Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2018/13 E. 2018/11 K. 14.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ….
KARAR NO : ….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/09/2018
NUMARASI : ….

DAVACI : Gitaş Gıda ve İhtiyaç Mad. Tic. ve San. A.Ş.

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 14/11/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/11/2018
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında 06/09/2018 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara karara karşı, davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine üye hakimin ön incelemeye ilişkin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili Konya Asliye .. Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 04/09/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin gıda ve ihtiyaç maddelerinin tedarik edilmesi, dağıtılması ve pazarlanması sektörlerinde faaliyet gösterdiğini, davalı ile kurduğu ticari ilişki kapsamında çeşitli zamanlarda gıda ve ihtiyaç maddelerinin satış işlemini gerçekleştirdiğini, davalının aradaki ticari ilişkiye dayalı borcunu ödememesi nedeni ile alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında Konya .. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalının söz konusu takibe takipte talep edilen alacağa borca itiraz ettiğini, bu nedenle icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının takibe itiraz etmesinde haksız olduğunu, ticari ilişki kapsamında müvekkilinin davalı borçludan fatura ve cari hesaptan kaynaklı olarak alacaklı olduğunu, bu nedenle davalının takip konusu alacağın …. TL’ye yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmesini, dava ve yargılama ile aradan geçecek sürede müvekkilinin haklarının zarara uğramaması ve ileride telafisi imkansız zararların ortaya çıkmasının kuvvetle muhtemel olduğundan İİK 257/1 maddesi gereğince dava konusu edilen alacak miktarı kadar davalı borçlu hakkında ihtiyati haciz karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince davacı tarafın ihtiyati hacze yönelik talebi ile ilgili olarak 06/09/2018 tarihinde ihtiyati haciz talebine dayanak faturanın borçlu tarafından tebliğinin iddia edilmediğini veya tebliğ edilmiş ise tebliğe ilişkin bir belgenin dosyaya sunulmadığını, muhatabına tebliğ edilmeyen veyahut muhatabına tebliğ edilip de muhatabınca sekiz gün içinde itiraz edilen faturanın tek başına alacağın belgesi olmadığı, böyle bir durumda da faturaya dayalı alacağın başka delillerle ispatı gerektiği, ticari defterlerin incelenmesi ve sonucuna göre alacağın belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili 26/09/2018 tarihli dilekçesi ile İİK 258/1 hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispatının gerekmediğini, somut olayda alacağın varlığına ilişkin kanaat hasıl olmasının yeterli sayılması gerektiğini, alacağa ilişkin e-faturaların vergi dairesi kanalıyla muhataba tebliğ edildiğini, davalı tarafça kabul edildiğinin sabit olduğunu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için e-faturaların tebliğine ilişkin belge şartı olmayıp davalının içinde bulunduğu somut ekonomik durumda gözetildiğinden müvekkilinin alacaklarına kavuşmasını, davanın sonunun beklenmesi durumunda zorlaşacağı, belki de imkansızlaşacağının açık olduğunu, davalı ile kurduğu ticari ilişki kapsamında çeşitli zamanlarda gıda ve ihtiyaç maddelerinin satış işlemini gerçekleştirmiş olup taraflar arasındaki alış veriş, cari hesap ilişkisi kapsamında, cari hesap özetinde de görüleceği üzere müvekkilinin davalıdan bakiye alacağı bulunduğunu, bu nedenle alacağın varlığı ve muacceliyetinin yaklaşık olarak ispat edildiğini, bu nedenle red kararının yerinde olmadığını belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İİK. 257. maddesi hükmüne göre: “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.
İİK’nın 258. maddesinde ise; İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar veri-lir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir.
(Ek fıkra:17/7/2003-4949/60 md.; Değişik: 2/3/2005-5311/16 md.) İhtiyatî haciz talebi-nin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.
İhtiyati haciz kararına itiraz ve temyizi düzenleyen İİK’nın 265. Maddesinde ise; (Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.) Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihti-yatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan ha-cizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.

(Ek ikinci fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.) Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, iti-raz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştire-bilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.
(Ek fıkra: 17/7/2003-4949/63 md.; Değişik:2/3/2005-5311/17 md.) İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri mevcuttur.
Fatura ve cari hesap özeti tek taraflı bir belge olup, tek başına bir alacağın varlığını ve borcun ödenmediğini göstermez. Cari hesap ilişkisinde cari hesabın kesilmesinden önce taraflardan hiç biri alacaklı veya borçlu sayılamaz. Fatura ile birlikte faturaya konu mal ve hizmetin sunulduğunun ispatına ilişkin delil ve belgelerin de yaklaşık ispat kurallarına göre sunulması gerekir. Bu husus İİK’nın 258/1 maddesinde; “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” şeklinde belirtilmiştir.
Somut olayda; alacağın varlığına dayanak cari hesap ilişkisinde hesap devresi hakkında hesabın kapatılmasına ilişkin usulen düzenlenen bir hesap özeti bulunmamaktadır. İhtiyati hacze konu borcun davalı tarafından kabulüne ilişkin teyit mektubu yada cari hesap mutabakatı gibi İİK’nın 258. maddesi gereğince alacağın varlığı ve muacceliyetine ilişkin yaklaşık ispata yarar delil ve belgeler sunulmadığından alacağın varlığı ancak yargılama yapılarak toplanacak delillerle ispatlanabileceğinden; ihtiyati haciz talebinin reddine dair karar usul ve yasaya uygun olup, ihtiyati haciz talep eden alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin HMK.nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından talepte bulunan lehinde A.A.Ü.T. gereğince ücret-i vekalet takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-kararın tebliğ işlemlerinin; HMK. 359/3 maddesi gereğince; İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,

6-Dairemizin kararı uyarınca; dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14/11/2018 tarihinde HMK.’nın 362/f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı
Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı