Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1162 E. 2020/1312 K. 23.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No:…)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : Müflis …. … adına Konya … İflas Dairesi (… sayılı İflas dosyası)
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Kayıt Kabul

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …

Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan kayıt kabul davasında … tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Konya ili Selçuklu ilçesi Yazır Mah.’de kain … ada … parsel sayılı taşınmazın 9/20 hissesine, … parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesine ve … parsel sayılı taşınmazın da 9/10 hissesine malik olduğunu, müvekkili ve diğer hisse maliklerinin bir yanda, … KYK’nin diğer yanda olmak üzere arsa sahipleri ile kooperatif arasında kat karşılığı inşaat sözleşmeleri imzalandığını, yapılacak inşaatın %45 inin arsa sahiplerine verileceğinin kararlaştırıldığını, Konya … Noterliğinin 21/10/2009 tarih … yevmiye sayılı kura tutanağı ile arsa sahiplerine düşen bağımsız bölümlerin belirlendiğini, kooperatif üyelerine de bağımsız bölümlerinin kura da belirlenerek üyelere teslim edildiğini, taşınmazların kat irtifakına geçilmemesi nedeniyle bağımsız bölümlerin tapularının oluşturulamadığını, taşınmazların arsa vasfı ile halen tapuda kayıtlı olduklarını, müvekkili tarafından Konya …Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden kat irtifakı kurulmak suretiyle ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını, kooperatife isabet eden bir kısım tapu hisselerinin cebren satılması nedeniyle kat mülkiyeti kurulmasının mümkün olmaması nedeniyle ortaklığın giderilmesi davalarının reddedildiğini, dosyanın halen istinaf incelemesinde olduğunu, …….’nin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı kararı ile iflasına karar verildiğini, Konya … Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası üzerinden iflas tasfiye işlemlerinin sürdürülüğünü, sözü geçen kat karşılığı inşaat sözleşmeleri gereği yapılan inşaatın % 55 ‘inin müflis kooperatife ait olduğunu, tapu kayıtlarının bir türlü kat irtifakı kurulmak suretiyle kooperatife devir edilemediğini, bu yönde iflas masasına başvuruda bulunduklarını, iflas masasınca müflis kooperatifçe yapılan imalat ile ilgili olarak müvekkilince arsa payı devri yapılarak taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ileriye etkili olarak feshinin sağlanması ile müvekkilince devir yapılacak arsa paylarının masa adına tesciline karar verilecek olması sebebiyle bu isabet eden yerlerin satılarak paraya çevrilmesinin iflas masasının menfaatine olacağını, müvekkili tarafından müflis kooperatife isabet eden arsa paylarının masa lehine masaya tesciline karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkillerince devredilecek arsa payının tapudan devir ve temlik alınmaması halinde İİK 98.maddesi gereğince alacak paradan başka bir şey olduğundan iflas tarihi itibariyle paraya çevrilerek masaya kaydı gerektiğinden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … memuru cevap dilekçesinde özetle; müflis şirket hakkındaki iflas kararının temyiz edildiğini ve kesinleşmediğini, müflis şirketin iflas tarihi itibariyle kat irtifakının kurulmadığını ve ilgili davacının sözleşme gereği taşınmazlarını geri alamadığını, sıra cetvelinin iptal edilip masaya kayıtlarının yapılmasını talep ettiklerini, davanın müflis kooperatif aleyhine açılması gerektiğini, taraf sıfatlarının bulunmadığını, müflis şirketin Selçuklu Tapu Müd. … ada … ve ….. parsel taşınmazların adına kayıtlı olmadığını, … ada …..parselin müflis şirket adına kayıtlı olduğunu, iflas kararı kesinleşmeden de İİK 229-241.maddelerine istinaden satılamadığını, davacı tarafın genel mahkemede dava açarak istihkak iddiasında bulunmadan evlerinin teslimini sıra cetvelinde istediğini, usul ve esas yönden sıra cetvelinde sadece alacak istenebildiğini, istihkak iddiasında bulunmadan alacağı belli olmayan bir iddia üzerine sıra cetvelinde yer almak için alacak kaydı yaptırdığını, haksız, mesnetsiz taleplerin usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacının talebi; henüz kat irtifakına ve kat mülkiyetine geçilmemiş kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu müflis …….ne isabet eden bağımsız bölümlerin tapularının iflas sıra cetveline kayıt kabulüne yönelik talebin iptali ile iflas masasına kayıt kabul yönündedir. Davacı ve arkadaşları ile müflis ……. arasındaki kat mülkiyeti kurulması suretiyle ortaklığın giderilmesi davası Konya …Sulh Hukuk Mahkemesinin 08/03/2018 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile dava dilekçesinde sözü geçen 3 adet taşınmaz ile ilgili davacılar vekiline verilen kesin süreye rağmen mimari proje, yapı kullanım izin belgesi ve kat maliklerince imzalanmış denetim planının dosyaya sunulmaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği de anlaşılmıştır. İş bu ortaklığın giderilmesi davasının davamıza olumsuz bir etkisinin olmadığı açıktır. Bu nedenle istinaf sonucunun beklenmesine gerek görülmemiştir. İflas masasına alacaklılar, alacağının kaydı için başvururlar. İflas masasına borçlu olanlar ise iflas masasına başvururlarsa ancak müflisin alacağının tahsili için iflas masasını tahrik edebilirler.

Anayasa ve usul yasalarımız gereği kimse kendi aleyhine dava açamaz. Hatta kimse lehine dava açmaya bile zorlanamaz. Müflise borçlu olanlar olsa olsa temerrüte düşmemek için veya temerrütten kurtulmak için veyahut alacaklının temerrütü halinde tevdi yeri (ödeme yeri vs.gibi) tayini talebinde bulunabilirler. Dava dosyamızda davacı, kendisinin temerrütten kurtulması veya müflis kooperatifin temerrüt halinde olması nedeniyle müflis kooperatife isabet eden taşınmaz tapularının iflas masasına kayıt kabulünü istemektedir. Böyle bir durumda iflas masası ya bu bağımsız bölümlerle ilgili iflas masasının varsa yasal haklarını koruyacak ve gereğini yapacaktır. Eğer bunun gereğini yapmaz ise bu durumda davacı tevdi yeri tayini isteyecektir. Zaten ortaklığın giderilmesi talebi kabul görürse doğal olarak bu sonuç doğacaktır ve iflas masası ortaklığın giderilmesi davasının kesin hükme bağlanmasını beklemeden tasfiye işlemlerini sonuçlandırmayacaktır da. Davacının kendi aleyhine sonuç doğuracak şekilde işbu davayı açmasında hukuki yararı olmadığı…” gerekçesiyle davacının davasının usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay uygulamalarında yüklenicinin iflası halinde eser sözleşmesinin ilişkisinin son bulmayacağının kabul edildiğini, yüklenici kooperatif tarafından inşaatın tamamlanmış ve iskan ruhsatı alınarak bağımsız bölümlerin kura zaptı ile müvekkiline belirlenerek teslim ve tesellüm edilmiş olup halen müvekkilinin tasarrufunda ve zilyetliğinde olduğunu, bu sebeple iflas masasının tamamlanan inşaat nedeniyle müvekkilinin yedinde kalan ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince kooperatife devri gereken arsa payını devir etmeye ve bu arsa paylarının masa adına tesciline karar verilerek ve kooperatife ait hissenin satılarak paraya çevrilme imkanı doğacağını, müvekkilinin alacağının ayın olarak verilmesini, masanın sözleşmeye girerek arsa payını devir almasının menfaatine olduğunu, kaldı ki Konya …Sulh Hukuk Mah. … esas sayılı dosyası ile ortaklığın kat irtifakı kurulmak suretiyle devri için açılmış bir davanın mevcut olduğunu ve bu davanın neticesinin beklenmesi gerektiğini, tapu iptal ve tescil davası açılmak üzere taraflarına mehil verilmesini, bu davanın neticesinin beklenmesini, beklenmeyecek ise tapu iptal ve tescil davası açmak üzere taraflarına mehil verilerek neticesinin beklenmesini, iflas tarihi itibariyle alacağın ayın olarak belirlenmesi ve arsa değerinin belirlenmesi gerektiğini, ayrıca kooperatif vekilinin iflas dairesi vekili olarak duruşmaya katılmasının kabulü ile lehine vekalet ücreti takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, iki taraflı sözleşmelerde aynen ifanın iflas masası için daha kazançlı ise iflas dairesi kendisine/müflise düşen edimleri yerine getirmesi gerekeceği de dikkate alınarak yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi sebebiyle iflas masasından aynen ifa, aynen ifanın mümkün olmaması halinde alacağın paraya çevrilerek masaya kaydı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Kural olarak, İİK’nın 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflas ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesinde de masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Diğer anlatımla, iflasın açılmasıyla dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Müdürlüğüne (İflas Dairesine) aittir.
Davacı tarafça iflas dairesine yapılan 10/10/2017 tarihli kayıt kabul başvurusu ile müflis kooperatifin taraf olduğu 10/05/1996 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince konusu para olmayan alacağı sözleşme doğrultusunda ve ekte sunulan kararlarda belirtilen dairelerin aynen yerine getirilmesini ve müflis kooperatif yerine sözleşmeye müdahil olması ile müvekkilin …’a isabet eden ve fiilen teslim edilip ve halen kullanımlarında olan dairelerin ve dükkanların aynen teslimi yönünde masaya kaydedilmesi istenmiştir.
İflas dairesince yapılan 12/12/2018 tarihli sıra cetveli ile davacının alacak kaydının “masa malı bulunan taşınmazın teslimi isteniyor. Masaya alacak bildirilmemiş. Malın teslimi istenmekte olup sıra cetvelinde malın teslimi olmayı ancak yargılamayı gerektiren bir konu olup alacak talebi bulunmadığından iflas alacak kaydı usul ve esasa aykırı olduğu..” gerekçesiyle alacak kaydı talebi reddedilmiştir.
İcra İflas Kanunu Madde 208 – İflasın açılması kendisine tebliğ olunur olunmaz iflas dairesi müflisin mallarının defterini tutmağa başlar ve muhafazaları için lazım gelen tedbirleri alır. Başka bir kaza dahilinde bulunan mallar hakkında bu muamele ora iflas dairesi vesatatiyle yapılır. (Ek: 9/11/1988 – 3494/43 md.) İflas dairesi iflas kararının kendisine tebliğinden itibaren en geç üç ay içinde tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılacağına karar vermek zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat, dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Bu durumda ise dava esastan ret veya kabul edilir. Oysa dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu sübjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece resen göz önünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir defi de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vâkıf olunduğu takdirde resen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt 1, İstanbul 2001, s. 1157 vd.).
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114 (1)h maddesinde davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması gerektiği dava şartı olarak belirtilmiştir.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamada bulunulabilmesi için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkemenin HMK 115 maddesi gereği dava şartı noksanlığı nedeniyle davayı usulden reddetmesi gerekir.
Davacı tarafça iflas idaresine yapılan 10/10/2017 tarihli kayıt kabul başvurusu müflis kooperatifin taraf olduğu 10/05/1996 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince iflas masasına kayıt kabul olmayıp aynen ifa ise de, davacının sözleşmeden doğan aynen ifa alacağının değerinin masaya kaydını talep edebileceğinin kabulü gerekir. Böylelikle ayın talebi yerini sözleşmeye konu taşınmazın/ taşınmazların iflas anında saptanacak değeri olan para alacağı alır ve dava masaya karşı kayıt kabul olarak değerlendirilir.
Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince anılan iş bu kayıt kabul / aynen ifa davasını açmakta davacının hukuki yararı bulunmakta olup dava konusu taşınmaz /taşınmazlar hakkında açıldığı belirtilen davacı ve arkadaşları ile müflis ……. arasındaki kat mülkiyeti kurulması suretiyle ortaklığın giderilmesine ilişkin Konya …Sulh Hukuk Mahkemesinin 08/03/2018 tarih … Esas … Karar sayılı dava dosyasının sonucu araştırılmadan davanın usulden reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmamıştır. (Yargıtay 23.HD’nin 2012/1546 esas 2012/3808 karar 30/05/2012 tarihli ilamı).
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.4 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi … tarih, … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

E.Y