Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/862 E. 2023/595 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2022
NUMARASI : … Esas – … Karar

ASIL DAVADA DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. … , Av. …
ASIL DAVADA DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)|Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 11/05/2023
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2023
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, enerji sistemleri üzerine çalıştığını ve elektrik, doğalgaz gibi enerji sistemlerinin uygulama sahasına altyapısını sağlamakta olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca, “Mersin- … İl Yolu Km:… -2 Kavşakları toprak işleri, sanat yapıları, köprü işleri, rafi Güvenliği ve aydınlatma işleri ile …’lı üstyapı işleri” yapımı kapsamında Km: …-2 Kavşağında yer alan elektrik işlerinin projelerine ve fen kurallarına uygun olarak yapılması işini üstlendiğini, müvekkilinin süresinde işi tamamlayıp teslim ettiğini ve işin yapıldığına ve bedeline lişkin 09/07/2018 tarih ve … sıra numaralı 118.000,00 TL bedelli fatura tanzim edildiğini ve davalının fatura dolayısıyla bakiye 73.000,00 TL alacağının davalı tarafından ödenmediğini, davalı şirkete gönderilen ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması üzerine davalı hakkında Konya … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattığını ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan … tarihli sözleşme kapsamında yapılacak olan işin davacı tarafından zamanında, tam ve gereği gibi yerine getirmediğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığını bu nedenle çıktığını, davacının işi eksik yaptığını, davacı tarafından eksik bırakılan işlerin müvekkili davalı şirket tarafından tamamlandığını, yine davacının işçilerinin ücretlerinin da devalı tarafından ödendiğini ve halen de ödeme yapılmaya devam ettiğini, ayrıca davacının yükümlülüğünde olan vinç bedelinin davalı tarafça ödendiğini, işçilik bedelleri ile vinç bedellerinin birlikte fatura edildiğini, buna ilişkin olarak düzenlenen 17.07.2018 tarih ve … numaralı 81.480,45 TL bedelli faturanın noter aracılığıyla 17/08/2018 tarihinde davacıya gönderildiğini, davacı şirketin faturaya itirazda bulunmadığını, yine bu iş için davacı işçilerine yapılan diğer maaş ödemelerinine ilişkinde 21/09/2018 tarih ve … numaralı 10.030,00 TL bedelli fatura düzenlenerek davacıya noter aracılığıyla 26/09/2018 tarihinde gönderildiğini, davacının bu faturaya itirazda bulunmadığını, davacının işi eksik bırakmasından dolayı işi 25 gün geç teslim etmek zorunda kalan davalının hakedişinden dava dışı işveren tarafından 62.500,00 TL cezai şart kesildiğini, bu bedelden de davalının sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davalının 118.000,00 TL alacağından, bu alacaklar mahsup edildiğinde bile davacının davalıdan alacaklı olmadığını, davalıya borçlu olduğunu savunarak, davanın reddini, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4 kalemde toplanmış olup, ilk olarak davacının dava konusu sözleşme kapsamında işi tam olarak yerine getirip getirmediği hususunu ispatı gerekmekte olup, herhangi bir ihtilaf bulunmayan sözleşme kapsamına göre yapım işi davacı üzerinde olduğundan aksinin ispat külfeti davalı üzerindedir. Her ne kadar davalı vekili savunmalarında işin eksik yapıldığını ve müvekkili firma tarafından tamamlandığını savunmuş ise de; dosya kapsamında işin davacı dışında başka bir firma tarafından yapıldığına dair soyut tanık beyanları dışında, bu beyanları destekler mahiyette muteber herhangi bir delil bulunmadığından ve ayrıca dinlenen tanıkların davalı çalışanı olması hususları da nazara alınarak; sözleşme kapsamında işin ne kadarlık kısmının eksik bırakıldığını veya tamamlanan kısımlara ilişkin yapılan çalışmalara dair herhangi bir delil bulunmadığından talimat mahkemesince yapılan keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporlarında ve 30/06/2018 tarihli davalı firma şantiye şefi ile asıl işveren şantiye şefi arasında imzalanan işin tamamlandığına ve eksiksiz olarak teslim edildiğine dair tutanak birlikte değerlendirildiğinde; sözleşme konusu işin tamamlandığı herhangi bir eksiklik bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafından aksini gösterir herhangi bir muteber delil bulunmadığından işin sözleşme kapsamında yapım işini üstlenen davacı tarafından yerine getirildiği takdir ve kanaatine varılmıştır.
İkinci husus olarak; davalı tarafından yapılan işçi ödemelerinin yerinde olup olmadığı ve mahsubunun gerekip gerekmediği hususunda toplanmakta olup, mahkememiz 10. celsesinin … nolu ara kararı ile, işçi maaş ödemelerine ilişkin savunmaya dair davacı vekiline beyanda bulunmak üzere kesin süre tanınmış ve davacı vekili 27/01/2021 tarihli beyan dilekçesinde; yalnızca işçilere ait maaş ödemelerini kabul ettiklerini beyan etmiştir. Davalının işçi ödemelerine ilişkin savunmaları 3 kısma ayrılmakta olup, ilk kısım; taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesine istinaden yapılan işçilik ödemeleri 2. Kısım; taraflar arasındaki sözleşmenin 4. ve 11. maddelerine istinaden yapılan işçilik ödemeleri ve 3. Kısım olarak arabuluculuk vasıtasıyla yapılan işçilik ödemeleridir. Davacının beyan dilekçesinde; yalnızca işçilere ait maaş ödemeleri kabul edilmiştir. Neticeten bu husus taraflar arasındaki sözleşmenin 4. Ve 11. Maddelerine istinaden yapılan ödemelere tekabül etmekte olup, bu kalemde yapılan toplam 35.977,33 TL ödemenin toplam alacaktan mahsubunun gerektiği takdir ve kanaatine varılmıştır. Sözleşmenin 3. Maddesi kapsamında yapılan işçi ödemelerine dair davacının, davalının eksik iş savunmalarını ve bu kalemde yapılan ödemeleri açıkça kabul etmemesi ve yukarıda izah edildiği üzere eksik işlerin bulunduğunun ve davalı tarafından tamamlandığının ispatlanamaması ve ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen işin hızlandırılmasına ilişkin ihtarnamenin çekildiğine dair herhangi bir delil bulunmadığından bu kalemde yapıldığı savunulan işçi ödemelerinin davacıya yansıtılamayacağı takdir ve kanaatine varılmıştır. Yine arabuluculuk kapsamında yapılan işçi ödemeleri davacı tarafından kabul edilmemiş olup, yargılamanın 10. celsesinin 3 nolu ara kararında; davalı vekiline ödeme yapılan işçilerin kimlik bilgilerinin bildirilmesine ilişkin ihtarlı kesin süre verilmiş olup, verilen kesin süre içerisinde diğer işçiler ile birlikte arabuluculuk kapsamında ödeme yapılan işçilerden yalnızca … ve …’in kimlik bilgileri bildirilmiş, dava dışı …’in kimlik bilgilerine dair herhangi bir beyan bulunmadığından bu kişiye yönelik beyanda bulunmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilerek davalıya yeniden bildirim için süre tanınmamıştır. Bildirim yapılan … ve …’in UYAP sisteminden çıkartılan hizmet döküm tablosunda ödeme yapılan tarihlerde davalı firma çalışanı olduğu dolayısıyla ilgili işçilere yapılan ödemelerden davacının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı takdir ve kanaatine varılarak ilgili ödemelerin mahsubuna yönelik savunmalara itibar edilmemiştir.
Üçüncü husus olarak; davalı sözleşme kapsamındaki vinç temininin kendisi tarafından gerçekleştirildiğini savunmuş olup, ilgili hususa ilişkin olarak davacının 27/01/2021 tarihli beyanında; vinç bedelinin yansıtılmasını kabul etmediğini, vincin sözleşme kapsamında müvekkili tarafından sağlandığını belirtmiştir. Davalı vekili her ne kadar vinç çalışma bedeline ilişkin olarak …, … ve … tarihli faturaları delil olarak sunmuş ise de; yalnızca fatura beyanı ile çalıştırılan vinçlerin iş bu dava konusu sözleşme kapsamında yapılan iş de kullanıldığına dair herhangi bir muteber delil bulunmadığından ve yine taraflar arasındaki sözleşme kapsamında vinç temininin davacı tarafından gerçekleştirilmesi gerektiği kararlaştırıldığından, aksinin ispat külfeti davalı üzerinde bulunduğundan ve sözleşme kapsamında davacının vinç teminine yönelik yükümlülüğünü yerine getirmediğine dair herhangi bir delil bulunmadığından ispatlanamayan bu hususa ilişkin mahsup taleplerinin reddi gerekmiştir.
Dördüncü husus olarak davalı, sözleşme kapsamında 05/06/2018 tarihinde teslim edilmesi gereken işi 30/06/2018 tarihinde teslim edildiğini savunmuş olup, geciktirilen her takvim günü için sözleşme kapsamında belirlenen 2.500,00 TL üzerinden yapılan hesaplama ile 62.500,00 TL cezai şart bedeli ödenmesi gerektiğine yönelik savunma da bulunmuş ise de; ilgili cezai şart ifaya eklenen cezai şart mahiyetinde olup, sözleşme kapsamındaki işin hangi tarihte davacıdan teslim alındığı ispatlanamadığından ve ifaya eklenen cezai şart mahiyetindeki sözleşme kapsamında kararlaştırılan cezai şartın tahsil edileceğine dair ihtirazi kayıt konulmaksızın işin teslim alındığı ve tamamlanmış işin 30/06/2018 tarihinde asıl işverene teslim edildiği anlaşılmakla bu yöndeki mahsup taleplerinin yerinde olmadığı takdir ve kanaatine varılmış olup, bu cihetle; Mersin … Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat doğrultusunda düzenlettirilen 26/02/2021 tarihli heyet raporundaki cezai şarta ilişkin tespitlere de mahkememizce itibar edilmemiştir.
Tüm dosya muhtevası birlikte değerlendirildiğinde; dava dilekçesinde davalının, sözleşme kapsamında bakiye borcunun 73.000,00 TL olduğu kabul edilmiş olup, harici kısımlar uyuşmazlık konusu değildir. Yukarıda izah edildiği üzere; davacının alacak kaleminden yalnızca taraflar arasındaki sözleşmenin 4 ve 11. Maddelerinde yapılan işçi ödemelerinin mahsubu gerektiğinden ve her ne kadar davalının ödeme ve yansıtma bedellerine ilişkin olarak düzenlediği 17/07/2018 tarihli 81.480,85 TL bedelli faturada KDV dahil olarak davacı borçlandırılmış ise de; ilgili hususta yapılan maaş ödemelerinin net miktarı borç kaleminden mahsubu gerektiğinden ve ilgili ödemelere ilişkin ayrıca KDV talebinin usuli hata olduğu takdir ve kanaatine varılarak, yalnızca davalı tarafından, dava dışı işçilere yapılan ve celp edilen banka dekontlarından anlaşılan net ödeme miktarı olan 35.977,33 TL toplam ödemenin 73.000,00 TL’den mahsup edilerek bakiye 37.022,67 TL davacının davalıdan alacaklı olduğu takdir ve kanaatine varılmıştır” gerekçesiyle asıl dava yönünden; davanın kısmen kabulüne, davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibine itirazının kısmen iptal edilerek, takibin 35.022,67 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, takip konusu alacak miktarının belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl davada davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;17/05/2018 tarihli sözleşmede işin 05/06/2018 tarihinde bitirileceğinin, 7. Maddesinde ise cezai şartın düzenlendiği, 4. madde de işçi çalıştırılması, 3. madde de ise olası durumlarda ne yapılacağının belirtildiğini, davacının işi teslim etmeyip gecikmeye neden olduğunu ve … ve … yevmiye nolu noter kayıtlarıyla davacı namına yapılan ödemelerin davacının adresine bildirildiğini, birleşen dosyanın ise … Tarihli sözleşmeye konu işin 230.000,00 TL bedelli iş olup davacıya gönderilen … nolu noter ihtarnamesine rağmen davacının işe devam etmediği ve sözleşmenin feshedildiği, eksik işlere ilişkin tutanak tutulduğunun bildirildiği, ana dosyadaki işte işim tam olarak yapılıp yapılmadığı hususunun değerlendirilmediğini, asıl işverenin Karayolları ihaleyi alanın … inşaat firması müvekkilinin de bu firmadan iş alan elektrik işlerinin yapımcısı olduğunu, SGK kayıt sisteminde alt taşeronun taşerounu olmayacağında davacı ile müvekkilinin arasındaki sözleşme gereğince davacı çalışanları sözleşme gereğince kendi personeli olarak gösterildiğini, hatta davacı şirket yetkililierinin bile müvekkili şirket tarafından o dönemde sigortalandığını, davacı şirket yetkilsiin … ile dahil diğer işçilerle arabuluculuk görülmesi yapıldığını taraflar arasındaki anlaşmadan harici olarak para alınmya çalışıldığını, … nun ödemesinin yapılmayıp diğer işçilere ödemelerin arabuluculuk görüşmelerinde yapılıp sözleşme hükümlerine göre de davacı hakedişinde düşülmek üzere faturalandırıldığını, alt taşeron bulundurulamaması durumunun mahkemece anlaşılmadığını, davacının işi yarım bırakıp gittiğini müvekkilinin yaptığı işin idareye karşı tamamlanasının davacının tamamladığı sonucuna götürmeyeceğini, davacının işi yarım bırakıp gittiğiin tanık beyanlarıyla da sabit olduğunu, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacının hiç bir çalışanının ve kendi yetkilisi de dahil olmak üzere kendi sigortası altınd Mersin-… işinde bulunmadığını bu durumda davacının bu işleri nasıl yapmış olabileceğini, o dönemde davacı çalışanlarının mecburen yukarıda izah edildiği alt taşeronun taşeronu olunamayacağından müvekkilinin kendi çalışanı gibi gösterilmek zorunda kalındığını, sözleşmede de yazılı olduunu, davacının bu iş için kimleri çalıştırdığının sorulması gerektiğini ayrıca …in davacı çalışanı olmasına ve müvekkiline karşı arabuluculuk başvurusunda bulunmasına tutanakların da mahkeme dosyasında olmasına rağmen mahkemece müvekkilinden beyanda bulunulmasının istenildiğini, sözleşmedeki işçilerle ilgili hükme kararın açıkça aykırılık içerdiğini mahkemece bu kısımlarla ilgili bir bölüm ödemesini kabul edilip diğer durumları kabul etmemesinin hatalı olduğunu, sözleşmede açıkça davacı tarafından yerine getirilmesi gereken vinç bedelelrinin müvekkilinin ödediği faturalarla sabit olmasına rağmen bu vinçlerin sözleşme konusu işte kullanılııp kullanılmadığının sabit olmadığı gerekçesenin hatalı olduğunu, bu hususla gerekirse tanıklara yeniden soru yöneltilebileceği, fatura tarihleriyle bile vinçlerin bu iş için kullanıldığının belirli olduğunu, bilirkişilerdede bu hususun sorulabileceği, davacının işi teslim ettiğine dair bir delili yokken işin davacı tarfça teslimin kabul edilmesinin hatalı olduğu gibi cezai şartla ilgili kararın da hatalı olduğunu, birleşen dosyada da dosya davalısına iş için 41.100,00 TL ödeme yapıldığı ve işin bedelinin de eksik yapılması dolayısıyla 21.919,00 TL olarak bilirkişilerce belirlenmesine göre müvekkilinin 19.181,00 TL fazladan ödeme yapmış olduğujnu, ek raporda 3.665,00 TL olarak görünen borç üzerinden harket etmek gerektiği bu durumda müvekkilin fazladan yapmış olduğu 19.181,00 TL’den bu tutarın mahsubu halinde 15.616,00 TL müvekkilinin alacaklı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Birleşen davaya yönelik istinaf başvurusu olmadığından birleşen dava ilk derece aşamasında kesinleşmiş olup, asıl davaya ilişkin istinaf incelemesi yapılmıştır.
Asıl dava; eser sözleşmesine dayalı bakiye alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 17.05.2018 tarihinde imzalanan yazılı sözleşme uyarınca, Mersin- … İl Yolu Km: …. -2 Kavşakları toprak işleri, sanat yapıları, köprü işleri, rafi Güvenliği ve aydınlatma işleri ile …’lı üstyapı işleri” yapımı kapsamında Km: … -2 Kavşağında yer alan elektrik işlerinin projelerine ve fen kurallarına uygun olarak yapılması işini davacı şirket üstlenmiş olup, işin bedeli sözleşmede KDV hariç 100.000 TL olarak belirlenmiştir.
Davacı tarafça, iş bedelinin tamamına ilişkin 09.07.2018 tarihinde KDV dahil 188.000 TL bedelli ve … numaralı fatura düzenlenmiş ve fatura davalı şirket tarafında da kabul edilerek ticari defterlerine işlenmiştir. Davacı taraf kabul ettiği bu faturaya karşılıkta ticari defterlerine bir takım ödeme kayıtları da girmek suretiyle bakiye borcunu 31.12.2018 tarihi itibarıyla 3.665,78 TL olarak defterlerinde göstermiştir. Bu halde davalının … tarihli sözleşme kapsamında işin eksik yapıldığına ilişkin savunmasına itibar edilemez. Kaldı ki, davalı taraf işin eksik yapıldığını ve başka firmalara tamamlattırıldığını da ispat edememiştir. Bu halde davacının 118.000,00 TL iş bedeline hak kazandığının kabulü doğrudur. Bu kapsamda, sözleşmenin 3. Maddesi kapsamında 17.07.2018 tarih ve … numaralı faturadaki 15.254,24 TL işçilik bedelinden davacının sorumlu tutulması mümkün olmadığı gibi, 17.820,00 TL vinç bedelinden davacının sorumlu tutulması mümkün değildir. Sözleşmenin 3. Maddesinde vinç bedelinden davacının sorumlu olduğu da düzenlendiğine göre; vinç bedellerine ilişkin üçüncü bir firmanın düzenlediği faturalar, davalının vinç bedelini davacı adına ödediğini göstermez. Bu itibarla bu bedelinde düşülmemesi doğrudur.
Yine taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesinde kararlaştırılan günlük 2.500,00 TL cezai şart 6098 sayılı TBK’nın 179/2. Maddesi kapsamında ifaya ekli cezai şart niteliğinde olup, işi teslim aldığı anlaşılan davalının bu hususta her hangi bir ihtirazı kayıt koymadığı anlaşılmakla gecikme tazminatı talebinin kabul edilmemesi ve ve borçtan mahsup edilmemesi de doğrudur.
Ancak;
Taraflar arasındaki sözleşmenin 4. ve 11 maddelerinde, dava konusu işte çalışan işçilerin ücretlerinden davacının sorumlu olacağı, sözleşme bedeline işçilik ücretlerinin de dahil olduğu belirtilmiş, ayrıca çalışan işçilerin SGK kayıtlarında davalı işçisi olarak gözüktüğü de belirtilmiştir. Davacı tanıklarının beyanlarında da dava dışı … ‘nun, …’nun ve …’in dava konusu işte çalıştıkları anlaşılmakla, bu işçilerin ücretlerinden de davacı sözleşme hükümleri uyarınca sorumludur. Dava konusu iş dönemi için arabuluculuk görüşmeleri kapsamında bu işçilere ödenen toplam 8.500,00 TL’den de davacının sorumlu olduğu kabul edilerek toplam 44.477,33 TL işçilik alacağından davacının sorumluluğuna karar verilmesi ve iş bedelinden düşülmesi gerekirken, sadece 35.977,33 TL’nin düşülmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan; davalı taraf davacıya toplam 68.100,00 TL ödeme yapılmış olup, davacı bu ödemenin 45.000,00 TL’nin asıl davaya konu işten düşerek 73.000,00 TL talep etmiştir. İlk derece mahkemesince birleşen dosyada dava konusu yapılan işin bedeli ise 20.979,22 TL olarak tespit edildiğine ve taraflarca da iş bedeline ilişkin bir istinaf itirazı ileri sürülmediğine göre, bu iş bedeli de düşüldüğünde (68.100,00 TL- 45.000,00 TL- 20.979,22 TL) 2.120,78 TL ödemede davacı alacağından düşülecektir.
Bu halde davacının asıl davada, davaya konu icra takibinde talep edebileceği miktar (73.000,00 TL – 44.477,33 TL – 2.120,78 TL) 26.401.89 TL olup, bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, gerekirken, hatalı değerlendirme ve yazılı gerekçeyle eksik bedele hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan sebeplerle; asıl davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne yapılan hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne ve davacının kötüniyetli olduğu ispatlanmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin ve kazanılmış hak ilkesi uyarınca de davacının icra inkar tazminatı taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Asıl davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE;
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2.maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/01/2022 tarih, … Esas – … Karar Karar sayılı kararının asıl dava yönünden KALDIRILMASINA,
Asıl davada; davalının, Konya … İcra Müdürlüğü’nün Esas sayılı dosyasında 26.401,89 TL asıl alacağa yaptığı İTİRAZININ İPTALİNE ve takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Davacının icra inkar tazminatı ve davalının kötüniyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
Alınması gereken 1.803,51 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 881,66 TL’nin mahsubu ile bakiye 921,85 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına (İlk derece mahkemesince 26/04/2022 tarih ve … Harç nolu harç tahsil müzekkeresi düzenlendiğinden yeniden harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine yer olmadığına, davalıdan fazladan tahsil edilen harç olması halinde talebi halinde iadesi için İlk Derece Mahkemesince müzekkere yazılmasına)
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 5,20 vekalet harcı, 839,80 TL keşif harcı ve 881,66 TL peşin harcın toplamı olan 1.762,56 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından ilk derece aşamasında yapılan 3.900,00 TL bilirkişi ücreti, 1.367,5‬0 TL posta tebligat gideri ile istinaf aşamasında yapılan 26,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 5.293,5‬0 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.914,50 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 353,70 TL yargılama giderinin ret oranına göre hesaplanan 255,80 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan 598,10 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 5.253,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (kazanılmış hak ilkesi gereğince)
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Karar tebliğ, avans iadesi ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca, kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
11/05/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸