Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/589 E. 2023/805 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 10/03/2023
NUMARASI : … Esas

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1 -… – …

DAVALI : 2 -… – …

VEKİLİ : Av. … – …

DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 15/06/2023
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 19/06/2023
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen ara kararına yönelik davalılardan … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP, DÜŞÜNÜLDÜ:
6100 Sayılı HMK’nın “İstinaf Yoluna Başvurulabilecek Kararlar” başlıklı 341.maddesinde İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir:
a) Nihai kararlar.
b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar.
(2) Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/41 md.) Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir. (1)
(3) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda üç bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. (1)
(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. (1)
(5) İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı, bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbirin şartlarına ilişkin olarak 6100 sayılı HMK’nın 389 maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesi mevcuttur. Aynı Kanun’un 390/3 maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmü bulunmaktadır. Ayrıca 392/1. maddesinde ise “İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır…” kuralı mevcuttur.
Öte yandan 6100 sayılı HMK’nın durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen 396. maddesinde; “Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.
İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır” düzenlemesi bulunmaktadır. Ancak maddede, kanun yoluna başvuru imkanını düzenleyen 394.maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığı görülmektedir.
HMK’nin 396. maddenin gerekçesi ise; “İhtiyatî tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen bu maddede de, yukarıda belirtilen iki maddedeki ortak yönler dikkate alınarak itiraza ilişkin benzer hükümlere ayrıca atıf yapılmıştır. Ancak, itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulması hakkındaki fıkraya atıf yapılmamıştır. Zira, hâl ve şartların değişmesi, hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde, bir çok kez hâl ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması ya da talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyatî tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır. Kanun yolunun açılmış olmasının amacı, ihtiyatî tedbirlerle ilgili temel hukukî ve prensip hatalarının önüne geçmektir. Bu sebeple, ihtiyatî tedbirin reddi ve ihtiyatî tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânı getirilmiştir.” şeklindedir. Dolayısıyla, durum ve koşulların değişmesi nedeni ile verilen kararlar hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı kararlar olduğundan, bu kararlara karşı kanun yolunun kapalı olması ön görülmüştür. Nitekim, yargılama süresince her yeni durumda talebin yinelenerek karar verilmesi halinde sürekli kanun yoluna başvuru imkanı tanınması, kanun yolundan beklenilen amaçtan uzaklaşılması sonucunu doğuracaktır. Şüphesiz, bu tür kararlar esas hükümle birlikte kanun yolu denetimi altındadır. Dolayısıyla mahkemece tedbir talebine yönelik verilen ilk ara karardan sonraki ara kararlara yönelik istinaf başvurusunda bulunulamaz.
Somut olayda, davalı … vekili tarafından, … tarihli dilekçeyle ihtiyati hacze ilişkin durum ve şartların değiştiği iddiasıyla ihtiyati haciz kararının kaldırılması talep edilmiş olup, ilk derece mahkemesinin … tarihli ara kararıyla ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirir bir durum oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş, ret kararı da davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalının talebinin yargılamada geçen değişen hal ve koşullara ilişkin tedbirin kaldırılmasına yönelik olduğu, tedbirin kaldırılması isteminin reddine yönelik kararın da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, yukarıda belirtildiği üzere durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasına ilişkin düzenlemeye HMK’nın 396. maddesinde yer verilmiş olup, her aşamada durum ve şartların değişmesi ile tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verilebileceğinin hüküm altına alındığı, 396.maddenin ikinci fıkrasında itirazlara ilişkin düzenlemeyi de yapmış ve itiraz hususunda 394.maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarının kıyasen uygulanacağının belirtildiği; ancak maddede, kanun yoluna başvuru imkanını düzenleyen 394.maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığı anlaşılmakla mahkemenin ara kararın değiştirilmesi mahiyetindeki ara kararına istinaf yasa yolunun açık olmadığı kabul edilmelidir.
Açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK.m.341 ve 396. maddesi gereğince usulden reddine karar karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından verilen 10/03/2023 tarihli ara kararı HMK’nın 341. maddesinde tarif edilen istinafa konu edilebilecek bir karar olmadığından davalı … vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
Davalı …’dan peşin alınan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
İstinaf karar tebliği işleminin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; 6100 HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 15/06/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸