Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1010 E. 2021/1892 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM . HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2019
NUMARASI : Esas Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av. …

İSTİNAF EDEN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/09/2021
YAZIM TARİHİ : 28/09/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye . Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 31/01/2019 tarihinde tesis edilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
DAVA: Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine Konya .. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla takip başlattıklarını, davalı borçlunun borca ve ferilerine itiraz ettiğini, davalının, şirket kayıtlarına göre 63.836,29 TL borcunun bulunduğunu, itirazın yerinde olmayıp süre kazanmaya yönelik olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, faturalardan dolayı alacaklı olduklarını, alacaklı olduklarının ticari defterlerin incelenmesinden de anlaşılacağını belirterek; itirazın kısmi olarak kabulü ile takibin 63.836,29 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar ve ferileri üzerinden devamına ve %40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine belirtilen takip dosyası üzerinden fatura alacağına ilişkin olarak 161.186,29 TL üzerinden takip başlattıklarını, itirazları sonucunda 63.136,29 TL üzerinden iş bu davayı ikame ettiklerini, indiriminden de alacağın likit olmadığının anlaşıldığını, ayrıca itirazın kötü niyetle de yapılmadığını gösterdiğini, davacıdan alınan malzemelerin … İnşaat adi ortaklığının …. projesinde taşeronluğunu yaptığı işler ve … şantiyesi için kullanıldığını, davacıya verilen siparişlerin kararlaştırılan tarihte teslim edilmediğinden taşeron olan müvekkiline zamamında teslim edilmediğini, doğan zararın taraflar arasındaki sözleşme şartları doğrultusunda … adi ortaklığı tarafından müvekkiline yansıtıldığını, davacı alacaklının edimini zamanında ifa etmemesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, fatura bedellerinin BK 139. maddesi gereği takas mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin, davacı şirketin kusuru nedeniyle uğradığı zararın tespit edildiğinde davacının müvekkilinden hiçbir alacağının bulunmadığının görüleceğini, malların davacı tarafından zamanında teslim edilmediğini, davacıya kestiği bir kısım faturaların hala ödenmediğini, iade faturaları düzenlendiğini, bu nedenle davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “…Mahkememizce davacı ve davalı tarafların iddia ve savunmaları, tarafların ticari defterleri, karşılıklı düzenlenen faturalar ve dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davacı ile davalı şirketler arasında 2014 yılından beri süregelen bir ticari ilişkinin mevcut olduğu; söz konusu ilişki kapsamında 10/05/2016 tarihi itibariyle davacının davalıdan 161.186,29 TL. alacaklı olduğu; bu tarihten sonra davalının 30/05/2016 tarihli 56.640,00 TL.’lık, 31/05/2016 tarihli 40.710,00 TL.’lık ve 08/06/2016 tarihli 12.537,16 TL.’lık faturaları ticari defterlerinde kaydederek cari hesap borcundan düştüğü, söz konusu faturaların dava dışı işveren firma tarafından davalının hakedişinden yapılan kesintilerden kaynaklandığı ve bunlardan 30/05/2016 tarihli 56.640,00 TL.’lık ile 31/05/2016 tarihli 40.710,00 TL.’lık faturaların defterlerinde kayıtlı olmamakla birlikte davacı tarafından benimsendiği ve bu faturalar düşüldükten sonra kalan 63.836,29 TL. alacak yönünden eldeki davanın açıldığı; 08/06/2016 tarihli 12.537,16 TL.’lık faturanın ise davacı tarafından kabul edilmediği, söz konusu iade faturasına konu malların davacı şirkete iade edildiği hususunun davalı tarafça irsaliyeli fatura vs. herhangi bir yazılı belge ile de ispatlanamadığı; davalının cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmış olması nedeniyle mahkememizce bu hususta davalıya yemin teklif etme hakkının hatırlatıldığı; davalı tarafından yapılan yemin teklifinin davacı tarafça kabul edilerek davacı şirket yetkililerinin katıldıkları 31/01/2019 tarihli duruşmada söz konusu faturaya ilişkin malların kendilerine teslim edilmediğine dair yemin ettikleri, böylelikle söz konusu 08/06/2016 tarihli 12.537,16 TL.’lık faturaya konu malların davacı şirkete teslim ve iade edilmediği hususunun sabit olduğu; buna göre davacı defterlerinde kayıtlı 161.186,29 TL. alacaktan davacı tarafından benimsenen 30/05/2016 tarihli 56.640,00 TL.’lık ve 31/05/2016 tarihli 40.710,00 TL.’lık faturaların düşülmesi sonucunda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 63.836,29 TL. alacaklı olduğu anlaşılmakla söz konusu alacak yönünden davanın kabulü ile itirazın iptaline karar vermek gerekmiş; davacının alacağının likit olmayıp yargılamayı gerektirdiği, davalının itiraz ettiği icra takibinde davacı tarafından 161.186,29 TL. asıl alacak ile 3.608,71 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 164.795,00 TL.’nin ödenmesi hususunda davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş olmasına rağmen davacı lehine tespit edilen alacağın bu tutarın yaklaşık 100.000,00 TL. altında olduğu; buna göre davalının takibe itiraz etmekte kötünyetli olmadığı göz önüne alınarak davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İtirazın iptaline karar verilen alacak tutarının 63.836,29 TL. olmasına rağmen kükmün açıklandığı duruşmada hüküm fıkrasının yazımı sırasında sehven 63.826,29 TL. olarak yazıldığı anlaşılmakla HMK 304/1 maddesi uyarınca yapılan yazım hatası düzeltilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
1-63.836,29 TL.’lık asıl alacak yönünden davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takibin bu tutar üzerinden devamına;
2-Takibe kötü niyetle itiraz edildiğinin anlaşılamamış olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının icra takibini 164.795,00 TL üzerinden takip başlatmasına rağmen itirazın iptali davasını 63.936,29 TL üzerinden açtığını, KDV de dahil olmak üzere dayanağının 13/04/2016 tarihli …. nolu faturaya istinaden takas mahsup talep değerinin 45.119,15 TL olduğunu, yemin teklif edilen bedelin ise 12.537,15 TL olduğunu, raporda davacı defterlerine göre 161.186,29 alacak kaydı olduğunu, davacı tarafça defterlerine kayıt edilmediği halde 30/05/2016 tarih, … numaralı ve 56.640,00 TL bedelli ve 31/05/2016 tarihli, …. numaralı 40.710,00 TL bedelli iade faturalar mahsup edilerek itirazın iptali davası açıldığını, defterlerine işlemediği halde iade faturaları kabul ettiğini, uyuşmazlığın müvekkili tarafından kesilip davacıya gönderilen KDV de dahil 45.119,15 TL bedelli fatura ile 12.537,15 TL’lik iade faturası kapsamında olduğunu, bilirkişi raporunda takas mahsup talebinin haklılığının tespit edildiğini, daha sonraki raporda bu hususa değinilmediğini, yansıtma faturaları konusunda dosyada tek rapor bulunduğunu ve hükme esas alınmadığını, buna ilişkin gerekçe de oluşturulmadığını, eksik inceleme neticesinde karar verildiğini, davacının edimini zamanında ifa etmemesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, itiraz dilekçesinde ve davda zarara dayalı alacaklarının BK 139 maddesi gereğince takas mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkilinin uğradığı zarara ilişkin dava dışı …. adi ortaklığının …. numaralı faturasını sundukları, davacının kusuru nedeniyle uğranılan zarar tespit edildiğinde, davacının müvekkili şirketten hiçbir alacağının bulunmadığının görüleceğini, 16/05/2018 tarihli raporda bu durumun tespit edildiği halde ilk derece mahkemesince bu rapordan ayrılarak karar verildiğini, geç teslime ilişkin faturaları dosyaya sunduklarını, uyuşmazlığın yoğunlaştığı diğer sebebinde 12.537,16 TL’lik iade faturası olduğunu, iade sebebi ve kapsamı faturaya yazılarak davacıya gönderildiğini, malların ahşap sandıkla gönderildiğini, sandıklarında önce fatura konusu yapılıp daha sonra iade faturasıyla davacıya iade edildiğini, ahşap sandık iade bedelinin 2.255,89 TL olduğunu, 13/04/2016 tarih … fatura konulu mal ile 25/03/2016 sipariş tarihli 37.196 m2 ve 14/01/2016 tarihli siparişe konu 80.117 m2 ürünün sevkiyat sırasında kırılması sebebi ile iade faturasına konu edildiğini, kalan camlarında iadeye tabi tutulduğunu, bu konuya ilişkin davacının yetkilisine mail gönderildiğini, 12.537,16 TL’lik faturalara ilişkin dosyaya 15 sayfa delil sunduklarını, fakat bu kayıtlar üzeriden inceleme yapılmadığını, davacının ve kendilerinin defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığını, 13/11/2018 tarihli ara kararı gereğince 12.537,16 TL’lik iade faturasına konu malların davacıya teslim edildiğine ilişkin yemin deliline başvurulması için ara karar kurulduğunu, bakiye 51.426,13 TL’lik kısım bakımından müvekkilinin borçlu olmadığının sabit olduğu, aksi halde yemin için ilk derece mahkemesi tüm kısımla ilgili yemin deliline başvurması için süre tahsis edeceğini, bu esnada hakim değişikliği nedeniyle bu hususun gözden kaçırıldığını, ayrıca gerekçeli karar ile duruşmadaki hükmün birbiri ile çelişik olduğunu, kısa kararın gerekçeli kararla değiştirildiğini, bu hususunda kabul edilmesinin mümkün olmadığını, dosyanın kısmen kabul kısmen ret edilmesine rağmen lehlerine vekalet ücreti tesis edilmediğini, ilk derece mahkemesi kararının hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu, müvekkilinin iddia ettiği kadar borcunun bulunmadığını, taraflar arasındaki cari hesaba göre davacının kusuruyla müvekkili şirketin uğradığı zararın mahsup edilmemesi halinde dahi borcun dava değeri kadar olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının talepleri doğrultusunda kaldırılmasını istinaf ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; faturaya dayalı olarak yapılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine itirazın kısmen iptaline ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava, cari hesap ilişkisine dayalı fatura alacağına ilişkin yapılan icra takibinin vaki itirazın iptalinden ibarettir.
İlk Derece Mahkemesince her iki tarafın defterlerini bilirkişiye incelettiği 13/11/2018 tarihli duruşmada; 12.537,16 TL’lik iade faturasına ilişkin delillerinin, delilleri yok ise ve yemin deliline dayanmaları halinde yemin metninin hazırlanması için davalı vekiline ihtaratlı süre verildiği, sonraki duşuşmada ise davalı vekili önceden dosyaya sundukları 27/11/2018 tarihli dilekçenin . nolu paragrafını yemin metni olarak kabulüne karar verilmesini talep ettikleri, duruşmada hazır bulunan davacı şirket yetkilileri …. ve …. kimlik tespitleri yapılarak yemin ettirilip 12.537,16 TL’lik iade faturasına ilişkin herhangi bir mal teslimi yapılıp yapılmadığı yeminleri tahtında sorulduğu ve şirket yetkililerin mal iadesi yapılmadığına dair yemin ederek beyanları zapta geçirilip yemin edenlerce zaptın imzalandığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince;
“…Ayrıntıları gerekçeli kararda açıklanmak üzere DAVANIN KISMEN KABULÜ ile;
1-63.826,29 TL.’lık asıl alacak yönünden davalının Konya … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takibin bu tutar üzerinden devamına;
2-Takibe kötü niyetle itiraz edildiğinin anlaşılamamış olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Yargılama giderleri ve sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına…” şeklinde kısa karar kurulduğu görülmüştür.
Yukarıda belirtildiği üzere, kısa kararda 63.826,29 TL.’lık asıl alacak yönünden hüküm kurulduğu, gerekçeli kararın ise 63.836,29 TL üzerinden kurulduğu, gerekçeli kararda duruşmada hüküm fıkrasının yazımı sırasında sehven hata yapıldığının belirtiliği görülmüştür.
Her ne kadar kısa kararda karar altına alınan miktar 63.826,29 TL, gerekçeli kararda ise 63.836,29 TL olarak gösterilip, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşmuş ise de çelişki içeriğinin 10,00 TL’den ibaret olduğu, duruşmada katip klavyenin 3 rakamı yerine sehven 2 rakamına basarak maddi hata oluşumuna neden olduğu, maddi hatanın oluşturduğu miktar ile mahkemece gerekçeli kararda iş bu maddi hata hakkında açıklama yapılarak düzeltildiği de göz önüne alındığında resen istinaf sebebi yapılmaması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Dosyanın içerisinde bulunan Konya … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının dosyamız davacısı şirket borçlunun ise dosyamız davalısı olduğu, takibin 161.186,29 TL fatura bedeli olmak üzere işlemiş faizi ile birlikte 164.795,00 TL üzerinden 28/06/2016 tarihinde başlatıldığı, alacak dayanağı olarak 03-04-05/2016 tarihli 14 adet fatura gösterildiği, fatura suretlerinin takip talebine eklendiği, örnek 7 ödeme emrinin davalı borçluya 30/06/2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve itirazın süresinde yapıldığı, itirazın borca ilişkin olup takas mahsup taleplerinin de bulunduğu, icra müdürlüğünce usulüne uygun olarak takibin durmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin takip dosyasında bilgi ve belge bulunmadığı görülmüştür.
Davalının defterleri üzerinden talimatla alınan mali müşavir bilirkişi raporunda özetle; davalının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı ve konu faturaların deftere işlendiği, ticari defterlerin davalı lehine delil teşkil ettiğini, taraflar arasında 2014 yılından beri cari hesap şeklinde ticari ilişkinin bulunduğu, 08/06/2016 tarihi itibariyle kayıtlarda davacı alacağının 63.836,29 TL olarak tespit edildiği ve bu tutarın dava değeri ile örtüştüğü, 08/06/2016 tarih, …. nolu 12.537,16 bedelli iade faturası dışında taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinde ihtilaf bulunmadığı, bu faturaya ilişkin e-mail yazışmalarının incelenmesinde iade faturasının haklı sebeplerle keşide edildiğinin değerlendirildiği, takas mahsuba ilişkin belgelerin değerlendirilmesinde dava dışı işveren … inşaat ortaklığı tarafından davalıya gönderilen yazıda 38.236,57 TL olmak üzere KDV de dahil toplam 45.119,15 TL kesinti yapıldığının davalıya bildirildiği, dava dışı inşaat ortaklığının 13/04/2016 tarih, …. sıra nolu ve içeriğinde sair yansıtmalarında olduğu faturayı keşide etmiş olmakla davacı ile ilişki kısmının 45.119,15 TL olduğu, bu faturanın da davalı defterine kayıtlı olduğu, davacı alacağının 2016 yılı sonu itibariyle 51.299,14 TL olduğu tespiti kapsamında 45.119,15 TL davalı takas mahsup talebi ile davacının davalıdan alacağının 6.179,99 TL olacağı, itirazın iptali istenen 57.656,30 TL tutarın haksız istendiğini rapor ettiği görülmüştür.
Davacı defterleri üzerinden yapılan bilirkişi Mali Müşavir …’ın sunduğu raporda özetle; davacı defterlerinin e-defter şeklide tutulduğu, beratlarının usulüne uygun ve süresinde verildiğini, ticari defterlerin sahibi lehine delil olma özelliğini taşıdığını, davalı firma ile 2014 yılında başlayan ticari ilişkinin bulunduğunu, davalı şirket işlemlerinin takip edildiği, 120.02.002 nolu cari hesabın 2016 yılı sonunda 161.186,29 TL borçlu olduğu, davalı vekilinin beyan ettiği 30/05/2016 tarih, …. numaralı 40.710 TL bedelli, 08/06/2016 tarih, 391.579 numaralı 12.537,16 TL bedelli iade faturalarının davacı firmanın defterlerine kayıtlı olmadığının tespit edildiği, mahkemece davalı tarafından düzenlenen iade faturalarının mahsup edilmesi kanaatine varması halinde davacı firmanın ticari defterlerinde kayıtlı olan 161.186,29 TL’den davalı firmanın düzenlemiş olduğu, fakat davacı tarafından kabul edilmeyen toplam 109.887,16 TL tutarlı iade faturaları düşüldükten sonra 51.299,13 TL alacak bakiyesinin hesaplandığını, bakiyenin 16/05/2018 tarihli davalı firma defterlerinin incelenmesiyle hazırlanan bilirkişi raporunun ekinde yer alan davacı firmaya ait 2016 yılı cari hesap ekstresindeki alacak tutarıyla aynı olduğunu, rapor ettiği görülmüştür.
Davalı cevap dilekçesiyle, yasal süresi içinde, davacının siparişleri geç göndermesi nedeniyle doğan zararın iş sahibi inşaat ortaklığının taraflarına yansıttığını, zarar fatura bedellerinin BK 139 maddesi gereğince takas mahsup edilmesi gerektiğini belirterek takas mahsup definde bulunduğu ve buna ilişkin dava dışı iş sahibi ortağın, davalı müvekkili şirkete kestiği …. numaralı faturayı dosyaya sunduğunu belirtmiş ise de sunulan evrakların içerisinde faturaya rastlanılmadığı, davalı defterlerini inceleyen bilirkişi tarafından da bu numaralı faturanın irdelendiği ve açıklamalarda bulunarak davacı ile ilişkili kısmın 45.119,15 TL olduğu ve davalının takas mahsup talebinin yerinde olduğunu değerlendirdiği, aynı raporda …. nolu 12.537,16 TL bedelli iade faturasının bulunduğu ve e-mail yazışmaları incelendiğinde haklı sebeplerle keşide edildiğini değerlendirdiği, bahsi geçen faturaların davacı defterlerine yansıtılmaması nedeniyle davacı defterlerini inceleyen bilirkişi raporunda bu hususlardan bahsedilmediği, ilk derece mahkemesince dava dışı işverenin davacının geç teslim etmesi nedeniyle davalıya kestiği faturaların bulunduğu savunmasına ilişkin süresinde yapılan takas mahsup defini hiç değerlendirmeye almadığı, 08/06/2016 tarihli 12.537,16 TL’lik faturanın ise davacı tarafından kabul edilmediği, bu iade faturasına konu malların, davacı şirkete iade edildiği hususunun davalı tarafça irsaliyeli fatura veya herhangi bir yazılı belge ile ispat edemediği, bu nedenle yemin deliline başvurdukları ve davacı şirket yetkililerinin malların teslim edilmediğine dair yemin ettiklerinin gerekçe gösterildiği, davalının defterlerini inceleyen bilirkişi raporunda ise bahsi geçen faturanın e-mail yazışmalarına konu edildiğinin bildirilmesine rağmen ilk derece mahkemesince bu yazışmaların değerlendirilmediği, bilirkişi raporlarının birbiri ile çelişik olduğu, ilk derece mahkemesince takas mahsup define ilişkin konularda daha derinlemesine araştırma yapılarak dosyadaki bilgi ve belgelerin bir bütün halinde ve çelişik bilirkişi raporlarına da atıfta bulunan denetime elverişli son bir mali müşavir bilirkişiden (veya 3 lü heyetten) rapor alınması gerektiği, bu nedenle davalının istinaf taleplerinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/01/2019 tarih …. Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 1.090,16 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/09/2021 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Ç