Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : …. (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACILAR :
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLLERİ :
FERİ MÜDAHİL :
VEKİLİ :
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)|Hakem Tayini (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :
YAZIM TARİHİ :
Davacılar tarafından davalı aleyhinde Konya Asliye … Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açılan genel kurul kararının iptaline ilişkin davada 06/12/2018 tarihinde verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara karşı davacıların istinaf kanun yoluna başvurmaları üzerine üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili müvekkili şirketin davalı şirketin %49 oranında ortağı olduğunu, dava dışı …’nin de davalı şirketin %51 oranında ortağı olduğunu, müvekkili …’ın müvekkili şirketin ortağı ve yöneticisi olduğu gibi davalı şirketin yönetiminde davacı … temsil ettiğini, dava dışı …’nin ortaklarından olan …’ ün davalı şirkette dava dışı …’yi temsil ettiğini, müvekkili …’ın ortağı ve yöneticisi olduğu şirketlerle …’ ün sahibi olduğu dava dışı … arasında 21/12/2015 tarihinde eser sözleşmesi imzalandığını, eser sözleşmesi ile birlikte davalı şirketin ortaklık yapısının ve yönetiminin dönüştürülmesine ve geliştirilmesine yönelik olarak bu sözleşmeye bağlı olarak sözleşenlerin edimlerinin neler olduğuna ilişkin protokol başlıklı ek sözleşme ve ayrıca intifa hakkı sözleşmesi başlıklı diğer sözleşme olmak üzere bir birine bağlı 3 ayrı sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince tarafların bir kısım edimlerini yerine getirdiklerini, müvekkilinin yaklaşık 11,3 milyon TL’si civarında masraf yaparak … ilçesi … Mahallesi’ndeki … Ada … Parsel sayılı taşınmaz üzerine yeni hastane binasının yapımı işini sürdürdüğünü, … ün sözleşmelere aykırı taleplerinin artarak devam etmesi nedeniyle davalı şirket yönetim kurulunun toplanamadığını, yapılması gereken işlemlerin yapılamadığını, taraflar arasında yoğun bir şekilde ihtarlaşma sürecinin başladığını ve nihayet intifa hakkı sözleşmesinin sözüne ve özüne aykırı olarak %49 oranında pay sahibi olan müvekkili şirketin genel kurula davet edilmesi veya çağrısız toplantı halinde müvekkilinin toplantıya katılması gerekirken davalı şirketin intifa hakkı sözleşmesi gereğince müvekkilinin %49 oranındaki paylarını %51 oranındaki pay sahibi dava dışı …’nin temsil etmeye hak ve yetkisinin olduğundan bahisle davalı şirketin 23/10/2018 tarihinde çağrısız genel kurul yaparak diğer ortak …’nin tüm payları temsilen genel kurul toplantısı yaptığını, oysa intifa hakkı sözleşmesi gereğince diğer ortağın %49 oranındaki payları temsile yetkisinin olmadığını, yapılan toplantının bu nedenle TTK’nun 416. maddesindeki çağrısız genel kurul hükümlerine aykırı yapılması nedeniyle yok hükmünde olduğunu, müvekkili …’ın en son yönetim kurulunda davalı … müşterek imza ile temsil eden yönetici olduğunu, genel kurulda seçilen diğer yöneticiler … ve …’ın 23/10/2018 tarih 4 sayılı yönetim kurulu toplantısını icra ettiklerini, bu yönetim kurulunda alınan kararlarında yok hükmünde olduğunu, müvekkili …’in yöneticilikten alınması nedeniyle bu davayı açmaya hak ve sıfatının olduğundan ve çağrısız genel kurulun düzenlendiği TTK’nın 416. maddesi ile pay senetleri hakkındaki intifa ile ilgili TTK’nın 432/2. maddesi ve özellikle taraflar arasındaki birbirine bağlı 3 ayrı sözleşme ve şirket esas sözleşmesi ve genel kurul ile yönetim kurulu kararları ve ilgili mevzuat karşısında 23/10/2018 tarihli çağrısız genel kurul toplantısının ve toplantıda alınan kararların ve ayrıca genel kurulda seçilen yönetim kurulunda … ve … ‘ün müşterek imzaları ile şirketi temsiline ilişkin almış olduğu 23/10/2018 tarihli 4 sayılı yönetim kurulu kararının hükümsüz /batıl/ yok hükmünde olduklarının tespitine/kararların iptallerine, TTK’ nun 449. maddesi gereğince karaların yürütülmesinin geri bırakılmasına ve ayrıca davalı şirkete ait hastane binası yapılan 10 parsel sayılı taşınmaz ile davalı şirket adına olan 376 nolu hastane ruhsatı, davalı şirket adına kayıtlı motorlu taşıtlar üzerine satış ve devirlerinin önlenmesi için ihtiyati tedbir şerhleri konulmasına ayrıca fiktif ve kötü niyetli işlemlere karşı şirketin mali mizan ve bilançosunun son halini gösterir kayıtlar başta olmak üzere şirketin tüm defterlerinin davalı taraftan istenerek son hallerinin mahkemece kayıt altına alınmasına ve … ve … ın yönetim kurulu üyeliği yetkilerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemece; ‘…HMK’nın 389–399. maddeleri gereğince davacının haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunduğundan ve işin acele işlerden olması nedeniyle mahkememizce duruşma yapılmasına gerek görülmeksizin ve TTK’nın 449. maddesi gereğince de davalı şirketin dava konusu son genel kurulunda yönetici seçilen yöneticiler … ve …’a genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulması talebine diyeceklerini bildirmek üzere tebligat yapılması üzerine adı geçen yöneticiler mahkememize verdikleri 05/11/2018 tarihli müşterek dilekçeleri ile ve ayrıca davalı şirket vekili avukat … aynı tarihli diğer dilekçe ile davacı tarafın talep ve davasının ve tüm tedbir ve yürütmenin durdurulması ile ilgili taleplerinin usul ve yasaya ve taraflar arasındaki sözleşme ve belgelere aykırı olması nedeni ile taleplerin reddini talep eder dilekçeler ve her iki tarafın dilekçeleri ekindeki tüm kayıt ve belgeler ile tüm dosya kapsamı değerlendirilerek; HMK’ nun ihtiyati tedbirin şatları başlıklı 389. maddesi; “(1)Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2)Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmünü amirdir.
TTK’nın kararın yürütülmesinin geri bırakılması başlıklı 449. maddesi; “(1)Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” hükmünü amirdir.
Taraflar arasındaki sözleşme ve belgeler, dava konusu genel kurul kararının şirket ve ortakları yönünden doğuracağı etkiler, tarafların ve şirketin hak ve menfaatlerinin dengelenmesi, ağır hak kayıplarının önlenmesi ve özellikle telafisi imkansız zararların doğması halinde eldeki davanın anlamsız hale gelmesi, davalı şirketin temel mal varlığı değerleri olan hastane binası yapılan yüksek değerli taşınmaz ile aynı şekilde yüksek değerli hastane ruhsatının satış ve devri halinde şirketin ağır zarara uğrayacağının kesin olması ve böyle bir devrin dava konusu genel kurula dayalı ve yönetim kurulu kararına dayalı olması ve genel bir kısıtlama kararı yerine taşınmaz ve ruhsatın yeni yönetimce devrinin önlenmesinin yeterli olduğu yönünde mahkememizde tam bir kanaat oluştuğundan sözü geçen taşınmaz ve ruhsatın rızai satış ve her türlü devrinin tedbiren önlenmesine ve davacılar vekilinin tedbir taleplerinin bu kısmının kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Davacılar vekilinin dava konusu genel kurul kararlarının tamamının yürütmesinin durdurulması ve ayrıca davalı şirket adına olan motorlu taşıtların satış ve devrinin önlenmesi ve ayrıca şirket ticari kayıtlarının ve defterlerinin kayıt altına alınması ve yöneticilerin yönetim kurulu üyeliği yetkilerinin durdurulması ile ilgili tedbir taleplerinin tarafların ve ortakların menfaatleri nazara alındığında yukarıda belirtilen nedenlerle aşırı tedbir uygulaması ile karşılaşılacağından davacılar vekilinin bu yönlere ilişkin tedbir taleplerinin reddine ve böylelikle davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne ilişkin karar verilmiştir…’ şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İhtiyati tedbir talep eden/ davacı vekili red edilen taleplerinden; şirketin mali mizan ve bilançosunun son halini gösterir kayıtlar başta olmak üzere tüm şirket defterlerinin kayıt altına alınması, 23/10/2018 tarihli genel kurulda imza ile yetkili kılınan yönetim kurulu üyelerinin yetkilerinin tedbiren durdurulması talepleri yönünden de, davacıların davalı şirketin ortağı ve son yöneticisi olmaları ve davacı şirketin davalı şirketteki pay oranının yüksek olması ve taraflar arasındaki hakkın dengelenmesi, şirketi temsil ile ilgili hususlarda alınan söz konusu kararın uygulanması halinde şirketin telafisi güç yahut imkansız zararlara uğraması ihtimalinin bulunduğu hususları göz önünde bulundurularak, davacıların hak kaybının önlenmesi gerekçesiyle ve yaklaşık ispat koşulunun da somut olayda mevcut olduğundan istemleri gibi söz konusu iki talep yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf incelemesi; Kamu düzenini ilgilendiren konularda resen, diğer yönlerden HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İhtiyati tedbir müessesesi 6100 sayılı HMK’nın 10.kısmında Geçici Hukuki Korumalar başlığı altında 389. ile 399. maddeler arasında genel olarak düzenlenmiş olduğu gibi bunun dışında özel kanunlarda da ihtiyati tedbire ilişkin hükümler mevcuttur. Davada genel kurul kararının iptali istendiğinden 6102 sayılı TTK’nın madde 622. yollamasıyla aynı kanunun 449.maddesinde düzenlenen” genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir” hükmünün de değerlendirilmesi gerekmektedir.
Geçici hukuki koruma tedbirleri ile dava sonuçlanıncaya kadar ortaya çıkması muhtemel bazı sakıncaları ortadan kaldırmak amaçlanmaktadır. Tedbir kararı veya başkaca geçici hukuki koruma kararı verilebilmesi için tam ispat kuralı uygulanmaz. Yaklaşık ispat kuralı uygulanır. Dosyaya sunulan deliller ve davanın mahiyeti birlikte değerlendirilerek hakimde yaklaşık kanaat oluşması yeterlidir. Uyuşmazlığın esasını çözümleyecek şekilde ve davacının dava sonunda elde etmesi gerekeni peşinen hükme bağlayacak nitelikte tedbir kararı verilemez. Tedbir kararını değerlendiren mahkeme her iki tarafın menfaatlerini gözetmek zorundadır.
İptal davasına konu olan 23/10/2018 tarihli genel kurulda imza ile yetkili kılınan yönetim kurulu üyelerinin yetkilerinin tedbiren durdurulmasına ilişkin tedbir talebi dava sonucunda hükümle elde edilebilecek neticeyi doğuracağından HMK 389 ve devam eden maddeleri uyarınca talebin reddi ve yaklaşık ispat kuralına göre dosyadaki mevcut duruma göre yapılan değerlendirme neticesinde iddiaların yargılamayı gerektirmesi, şirket işleyişinin devam etmesi, tarafların menfaat dengeleri dikkate alınarak şirket ticari kayıtlarının ve defterlerinin kayıt altına alınması taleplerinin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe doğrultusunda yerinde olmaması, kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmaması ve kararın usul ve esas yönünden hukuka aykırı olmaması sebebiyle … ile …. A.Ş’nin istinaf kanun yoluna başvuru taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbir talep edenler … ile … A.Ş’nin istinaf kanun yoluna başvuru taleplerinin ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 8,50 TL karar ve ilam harcının davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4- İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
5- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359/3.maddesi gereğince; kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
6- Dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/02/2019 tarihinde oybirliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır