Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2021
NUMARASI : Esas Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : … – …
…
VEKİLİ : Av. … –
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 04/10/2023
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 05/10/2023
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalıya 20.705,00 bedel karşılığında 500 adet 50 kg 550 tipinde un un satışı yaptığını ancak satış bedeline ilişkin 19/07/2010 tarihinde 5406 numaralı fatura düzenlediğini, davalıya faturanın tebliğ edildiğini ve davalının faturaya itiraz etmediğini ancak borcun bir kısmının ödenmediğini, bunun üzerine davalı hakkında Konya .. İcra Müdürlüğü .. E. sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketten kendi nam ve hesabına faturalı ya da faturasız un ya da başkaca bi mal almadığını, faturada ismi yazılmışsa da faturadaki adresin tarafına ait olmadığını, faturaya konu edilen unların kendisine teslim edilmediğini, davacıya borcu olmadığını savunarak, davanın reddini ve %20 oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ”Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir. Taraflar arasındaki ihtilaf; takibe ve davaya konu faturadaki malların davalıya teslim edilip edilmediği, davacının bu fatura nedeniyle alacaklı olup olmadığı ve varsa alacak tutarının ne kadar olduğu hususundan ibarettir.
Davaya konu Konya … İcra Müdürlüğü’nün .. E sayılı takibi ile davacı 19/07/2010 tarihli 20.705,00 TL bedelli faturaya istinaden 7.243,00 TL asıl alacak ve 6.141,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.384,88 TL’nin tahsilini istemiş, davalının itirazın üzerine takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Somut olayda ispat yükü davacı üzerinde olup, davacı takibe ve davaya konu faturadaki malların davalıya teslim edildiğini ispatlanmalıdır. 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesine göre; (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
Davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 21/04/2021 tarihli bilirkişi raporu ile davacıya ait 2010 yılı ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, davaya konu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, 2016 yılı itibariyle davacının 7.243,75 TL tutarında alacaklı olduğu ve davacı defterlerinin sahibi lehine delil olma vasfı taşımadığı tespit edilmiştir.
Davacıya ait 2010 yılı ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunmaması nedeniyle bu defterdeki kayıtların davacı lehine delil vasfında olmadığı, 6100 sayılı HMK.’nın 222/4. Maddesi uyarınca ancak davacı aleyhine delil niteliğinde olduğu, her ne kadar davaya konu fatura davacı defterlerinde kayıtlı ise de davacı defterlerinin ancak sahibi aleyhine delil vasfında olması karşısında davacı defterlerindeki bu kayda itibar edilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Çorum Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 05/03/2021 tarihli yazı cevabı ekinde yer alan kayıtların tetkikinde; davaya konu fatura nedeniyle davacının BS formu düzenlediği, ancak davalının BA formu düzenlemediği anlaşılmıştır. Davalının BA formu düzenlememesi karşısında davacı tarafça düzenlenen BS formu teslim iddiasının ispatı için yeterli görülmemiştir.
Davacı açıkça yemin deliline dayandığından kendisine yemin delili hatırlatılmış, davacının yemin teklifi üzerine 30/09/2021 tarihli celsede davalı, davaya konu faturadaki malların kendisine teslim edilmediğine ve bu fatura nedeniyle davacıya herhangi bir borcunun olmadığına dair yemin etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacı taraf, davaya ve takibe konu faturadaki malların davalıya teslim edildiği iddiasını ispatlanamamıştır. Davacının alacaklı olduğunu ispatlayamaması tek başına takibin kötüniyetli olduğunun kabulü için yeterli olmadığından davalının tazminat istemi de yerinde değildir.” gerekçesiyle; davanın ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle Davacı ticari defterlerinde davaya konu faturanın 335 yevmiye numarası ve 20/07/2010 tarihi ile kayıtlı olduğunu, davacı ticari defterlerinde 2010 yılı sonu itibari ile davalıdan 9.243,75 TL alacaklı olduğu ve davacı muavin defterini doğruladığı, davacı Muavin defterinde 2016 yıl sonu itibari ile davcının davalıdan 7.243,75 TL alacaklı olduğu, davaya konu faturaya ilişkin olarak davalı tarafından kısmi ödemelerin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dava dosyası ve eklerinde iade faturasına rastlanmadığı, davacı ticari defterlerinde davalıya ait iade faturası kaydının yer almadığı, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu, davaya konu faturanın açık fatura olduğu, şeklindeki tüm tespitler alacağın varlığına yönelik tespitler olduğunu ve iddialarını ispatladığını gösterdiğini, söz konusu rapor usul ve yasaya uygun hüküm kurmaya elverişli olup taleplerini karşılar mahiyette olduğunu, her ne kadar raporun sonuç kısmında “ilgili defterlerin noter onayının olmadığı ve bs/ba formlarının olmadığı “şeklinde bir cümle geçse de müvekkili şirketin davalıdan alacağının varlığı diğer tespitlerle ispatlanmış olduğunu, yeniden bir rapor aldırılmasının elzem olduğunu, zira dosya kapsamındaki raporun yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan kaleme alındığını, bu hali ile rapor gerçeği yansıtmadığını, mahkeme kararına dayanak olmasının mümkün olmadığını, yeniden rapor taleplerinin yerel mahkemece reddedildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, faturadan kaynaklı ilamsız takibe davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre; mevcut delillerin takdirinin ve kararın dayandığı gerekçenin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/09/2021 tarih ve … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
Gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince re’sen davacıya iadesine,
İstinaf karar tebliği, avans iadesi ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.04/10/2023
…
Başkan
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Katip
…
¸e-imzalıdır
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸