Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/567 E. 2023/640 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : …(…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 06/04/2023
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2023
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin inşaatlarının malzeme dahil mermer işlerinin davacı şirket tarafından yaptığını ve 11/08/2012 – 29/08/2014 tarihleri arasında düzenlenen 39 adet fatura kapsamında davacının davalıdan bakiye işlemiş faizi de dahil 436.470,10 TL alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için davalı hakkında Konya … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından sözleşme kapsamında yapılan işin bedelinin davacıya ödendiğini, iş bedelinin bir kısımına karşılık da davacı şirketin ortağı …’e davacının talimatı doğrultusunda bir adet daire verildiğini, davacıya her hangi bir borçlarının olmadığını savunarak, davanın reddini ve %20’den az olamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “Dava eser sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarafları arasında akdedilen ve her iki tarafın da kabulünde olan 15/01/2012 tarihli sözleşme ile davalının yüklenicisi olduğu inşaatlarda kullanılacak her türlü mermerin, davacı taşeron şirket tarafından, 480.000,00 TL bedel karşılığında imal edilerek montajının yapılacağı ve iş bedelinin 245.000,00 TL’lik kısmının inşa edilecek olan sitedeki … kat … bağımsız bölüm numaralı taşınmazın davacıya devredilerek, geri kalan kısmının ise hakediş şeklinde davacıya ödeneceği konularında anlaşmaya varıldığı anlaşılmaktadır.
Bahse konu sözleşmede ifade edilen eserin davacı taşeron şirket tarafından yapılıp bitirilerek davalı şirkete teslim edildiği konusunda taraflar arasında anlaşmazlık bulunmamaktadır. Davalı iş sahibi tarafından eserde ayıp veya eksiklik bulunduğuna ilişkin herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. İş bu davada ispat yükü ödeme savunmasında bulunan davalıda olup, davalı borcu ödediğini ispat etmelidir
Mahkemece dava taraflarının ticari defter ve belgeleri üzerinde muhasebeci bilirkişilere inceleme yaptırılarak rapor aldırılmıştır. Davacı şirketin defterleri … Asliye Hukuk Mahkemesinin …talimat sayılı dosyası üzerinden incelenmiş olup, bilirkişi 08/03/2021 tarihli raporunda, dava konusu faturaların tamamının karşılığı peşin alınmış gibi kasa ödemeleri yapılmış vaziyette davacının defterlerinde kayıtlı olduğunu, bununla birlikte banka kanalıyla yapılan ödeme tutarının 172.000,00TL olduğunu, davacının defterlerindeki peşin ödeme kaydının yanlışlık sonucu kayıtlarda yer aldığını, banka yoluyla yapılan ödeme tutarı dikkate alındığı takdirde borç bakiyesinin 308.529,49 TL olduğunu tespit etmiştir.
Davalının defterlerini inceleyen mali müşavir bilirkişi ise, 06/03/2020 tarihli raporunda, dava konusu faturaların tamamının davalının defterlerine işli olduğunu, bununla birlikte farklı tarihlerde yapılan ödemeler düşüldükten sonra davalı şirketin davacı şirkete borç bakiyesinin olmadığını tespit etmiştir.
Davaya konu sözleşmedeki eser bedelinin 245.000,00 TL’lik kısmının işin yapılacağı konut sitesi olan … sitesindeki …kat, …bağımsız bölüm numaralı dairenin davacı şirkete veya onun göstereceği bir kişiye devri suretiyle ödeneceği tarafların kabulündedir.
Davalı vekilince dosyaya sunulan, davacı şirket tarafından davalı şirkete hitaben düzenlenen 20/05/2014 tarihli talep yazısında, haketmiş oldukları … sitesi … kat … bağımsız bölüm sayılı dairenin ortakları olan …’e devrinin yapılmasının talep edildiği görülmektedir. … Ticaret Sicil Müdürlüğünün 27/06/2019 tarihli yazı cevabından anlaşıldığı üzere, adı geçen … bir dönem davalı şirketin ortağıdır. Dosyaya celp edilen tapu kayıtlarına göre, bahse konu taşınmazın davalı şirket adına kayıtlı iken 27/05/2014 tarihindeki devir işlemi ile …’e devredildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından her ne kadar devir tarihinde …’in şirket ortağı olmadığı ve bu sebeple yapılan devrin kendilerini bağlamadığı ileri sürülmüşse de, talep yazısında açıkça ifade edilmesine rağmen belirtilen ortağın gerçek ortak olmadığı şeklindeki savunmanın iyiniyet kuralına uygun düşmediği sonucuna varılmıştır. Buradan hareketle, 15/01/2012 tarihli sözleşme ve davacı şirketin düzenlemiş olduğu 20/05/2014 tarihli talep yazısı gereğince tapu devrinin gerçekleştiği ve dolayısıyla alacağın 245.000,00 TL’sinin bu yolla tahsil edildiği kanaatine varılmıştır.
Davalı taraf taşınmaz devri haricinde kalan borcun ise banka havaleleri, elden ödemeler, çek ödemeleri yoluyla davacıya ödendiği iddiasını ortaya koymuştur. Davalının defterlerine göre banka veya çek yoluyla yapılan ödeme tutarı 256.750,00TL tutarındadır. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre devredilen taşınmaza biçilen değer 245.000,00 TL olup bu miktar da ilave edildiğinde davalının defterlerine göre, dava konusu işe ilişkin olarak kesilmiş faturalardan doğan borcun tamamı ödenmiş vaziyettedir. Diğer yandan davacının defterlerinde, faturaların tamamının peşinen tahsil edilmiş olarak kayıtlı olduğu görülmektedir. TTK’nun 18.maddesi uyarınca her tacir basiretli davranmak yükümlülüğünde olup faturaların bu şekilde ödenmiş olarak ticari defterlere işlenmesi davacıya artık borcun ödenmediğini ileri sürme hakkı vermez. Nitekim Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2015/8288 E., 2016/3102 K. 25.02.2016 tarihli ve 2015/11621 E.,2016/5889 K. 05.04.2016 tarihli kararlarında vurgulandığı üzere kapalı fatura borcun ödendiğine karine olup aksinin alacaklı olduğunu iddia eden tarafça kanıtlanması gerekir. Bu bakımdan davacı defterlerini inceleyen bilirkişinin faturaların sehven kaydedildiği ve kalan borç bakiyesinin 308.529,49 TL olduğu yönündeki tespiti mahkememizce benimsenmemiştir. Kaldı ki getirtilen banka kayıtlarına göre yalnızca banka havalesi yoluyla yapılan ödeme tutarı bile 172.000,00 TL olup; davacının defterlerinde banka yoluyla yapılan ödemelere ilişkin olarak da herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Bu itibarla dava konusu faturalardan kaynaklı borcun davalı tarafından ödenmiş olduğu anlaşıldığından sübuta ermeyen davanın reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçesinde belirttiği 15/01/2012 Tarihli davalı şirketçe dosyaya ibraz edilen sözleşmenin varlığının kabul edilmediklerini, delil olarak dayanılan sözleşmenin tarihinin 15/01/2012 olduğunu sözleşmeye göre dava dışı …’e yapılan tapu devrinin tarihinin 27/05/2014 olduğunu, virman olarak …’e 100.000,00 TL çıkış gösterilen defter tarihinin ise 07/08/2015 olduğunu, dosyaya sunulan sözleşmede ise sözde borca karşılık devri yapılan dairenin bedelinin 245.000,00 TL olduğunu, sonradan her zaman düzenlenebilecek bir sözleşme ile tarihleri birbiri ile uyuşmayan örtüşmeyen hukuken ispat marifetinden yoksun dağınık tarihler içeren işlemlerle sonuca gidilmesinin mümkün olmadığını, davalı şirket defterleri üzeridnen sonuca gidildiğini rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, 31/01/2014 tarihli 123785,51 TL dava dışı bir şirkete virman, 100.000,00 TL dava dışı …e defalarca izah edildiği üzere müvekkilinin …nden alacaklarının organik bağ olması sebebiyle davalı şirket defterlerine işlenmesi gibi durumların hukuken anlamlı olmamasına rağmen esasa dair değerlendirmede dikkate alınmadığını, gerekçeli kararda bilirkişi raporları ile ispatlanmayan bir hesaplamayı tahmin çerçevesinde hukuki bulmadıklarını, basiretli tüccar ilkesinin her iki taraf içinde değerlendirilmesi gerektiğini, belli miktarı aşan ödemelerin banka aracılığıyla yapılması gerektiğini, mahkemece faturaların kapalı fatura olduğu kabul edilmiş ise de peşin ödemenin olmadığının zaten davalının da kabulünde olduğunu bu gerekçelendirmenin HMK’nın 25.maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinin kısmi alacağının varlığının ispatlandığı açık iken ispat külfeti davalı yana yüklenmesi gerekirken müvekkiline yüklenerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesin kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Taraflar arasında imzalanan 15.01.2012 tarihli sözleşmede 480.000,00 TL olarak kararlaştırılan iş bedelinin 245.000,00 TLlik kısmının … Sitesi … Kat … numaralı dairenin davacı şirketin bildirdirdiği kişi ve kişilere devredilmek suretiyle ödeneceği kararlaştırılmıştır. 20.05.2014 tarihinde davalı şirket yetkilisi tarafından şirketin önceki ortaklarından …’e dairenin tapusunun devrinin istendiği, dairenin 27.05.2014 tarihinde tapuda satış bedeli 100.000,00 TL gösterilmek suretiyle …’e devredildiği, davalı şirketin de ticari defterlerine ödemeyi resmi satış bedeline uygun olarak 100.000,00 TL olarak girdiği ancak aralarındaki sözleşme uyarınca 245.000,00 TL’ye sayılan daire dolayısıyla ticari defterlerinde borcunun sıfırlamak için bakiye kısmını da davalı lehine üçüncü bir şirket hesabına virman yaptığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın 15.01.2012 tarihli sözleşmeye bir itirazının olmadığı açıktır. Sözleşmede satış bedelinin 245.000,00 TL’lik kısmının daire verilerek ödeneceğinin kararlaştırılmakla ve sözleşmede kararlaştırılan dairenin de imza inkarında bulunulmayan dava şirket ortaklarından biri tarafından şirket kaşesi kullanılmak üzere imzalanan talimat doğrultusunda şirketin önceki ortaklarından birine devredilmiş olduğu dikkate alındığında, bedelin 245.000,00 TL’lik kısmının Daire verilmek suretiyle ödendiğinin kabulü doğrudur. Davalı tarafından kalan bedel de banka havalesi ve çek verilmek suretiyle ödenmiş olup, davacı taraf çek ve banka havalesi yapılan ödemeler yönünden de bir istinaf itirazı ileri sürmediğine göre, iş bedelinin tamamının davacıya ödendiğinin kabulü ve davanın açıklanan gerekçeyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli,… Esas – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından yatan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
Gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince re’sen davacı tarafa iadesine,
Kararının Dairemizce taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/04/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸