Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/874 E. 2023/408 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … –

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …

VEKİLLERİ : Av. …- …
Av. …- …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 06/04/2023
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2023
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki yapılan sözleşme uyarınca, davacının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında inşa ettiği Konya İli … İlçesi … Ada … parselde bulunan … projesindeki 4 adet asansörün malzemeli olarak yapımının davalı tarafından üstlendiğini ancak davalı şirketin işi sözleşmeye uygun bir şekilde tamamlamadığını ayrıca eksik ve ayıplı yapılan asansörlerin durmadan arızalandığını ve binada yaşayanlar için tehlikeli olduğunu, davalı şirkete yapılan ihtarlardan sonuç alınamadığını, bunun üzerine işin sözleşmeye uygunluğun tespiti için Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyasında tespit yapılmasının istendiğini, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu ile yapılan işin sözleşmeye uygun yapılmadığının, sözleşmede kararlaştırılan marka, ürün, nitelik ve kalitede yapılmadığının tespit edildiğini, bilirkişi raporu ve tespit edilen aykırılıkların davalı şirkete mahkemece tebliğ edildiğini ve davalı şirketin rapora itiraz etmediğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete bilirkişi raporu ile birlikte sözleşmenin 10/1 ve 11/1 maddesine istinaden sözleşmeye aykırı olduğu tespit edilen hususuların 3 gün içerisinde sözleşmeye uygun hale getirilmesi için Konya … Noterliği’nin 05/12/2018 tarih … yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, davalı şirketin ihtarnameye cevap vermediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.249,20 TL maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiş; 07/12/2021 tarihli ıslah dilekçesinde; talebini 65.020,00 TL’ye arttırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacı şirket ile arasında akdedilen asansör imal sözleşmesi kapsamında asansörleri teknik ve görsel tüm şartlarına uygun davranarak süresinde teslim ettiğini, söz konusu bu teslimler sırasında her asansörün “Asansör tava fanı yok + yan aynalarda filmlerin iç kısımlarında atık var+karşı aynası yok+zemin kaplaması sözleşmeye göre durumu kontrol edilecek+kat anonsunun sistemi düzeltilecek” şeklinde tutanak tutulduğunu ve asansörlerin teslim edildiğini, bu tutanağın içeriğinden başka bir hatanın yahut eksikliğin olmadığının tespit edildiğini, bahse konu eksikliklerin giderildiğini ve asansörlerin … firması tarafından Ağustos 2018 de tespitinin yapıldığını, yapılan tespit ile hiçbir uygunsuzluk tespit edilmediğini, keza mezkur asansörlerin … Belediyesi tarafından da 14.08.2018 tarihinde testten geçerek onay aldığını, davacı tarafça Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespitin eksik bilgi ve kötüniyetli yönlendirmeler ile sadece kendi menfaatlerine uygun bilgileri paylaşıp müvekkilinin gıyabında kendi lehine rapor aldırdığını, bu dosyada alınan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, mahkemece itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verildiğini, müvekkilinin, söz konusu sözleşmeye istinaden yapması gereken asansörleri yaptığını hatta vadettiğinden daha fazlasını yaparak ek maliyetlere dahi katlandığını, dava dilekçesinde eksik olduğu iddia edilen hususların hepsine karşı değişik iş dosyasında gerekli cevaplar verildiğini, müvekkilinin sözleşmeden bağımsız olarak bahse konu 4 adet asansörün avan projelerini de yaptığını, her bir avan projenin değerinin 1.500 TL + KDV olduğunu, müvekkilinin salt avan projeden dolayı 6.000 TL +KDV ayrıca bir alacağı daha bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı şirketin davacı firmaya eser sözleşmesi kapsamında yükümlendiği … projesinde 4 adet asansörün yapımı hususunda eksik ve hatalı imalatın olup olmadığı, kullanılan malzemelerin sözleşme kapsamında uygun olup olmadığı, yapılan iş ile sözleşmede belirtilen işler arasındaki maddi değer farkının bulunup bulunmadığı var ise ne miktar olacağı, davacının sonradan eksiklikleri giderdiği fatura bedellerini davalıdan istenip istenmeyeceği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporlarında da belirlendiği üzere; asansör firmasının sözleşmede geçen markalar ile bazı kalem ürünlerde bire bir aynı malzeme ve ürünleri kullanmadığı bazı kalemlerde daha iyi teknolojiler kullandığı, bazı kalemlerde ise işlev olarak aynı fakat sadece marka olarak farklı markalar kullandığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … D.İş dosyasından alınan rapor neticesinde eksik işler toplamı 33.040,00 TL fatura karşılığı tamamlandığı, toplamda sözleşmedeki markalar ile montaj yapılsaydı işçilik ve ruhsat- harç bedelleri hariç- 388.058,40 TL, hali hazırdaki montajlanan ürünler ile toplam fiyat 356.078,40 TL olarak hesaplandığını, aradaki fark ise 31.980,00 TL olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Teknik bilirkişi raporu ışığında sözleşme konusu 4 adet asansörün teslim edildiğini, asansörde eksik ve ayıplı imalat olduğunun belirlendiğini, borca aykırılık veya temerrüd halinde alacaklı işsahibi her zaman aynen ifayı yani eksikliklerin giderilmesini isteyebileceğini, ayıp halinde ise iş sahibi ayıp nedeni ile oluşan zararın tazminini talen edebileceği kanaatine varılmıştır..” gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile 65.020,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 29.12.2016 tarihinde yapıldığını, mahkeme kararının tarihinin ise 31.12.2021 olduğunu, dolayısıyla, karar tarihinde davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından asansörlerin sözleşmeye uygun hale getirilmesi için yapıldığı belirtilen sözde masraflara ilişkin fatura bedeli ile müvekkili tarafından kullanılan markalar ile sözleşmede yazan markalar arasındaki farklı markalar arasındaki fark bedelinin toplamı neticesinde oluşan bedele hükmedilmesinin, tahsilde tekerrür oluşturacağını ve davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını, her iki bedel belirlenirken, aynı kalemlerin tekrar tekrar dahil edildiğini, hem davacı tarafından tamamlandığı gerekçesiyle müvekkilinden fatura bedeli tahsil edildiğini, hem de müvekkili tarafından sözleşmede yazan şekilde yapılsaydı yapılacak masraf dahil edildiğini, böylece, davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olunduğunu, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında yapılan tespitin davalı şirketin yokluğunda yapıldığını, tespit dosyalarından düzenlenen raporların itirazlar kapsamında yenilenmediğini veya ek rapor düzenlenmediğini, müvekkilinin savunması alınmaksızın düzenlenen değişik iş raporunun, esas mahkeme tarafından da kararda esas alındığını, ancak, yargılama boyunca değişik iş dosyasından düzenlenen raporun gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hakkında hiçbir bilirkişi raporu alınmadığını, taraflarca düzenlenen teslim tutanağından asansördeki eksikliklerin belirlendiğini ve bunun dışında bir eksiklik olmadığını davacının da kabul ettiğini ve bahse konu eksikliğinde giderildiğini ve asansörlerinde … firması tarafından Ağustos 2018 tarihinde tespitinin yapıldığını, asansörlerin Belediye tarafından testten geçirilerek 14.08.2018 tarihinde onaylandığını, müvekkilinin, söz konusu sözleşmeye istinaden yapması gereken asansörleri davacının isteği doğrultusunda vadettiğinden daha fazlasını yaparak ek maliyetlere dahi katlandığını, bilirkişi raporlarında, yalnızca davacının talepleri değerlendirilirken; müvekkilinin sözleşmenin üstünde maliyetlere katlandığının göz ardı edildiğini, müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmenin malzeme+işçilik dahil olarak düzenlendiğini, sözleşme bedeline işçilik ücretlerinin dahil olduğunu, dosya kapsamında düzenlenen 28.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda da; “Asansör proje bedelleri ve montaj işçilik bedelleri fiyata dahil edilmemiştir.” şeklinde belirtildiğini, içiliğin maliyetsiz olacağının düşünülmesinin de mümkün olmadığını, bu nedenle, bilirkişiler tarafından müvekkili tarafından yapılan işin bedeli tespit edilirken, proje bedellerinin, işçilik bedellerinin de eklenmesi gerektiğini, bu hususta rapora itiraz etmeleri üzerine düzenlenen 03.05.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda ise; “Davacının toplamda sözleşmeye göre yapmış olduğu işçilik, mühendislik, belediye ruhsat-harç ödemeleri asansör başına 25.950,00 TL olup, toplamda işçilik bedeli 4 asansör için 103.800,00 TL’dir” şeklinde belirtildiğini, burada, davacının ifadesi hatalı olup, kastedilen davalı müvekkil olduğunu, neticede, müvekkili tarafından yapılmış olan tüm bu maliyetlerin dahil edilmediğini, müvekkilinin, sözleşmeden bağımsız olarak, yine davacının talebi üzerine dava konusu 4 asansörün avan projelerini de yaptığını, her bir avan projenin değerinin 1.500,00 TL+KDV olduğunu, salt avan projeden dolayı dahi davalı şirketin 6.000,00 TL+KDV alacağı bulunduğunu, bilirkişi raporunda, avan proje maliyeti olarak 1.000,00 TL belirtilmişse de bu rakam gerçek maliyeti göstermediğini, bu nedenle, müvekkili tarafından yapılan avan projenin ve toplam maliyetinin de hesaplanması gerektiğini, davalının yokluğunda yapılan Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasından düzenlenen bilirkişi raporunda, gerçek eksikliklerin değil, davacı tarafından sunulan gerçeğe aykırı faturalar esas alınarak eksik işler toplamının 33.040,00 TL fatura karşılığı tamamlandığının belirtildiğini, asansör sektöründe, tekel durumda olan Kontest firmasından onayın müvekkili tarafından alındığını ve müvekkili tarafından yapılan işte eksiklik bulunmaması nedeniyle uygunluk raporu verildiğini, mahkemece aldırılan 03.05.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda, “davacı yanın asansörlerin eksikleri için dosya ekine sunduğu KDV dahil 33.040,00 TLlik eksik işler ile ilgili faturanın açıklamasında hangi kalem parça ve işçilik yapıldığı yazmamaktadır.” şeklinde belirtme bulunduğunu, davacının faturalarının dava dosyasına ilişkin olduğunun bilirkişilerce de tespit edilemediğini, neye ilişkin olduğu dahi belirli olmayan faturada yazan bedelin, karara esas alınmasının doğru olmaıdğını, davacının inşaat sektöründe yer alan bir firma olup, herhangi bir yerde yaptırdığı işlere ilişkin düzenlenmiş faturaları yahut gerçekte hiç olmamasına rağmen, firmalarla muvazaalı olarak düzenlediği faturaları işbu dava dosyasına sunduğunu, mahkemece bunların dava dosyasına ilişkin olduğunu gösterir hiçbir delil bulunmamasına rağmen, davacının talebi gibi, adi belge durumundaki faturaların bedelinin müvekkilinden alınarak davacıya verilmesine karar verildiğini, bilirkişi raporlarında, müvekkili tarafından montajı yapılan malzeme bedelleri belirlenirken; gerçek maliyetinden çok daha düşük miktarda bedeller belirlendiğini, bu nedenle, sözleşmedeki markalar ile montaj yapılsaydı oluşacak bedel ile montajlanan ürünlerin bedeli arasındaki farkın 31.980,00 TL olmamasına rağmen, bu miktara ulaşıldığını, bu nedenle, özellikle makine, kapılar, fren, aşırı yük, karşı ağırlık, denge zinciri ve fotosel malzeme bedelleri açısından, montajı yapıla malzeme bedelleri olarak belirlenen miktarları kabul etmediklerine ilişkin itirazlarını sunduklarını, ancak, ek raporda da giderilmemesi üzerine ek rapora da itiraz ettiklerini, bu husustaki itirazlarına yönelik dosya kapsamında, karar verilmesine elverişli rapor bulunmadan karar verildiğini, gerekçeli kararda; harç ve yargılama giderlerine ilişkin, müvekkili tarafından yatırılan bedellerin de davacı tarafından yatırılmış gibi hesaplanarak yeniden davacıya verilmesine karar verildiğini, kararın tamamen kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerekmekle birlikte; aksi kanaat hasıl olacak olması halinde; kararın yargılama giderlerinin ve harçlara yönelik kısmının da düzeltilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı işler nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup davanın çözümlenmesinde uygulanması gereken hükümler, 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddeleridir.
Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. İlk bakışta görülebilen veya basit muayene ile anlaşılabilen neviden olan ayıplar açık ayıp; ilk bakışta görünemeyen veya basit muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilmektedir. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir. Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır.
Eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda eksik işlerin varlığı ve kimin tarafından tamamlandığı konusunda ispat yükünün kimde olduğu noktasında kanuni ve fiili karinelerden faydalanılmalıdır. TMK’nın 6. maddesine kanunda aksine özel bir düzenleneme olmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Bu durumun usul hukukuna yansıyan hali HMK’nın 190. maddesinde belirtilmiş olup buna göre iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendii lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altındadır. Bu ilkelerin eksik işlerin varlığı ve kimin tarafından yapıldığının kanıtlanması bakımından değerlendirildiğinde kural olarak eksik işlerin varlığını iş sahibi; bunların giderildiğini ise yüklenici ispat etmek zorundadır. (Emsal Yargıtay 15. HD’nin 10/02/2014 tarih, 2013/626 esas ve 2014/801 karar sayılı ilamı) Eser sözleşmesi yapıldıktan sonra işin yüklenici tarafından yapıldığı ve tamamlandığı karine olarak kabul edilmelidir. Ancak bunun aksini iddia eden ispat etmelidir. (Emsal Yargıtay 15. HD’nin 16/03/2017 tarih, 2016/3073 esas ve 2017/1156 karar sayılı ilamı) Yine eser sözleşmesi kural olarak feshedilmediği veya işten el çektirilmediği kanıtlanmadığı sürece imalatın yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmelidir. Bir başka anlatımla iş sahibi eseri kendisinin tamamladığını, yüklenicinin işi terk ettiğini, yani sözleşmenin sona erdiğini kanıtlamakla yükümlüdür. (Emsal Yargıtay 15. HD’nin 16/05/206 tarih, 2016/1692 esas ve 2016/2805 karar sayılı ilamı)
Somut olayda taraflar arasında 29/12/2016 tarihinde yapılan sözleşme ile davalı şirketin KDV dahil 330.000,00 TL karşılığında 4 adet asansör yapım işini üstlendiği, sözleşmede yapılacak asansörlerin özelliklerinin etraflıca gösterildiği anlaşılmaktadır. Mahallinde 21/11/2018 tarihinde yapılan tespit sonrası aldırılan bilirkişi raporunda sözleşme kapsamında kullanılacağı üstlenen markalardan daha farklı markalara kullanıldığı, sözleşme kapsamında yapılması gerekip yapılmayan işlerin bulunduğu belirlenmiştir. Bu bağlamda davalı cevap dilekçesinde farklı marka kullanımlarının bir kısmına ilişkin olarak davacının haberinin olduğunu, bir kısmına ilişkin davacının talebi olduğunu ve tüm değişik markaların daha pahalı olup davacının yararına olduğunu savunmuş ise de davacının bu yönde bir talebi olduğunu ispatlayamamıştır. Davacı iş sahibi dava konusu asansördeki eksiklikleri bir başka firmaya yaptırdığını ihtarname, delil tespiti gibi somut delillerle ispatlayamadığından dava konusu asansörlerin davalı firma tarafından tamamlandığı kabul edilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki tek taraflı ve her zaman düzenlenebilen fatura ile eksik işlerin başka bir yükleniciye yaptırıldığı kabul edilemez. Bu bağlamda mahkemece başka bir firmaya yaptırılan eksik işler bedeli olarak 33.040,00 TL’nin hüküm altına alınması doğru olmamıştır.
Eser sözleşmelerinde işin ayıplı olarak teslimi halinde, iş sahibi makul süre içinde ayıpları tespit ve giderimi için talepte bulunup dava açması gerekmekte olup ayıp giderim bedeli de makul süre içerisinde açılan dava tarihindeki mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerekmektedir. Eldeki davanın da teslim tarihinden itibaren makul süre içerisinde ikame edildiği anlaşılmakta ise de mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda belirtilen şekilde hesaplama yapılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılması gereken iş; inşaat mühendisi ve makine mühendisi bilirkişi heyetinden sözleşme kapsamında olması gerekip farklı ve eksik yapıldığından kusurlu olan imalatlar yönünden dava tarihinden itibaren mahalli piyasa rayiçlerine göre giderim bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp sonucuna uygun karar verilmesinden ibarettir.
Kabule göre de; hüküm altına yargılama giderinin 2.543,30 TL’lik kısmı davalı tarafından karşılanmasına rağmen, davacı tarafından karşılanmış gibi, tamamından davalının sorumlu tutulmasına karar verilmesi de hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 31/12/2021 tarih ve … Esas – … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Davalı tarafından yatırılan 1.110,38 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
İstinaf karar tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan incelemesonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.06/04/2023


Başkan

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Katip …
¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸