Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1177 E. 2019/1177 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Takasa İtiraz

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan takasa itiraz davasında … tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin açtığı konkordato davası nedeniyle Konya … ATM nin 01.11.2018 gün ve … E. sayılı ara kararıyla “geçici mühlet kararı” alındığını, davacı lehine tedbirlere hükmedildiğini ayrıca takasın da 2004 s. İİK’nın 200 ve 201. maddelerine tabi olduğunun ve bu maddelerin uygulanmasında geçici mühlet tarihinin esas alınmasının gerektiğine karar verildiğini, davacı şirketin konkordato geçici mühleti ve tedbir kararından önce, yetkili hamili olduğu müşteri çeklerini, kredi borcu bulunması nedeniyle ciro ederek davalı bankaya verdiğini, bu çeklerin keşide tarihlerinin ise konkordato geçici mühletinden ve tedbir kararlarından sonra olduğunu, davalı banka tarafından, Konya … ATM’nin 01.11.2018 gün ve … E. sayılı tedbir ara kararına aykırı olarak, bu çek bedellerinin tahsil edilmesinden sonra davacı şirkete veya hesabına aktarılmayıp davacı şirketin kredi borcuna mahsup edildiğini, davalı bankanın müvekkil firma tarafından kendisine teslim ettiği müşteri çek/senet bedellerini konkordato komiseri tarafından açtırılan … Bankası … Şube nezdindeki hesaba aktarılması yönünde tedbir kararı verilmesini, davalı bankanın müvekkili firmayla konkordato geçici mühletinden sonra yaptığı takasın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, çeklerin konkordato talebinden çok öncesinde temlik cirosu ile teslim edildiğini, çeklerin mahsubunda herhangi bir takas işlemi söz konusu olmadığını, ihtiyati tedbir talebi hakkında müvekkil kurumun müşteri ile imzaladığı kredi sözleşmesi uyarınca rehin hakkının bulunduğunu, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davacının yetkili hamil olmadığı çeklere ilişkin Konya … ATM … esas sayılı dosyasında verilen bir tedbir kararı bulunmadığı gibi, davacının yetkili hamil olmaktan çıktığı dava konusu çeklerin davalı banka tarafından tahsil edildiğinde, davacının kredi borcundan mahsup edilmesi, takas yasağına aykırılık teşkil etmeyeceği” gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının açıkça hukuka aykırı olduğunu, davalı bankanın takas yasağına aykırılığı yanında tedbir kararlarında da pek çok yasağı çiğnediğini, mahkemenin verdiği tedbir kararına uymamak HMK 398.maddesine göre suç olduğunu, gerekçeli karar genel muhasebe ilkelerine ve mevzuattaki ciro hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, davaya konu kıymetli evrak üzerindeki ciro “beyaz ciro” olup müvekkil firmanın söz konusu evrakı “tahsil amacıyla” davalı bankaya verdiğini, imtiyazlı alacaklılar dahi yasa nedeniyle alacaklarını tahsil edememişken davalı bankanın alacağını nasıl tahsil ettiğini, İİK’nın 200 ve 201.maddelerinin yerel mahkemece yanlış yorumlandığını, yerel mahkemenin dosyaya sunulan 11.04.2019 tarihli hukuki mütalaayı hiç tartışmadığını, yerel mahkemece eksik belgelerle karar verildiğini, bilirkişi incelemesi dahi yapılmadığını, kararın istinaf incelemesi ile ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; takasa itiraz istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davaya son veren taraf işlemleri olan feragat, kabul ve sulh, 6100 sayılı HMK’nın 307 ilâ 315. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasarruf ilkesinin bir sonucu olarak davaya son veren taraf işlemleri hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir. Bir başka ifade ile taraflar davayı kabul ederek ya da davadan feragat ederek veya sulh sözleşmesi yaparak yargılamanın her aşamasında ve hatta kanun yollarında herhangi bir hükme gerek kalmaksızın davayı sona erdirebilirler. Ancak bu işlemler vekil tarafından yapılacaksa vekilin vekâletnamesinde özel yetkinin bulunması gerekir (HMK m. 74).
Davadan feragat, davayı kabul ve sulh, içerikleri itibariyle birer maddi hukuk işlemi olmakla birlikte, yapılış şekli itibariyle birer usulü işlemdir. Bu nedenle söz konusu işlemler bir taraftan maddi hukuk anlamında uygulama imkânı bulan iradeyi bozan hâllere dayanılarak iptal edilebilirken, diğer taraftan kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK m. 307). Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan kısmen veya tamamen vazgeçer. Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olup, yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur.

Davacı vekilince verilen 23.12.2019 tarihli dilekçenin, davadan feragat niteliğinde olduğu, ilk derece mahkemesince HMK 307 maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde usul ve hukuka uygunluk bulunmadığından davacı tarafın istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.
Bu durumda dairemizce, HMK’nın 353/1.b.2.maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
1- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflara ücret-i vekalet taktirine yer olmadığına,
3- İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davanın feragat sebebi ile reddine,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’nin 13/1 maddesi gereğince 2.725,00 TL maktu ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333 ve HMKGAT’nin 5/1. maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının gider avansını yatıran tarafa iadesine,
C) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince kararın ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılmasına,
D) Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır