ile davacı tarafın şirkete özel denetçi atanmasına ilişkin tedbir taleplerinin reddine karar verildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 440. maddesinde özel denetçi atanmasına ilişkin kararların kesin olduğu düzenlendiğinden davacı vekilinin davalı şirkete özel denetçi atanmasına ilişkin talebin reddine dair ara karara yönelik istinaf dilekçesinin HMK 352/1-b madde ve bendi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir (Yargıtay 11.HD’nin 2016/2361 Esas 2017/4719 Karar sayılı 26/09/2017 tarih ve Yargıtay 11. HD’nin 2017/4089 Esas 2019/914 Karar sayılı 06/09/2019 tarihli ilamları).
Davacının davaya konu 2017 yılı genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulması, davalı şirketin yönetim kurulunun azli ile şirkete temsil kayyumu atanmasına ilişkin talebin reddi ara kararı hakkındaki istinaf talebinin incelenmesinde;
HMK’nun 389/1. maddesine göre; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 390/3. maddesinde tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
6102 sayılı TTK’nun 449.maddesi; ” Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 449. Maddesi uyarınca davalı şirket yönetim kurulunca verilen 24/04/2019 tarihli dilekçe ile 17/05/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan tüm genel kurul kararlarının TTK’ya uygun olduğu şirket genel kurulunda alınan kararların yürütülmesinden doğması muhtemel ve telafisi güç bir zarar doğması ihtimal dahilinde olmadığı belirtilmiştir.
Bu tespit ve yasal çerçeve içerisinde somut olaya gelince; davacı tarafça açılan dava ile davalı şirketin 2017 yılı olağan genel kurul kararlarının butlan ve iptalinin talep edildiği, dava ile birlikte geçici hukuki koruma tedbiri olarak 17/05/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yürütmesinin durdurulması, şirket yönetim kurulunun azli ve şirkete temsil kayyumu atanması talep edilmiş, ilk derece mahkemesince de tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince belirtildiği üzere taraflar arasında başkaca uyuşmazlıklar da bulunduğu, davalı şirketin 2017 yılı olağan genel kurulunun 17/05/2018 tarihinde yapıldığı, şirketin yönetim kurulunun mevcut olduğu, yönetim kurulunun görevlerini kötüye kullandığı ve şirketi zarara uğrattığına ilişkin iddiaların bulunduğu, TTK’nun 530.maddesi kapsamında genel kurulunda toplanıyor oluşu dikkate alındığında organsızlık halinin söz konusu olmadığı, ihtiyati tedbir taleplerinin değerlendirilmesinde tarafların hak ve sorumluluk dengesinin gözetilmesi gerektiği, halihazırdaki temsil yetkisine sahip şirket yönetim kurulunun temsil yetkisinin tedbiren tamamen kaldırılması halinde şirket yönetimindeki sürekliliğin aksayacağı hususu ile genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulmaması halinde ileride telafisi mümkün olmayacak zararların meydana gelmesinin tedbir talep tarihi itibariyle yaklaşık olarak ispatlanmadığı anlaşılmıştır.
Kaldı ki ilk derece mahkemesince davanın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde, mahiyette ihtiyati tedbir kararı da verilemez. Mahkeme ancak gecikmesi halinde doğabilecek tehlikeyi önleme veya ciddi zararı dava süresince (geçici olarak) önlemek için yalnız bu amaçla sınırlı olmak üzere gereken tedbirlerin alınması için ihtiyati tedbir kararı verebilir.
Bu durumda; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığnıda, mahkemece; kurulan hükümde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair verilen kararda isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının … tarihli özel denetçi atanması talebinin reddine ilişkin ara karar hakkındaki istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin REDDİNE,
2- Davacının … tarihli yönetim kurulunun azli ile şirkete temsil kayyumu atanması ve … tarihli davaya konu 17.05.2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulmasına yönelik talebinin reddine ilişkin ara kararlar hakkındaki istinaf kanun yoluna başvuru talebinin ESASTAN REDDİNE,

3- Alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşuma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
7- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır