Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/349 E. 2023/456 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 13/04/2023
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 24/04/2023
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının… isimli ticari işletmenin sahibi olup, prefabrik yapı ve konteynır yaptığını, davalının da …’ın sahibi olduğunu , taraflar arasında davalının konaklama yerleri için bungalov evler şeklinde 6 adet prefabrrik ev yapımı için sözleşme imzalandığını ve sözleşme bedelinin 275.000,00 TL olduğunu, davalının 60.000,00 TL’yi peşin ödendiğini, geri kalan bedel içinde vade tarihleri 30.06.2018 – 30.09.2019 tarihleri ve arası olan senetler verdiğni, davacının evleri yapıp teslim ettiğini ve evlerin davalı tarafından kullanıldığını ancak davacının 30.07.2018 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli senedi vadesi gelmesine rağmen ödemediğini, alacağın tahsili için davalı hakkında Konya … İcra Dairesi … E. sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının icra dairesinin yetkisine ve borcun varlığına haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf; davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…İtirazın iptali davası ancak takip konusu alacağa ilişkin olarak yapılan itirazlara karşı açılabilir. Bu tür davalarda yetki genel hükümlere göre belirlenmektedir. Borçlu takibe vaki itirazında icra dairesinin yetkisine itiraz etmişse mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik bu itirazı karara bağlayacaktır. İtirazın iptali davasının koşullarından (dava şartı) biri de; itirazın iptali davası için yetkili icra dairesinde usulüne uygun yapılmış bir icra takibinin bulunmasıdır. İtirazın iptali davası takip dolayısıyla icra hukukunun kendine özgü kuralları ile sıkı sıkıya bağlı kendine has bir dava türüdür, bu nedenle bu şekilde açılan davayı alacak davasına dönüştürerek sonuçlandırmak mümkün değildir.
İtirazın iptali davalarında davalı (borçlu) icra dosyasına itirazında icra dairesinin yetkisine itiraz etmişse, açıklandığı üzere öncelikle bu yetki itirazı çözülecektir. İcra dairelerinin yetkisi ise genel hükümlere göre belirlenecektir. Yargıtay … Hukuk Dairesi … tarih … E, … K. sayılı ilamında: “…Davacı toplam 99.374,28 TL’nin tahsili için Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapmıştır. Davalı şirket yetkilisi süresi içerisinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde hem icra müdürlüğünün yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece öncelikle, itirazın iptali davasının dava şartlarından ve aleyhe bozma yasağının istisnalarından olan icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın incelenerek karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmaksızın işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi yanlıştır…”şeklinde karar vermiştir.
Yine Yargıtay … Hukuk Dairesi … T, … E., … K. sayılı ilamında: “…Kural olarak, İcra takibi hangi icra dairesinin bulunduğu yerde açılmış ise itirazın iptali davasınında aynı yer mahkemesinde açılması gerekir. Somut uyuşmazlık itibariyle Karamürsel icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmadığından mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken Yalova Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir…” tespitleri yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan bilgiler ve Yargıtay kararı ışığında davaya konu olay değerlendirildiğinde; borçlu (davalı) vekili süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile Konya İcra Dairesi’ nin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. Yetkili icra dairesinde icra takibi yapılması itirazın iptali davasının ön koşullarından biridir. Bu durumda hem icra dairesinin yetkisine, hem de Mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi hallerinde Mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir.
Davacı; yerleşim yeri Silifke/ Mersin görünen … hakkında Konya İcra dairelerinde takip başlatmış, davalı ise süresinde Konya İcra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir.
Öncelikle yetki itirazı olması nedeniyle, mahkememiz yargı alanında bulunmayan takip nedeniyle mahkememizce itirazın iptali davasına bakılamayacaktır. (Davacının öncelikli usuli işlemi, Silifke/ Mersin İcra dairelerinde usulüne uygun bir takibin varlığını sağlamaktır) İtirazın iptali davasının bir dava şartı da yukarıda açıklandığı üzere yetkili icra dairesinde usulüne uygun yapılmış bir icra takibinin bulunması gerektiği, ortada bu anlamda, mahkememiz yargı çevresi Konya İcra dairelerinde usulüne uygun bir takip bulunmadığından, yetkisiz Konya İcra Dairesindeki itiraz hakkında da mahkememiz karar veremeyeceğinden, dava şartı yokluğundan, HMK’nun 114,115 maddeleri gereği usul ekonomisi gereğince de tensiben davanın usulden reddine karar verildiği” gerekçesiyle; İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairelerinde takip yapılmasının davanın ön şartlarından olduğu, itirazın iptali talep edilen icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı anlaşıldığından; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; icra takibinin sözleşmeye dayalı olduğundan davacı müvekkilinin yerleşim yeri Konya’nın yetkili olduğunu, borcun konusunun da sözleşme bedeli olan para alacağı olduğunu bu durumda TBK’nın 89.maddesi gereğince alacaklının yerleşim yerinin yetkili olduğunu, akti ilişkinin inkar edilmediğini ifa edileceği yerin de kararlaştırılmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemidir.
Taraflar arasındaki ihtilâf, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığından, bu türden uyuşmazlıklardan kaynaklanan icra takiplerinin kural olarak İİK’nın 50. maddesi uyarınca HUMK’nın (HMK) hükümleri kıyas yoluyla uygulanacağından davalının yerleşim yeri, sözleşmenin ifa edileceği yer veya yetki sözleşmesi ile belirlenen yer icra dairelerinden birinde açılması gerekir. Nitekim, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmeleri, niteliği itibariyle iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, karşılıklı edimleri içerir. Bu nedenle, eser sözleşmelerinden kaynaklanan bir alacakta yetkili mahkemenin tayininde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Nitekim, eser sözleşmelerinden kaynaklı uyuşmazlıklara ilişkin olarak Yargıtay 6. Hukuk Dairesi ve (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin istikrarlı içtihatları da bu yöndedir. (Y. (kapatılan) 15 HD 2019/2884 E ve 2020/2740 K, Y. 6 HD 2021/4070 E ve 2022/3314 K sayılı ilamları)
Davacı tarafça dayanılan sözleşme yukarıda da ifade edildiği üzere eser sözleşmesi niteliğinde olup, ifa yeri belirsizdir. Davalı/borçlunun yerleşim yeri ise Silifke/Mersin’dir. Hal böyle olunca, davalı/borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu yer yerine, Konya İcra Müdürlüğü nezdinde girişilen icra takibinin geçerli bir icra takibi olduğundan söz edilemez. Bu durumda, ilk derece mahkemesince, yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanana sebeplerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
İstinaf aşamasında yatan gider avansından kalan kısmın re’sen davacı tarafa iadesine,
İstinaf karar tebliği, harç ikmali ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 13/04/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸