Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2018/226 E. 2019/8 K. 08.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ASLİYE … TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : ..

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALILAR :
VEKİLİ :
:
:
:
:
DAVA : Menfi Tespit

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :
YAZIM TARİHİ :
Davacı tarafından davalılar aleyhine Konya Asliye … Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 04/12/2018 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara karara karşı, davalı … vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine raportör hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … ‘ın müvekkilinin eski gelini olduğunu, davalı … ile eski eşi …’ın anlaşmalı boşanmalarına karşılık müvekkilinin davalı …’ın avukatı olan …’a bedel, borçlu ve alacaklı kısımları dolu olan 50.000,00 TL’lik (anlaşmalı boşanma davası gerçekleşip kesinleşince ödemek üzere) bono verdiğini, ancak açılan anlaşmalı boşanma davasının duruşmasına davalı …’ın gelmemesi üzerine davanın müracaata bırakıldığını ve 22/04/2014 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, dolayısıyla bononun ödeme koşulunun oluşmadığını ve bedelsiz kaldığını, daha sonra davalı … tarafından Konya … Aile Mahkemesinde boşanma davası açıldığını, açılan dava sonucunda … lehine 12.000,00 TL maddi, 12.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, kararın kesinleşmesine müteakip belirlenen bu tazminat bedelinin 25/02/2017 tarihinde davalı …’ın avukatı olan …. ödendiğini, akabinde davalı …’ın anlaşmalı boşanma için Av. … verilen ve bedelsiz kalan 50.000,00 TL’lik bonoyu alarak iyi niyetli üçüncü şahıs savunması oluşturmak adına davalı …’e ciro ettiğini, davalı …’in de bonoyu davalı …’a ciro ettiğini ve davalı … de bonoyu Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konu ettiğini, takip alacaklısı olan …’ın vekili Av….’na verdiği 20/07/2012 tarihli Konya …Noterliği … yevmiye nolu vekaletnamedeki imzası ile takibe konu bonodaki imzasının birbirini tutmadığını, bu kişinin imzasının taklit edildiğini, davalı …’in imzasının da kendisine ait olmayabileceğini, imza konusunda da inceleme talep ettiklerini, davalılar hakkında Konya CBS … sayılı soruşturması ile şikayette bulunulduğunu, öncelikle Konya …İcra Müd. … esas sayılı dosyasında borçlu bulunulmadığının tespiti ile takibin iptaline, müvekkili aleyhine başlatılan takibin teminatsız yada teminatlı olarak durdurulmasına, bu konuda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalıların icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili 28/11/2017 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin ilk oturumda hazır olmasına ve dinlenilmesinin talep edilmesine rağmen mahkemece dinlenilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı iddialarının tamamen asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin iyiniyetli 3. kişi olduğunu, bu konuda ispat yükününde davacı tarafta olup tanık dinletilmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, davacı borçlu tarafından takip dayanağı senetteki imzaya itiraz edilmediği gibi borcun ödendiğine dair yazılı bir belge de ibraz edilmediğini, borcun ödendiği yönünde defide bulunulduğundan senedin işleme konulması yasaya uygun olup, tüm bedel yönünden uyuşmazlık bulunmakla ihtiyati tedbir yönünden asıl alacak ve ferileri ile birlikte ayrıca takdir edilecek parasal güvencenin dosyaya depo edilmesi gerekirken sadece %20 teminat takdiri ile takibin durdurulmasına karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, davacının taleplerinin reddine, hukuka uygun olmayan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili 28/11/2017 tarihli dilekçesinde; davacı tarafın bono üzerindeki keşideci imzasının kendilerine ait olduğunu kabul ettikleri, ancak müvekkil … ve …’ın imzalarının ise sahte olduğunu iddia ettikleri, davacı tarafın davaya konu bononun keşidecisi olup keşideci imzasının kendilerine ait olduğunu açıkça beyan ettiklerini, 07/06/2017 tarihli tensip tutanağı ile ihtiyati tedbir talebinin sahtecilik iddiası bulunduğundan bahisle takdiren %20 teminat karşılığında icra takibinin durdurulması yönünde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davaya konu bono yönünden ciranta konumunda olduğunu, davacının müvekkiline ait imzayı inkar etme hakkının bulunmadığını, müvekkilinin devraldığı senette dış görünüş itibariyle ciro silsilesinin düzgün olup olmadığı kontrol etmek dışında hiçbir yükümlülüğünün bulunmadığını, ciro silsilesini bozmayacak taklit edilmiş imzanın imza sahibini sorumluluktan kurtarmasına rağmen keşidecinin sorumluluğunun bu nedenlerle ortadan kalmayacağını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından 04/12/2018 tarihli duruşmada verilen ara karar ile bir kısım davalılar vekilinin tedbirin kaldırılması talebinin davanın niteliği ve tedbirin teminat karşılığı verilmiş olması nazara alınarak yeniden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının 04/12/2018 tarihli 5. celsesinde ihtiyati tedbirin kaldırılması taleplerinin reddine karar verildiğini, mahkeme tarafından sadece sahtecilik iddiası ile %20 gibi yasaya ve usule aykırı bir teminat karşılığında takibin durdurulduğunu, İİK’nun 73/3 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulması kararı verilemeyeceğini, ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceğini, bu nedenle en az %115 teminatı icra veznesine yatırmak şartı ile durdurabileceğini belirterek hukuka ve hakkaniyete aykırı olan tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Talep, davacı tarafça menfi tespit talepli açılan dava yargılamasında mahkemece verilen ihtiyati tedbir ara kararına ilişkin davalı tarafça davacı lehine verilen ihtiyati tedbir kararının değişen durum ve koşullar dikkate alınarak HMK 396.maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararın kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararın istinaf istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi uyarınca mahkemece 07/06/2017 tarihli tensip tutanağı 5 nolu ara kararı ile “davacı vekili dava dilekçesinde ihtiyati tedbir talep etmiş olup; ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, sahtecilik iddiası bulunduğundan takdiren %20 teminat yatırıldığı taktirde Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine” karar verildiği, ihtiyati tedbire ilişkin davalı …’in tedbire itirazlarının 14/11/2017 tarihli duruşma 4 nolu ara kararı ile reddedildiği, davalı …’ın tedbire itirazlarının 06/02/2018 tarihli duruşma 1 nolu ara kararı ile reddedildiği, davalı tarafın ihtiyati tedbire itirazlarının 08/05/2018 tarihli duruşma 2 nolu ara karar ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 396. maddesine göre, durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. İtiraza ilişkin 394.maddenin 3 ve 4.fıkrası kıyas yolu ile uygulanır.
Davalı tarafça mahkemece verilen ihtiyati tedbirin kaldırılması talep edilmiş ve mahkemece bu talepler reddedilmiş, son olarak verilen 04/12/2018 tarihli redde ilişkin ara karar davalı tarafça istinaf edilmiş ise de; 6100 sayılı HMK 396/2 fıkrası ile yapılan düzenleme ile durum ve koşulların değiştiği sabit olursa talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebileceği, itiraza ilişkin HMK 394.maddenin 3 ve 4.fıkralarının kıyas yolu ile uygulanacağı düzenlenmiş, düzenleme ile HMK 394/5 fıkrasına atıf yapılmamıştır. Yapılan atıflar sadece HMK 394/3 ve 4.fıkrası ile sınırlıdır. Bu düzenlemeler dikkate alındığında durum ve koşulların değişmesi sebebi ile tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talebine ilişkin ilk derece mahkemelerindeki yargılamalar sırasında verilen ara kararlara karşı kanun yoluna başvurulması mümkün değildir.
Verilen kararın niteliği itibariyle istinaf kanun yolu kapalı olduğu dikkate alınarak istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …’nin istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuru sırasında yatırılan 35,90 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalı …’ye iadesine,
3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda … tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır