Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2018/59 E. 2019/12 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : Alacak

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :
YAZIM TARİHİ :
Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açılan Alacak davasında 20/09/2018 tarihinde tesis edilen karara karşı, davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine raportör hakimin görüşleri alındıktan sonra; dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili; davacı şirketin davalı bankanın Konya Şubesi’nde bulunan hesabına 04/09/2008 tarihinde dava dışı bir şirket tarafından … ABD Doları para yatırıldığını, bu paranın yatırılmasından bir gün sonra 05/09/2008 tarihinde şirket yetkilisi olmayan bir kişi tarafından şirket yetkilisinin bilgi ve rızası olmaksızın paranın hesaptan çekildiğini, davalı bankanın davacı şirkete ait parayı şirket yetkilisi olmayan üçüncü bir kişiye ödemek suretiyle kusurlu davranıp davacıyı zarara uğrattığını, bankaya gönderilen ihtarnameye rağmen de bu zararın giderilmediğini beyan ederek, … ABD Doları’nın 3095 s. Yasa’nın 4A maddesi gereğince, 04/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca ABD Doları cinsinden bir yıl vadeli mevduat hesaplarına uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dokuz yılı aşkın bir süre sonra bu davanın açılmasında davacı tarafın kötüniyetli olduğunu, davacı şirketin temsilci değişikliğinin bankaya bildirilmediğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; tacir sıfatına sahip bankanın basiretli bir tacir gibi hareket ederek 05/09/2008 tarihinde davacı şirket adına yetkisi bulunmayan dava dışı ….ye, davacı şirketi temsilen davacı şirketin … TL.sini ödemesinde davalı bankanın kusurlu olduğu kabul edilerek TMK 2. Maddesi uyarınca re’sen davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesine karar verilerek; davacı tarafın söz konusu paranın yetkisiz önceki temsilci tarafından çekildikten sonra davacı şirkete teslim edilmediğini, bu dava yoluyla davacı şirketin sebepsiz zenginleşmeyeceğini ispat etmesi ve davalı tarafın delil olarak gösterdiği kendi (davacıya ait) ticari defter ve belgelerini ibraz etmesi gerekirken, kesin süreye ve ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmekten kaçınması karşısında yetkisiz temsilcinin çektiği paranın davalı şirketin hesabına intikal ettiği sonucuna varıldığı ve davalı tarafın bu yöndeki savunmasının kabul edildiği, davacının ispat edilemeyen davasının reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, davalı bankanın kusurlu olduğu kabul edildiği halde, çekilen paranın şirket hesabına intikal edip etmediği hususu resen araştırılarak, söz konusu araştırma uyarınca da taraflarına usule aykırı kesin süre verilerek ve yevmiye defterlerini sunmuş oldukları halde kesin süreye riayet edilmediği dolayısı ile davanın ispat edilemediği gerekçesi ile verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Bir güven kurumu olarak, basiretli tacir gibi davranması gereken bankalar, 818 sayılı BK’nın 99/2 ve 6098 sayılı TBK’nın 115/3 madde ve fıkraları uyarınca objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumlu olup, banka olmaları nedeniyle de diğer tacirlere nazaran daha yüksek özen borcu altındadırlar.
Kural olarak, yetkisiz temsilci, sahte talimat, bankanın hataya düşürülmesi vb gibi suretle mevduat hesabından para çekilmesi halinde mevduat sahibi bu çekişe muvafakat veya icazet vermez ise bankaya karşı alacağı aynen devam eder. Ancak, yapılan ödemelere davacı sonradan icazet vermişse banka sorumlu tutulamaz. İcazet verildikten sonra işbu davanın açılması TMK’nın 2. maddesine göre iyiniyetle bağdaşmaz.
TMK’nın 2. maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyadaki delillerden U.S’nin 27/12/2006 tarihinden itibaren on yıl süre ile davacı şirketi münferiden temsile yetkili kılındığı ve kararın Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığı, ilan tarihinden sonra ortaklar kurulunca U.S’nin yetkisinin kaldırıldığına ilişkin bir karar verilmediği, 06/05/2008 tarihinde davacı şirketi kırk yıl süre ile münferiden A.E’nin temsil edeceğine ilişkin kararda da U.S’nin şirketi temsil yetkisinin kaldırıldığının belirtilmediği, bu konuda açıkça yetkinin kaldırıldığının davalı bankaya bildirilmediği, sadece A.E’nin imza sirkülerinin bankaya verildiği, A.E’nin yetkili kılınmasından sonra 05/09/2008 tarihinde U.S’nin davacı şirketin banka hesabından 50.000 USD çektiği anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince davacının mahkeme ara kararı doğrultusunda bütün defter ve kayıtlarını ibraz etmemesi eylemini kötü niyetli davranışa dayanak gösterilmiş ise de; davacı şirketin şirket para giriş kapısı olarak bilinen yevmiye defterini ibraz ettiği, mahkeme ara kararının amacı olan davalı bankadan çekilen paranın şirket hesaplarına geçip geçmediğinin tespiti olduğu kabul edildiğinde; ibraz edilen yevmiye defterinde şirket mal varlığına nakit olarak giren paraların .. sayılı kasa, …sayılı banka, … sayılı ortaklar cari, … sayılı verilen sipariş avansları, .. sayılı iş avansları ve … sayılı personel avansları (personel değilse) hesaplarından herhangi birisine kaydedilmiş olması zorunlu olduğundan yevmiye defterinin incelenmesi sonucu ara kararından amaçlananın elde edilmesinin mümkün olduğu, davacının davaya konu hesaba ait olmayan diğer yıllara ait tüm defter ve kayıtlarını ibraz etmemesinin tek başına onun kötü niyetli davrandığı anlamına gelmeyeceği, bu nedenle ilk derece mahkemesinin tüm defter ve kayıtların ibraz edilmemesini tek başına kötü niyetli davranış olarak kabul etmesi doğru değildir.
Ancak; taraflar arasındaki hesabın hareketlilik durumu yaklaşık dokuz yıl süre içerisinde hesabın birkaç kez sıfırlanıp tekrar işler hale getirilmesi, davacının 28/04/2009 tarihinden itibaren internet bankacılığından yararlanmış olması, yaklaşık dokuz yıllık süre içerisinde birkaç kez sıfırlanarak kullanılan hesaba 50.000 USD’nin girmesinin aynı miktarda kasa hesabının artmasına sebep olacağı, bu nedenle sağlıklı bir mizan veya bilançonun hazırlanmasının mümkün olmayacağı ve özellikle 50.000 USD kadar bir alacığın yaklaşık dokuz yıl gibi bir süre içerisinde takip edilmemesinin basiretli bir tacirden beklenemeyeceği nazara alındığında; davacının banka hesabındaki hareketlere zımnen icazet verdiğinin kabulü gerektiği,
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda dava dosyasındaki deliller incelenip değerlendirildiğinde; sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmesi doğru ise de; gerekçenin yerinde olmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK 352/1.b.2 maddesi gereğince değişik gerekçeyle davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
A) Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2018 tarih,… Esas … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
– Davacının istinaf sebepleri kabul edildiğinden istinaf kanun yoluna başvuru sırasında yatırılan … TL maktu karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
B) Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
1- Davanın REDDİNE,
2- Davacı tarafça yatırılan toplam … harçtan alınması gereken .. TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan … TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T gereğince hesap edilen … TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Hükmün kesinleşmesinden sonra HMK 333 ve HMKGAT’nin 5/1 maddeleri gereğince yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının avansı yatıran tarafa iadesine,
C) Karar tebliğ işleminin HMK’nın 359/3. cümlesi gereğince dairemizce yapılmasına,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen kararın HMK’nın 361/1 maddesi gereğince; taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde dairemize, temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçe ile temyiz kanun yoluna başvurma talebinde bulunulabileceğine …. tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır