Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1006 E. 2021/1895 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM . HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE . TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2019
NUMARASI : Esas Karar

İSTİNAF EDEN DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : . – …
VEKİLLERİ : Av. … –
DAVA : Şirket Ortağı Olmadığının Tespiti ve Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/09/2021
YAZIM TARİHİ : 28/09/2021
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya Asliye . Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan şirket ortağı olmadığının tespiti ve alacak davasında 11/02/2019 tarihinde tesis edilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekilinin ilk derece mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllar Almanya’da kazandığı tüm birikimlerini, mevduat topladığı izlenimini uyandıran, davalı şirket ve çalışanları tarafından verilen garantilere inanarak, 01/01/2001 tarihinde 117.195 DM yatırdığını, karşılığında …. sıra nolu ve 01/01/2001 tarihli tahsilat makbuzu düzenlenerek teslim edildiğini, davalı şirket tarafından müvekkiline her an parasını geri çekebileceği ve yüksek faiz getireceği garanti edilmesine rağmen talep edildiğinde ödeme yapılmadığını, aynı yöntemlerle binlerce kişiden para toplandığını, davalı şirketin tutum ve davranışlarının TBMM Meclis Araştırma Komisyonu, MASAK ve SPK raporlarına da konu olduğunu, yatırdığı parayı ısrarla istediğinde netice olarak davalı şirkete ortak olduğu, şirketten parasını alarak çıkmasının mümkün olmadığı, hukuki yollara başvurmasının da fayda sağlamayacağı telkinleriyle davalı şirket yetkilileri tarafından kandırıldığını, taraflar arasında gerçek bir ortaklık ilişkisinin hiç bir zaman oluşmadığını, şirketin genel kurul toplantılarına çağrılmadığını, bu nedenle iddiaların kabul edilebilir olmadığını, kendisine sadece 2.500,06 Euro ödeme yapıldığını, bakiye 57.420,79 Euro kaldığını gösteren, 08/05/2014 düzenleme tarihli hesap ekstresinin davalı şirketçe tanzim edilerek müvekkiline teslim edildiğini, daha sonra ödeme yapılmadığını, davalı şirketin bir yandan davacı müvekkiline ortak olduğunu iddia ettiğini, diğer yandan da 57.420,79 Euro hesabı bulunduğunun hesap ekstresiyle bildirildiğini, davalı tutum ve davranışlarının birbiri ile çelişik olduğunu belirterek neticeten müvekkilinin davalı şirket ortağı olmadığının tespitine, müvekkilinin davalı şirkete yatırmış olduğu paradan bakiye kalan 57.420,79 Euro’nun karar tarihindeki merkezi bankası efektif satış kurundan hesaplanacak TL karşılığının, bu meblağı sözleşme dolayısıyla paranın yatırıldığı tarihten itibaren hesaplanacak yabancı mevduata uygulanacak en yüksek oranda faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, gerçeğe aykırı isnatlar içerdiğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen tahsilat makbuzunun davacının iddiasını teyit etmediğini, makbuzda teslim edenin … tahsil edenin ise … olarak belirtildiği ve makbuzun kendi adına düzenlenmediği, davalı şirketin TTK hükümlerine göre kurulduğunu, tahsilat makbuzunda numaraları verilen hisse senetlerinin müvekkili şirket tarafından basılan hisse senetlerinin numaraları ile örtüştüğünü, senetlerin hamiline olması sebebiyle davacının şirket ortağı olup olmadığının dava dilekçesi kapsamıyla bilinemediğini, belirtilen makbuzun müvekkili şirkete ait olmadığı gibi kayıtlarında da gözükmediğini, … adlı kişinin müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığını, şirketle de çalışmadığını, hiç bir vaatte bulunmadıklarını, SPK tarafından aleyhe hiç bir hüküm kurulmadığını, halka açık şirket olmadığını belirterek davanın TTK 329 ve 405. maddelerine göre reddini talep ettikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi kararında özetle; “… Davacının sunduğu …. başlıklı 01/01/2001 tarih … sıra numaralı tahsilat makbuzunda teslim eden bölümünde …. ismi ve imzası bulunmakta tahsil eden bölümünde ise …ismi ve imzası yazılıdır. Ancak ne var ki davalı vekili bu belgeyi ve içeriğini kabul etmediği gibi … isimli kişinin müvekkiliyle bir ilgisinin olmadığını beyan etmektedir. Davacı, tahsilat makbuzundaki 117.195,00 DM yi davalıya verdiğini ispatlamalıdır. Gerek bu tahsilat makbuzunda gerekse diğer kayıt ve belgelerde davalı şirket veya şirket yetkilisi ve görevlisinin imzası yoktur. Ticaret Sicilinden ve SGK dan gelen yazı cevaplarına göre tahsilat makbuzunda tahsil eden bölümünde isim ve imzası bulunan …’ın davalı …Ş. ile bir ilgisinin olduğu ortaya konulamamıştır. Davacı, tahsilat makbuzunda ismi geçen … isimli kişinin davalı şirketle ilgisinin ve özellikle davalı adına şirket hisse senedi satmaya veya para tahsiline yetkisinin olduğuna ilişkin başkaca bir delil ve belge sunamamıştır. Kaldı ki belgede davacının dahi isim ve imzası yoktur. Davacı ile …’in arasındaki ilişki de anlaşılamamıştır.
Gerek ceza mahkemelerine ait dava dosyalarının içeriği gerekse Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının içeriği ve gerekse SPK dan gelen yazılar ve ekindeki denetleme raporları ve kurul kararları içerikleri itibari ile davacının, davalı şirkete veya yetkililerine veya çalışanlarına para verdiğine ilişkin hiç bir delili yoktur.
Davalı şirketin şirket defter ve belgelerini inceleyen bilirkişilerin gerekçeli, denetlemeye ve hükme el verişli raporlarında da belirttikleri gibi; davalı şirketin yöneticilerinin veya çalışanlarının veya yetkililerinin haklarında ceza mahkemelerince verilmiş her hangi bir mahkumiyet kararının olmaması, mahkumiyet kararı olsa bile o mahkumiyet kararının içeriğinin ve taraflarının ne olduğunun ayrı bir tartışmanın konusu olması, davacının sunduğu belgelerde davalı şirketin veya yetkililerinin imzalarının olmaması, davacının şirkete para verdiğine ilişkin davalı şirketi bağlayan bir belgesinin olmaması, davalı şirketin ticari defter ve belgelerinde davacıdan para tahsil edildiğine ilişkin bir kaydın olmaması, böyle bir kayıt olmayınca ticari defterlerin noter açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmamasının sonuca etkisinin olmaması, böylelikle davalı şirketin ticari defterlerinin kendisi aleyhine delil oluşturacak bir durumunun olmaması, davacının şirket pay sahipleri defterinde de isminin bulunmaması nedenleriyle davacı davalı şirkete dava konusu ettiği 117.195,00 DM yi verdiğini ispatlayamadığından ve bir kısım varsayımlardan hareket ederek davacının davalı şirkete para verdiği kabul de edilemeyeceğinden eski HUMK ve yeni HMK gereğince belli bir miktarın üzerindeki talep ve davaların yazılı belge ile ispatlanması gerektiğinden ve davacı yemin deliline de hiç dayanmadığından ve … isimli kişinin şirket ortağı …dan hisse satın almış olması, …ın satılan hisselerle satış öncesi davalı şirketin genel kurul toplantılarına katılmış olması, SPK raporları, bilirkişi raporları, ceza dava dosyalarındaki ifadeler ve raporlar ve tüm dosya kapsamı ile davacı, davalı şirkete para verdiğini ispatlayamadığı gibi şirket hisselerini …dan …. aracılığı ile devren iktisap ettiğinden davalı şirkete para verdiğini de ispatlayamadığından…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesinde hata yapıldığını, mahkemece başka dosyadaki delilleri değerlendirerek hüküm kurduğunu, bilirkişi raporlarındaki çelişkileri gidermeksizin karar verdiğini, bu bakımdan delillerin değerlendirmesinde hataya düşülen yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, ikinci rapordaki lehlerine olan tespitlerin görmezden gelindiğini, tahsilatı yapan ….’ın şirket ortağı olduğunu, pay defteri tutulmamasının da davalı şirketin kayıt dışı hareket ettiğinin bir göstergesi olduğunu, raporda kar dağıtımının gerçekleşmediğini, bu nedenle geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmadığını belirttiği, davalı şirket tarafından düzenlenen hesap ekstresinin bilirkişi raporunda yer aldığını, buna rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, birinci rapor ile ikinci rapor arasındaki çelişkilerin giderilmediğini, Yargıtay kararları 6102 sayılı yasanın 552. maddesi ile dosya içerisindeki bilgi ve belgeler beraberce değerlendirildiğinde davalı tarafından düzenlenen hesap ekstresinde belirtildiği üzere müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, davalının yaptığı eylemin izinsiz mevduat toplama işlemi olduğunu, ismi geçen …ın şirket ortağı olmasına rağmen mahkemece kayıtlara adı geçenin davalı şirkete ortaklığına rastlanamadığı şeklinde geçtiğini, ayrıca şirket adına tahsilat yapanın şirket ortağı veya temsilcisi olması gerekmediğini, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünün 28/09/2015 tarihli yazılarında tahsilatı yapan …. şirket ortağı olduğu, 11/11/2016 tarihli Genel Kurul hazirun cetvelinde adının bulunduğunun bildirildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin iddia ve savunmaları aynı yönde olan 2014/9600 Esas 2015/7743 sayılı ilamıyla ilk derece mahkemesi kararını bozduğunu, tahsilat makbuzunda ismi geçen …. müvekkilinin davalı şirket ile bağlantı kurmasını sağlayan kişi olduğunu, kendisinin de önceden davalı şirkete para yatırarak müvekkiline para yatırması hususunda tavsiyede bulunduğunu, bu kişinin isminin tahsilat makbuzuna “müşahit” olarak yazıldığını, bu kişinin de sonradan mağdur olduğunu mahkemece dinlenilmesi talebinin yerel mahkemece göz ardı edildiğini, davalı şirketin tutum ve davranışları nedeniyle müvekkilinin uzun yıllar uğraşması neticesinde eşiyle de aralarının açıldığını ve davacı müvekkil eşinin, kendisini terk ettiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istinaf ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; şirket ortağı olmadığının tespiti ve alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.

Dairemizce Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığı’na müzekkere yazılarak davalı ….’nin 7194 sayılı Kanun’nun 41. maddesine eklenen geçici 4. madde kapsamında bulunup bulunmadığına ilişkin görüş sorulmuş, gelen cevabı yazıda sorulan şirket hakkında kurullarınca yapılan bir çalışmanın bulunmadığı, kurullarının kayıtlarında bu şirkete ait defter veya bilgiye rastlanılmadığı, 31/12/2014 tarihine kadar pay sahibi sayısı nedeniyle paraları halka arz olmuş sayılan ve payları borsada işlem gören …. ve ….’nin geçici 4. madde kapsamında bulunan ortaklıklar olduğu bildirilmiştir.
Dava dilekçesinin . nolu ekinde …. Holding logolu 01/01/2001 tarih, … sıra nolu teslim eden … tahsil eden … imzalı belgenin açıklama kısmında adedinin 234, tahsil cinsinin nakit olarak gösterildiği, A serisi 1. tertip 100 lük = 000150-000151, 20’lik = 000481, 10’lu = 000532, 2’lik = 000751-752 ibarelerinin bulunduğu, paranın cinsi toplam değeri başlığı altında ise 117.195 DM’nin tahsil edildiğinin yazılı olduğu, tahsilat makbuzunda numaraları belirtilen kuponların fotokopisinin de eklendiği, ayrıca hesap ekstresi suretinde … gösterildiği, 224,61 hisse karşılığı, 57.420,79 Euro belirtildiği ve altındaki imzada isim bulunmadığı görülmüştür.
İlk derece mahkemesince Konya Ticaret Odası sicil müdürlüğünden … isimli kişinin davalı şirketin temsilcisi, ortağı vekili olup olmadığı, hisse senedi satmaya veya para tahsil etmeye yetkisinin bulunup bulunmadığının sorulduğu, gelen cevabi yazıda ilgili kişinin davalı şirketin temsilcisi, yetkilisi veya işçisi olduğuna dair herhangi bir belgeye rastlanmadığı, … isimli birinin şirket ortağı kaydına rastlandığı, ilgili kişinin ismi geçen 11/11/2016 tarihli genel kurul hazirun cetvelini yazılarına ekledikleri görülmüştür.
İlk derece mahkemesince aldırılan bilirkişi …. hazırladığı, raporda özetle; davalı şirketin defterlerinin kapanış kayıtları haricinde diğer işlemlerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, şirket defterlerinde davacı ve tahsilat makbuzunda adı bulunan …. adına herhangi bir tahsilat kaydı olmadığı ve şirket ortakları arasında adının bulunmadığı, davacının kendisinden bir miktar paranın tahsil edildiğini ispatlamak için dosyaya sunduğu tahsilat makbuzu başlıklı belgenin tahsil eden olarak … teslim eden olarak ise …. isimli kişinin olduğu ve isimlerin altında imzalarının bulunduğu ve makbuzda …’e ait kimlik bilgileri ile adres ve telefon bilgilerinin yer aldığı, davacının bu belge ile bir ilgisinin bulunmadığı, belgede şirketin kaşesinin ve temsile yetkili kimsenin eliyle atılmış ıslak imzanın bulunması gerektiği, belgede bu hususların bulunmadığı, davalı şirketin de belge içeriğini kabul etmediği, davacının iddialarını bahsi geçen senetle ispat edemeyeceği, ispata el verişli başkaca bir belgenin dosyada yer almadığı, davalı şirketin ortaklık durumunu ikinci kayıtlar tutmak suretiyle takip ettiğine dair de bir bilgi ve delile rastlanmadığı, hisse senetlerinin iktisap edilebilmesi için kuruluş ya da sermaye artırımı sırasında doğrudan şirketten iktisap edilmesi gerektiği, davacının kurucu ortak olmadığı, ayrıca sermaye taahhüdünde bulunan ortaklardan da olmadığı, doğrudan şirketten hisse senedi iktisap ettiğini, ispat edemediği, davalı şirketçe kar payı dağıtımı kararı alınmadığı, dava dosyası ekinde yer alan TBMM ve SPK raporlarında davalı şirketin izinsiz halka arz yaptığı, izinsiz aracılık faaliyetinde bulunduğu, mevzuata aykırı şekilde kar payı dağıttığı ve primli pay ihraç ettiği yönünde tespitlere yer verildiği, davalı şirket yöneticileri hakkında açılan ceza davalarının mahkumiyetle sonuçlanmadığı, neticeten davacının davalıya bir miktar para ödediği hususunu muteber delillerle ispat edemediği yönündeki görüşlerini rapor olarak sundukları anlaşılmıştır.
Mali Müşavir … tarafından sunulan 02/05/2018 tarihli raporda ise özetle; dosyaya sunulan tahsilat makbuzunun özetlendiği, davanın kabul edilmesi halinde ödenecek miktarları hesaplar nitelikte rapor sunduğu görülmüştür.
Her ne kadar davacı, davalı şirkete yüksek faiz ve istenildiği zaman geri alınabileceği garantisi ile davalı şirkete bir miktar para verdiğini daha sonra bu parayı alamadığına dair iş bu davayı ikame etmiş ise de yapılan yargılamada davalı şirkete para verdiğini ispat edemediği, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamanın maddi ve usul hukuku kurallarına uygun icra edildiği, denetime elverişli bilirkişi raporlarının alındığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın reddi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf taleplerinin HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE,
2- Davacı tarafından yatırılan 865,00 TL istinaf karar harcından, karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 805,70 TL karar ve ilam harcının karar kesinleşince talep halinde davacıya iadesine,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin dairemiz tarafından yapılmasına,
6- Kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi halinde; dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine 24/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

M.Ç.