Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2019/1004 E. 2019/774 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE …TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … Bankası A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : …
YAZIM TARİHİ : …
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında … tarihinde tesis edilen davanın usulden reddine ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil banka aşağıda bildirilen bonolara dayalı olarak davalı borçludan alacaklı olup söz konusu alacaklar ilgili olarak 01/03/2019 tarih … numara ile arabuluculuk başvurusunda bulunduğunu, dava konusu alacaklarına dayanak bonolar, vade tarihleri geçmiş olmasına şimdiye kadar davalı borçlu tarafından ödenmediğini, davalı borçlu tarafından ödeme yapılmaması sebebiyle yukarıda dökümü yapılan toplam 9.500,00 TL bono bedelinin 3905 sayılı kanunun 2/2 maddesinde belirtilen oranda faizi ve % 0,3 oranında komisyonu ve protesto masrafı ile birlikte tahsili için işbu bonoya dayalı alacak davasının açılması zorunluluğu duyulduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu bonolara dayalı alacak davasının kabulü ile toplam bono tutarı 9.500,00 TL bono bedellerinin vade tarihlerinden tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekilleri cevap dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda 06/12/2018 tarihinde yapılan değişiklikle eklenen 5/A maddesi düzenlemesi gereğince “bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı” düzenlendiğini, davacının bu dava ön şartını yerine getirip getirmediğinin tespitini. yerine getirmemiş ise davanın öncelikle dava ön şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, davaya konu senetlerin, dava dışı… İnşaat Ve Turizm Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan “Adi Yazılı Devre Mülk Satış Sözleşmesi” kapsamında düzenlendiğini ve şirket lehine keşide edildiğini, davacı bankanın nama yazılı düzenlenen senetleri alacağın temliki hükümlerine göre devraldığını, bu senetlerin ciro yoluyla devre konu edilmediğini, dava dışı şirketin kötü niyetinden veya sözleşmenin/senetlerin geçersizliğinden doğrudan karşı taraf bankanın da sorumlu olduğunu, sözleşmenin adi yazılı şekilde düzenlenmiş olması, sözleşmeyi ve sözleşme kapsamında verilen senetlerin geçersiz kıldığını, dava dışı üçüncü kişi müvekkile sözleşmede taahhüt ettiği devre mülk ve tatil hizmetinin ifada da temerrüde düştüğünü, nama yazılı olan senedin dava dışı üçüncü kişi … Mühendislik Ltd. Şti’nin inşasını üstlendiği … Tesisleri kapsamında satışa sunulan devre mülk sözleşmesinden kaynaklı olduğundan davalı bankanın olduğu, üçüncü kişi şirket edimini ifada temerrüdünün yanında sözleşme ekinde düzenlenen senetleri kötü niyetli olarak davacıya teslim ettiğini, davalı bankanın müvekkil de dahil yüzlerce kişiye ait binlerce senedi dava dışı üçüncü kişiden devraldığını, davalının, birkaç senedi devralan ve dayanağının ne olduğunu bilmeyecek durumdaki iyi niyetli üçüncü kişi olmadığını, dava dışı üçüncü kişi şirketin devremülk sözleşmeleri kapsamında geçersiz kalan yüzlerce kişiye ait binlerce senedi kendisini iyi niyetli üçüncü kişi gibi gösterip haksız şekilde tahsil için kötü niyetli hareket ettiğinin bir diğer kanıtı olduğunu beyan ederek vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacı … Bankası A.Ş vekilinin davalı … aleyhine açtığı alacak davasının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere 7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile eklenen 5/A, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunu’nun 7155 sayılı yasa ile eklenen 18/A-2 ve 6100 sayılı HMK’nın 114/2, 115/1-2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulen reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun dava şartı olarak, arabuluculuk başlıklı 5/A maddesininin 1. fıkrası ve Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartıdır hükmüne uyularak dava açıldığını, Konya Arabuluculuk Bürosuna 04/03/2019 tarih, … numara ile başvuru yapılmış, Kanun’un aradığı dava şartı yerine getirildiğini, yerel mahkeme tarafından verilen süre içerisinde arabuluculuk tutanağının mahkemeye sunulduğunu, yerel mahkemenin tavzih kararı ile karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmettiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre mahkemenin bu yönde tavzih kararı vermesinin yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin, davalı tarafın tavzih dilekçesini tarafına tebliğ etmeden dosya üzerinden karar verdiğini, yasaya aykırı tavzih kararının da kaldırılması gerektiğini, davanın hukuka aykırı bir şekilde reddedildiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının nama yazılı senetlere istinaden alacak talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda tüketici kavramı, 3/1- k maddesinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiler “tüketici” 3/1-1 maddesinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da banka hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edildiği ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletildiği, temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı, aynı kanunun 73/1 maddesinde ” tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2.maddesinde de “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği, somut olayda; davacının; davalının dava dışı… İnşaat ve Turizm Sanayi Limited Şirketine devre mülk satış sözleşmesi gereğince verdiği nama yazılı senetlere istinaden alacak talebinde bulunduğu, nama yazılı senet üzerinde yapılan cironun alacağın temliki sonucunu doğuracağı bu durumda senedi temellük edene karşı keşideci her türlü def’ilerini ileri sürebileceği (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 20/10/2011 tarih 2011/3304 Esas 2011/19632 Karar sayılı ilamı) bu nedenle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğu ve bu itibarla davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, (Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28/02/2017 tarih 2017/561 Esas 2017/2628 Karar sayılı ilamı) bu itibarla Konya Asliye … Ticaret Mahkemesine açılan davada Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmediğinden davacının istinaf talebinin esası incelenmeksizin kamu düzenine aykırılık hususu yönünden kabulü ile HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve yeniden değerlendirme yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile, Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2- Dava dosyasının HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- İstinaf başvurusu sırasında davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır