Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/950 E. 2022/950 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. … – …

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/06/2022
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 24/06/2022
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA ve SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında 07/12/2013 tarihinde akdedilen eser sözleşmesi kapsamında davalı yüklenici şirketin davacı iş sahibine ait inşaattaki kapıların imalatını ve montajını yapmasının kararlaştırıldığını, sözleşmeye konu kapıların montajı sırasında davalı firmanın işçisi olan dava dışı …’in merdiven boşluklarından düşerek hayatını kaybettiğini, davacı kooperatifin müteveffa …’in yakınlarına iş kazasından kaynaklanan zararların tazmini için 150.000 TL bedelli çeki keşide ederek teslim ettiğini, davalı firma ile yapılan taşeronluk sözleşmesinin maddeleri gereğince herhangi bir kaza ve hasar halinde davacı kooperatifin taşeron firma adına sulh olmaya ve onların zararlarını gidermeye yetkili olduğunu, taşeron firmanın çalıştıracağı işçi ve personelin her türlü hal ve hareketlerinden sorumlu olduğunu, davacı kooperatifin taşeron firmanın vermiş olduğu zararı karşılamak durumunda kalması halinde hiçbir ihbar ve ihtara gerek kalmaksızın taşeron firmanın hak edişinden kesebileceğini belirterek, iş bedeli olarak davalı taşeron şirkete verilen 30/07/2014 tarih, … numaralı … Katılım Bankasına ait 45.000 TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile bu çek üzerine ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayla ilgili olarak davacı kooperatifte seyyar olarak adlandırılan montaj ustalarıyla kapıların takılması için öncelikle davalı kooperatifin inşaat alanına keşfe gidildiğini, müteveffa … ve yanında bulunan dava dışı iş arkadaşı …’ın kapıların montajına başlamadan önce yaptıkları bu keşif esnasında merdiven korkulukları bulunmayan binada merdiven boşluğuna düşerek …’in hayatını kaybettiğini, olayın gerçekleştiği gün davalı kooperatifte çalışma olmadığını, olay yerine intikal eden polislerin tutmuş olduğu tutanaklarda da inşaat alanı içerisinde iş güvenliği ile ilgili tedbirlerin tam olarak alınmadığının belirlendiğini, davalı şirketin elemanı olmayan ve çalışma alanına planlanan tarihten önce giden müteveffa …’in ailesine iyiniyetli olarak davalı tarafça bir miktar ödeme yapıldığını, bu durumun müteveffanın yakınları tarafından yanlış algılandığını, davalı şirketin davacı kooperatif ile yapmış olduğu anlaşma dahilinde tüm kapıların üretimini ve montajını gerçekleştirdiğini, davacı kooperatifin davalı şirkete borçlu olmadığı iddiasının doğru olmadığını, davalı şirkete bilgi verilmeden davacı kooperatifin müteveffa yakınları ile protokol yaparak davalı şirketi alacağından mahrum bırakarak iflasa sürüklenmesine neden olan protokolü kabul etmediklerini belirterek, çek üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Somut olayda; taraflar arasında imzalanan taşeronluk sözleşmesi kapsamında dava dışı …’in davacıya ait inşaat alanında çalıştığı esnada merdiven boşluğundan düşerek vefa ettiği, taraflar arasında düzenlenen protokol nedeni ile davacı kooperatifin müteveffanın ailesine 150.000 TL bedelli çeki keşide ederek teslim ettiği, davalı şirketin gerçekleşen kazada kusuru bulunduğundan davacıya teslim edilen 45.000 TL çek nedeniyle mahkememizde menfi tespit davası açıldığı, iş güvenliği uzmanı ve öğretim üyesi tarafından düzenlenen raporlara göre; gerçekleşen kazada dava dışı …’in asıl işvereninin davacı taraf olduğu, alt işverenin de davalı taraf olduğu, taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesinin ilgili hükümleri bağlamında davacının davalıya rücu imkanının olduğu, yönünde tespitte bulunulduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenen belgeler ve ceza dosyası kapsamında da dava dışı …’in davalının emrinde çalıştığı, gerçekleşen kazada hem davacının hem davalının yeterli güvenlik tedbirlerini almadıklarından eşit oranda kusurlarının bulunduğu, davalı ile davacı arasında düzenlenen taşeronluk sözleşmesi çerçevesinde kaza sonucu vefat eden …’in yakınları ile davacının anlaşma yetkisinin olduğu, davacı tarafından yapılan anlaşma ile dava dışı …’in yakınlarına 150.000,00 TL tazminat verilmesinin anlaşma hükümlerine aykırı olmadığı, davacının kusur durumu dikkate alındığında %50 indirim yapılarak davacının davalıdan talep edebileceği miktarın 75.000,00 TL olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne; davaya konu … A.Ş. … Şubesi, 30/07/2014 tarih ve … seri nolu 45.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmede asıl işverenin iş yerinde meydana gelen kazalardan asıl işverenin kusurunun olmayacağı tüm sorumluluğun alt işverene ait olacağına dair bir düzenleme yer almadığını, meydana gelen olayda davacının kusurlu olduğunu, açılan ceza davasında da davacının çalışanlarının ceza aldıklarını, ayrıca ölenin davalının işçisi olmadığını, bu hususta açtıkları davanın kabul edildiğini, bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, ölenin davalının işçisi olduğunun kabulü halinde ise, olayın meydana gelmesinde tarafların kusur oranlarının ve ödenecek tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı iş sahibi ile davalı yüklenici arasında davacı iş sahibine ait inşaattaki kapıların imalatını ve montajı işinin yapılmasına yönelik eser sözleşmesinin bulunduğu ihtilafsız olup eldeki davada davalı yüklenicinin işçisinin sözleşme konusu işin ifası sırasında geçirdiği iş kazası nedeniyle ölümünden kaynaklı olarak dava dışı işçi …’in ailesine asıl iş sahibi olarak ödenen tazminatların davalıdan talep edilip edilemeyeceği ve böylece ödenmeyen dava konusu iş bedelinden davacının menfi tespit isteminin yerinde olup olmadığının belirlenmesi gerekecektir.
Eser sözleşmesinin ifası sırasında yüklenici, iş sahibi veya üçüncü kişilerin uğramış olduğu zararlardan dolayı sözleşmenin tarafları olan yüklenici ile iş sahibinin birbirlerine karşı taleplerinin dayanağı TBK’nın 112. maddesindeki borca aykırılık nedeniyle giderim yükümlülüğüdür. Buna göre borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluğunun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirlenir. İş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak değerlendirilir. Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır.
Somut olayda davalı yüklenicinin üstlendiği kapı montajı işinin ifası amacıyla dava dışı …’in davacıya ait inşa halindeki binaya gittiği, inşaatın merdiven korkuluklarının bulunmaması nedeniyle merdiven boşluğuna düşerek vefat ettiği anlaşılmaktadır. Yardımcı kişi, borçlunun rızasıyla borcun ifasına ya da hakkın kullanılmasına katılan üçüncü kişidir. Yardımcı kişi ile borçlu arasında bağımlılık ilişkisi bulunmasına gerek yoktur. Keza sürekli bir ilişki de şart değildir. Bu nedenle borçlu ile aralarında herhangi bir akdi ilişki bulunmayan ve fakat borçlunun rızası ile ifaya katılan her üçüncü kişi yardımcı kişi sayılacaktır. …’in davalının üstlendiği ifaya katılan yardımcı kişi olduğu anlaşıldığından davalı tarafından ikame edilen menfi tespit davasının sonucunun eldeki davaya bir etkisinin bulunmadığı kabul edilerek sonucunun beklenmesine gerek görülmemiştir.
Eldeki davada, dosya içerisinde bulunan ceza dosyası ve tanık anlatımlarından davalının üstlendiği işin ifasına katılan dava dışı işçi …’in, davacının inşaatında merdiven korkululuklarını bulundurmamasından dolayı düşerek hayatını kaybettiği anlaşılmış olup, yardımcı kişinin ölümüne gerekli iş güvenliğini sağlamayan davacının sebebiyet verdiği ve oluşan kazadan dolayı kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Meydana gelen olayda, davalıya yüklenecek her hangi bir kusurun varlığı davacı tarafça ispatlanamadığı gibi, davacı kooperatifin, meydana gelen olayda davalının sorumluluğunu aralarındaki sözleşme hükümlerine dayandırdığı görülmüştür. Davacı taraf, taraflar arasındaki sözleşmenin 5 maddesini son cümlesi ve 7. Maddesi uyarınca davalı tarafa rücu etmiş ise de, bu maddelerde davalının sözleşme konusu işin görülmesi nedeniyle üçüncü kişilere vermiş olduğu zararlardan sorumlu olacağı kararlaştırılmış olup, yardımcı kişinin asıl işverenin iş yerinde vefatı nedeniyle yakınlarına ödenen tazminat nedeniyle oluşan zarar dolayısıyla bu maddenin tatbiki imkanı yoktur. Burada tarafların sorumlulukları haksız fiil hükümleri kapsamında belirlenecektir. …’in asıl işveren olan davacının iş yerinde meydana ölümünde, davacının kusuru ve varsa ölen kişinin kusuru belirlenip, ölen kişinin kusuru da dikkate alınarak alınarak ölenin yakınlarının zararı yani ödenecek tazminat miktar belirlenecektir. Davacı taraf, ölen kişinin kusurlu olduğu yönünde bir iddia ve savunmada da bulunmayarak dava dışı ölenin ailesine kendi isteğiyle tazminat ödemesinde bulunduğuna ve meydan gelen ölümde davalı şirketin de, yardımcı kişi dışında kusurlu olduğunu ispatlayamadığına göre, kendi isteğiyle yaptığı tazminat ödemesini davalıdan talep hakkı bulunmamaktadır. Bu itibarla, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılması gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Konya … ASLİYE Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL karar ilam harcının peşin alınan 769,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 688,80 TL’nin davacıya iadesine,
Davalı kendisine vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 6.650,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yatırılan 768,49 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
Davalı tarafça ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan 238,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Gider avansından kalan kısmın ilk derece mahkemesince re’sen yatıran tarafa iadesine,
İstinaf karar tebliği, avans iadesi ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/06/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸