Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1090 E. 2021/1894 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM . HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE . TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2019
NUMARASI : Esas – Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/09/2021
YAZIM TARİHİ : 27/09/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında 15/032019 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankadan 2008 yılında 24 ay vadeli 80.000 ve 10.000,00 TL tutarlı ayrı ayrı 2 ticari kredi çektiğini, rekabet kurulunun 08/03/2013 tarih, …. dosya …. karar sayılı kararı ile davalı bankanın da aralarında bulunduğu, 12 bankanın 21 Ağustos 2007 ve 22 Eylül 2011 tarihleri arasında kartel oluşturduğunun tespit edildiğini, faiz oranlarını birlikte belirlemeleri nedeniyle piyasa koşullarının bozularak, oranların arttığını ve kredilere yüksek faiz uygulandığını, Ankara .. idare mahkemesine açılan davada Rekabet Kurulu kararında hukuka aykırılık görülmediğini, verilen kararın temyiz incelemesinin Danıştay 13. Dairesinde yapıldığını, idare mahkemesi kararının dairece uygun görülerek kararın onandığını, rekabet kurulunun konut kredilerinde 15 baz puanlık (0,15) bir kartel uzlaşması tespit ettiğini, bu tespitten yola çıkarak yapılacak bilirkişi araştırmasında müvekkilinin zararının ortaya çıkacağını ve tespit edilecek zararın üç katı fazlasına dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.700 TL’sinin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; rekabet kurulu kararının iptali için müvekkili banka tarafından açılan davada karar düzeltme talebinde bulunduklarını, karar düzeltme kararının henüz verilmediğini, bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının müvekkili bankadan kullandığı ticari nitelikli kredilerin iş bu davanın konusu olamayacağını, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacı iddialarının hukuki sebebinin haksız fiil sorumluluğu olduğunu, haksız fiil unsurlarının somut olayda bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkili bankanın hukuka aykırı bir eyleminin bulunmadığını, varlığı kabul edilen anlaşmanın tarafı ve iştirakçısı olmadığını, bu nedenle kusurdan da bahsedilemeyeceğini, ortada bir zararın oluşmadığını, 3 katı tazminat talebinin de hukuki dayanığının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “… Bu açıklamalardan sonra somut olayı değerlendirmek gerekirse davacı tarafından 05.09.2018 tarihinde 24 ay vadeli yıllık %22,8 faiz oranıyla kredi kullanımlarının yapıldığı, TCMB’nin 2008 yılına ait azami kredi faiz oranları incelendiğinde davacıya kullandırılan kredi faiz oranının bu oranların altında olduğu, 2008 yılının Eylül ayında bir yıl vadeli mevduat faizinin ortalama %18,59 düzeyinde olduğu, mevduatın bankaların kaynağı olduğu ve kaynak maliyetiyle kredi faiz oranı arasındaki fark gözetildiğinde dava konusu faiz oranının fahiş olmadığı, bu bakımdan Rekabet Kurulu kararının davacıya hukuki koruma sağlamayacağı, TTK’nın 18/2 maddesi gereğince her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, davacı şirketin kredi sözleşmesini imzalarken borçlanma maliyetini bildiği ve bunu kabullenerek kredi kullandığı, tüm bu hususlar bir arada gözetildiğinde dava konusu kredi faiz oranları nedeniyle davacının herhangi bir zararından bahsedilemeyeceği ve dava, Rekabet Kurulu kararı kapsamında olmadığından söz konusu kararın sonucunun beklenilmesinin hukuki yarar sağlamayacağı gözetilerek davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 63,19 TL harçtan mahsubu ile bakiye 18,79 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama gideri masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin zararının bulunmadığı yönündeki kararın, eksik ve hatalı incelemeye dayalı olduğundan hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin daha fazla faiz ödemek zorunda kaldığının rekabet kurul kararıyla sabit olduğunu, hatalı yöntemler kullanıldığından zararın tespit edilemediğini, uzman heyetten rapor aldırılmadan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkiline uygulanan faiz oranının merkez bankası tarafından bildirilen azami kredi faiz oranından düşük olmasının müvekkilinin zarara uğramadığını, anlaşma sonucu olarak artırılan faiz oranına maruz kalmadığını hiç bir şekilde ortaya koyamayacağını, merkez bankasının bildirdiği oranın azami olup, kullanılan kredilere uygulanan faizin düşük olmasının zorunlu olduğunu, kartel anlaşması olmasaydı daha düşük oranda faizle kredi kullanıp kullanamayacağının tespit edilerek karar verilmesi gerektiğini, kamu kurumunun dahi sonradan ortaya çıkartabildiği ve halen yargılaması süren olayın, kredi sözleşmesi imzalarken ön görmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle müvekkilinin basiretli bir tacir gibi davranmadığından bahsedilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davalarının kabulüne karar verilmesini istinaf ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; haksız rekabetten kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Uyuşmazlık, davacının kullandığı ticari kredi yönünden Rekabet Kurulu Kararına göre davalı bankanın kartel oluşturacak şekilde rekabet ihlalinde bulunup bulunmadığı ve uygulanan yüksek faiz nedeniyle davacının bir zararının bulunup bulunmadığı, tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarih ve …. sayılı kararı ile davalı bankanın da aralarında bulunduğu (12) bankanın birlikte hareket ederek mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda faiz karteli oluşturdukları ve rekabeti ihlal ettikleri tespit ve kabul edilmiş olup Rekabet Kurulu’nun kararı üzerine; karara konu diğer bankaların açtıkları davalar ile davalı banka tarafından Ankara .. İdare Mahkemesi nezdinde açılan …. E. sayılı dava neticesinde verilen red kararının Danıştay 13. Dairesi’nin 2015/2445 E. 16/12/2015 tarihli kararıyla onandığı, davalı bankanın karar düzeltme yoluna başvurması üzerine Danıştay 13. Dairesi’nce 2016/3587 Esas 2019/1778 Karar numarası üzerinden 21/05/2019 tarihinde karar düzeltme talebinin oy çokluğuyla kabulüne karar verildiği anlaşılmakla, dosyanın kesinleştiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve işbu davanın dayandığı Rekabet Kurulu kararında bankaların anlaşmalı olarak yüksek faiz belirledikleri tespit edilen kredilerin tüketici kredileri olduğu, somut uyuşmazlık konusu ticari kredilerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla mahkemece anılan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Ankara BAM .. HD. …. E. …. sayılı kararı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin benzer uyuşmazlıklarda verdiği 02.12.2019 tarih ve 2019/1213 E.- 2019/7738 K. ve 08.01.2020 tarih ve 2019/1496 E.- 2020/163 K. sayılı kararlarının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf başvuru talebinin HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/09/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır

M.Ç.