Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/627 E. 2023/702 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 03/05/2023
NUMARASI : … Esas

DAVACI : …

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …

VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 25/05/2023
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 30/05/2023
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen ara kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP, DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalı … arasında bir ahşap ev yapım sözleşmesi imzalandığını ve imzalanan bu sözleşmeye istinaden müvekkili tarafından üzerine düşen sorumlulukların yerine getirildiğini, davalı alacaklı tarafından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında … tarihli sözleşmeden kaynaklı 03.08.2019 tarihine kadar geçen süre yönünden tahakkuk eden bedelin tahsili talepli icra takibi yapılmışsa da, alacağın mevcut bulunmadığını, yine davalı alacaklı tarafından ayrı sözleşmeden kaynaklı olarak Konya … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile eksik işler bedeli için icra takibi başlatıldığını, ancak müvekkilinin üzerine düşen tüm edimlerini yerine getirdiğini ileri sürerek, her iki icra dosyasından dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ve ayrıca icra dosyaları vasıtasıyla müvekkili banka hesabındaki blokeli paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbire karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesinin 27/10/2022 tarihli ara kararında; “… İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulması kararı verilemeyeceği ayrıca “Borçlu, icra takibinden sonra (takip sırasında) da (borç ödeninceye kadar) borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. (1) Borçlunun, icra takibinden sonra menfi tespit davası açabilmesi için de borçlu olmadığının hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararın (menfaatinin) bulunması gerekir. (2) İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının icra takibine etkisi. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası, (aynı alacak için bu davadan önce yapılmış ve devam etmekte -derdest- olan) ilamsız icra takibine kendiliğinden durdurmaz. Yukarıda görüldüğü gibi icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden dur durmayacağı gibi, menfi tespit davasına bakan mahkeme, ihtiyati tedbir yolu ile dahi icra takibin durdurulmasına karar veremez. Çünkü,menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılması halinde, bu davanın başlamış olan icra takibinin sürüncemede bırakmak için açıldığı hakkında kuvvetli bir karine vardır. Ancak menfi tespit davasına bakan mahkeme, borçlu davacının (gecikmeden Doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde 15’inden aşağı olmamak üzere) göstereceği teminat karşılığında, icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için (yani icra takibinin 5. safhası olan paranın alacaklıya ödenmesi sahasının durdurmak için) ihtiyati tedbir kararı verebilir.
“İİK’nun 72.maddesinin 3. Fıkrası uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına değil, tedbir yoluyla ancak icra veznesine yatan paranın alacaklıya verilmemesine karar verilebilir.”
İİK m.72,3,c.2 hükmüne göre gösterilecek bu teminat da HMK m.87 ve m.392/1 hükümlerine göre gösterilir.
Görüldüğü gibi, Kanun, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında yalnız (icra takibinin son safhası olan) paraların paylaştırılması (paranın alacaklıya ödenmesi) safhasının durdurulması için İhtiyadi Tedbir kararı verilebileceğini kabul etmektedir. Çünkü madde 72,3,c 2’deki “icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmesi” takibin son paraların paylaştırılması ödenmesi safhasını oluşturur Mahkeme takibin daha önceki safhalarının durdurulması için İhtiyadi Tedbir kararı veremez (m.72,3,c.1).Buna göre mahkeme borçluya ödeme emri gönderilmemesi icra Mahkemesi’nin itirazın kaldırılması talebini incelemesi (ertelemesi) boşluğunun mallarının haczi edilmemesi ve haczedilmiş mallarının satılmaması için İhtiyadi Tedbir kararı veremez.
Menfi tespit davasına bakan mahkeme icra takibinin son safhasından (parayı icra veznesine yatırmadan) önce (alacağın yüzde 15’inden aşağı olmamak üzere) gösterilecek teminat karşılığında) icra veznesine giderek paranın alacaklıya ödenmemesi hakkında İhtiyadi Tedbir kararı verebilirse de, böyle bir ihtiyati tedbir kararı, icra takibinin daha önceki safhalarını (borçlunun mallarının haczedilmesini ve satışını önlemez.
İcra takibinin son sahfasından önce, mahkemeden icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi hakkında İhtiyadi Tedbir kararı almış olan borçlu, mallarının, haczedilmesini ve satılmasını önlemek için, (takip giderleri ve faizleri ile birlikte, m.138,2) alacağı karşılayacak parayı nakit olarak icra dairesine ödeyebilir. Bu halde borçlunun malları haczedilemez, haczedilmiş idi ise haciz kalkar, yani borçlunun malları satılamaz.
İcra takibinin son safhasına(para icra veznesine girinceye kadar) menfi tespit davası açmamış olan borçlu (alacağın yüzde 15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında)icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi (ödenmemesi)için önce mahkemeden İhtiyadi Tedbir kararı alabilir ondan sonra süresi(HMK 397/1) içinde mahkemede menfi tespit davası açabilir. Bu halde de menfi tespit davasının sonuçlanmasına kadar icra veznesindeki para alacaklıya ödenmez.” (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İkinci Baskı, 2013). Somut olayımızda icra takibinden sonra açılmış bir menfi tespit davası olduğu ve tedbiren icra takibinin durdurulmasını, mevzuat hükümleri ve yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında icra takibinin durdurulmasına ilişkin talebinin vicdani kanaat ile reddine, Konya … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı ve Konya … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibi nedeniyle icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalı …’e ödenmemesine/verilmemesine talebinin kabulüne karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” gerekçesiyle İİK.72/3.maddesi gereğince dava konusu edilen miktarın (106.000,00TL + 51.271,00TL = 157.271‬,00TL) takdiren % 15’i (yüzde onbeşi) oranındaki 23.590,65‬TL nakdi teminat tutarını mahkeme veznesine yatırdığında veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz, kayıtsız ve şartsız nitelikteki teminat mektubunu mahkemeye ibraz ettiğinde Konya … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı ve Konya … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyalarındaki icra takibi nedeniyle icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalı …’e ödenmemesine/verilmemesine yönelik ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili tedbire itiraz dilekçesinde özetle; teminat miktarının müvekkilinin zararlarını karşılamaya yetmeyeceğini, iddiaların yaklaşık olarak ispat edilmediğini belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İlk derece mahkemesinin 22/12/2022 tarihli ara kararında; “… İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulması kararı verilemeyeceği ayrıca “Borçlu, icra takibinden sonra (takip sırasında) da (borç ödeninceye kadar) borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. (1) Borçlunun, icra takibinden sonra menfi tespit davası açabilmesi için de borçlu olmadığının hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararın (menfaatinin) bulunması gerekir. (2) İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının icra takibine etkisi. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası, (aynı alacak için bu davadan önce yapılmış ve devam etmekte -derdest- olan) ilamsız icra takibine kendiliğinden durdurmaz. Yukarıda görüldüğü gibi icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden dur durmayacağı gibi, menfi tespit davasına bakan mahkeme, ihtiyati tedbir yolu ile dahi icra takibin durdurulmasına karar veremez. Çünkü,menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılması halinde, bu davanın başlamış olan icra takibinin sürüncemede bırakmak için açıldığı hakkında kuvvetli bir karine vardır. Ancak menfi tespit davasına bakan mahkeme, borçlu davacının (gecikmeden Doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde 15’inden aşağı olmamak üzere) göstereceği teminat karşılığında, icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için (yani icra takibinin 5. safhası olan paranın alacaklıya ödenmesi sahasının durdurmak için) ihtiyati tedbir kararı verebilir.
“İİK’nun 72.maddesinin 3. Fıkrası uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına değil, tedbir yoluyla ancak icra veznesine yatan paranın alacaklıya verilmemesine karar verilebilir.”
İİK m.72,3,c.2 hükmüne göre gösterilecek bu teminat da HMK m.87 ve m.392/1 hükümlerine göre gösterilir.
Görüldüğü gibi, Kanun, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında yalnız (icra takibinin son safhası olan) paraların paylaştırılması (paranın alacaklıya ödenmesi) safhasının durdurulması için İhtiyadi Tedbir kararı verilebileceğini kabul etmektedir. Çünkü madde 72,3,c 2’deki “icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmesi” takibin son paraların paylaştırılması ödenmesi safhasını oluşturur Mahkeme takibin daha önceki safhalarının durdurulması için İhtiyadi Tedbir kararı veremez (m.72,3,c.1).Buna göre mahkeme borçluya ödeme emri gönderilmemesi icra Mahkemesi’nin itirazın kaldırılması talebini incelemesi (ertelemesi) boşluğunun mallarının haczi edilmemesi ve haczedilmiş mallarının satılmaması için İhtiyadi Tedbir kararı veremez.
Menfi tespit davasına bakan mahkeme icra takibinin son safhasından (parayı icra veznesine yatırmadan) önce (alacağın yüzde 15’inden aşağı olmamak üzere) gösterilecek teminat karşılığında) icra veznesine giderek paranın alacaklıya ödenmemesi hakkında İhtiyadi Tedbir kararı verebilirse de, böyle bir ihtiyati tedbir kararı, icra takibinin daha önceki safhalarını (borçlunun mallarının haczedilmesini ve satışını önlemez.
İcra takibinin son sahfasından önce, mahkemeden icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi hakkında İhtiyadi Tedbir kararı almış olan borçlu, mallarının, haczedilmesini ve satılmasını önlemek için, (takip giderleri ve faizleri ile birlikte, m.138,2) alacağı karşılayacak parayı nakit olarak icra dairesine ödeyebilir. Bu halde borçlunun malları haczedilemez, haczedilmiş idi ise haciz kalkar, yani borçlunun malları satılamaz.
İcra takibinin son safhasına(para icra veznesine girinceye kadar) menfi tespit davası açmamış olan borçlu (alacağın yüzde 15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında)icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi (ödenmemesi)için önce mahkemeden İhtiyadi Tedbir kararı alabilir ondan sonra süresi(HMK 397/1) içinde mahkemede menfi tespit davası açabilir. Bu halde de menfi tespit davasının sonuçlanmasına kadar icra veznesindeki para alacaklıya ödenmez.” (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İkinci Baskı, 2013). Somut olayımızda icra takibinden sonra açılmış bir menfi tespit davası olduğu ve tedbiren icra takibinin durdurulmasını, mevzuat hükümleri ve yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında Konya … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı ve Konya … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibi nedeniyle icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren davalı …’e ödenmemesine/verilmemesine talebinin kabulüne karar verilmiş olup yukarıda açıkladığımız nedenlerden dolayı davalı vekilinin tüm itirazlarının reddine, deliller ve mevcut dosya kapsamına göre davalı yan dosyadan el çekilmiştir şeklindeki savunmasının değerlendirilmesi; mahkememizin itiraza konu kararı, geçici hukuki koruma kararıdır (vezneye giren/girecek paranın alacaklı/davalıya ödenmemesi). HMK düzenlemesinde geçici hukuki koruma talebi konusunda herhangi bir sınırlama yoktur, idari yargılamadaki geçici hukuki korumadaki sınırlama adli yargılamadaki geçici hukuki koruma kararlarında herhangi bir sınırlama yoktur, dolaysıyla bu yöndeki itiraza itibar edilmemiştir, görev konusundaki itiraz yargılamanın sonraki safahatında değerlendirileceğinden (kaldı ki görev konusu dava şartı olup mahkemece her zaman resen dikkate alınacağı da dikkate alınmakla şimdilik dikkate alınmamıştır) davalı vekilinin %115 + %15 teminat alınacağı konusundaki itirazında ise herhangi bir yasal düzenleme yoktur, bu nedenle bu itirazı da kabul görmemiştir. Mahkememizce uygulama ve yasal düzenlemeye göre yeteri miktar teminat alındığından bu yöndeki itiraza da itibar edilmeyerek davalı yanın ihtiyati tedbir kararına ( vezneye giren paranın alacaklı yana ödenmemesine) yönelik itirazın reddine dair oluşan vicdani kanaatle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir…” gerekçesiyle davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Teminat miktarının davanın reddi halinde müvekkilinin zararını karşılamayacağını, yaklaşık ispatın sağlanmadığını belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3/1-k Maddesinde. Tüketici “Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak 3/1-ı bendinde ise Tükctici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu ve 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı şirket ile davalı arasında ahşap ev yapımına ilişkin eser sözleşmesi mevcut olduğu, davalının 6502 sayılı yasada tanımı yapılan tüketici vasfında olduğu, aynı yasanın 73. maddesi gözetilerek davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Bu durumda mahkemece ihtiyati tedbir talebinin görevsizlik nedeniyle reddi gerekirken, ihtiyati tedbir talebinin esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından verilen 27/10/2022 ve 22/12/2022 tarihli ara kararların KALDIRILMASINA,

Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin görevsiz mahkemeden talep edilmesi nedeniyle REDDİNE,
Davalı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcının ilk derece mahkemesince iadesine,
Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Karar tebliğ ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; 6100 HMK’nın 362/1-f maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.25/05/2023


Başkan

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Katip

¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸