Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2018/6 E. 2018/6 K. 05.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE .. TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2018
NUMARASI :

DAVACI :
VEKİLLERİ : Av. … & Av. … –
DAVALI :

DAVA : KONKORDATO
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/11/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/11/2018
Davacı vekili tarafından, Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyası ile açılan Konkordato davasının ön inceleme safhasında 22/10/2018 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararına karşı, davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin ön incelemeye ilişkin görüşleri alındıktan sonra; istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmış olmakla, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili 18/10/2018 tarihli dilekçesiyle davacı şirkete ait ihtiyaç fazlası olan bir kısım araçların satışına izin verilmesini ve üzerlerindeki tedbirlerin kaldırılmasını, 19/10/2018 tarihli dilekçesi ile de 3 aylık geçici mühlet içerisinde davacı şirketin keşide ettiği çeklerin arkasının yazılmasının (karşılıksız şerhi vurulmasının) önlenmesi, daha önce yazılan karşılıksız şerhi var ise bu şerhlerin yok sayılmasını ve ayrıca 3. kişilere verilen teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Davacı taraf 18/10/2018 tarihli dilekçesinde davacı şirkete ait ihtiyaç fazlası olan bir kısım araçların satışına izin verilmesini ve üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasını, bilahare 19/10/2018 tarihli dilekçesi ile bankaya ibraz edilmiş olan çeklerin arkasının yazılmasının önlenmesi, yazılanlar var ise karşılıksız şerhinin yok sayılması ve 3. Kişilere verilen teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin tedbiren durdurulması talep edilmiş ise de; teminat mektubunu elinde bulunduran 3. kişinin teminat mektubundan doğan alacak yönünden muhtabının ve sorumlusunun davacı değil teminat mektubunu veren dava dışı ilgili banka olması karşısında davacının teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesi ve davacı şirketin keşide ettiği çeklerin arkasının yazılmaması halinde çek vasfını ortadan kaldıracağı ve çeklerin arkasının yazılması durumunda merkez bankası nezdinde tutulan kaydedilmesi gibi olumsuz sonuçların geçici mühlete ilişkin ara kararının bankalara ibrazı suretiyle giderilmesi muhtemel görüldüğünden davacının tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle öncelikle müvekkil şirketin 27 adet aracından 9 adedinin ihtiyaç fazlası olması ve kaynak temini için satışına izin verilmesi ve müvekkili şirketin teminatsız alacaklıların zarar görmemesi için faaliyetlerine devam etme kararı aldığını, konkordatonun başarıya ulaşabilmesi ve kaynak temini açısından söz konusu araçların satışına izin verilmesini, 3.kişilere verilen teminat mektuplarının bozdurulmaması için talepte bulunulduğunu, mahkemece teminat mektuplarının alacaklıların kendilerine teminat mektubu verilen 3.şahıslar olduğu , borçlunun teminat mektubu veren bankalar olduğu, çeklerin yazılmaması ve mühlet içerisinde yazılan çek olur ise şerhin yok sayılmasına ilişkin tedbir talepleri hakkında mahkemece çeklerin ibraz süresi içerisinde yazılmamasının çeklerin kambiyo senedi olma vasfını kaldıracağı, açıkladığı nedenlerle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava konkordatonun tasdiki davasıdır. Mahkemece geçici mühlet ve borçlunun malvarlığının muhafazasına yönelik tedbir kararı 16.10.2018 tarihinde verilmiş, borçlu 18.10.2018 tarihli dilekçesi ile davacı şirkete ait ihtiyaç fazlası olan bir kısım araçların satışına izin verilmesini ve üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasını, 19.10.2018 tarihli dilekçesi ile de; 3 aylık geçici mühlet içerisinde davacı şirketin keşide ettiği çeklerin arkasının yazılmasının (karşılıksız şerhi vurulmasının) önlenmesi, daha önce yazılan çeklerde karşılıksız şerhi var ise bu şerhlerin yok sayılmasını ve ayrıca 3. Kişilere verilen teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir talep etmiş, ihtiyati tedbir talebinin 22/10/2018 tarihli ara karar ile reddi üzerine, davacı borçlu tarafça istinaf isteminde bulunulmuştur.
Somut olayda; İlk Derece Mahkemesi hakiminin davacı vekilinin talebinin reddine ilişkin ara kararındaki “istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.” ifadesinin yasaya uygun olup olmadığının tartışılması gerekmektedir.
Bu konuda HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341/1. maddesi ile İcra İflas Kanununun 7101 Sayılı Yasa ile değişik “Geçici mühlet” başlıklı 287/1 ve son maddelerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
HMK 341-(1): İlk Derece Mahkemelerinde verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
İİK MADDE 287- (Değişik: 28/2/2018-7101/15 md.): Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297. maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
İİK MADDE 287/son: Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
Mer’i mevzuatta aynı konuyu düzenleyen birden fazla kanuni düzenlemenin bulunması durumunda hangi kanuni düzenlemenin uygulanacağının “özel kanun – genel kanun” “özel kanun” olacağı “önceki kanun – sonraki kanun” kriterleri bakımından değerlendirme yapıldığında ise; sonraki kanun olacağı genel hukuk ilkelerindendir.
Buna göre değerlendirilme yapıldığında 6100 Sayılı HMK 12/01/2011 tarihinde kabul edildiği ve 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe girdiği halde 2004 Sayılı Yasanın 287. maddesinin uygulanması gereken hükmünü değiştiren 7101 sayılı yasanın 28/02/2018 tarihinde kabul edildiği, 30361 sayılı resmi gazetede yayımlanarak 15/03/2018 tarihinde yürürlüğe girdiğinden 2004 sayılı İİK’nın 287/son maddesi sonraki bir düzenlemedir. Ayrıca 6100 Sayılı HMK hukuk davalarındaki yargılama usulünü düzenlemesi bakımından genel bir kanun iken 7101 sayılı yasa ile değişik 2004 sayılı İİK’nın 287/son maddesi usule ilişkin özel bir düzenlemedir.
Bu durumda HMK’nın 341/1 maddesinin lafzı ile bağlı kalıp buna göre yorum yapılarak sonraki değişikliği yok saymak suretiyle adi konkordato talebi sırasında tedbire yönelik yapılan taleplerin reddine ilişkin kararlarda istinaf kanun yolunun açık olduğu sonucuna ulaşmak hukuken mümkün değildir. Gerek özel kanun – genel kanun ilişkisi, gerekse önceki kanun – sonraki kanun ilişkisi ve gerekse kanun koyucunun amacı birlikte değerlendirilip konkordato taleplerinin süratle sonuçlandırılması gereği nazara alındığında; İlk Derece Mahkemesince konkordato talepleri sırasındaki tedbire yönelik taleplerinin reddine ilişkin kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. İstinaf kanun yolu kapalı olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesi Hakim’inin kararında istinaf kanun yolunun açık olduğunu belirtmesinin de tarafları yanıltmaya yönelik bir eylem sayılmayacağı ve taraflara kanunda mevcut olmayan istinaf kanun yolunu bahşetmeyeceği sonuç ve kanaatiyle davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin HMK.nun 352/1-b maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2- Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından talepte bulunan lehinde A.A.Ü.T. gereğince ücret-i vekalet takdirine yer olmadığına,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Kararın tebliği işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,

6- Dairemizin kararı uyarınca dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 05/11/2018 tarihinde HMK.’nın 362/f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır