Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2018/3 E. 2018/5 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ….
KARAR NO : ….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2018
NUMARASI : ….

DAVACI : Yapelsan Yapı Elemanları İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ :
DAVALI : Hasımsız

DAVA : KONKORDATO
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/11/2018
YAZIM TARİH : 07/11/2018
Davacı vekili tarafından, Konya Asliye …. Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile açılan Konkordato davasının ön inceleme safhasında 15/10/2018 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararına karşı, davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin ön incelemeye ilişkin görüşleri alındıktan sonra; istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği, başvuru şartlarının yerine getirildiği anlaşılmış olmakla, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen ……. Yapı Elemanları İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti vekili, davacı lehine konkordato geçici mühleti verilmesine rağmen davacının hesabının bulunduğu bir kısım banka şubeleri tarafından, bankalara tahsil amacı ile verilen çek ve senet bedelleri ile davacının pos cihazları aracılığı ile yaptığı tahsilatların ilgili bankalarca davacıya iade edilmeyip, tahsilatlara bloke konulduğunu, söz konusu blokenin kaldırılarak , tahsil edilen meblağın davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 15.10.2018 tarihli ara karar ile; 08.10.2018 tarihinde konkordato geçici mühleti almış olan davacının, bir kısım banka şubelerinin davacıdan olan alacaklarından dolayı ve aralarındaki sözleşmelere istinaden davacının çek ve senet tahsilatları ile pos cihazı tahsilatlarından elde edilen paraya bloke koyması sebebi ile bu blokenin konkordato geçici mühleti gereğince kaldırılması talebini 2004 s. İİK nun 288/1 maddesi ile 294/4 maddesi yollaması ile aynı kanunun 200 ve 201. maddeleri gereğince dava dışı alacaklıların takas konusunda yasal haklarının bulunduğu, takasa engel şartların davada gerçekleştiğine dair dosyada herhangi bir delilin bulunmadığı anlaşıldığından verilen geçici mühlet neticesinde blokenin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı; İlk Derece Mahkemesinin geçici konkordato mühleti kararı akabinde davacıdan alacağı olan bir kısım bankaların alacaklarını teminen takas mahsup yapmalarının konkordato müessesesinin ruhuna aykırı olduğunu, tahsil amacı ile verilen çek ve senetlerin tahsilatlarının ve pos cihazı ile yapılan tahsilatların bloke edilmesi neticesinde davacının alacaklılarının alacağını öngörülebilir bir plan çerçevesinde ödemesinin imkansız hale geleceğini , bu durumun telafisi imkansız zararlara sebep olacağını beyan ederek İlk Derece Mahkemesinin 15.10.2018 tarihli ara kararının istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava konkordatonun tasdiki davasıdır. Mahkemece geçici mühlet ve borçlunun malvarlığının muhafazasına yönelik tedbir kararı 08.10.2018 tarihinde verilmiş, borçlu 11.10.2018 tarihli dilekçesi ile malvarlığını muhafazaya yönelik olarak ihtiyati tedbir talep etmiş, ihtiyati tedbir talebinin 15.10.2018 tarihli ara karar ile reddi üzerine ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı, davacı borçlu tarafça istinaf isteminde bulunulmuştur.
Somut olayda; İlk Derece Mahkemesi hakiminin davacı vekilinin talebinin reddine ilişkin ara kararındaki “istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.” ifadesinin yasaya uygun olup olmadığının tartışılması gerekmektedir.
Bu konuda HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341/1. maddesi ile İcra İflas Kanununun 7101 Sayılı Yasa ile değişik “Geçici mühlet” başlıklı 287/1 ve son maddelerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
HMK 341-(1): İlk Derece Mahkemelerinde verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
İİK MADDE 287- (Değişik: 28/2/2018-7101/15 md.): Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297. maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
İİK MADDE 287/son: Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.
Mer’i mevzuatta aynı konuyu düzenleyen birden fazla kanuni düzenlemenin bulunması durumunda hangi kanuni düzenlemenin uygulanacağının “özel kanun – genel kanun” “özel kanun” olacağı “önceki kanun – sonraki kanun” kriterleri bakımından değerlendirme yapıldığında ise; sonraki kanun olacağı genel hukuk ilkelerindendir.
Buna göre değerlendirilme yapıldığında 6100 Sayılı HMK 12/01/2011 tarihinde kabul edildiği ve 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe girdiği halde 2004 Sayılı Yasanın 287. maddesinin uygulanması gereken hükmünü değiştiren 7101 sayılı yasanın 28/02/2018 tarihinde kabul edildiği, 30361 sayılı resmi gazetede yayımlanarak 15/03/2018 tarihinde yürürlüğe girdiğinden 2004 sayılı İİK’nın 287/son maddesi sonraki bir düzenlemedir. Ayrıca 6100 Sayılı HMK hukuk davalarındaki yargılama usulünü düzenlemesi bakımından genel bir kanun iken 7101 sayılı yasa ile değişik 2004 sayılı İİK’nın 287/son maddesi usule ilişkin özel bir düzenlemedir.
Bu durumda HMK’nın 341/1 maddesinin lafzı ile bağlı kalıp buna göre yorum yapılarak sonraki değişikliği yok saymak suretiyle adi konkordato talebi sırasında tedbire yönelik yapılan taleplerin reddine ilişkin kararlarda istinaf kanun yolunun açık olduğu sonucuna ulaşmak hukuken mümkün değildir. Gerek özel kanun – genel kanun ilişkisi, gerekse önceki kanun – sonraki kanun ilişkisi ve gerekse kanun koyucunun amacı birlikte değerlendirilip konkordato taleplerinin süratle sonuçlandırılması gereği nazara alındığında; İlk Derece Mahkemesince konkordato talepleri sırasındaki tedbire yönelik taleplerinin reddine ilişkin kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. İstinaf kanun yolu kapalı olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesi Hakim’inin kararında istinaf kanun yolunun açık olduğunu belirtmesinin de tarafları yanıltmaya yönelik bir eylem sayılmayacağı ve taraflara kanunda mevcut olmayan istinaf kanun yolunu bahşetmeyeceği sonuç ve kanaatiyle davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin HMK.nun 352/1-b maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2- Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından talepte bulunan lehinde A.A.Ü.T. gereğince ücret-i vekalet takdirine yer olmadığına,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5- Kararın tebliği işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,

6- Dairemizin kararı uyarınca dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 01/11/2018 tarihinde HMK.’nın 362/f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip

e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır