Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/705 E. 2023/434 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2022
NUMARASI : … Esas – … Karar

ASIL DAVADA :
DAVACI : …

VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)

BİRL. KONYA … AS. TİC. MAH. … E. … K.SAYILI DAVADA:
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …

VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARAR TARİHİ : 06/04/2023
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2023
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının makine imalatı yaptığını, dava dışı … Tic. A.Ş. İçin yapılacak olan 8 adet yatak kasası … işinin ilk ayağı olan döküm işinin davalı tarafça yapılması için tarafların anlaştıklarını, davalının malların döküm işini yaparak müvekkiline teslim ettiğini, bu iş karşılığında davalı tarafından müvekkili adına 30/12/2017 tarih … sıra nolu 20.071,80 TL bedelli ve 23/12/2017 tarih … sıra nolu 20.116,40 TL bedelli faturalar düzenlendiğini, davalıya 23/02/2018, 02/03/2018 ve 26/03/2018 tarihlerinde olmak üzere toplam 30.000 TL ödeme yapıldığını, davalı tarafından müvekkili aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile fatura bakiye bedeli üzerinden takip başlatıldığını, takibin itiraz nedeniyle durdurulduğunu, davalı ile meydana gelen bu gelişmeler hakkında anlaşmaya varmak için yapılan görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, dava konusu malzemelerin davalı yandan döküm yapılmış olarak müvekkiline teslim edildiğini ve malzemelerin işlenmeye başlandığını bu malzemelerden 1 tanesinin işleme sürecinin yaklaşık 12-15 iş günü olup, bu işçiliğin maliyetinin ise yaklaşık 10.000,00 – 12.000,00 TL olduğunu, davalının 6 adet ürünün dökümlerini kusurlu yapmasından kaynaklı olarak dava dışı … Tic. A.Ş’nin bu malları iade ettiğini, İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında yapılan tespitte mevcut haliyle ürünlerini hurda olarak değerlendirileceğinin tespit edildiğini, ayrıca müvekkilinin malların ayıplı tesliminden dolayı dava dışı şirkete gecikme cezası ödemek zorunda kaldığını, yine tespit dosyasında da masraf yaptığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla uğramış olduğu zararlar için şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş; 13.01.2022 tarihli ıslah dilekçesinde talebini 99.270,78 TL’ye arttırmıştır.
Asıl davada davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacının 30/10/2017 tarihli teklif mektubu ile talep ettiği işi 23/10/2017 ve 30.12.2017 tarihinde teslim ettiğini, malların tesliminden sonra her hangi bir itiraz ve ayıp ihbarının gelmediğini, davacının fatura bedelini ödememesi üzerine takip borçlusundan olan faturalara duyalı alacağının tahsili için borçlu aleyhine Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas ile takibe başlandığını, ancak itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunu, davacı taraf icra takibinden sonra İstanbul Anadolu … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş dosyası ile tespit isteminde bulunulduğunu, yapılan bu tespite itirazda bulunduklarını, teslim edilen mallara ilişkin ayrıca teknik raporunda bulunduğunu, zarar için somut bir rakamın olduğunu, bu konuda belirsiz alacak davasının açılamayacağını, davacı taraf fatura tarihlerini 23/12/2017 ve 30/12/2017 olarak kabul ettiğini, bir kısım ödeme yaptıklarını da kabul etmekte olduğunu, teslim edilen malların ayıpsız olduğunu, ayıplı olsalar bile ihbarın süresinde yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili firmanın davalının istediği döküm işini yaptığını ve irsaliyeli fatura ile mal teslimi yapıldığını, davalının kalan borcunun ödenmemesi üzerine Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının icra takibinde yetkiye ve borca haksız olarak itiraz davalının teslim aldığı mallar için herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını ileri sürerek, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; fatura konusu malların ayıplı olduklarını ve müvekkilinin uğramış olduğu zararlarının bir kısmının tespit edildiğini savunarak, davanın reddini ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; toplam 8 adet malın döküm işinin … A.Ş.’ye verildiği, dökümü yapılarak …’a teslim edilen mallardan 5 tanesinin ayıplı olduğu, her ne kadar … tarafından 6 adet malın ayıplı olduğu ileri sürülmüş ise de 1 adet malın bilirkişi incelemesine hazır edilmemesi karşısında 5 adet mal dışındaki mallar yönünden …’ın ayıp iddiasının ispatlayamadığının kabul edilmesi gerektiği, tarafların 8 adet mal karşılığında 40.188,20 TL’ye anlaşmaları karşısında 1 adet mal bedelinin 5.023,52 TL olduğu, 2 adet mal yönünden ayıp iddiasında bulunulmaması ve 1 adet mal yönünden ayıp iddiasının ispatlanamaması karşısında 3 adet mal nedeniyle …ın ödemesi gereken tutarın 15.070,56 TL olduğu, ayıplı olan malların … uhdesinde kalması karşısında bu malların sovtaj değerinin de ödenmesinin gerektiği, 5 adet malın sovtaj değerinin 9.359,14 TL olduğu, bu bakımdan teslim edilen mallar nedeniyle … tarafından yapılası gereken toplam ödeme tutarının (15.070,56+9.359,14=)24.429,70 TL olduğu, … tarafından mallara karşılık 30.000,00 TL tutarında ödeme yapılması karşısında (30.000,00 – 24.429,70 =) 5.570,30 TL tutarında … A.Ş.’ye fazla ödeme yapıldığı sonucuna varıldığından Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine yönelik menfi tespit davasının kabulüne, aynı takibe yönelik birleşen itirazın iptali davasının ise reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl davaya ilişkin …’ın alacak istemi yönünden yapılan değerlendirmede; her ne kadar … tarafından kar kaybı alacağı isteminde bulunulmuş ise de bu iddianın ispatına elverişli bir delil ibraz edilmediği, davaya konu işin dava dışı firmalara daha fazla bedel karşılığında yaptırıldığı yönünde dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, bu bakımdan kar kaybına ilişkin alacak isteminin reddine karar verilmesi gerektiği, her ne kadar bilirkişi raporunda 2 adet malın işlenmesinden sonra işin bırakılması gerektiğine yönelik mütalaada bulunulmuş ise de ilk malda ortaya çıkan sorunlar nedeniyle devam eden mallarda da aynı sorunun yaşanabileceğini öngörülmesi gerektiği,1 adet malın işlenmesinden sonra döküm işini yapan firma ile gerekli iletişim sağlanmadan işlemlere devam edilmesi karşısında sadece 1 malın işlenmesinden kaynaklı işçilik bedelinin tahsilinin talep edilebileceği, bu zarar kalemi yönünden talep edebileceği tutarın ise 4.450,00 TL olduğu, her ne kadar … dava dışı … A.Ş.’ye ödenmek zorunda kalınan cezai işlem bedellerinin de tahsilini istemiş ise de ilgili firmanın 06/01/2021 tarihli yazı cevabına göre … hakkında uygulanan cezai işlemlerden sadece 3.036,00 TL bedelli faturanın dava tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu, diğer faturaların eldeki uyuşmazlıkla doğrudan ilgili olduğu yönünde de bir delil ibraz edilmediği, her ne kadar bilirkişi raporu ile cezai işlem bedeli 3.481,78 TL olarak belirlenmiş ise de … tarafından cezai işleme ilişkin olarak davadan önce yapılan gerçek ödeme tutarının 3.036,00 TL olması karşısında bilirkişi raporundaki tespitin yerinde olmadığı, bu bakımdan cezai işlem bedeline ilişkin alacak kalemi yönünden talep edilebilecek tutarın 3.036,00 TL olduğu, yukarıda da belirtildiği üzere 8 adet mala istinaden … tarafından 5.570,30 TL tutarında fazla ödeme yapıldığının sabit olduğu sonucuna varıldığından asıl davaya ilişkin alacak davasının (4.450,00+3.036,00+5.570,30=)13.056,30 TL üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Birleşen itirazın iptali davası yönünden taraflar karşılıklı olarak tazminat isteminde bulunmuşlardır. 2004 sayılı İİK’nın 67/2. maddesine göre; bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Somut olayda, takibin kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından …’ın, takibe itirazın haksız olduğu ispatlanamadığından ise … A.Ş.’nin tazminat istemlerinin reddine karar vermek gerektiği” gerekçesiyle; asıl dava yönünden; davacı …’ın menfi tespit davasının kabulü ile, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibi nedeniyle davacı …’ın davalı … A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine, davacı …’ın alacak davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, 5.570,30 TL ayıplı mal için yapılan fazla ödeme, 4.450,00 TL ayıplı malın işlenmesinden doğan işçilik bedeli ve ayıplı mal nedeniyle dava dışı 3. kişiye ödenmek zorunda kalınan 3.036,00 TL ceza tutarı olmak üzere toplam 13.056,30 TL alacağın dava tarihi olan 12/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … Ticaret A.Ş.’den alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen dava yönünden; davacı … A.Ş.’nin itirazın iptali davasının reddine, tarafların tazminat istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl davada davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece alınan bilirkişi raporlarında çelişki olduğunu müvekkilinin aynı işi dava dışı şirkete 47.254,28 TL bedelle yaptırdığından davalının bu bedelden sorumlu olduğunu, bilirkişi tarafından …in kestiği ceza miktarının 39.016,25 TL olduğu belirlendiğini müvekkilinin davalının kusuruyla bu cezayı ödemek zorunda kaldığını, mahkemece tespit dosyası ile ilgili yargıalma giderleri konusunda bir karar verilmediğini, mahkemece ilk hatalı üründen sonraki diğer ürünlerin işlenmesinde kusurulu olunduğu görüşünün kabulü mümkün olmadığını, söz konusu ayıpların test yapılmaksızın gözel görülebilir niltelikte olmayan gizli ayıp niteliğinde olduğunu, işlenen malların sevki gödneirlme maliyetleri yapılan işçilik dava dışı firmanın kabulü ve ürünlerin yetiştirilme süreleri ihale süreci değerlendirildiğinde her üründe görüş alınmasının mümkün olmadığınında davalının kusurunun müvekkile atfedilmesine neden olacağını, ürünlerin hangisinde çatlak olup olmadığının işleme sırasında ortaya çıkacağını kök raporda da gözle görülmeyene test ile ortaya çıkabilecek çatlaklar olduğunun belirtildiğini, mahkemece eksik incelemeyle karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Asıl davada davalı/ birleşen davada davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinin süresinde olduğunu, müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, ayıp ihbarı definin incelenmediğini, takipten önce karşı tarafın bir itiraz ve tespiti bulunmadığını, davacının menfi tespit davası açmasında hukuki yarar bulunmadığını, belirsiz alacak davası açılamayacağını, mahkemece hakim olmaksızın yaptırılan keşif masraflarının müvekkiline yükletilemeyeceğini, mal tesliminden sonra davacı tarafça ayıp ihbarı yapılmadığını takip başlatılması üzerine eldeki davanın açıldığını, bilirkişi raporunda yer alan ancak müvekkilinde karşılığı olmayan maillerin 30/04/2018 tarihinden önce davacı tarafça öğrenildiğinin açık olduğunu, ayıp ihbarının TTK’nın 23/c maddesine uygun olmadığını, kaldıki davacının telsim aldığı malları ultrasonik inceleme ile teslim aldığını ve şleme yaptığını eğer bir çatlak varsa bu işlemeden sorna gözle görülebileceğini, davanın özüne ilişkin kararın hukuka aykrıı olduğu için faturaya ilişkin davanın reddedildiğini ve icra inkar tazminatının da reddedildiğini, mahkeme kararının hem asıl hem birleşen dosya yönünden hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Asıl ve birleşen dava; eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; asıl davada eserdeki ayıp nedeniyle fazla ödenen iş bedelin tahsili ile kar kaybı ve cezai şart alacağının tahsili; birleşen dava ise, bakiye iş bedelinin tahsili istenmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanun’un 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde ancak o zaman, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır. Tebligat Tüzüğü’nün 18. maddesinde selahiyetli kişilerin bulunmadığının tebligat belgesinde gösterilip bunun açıklanması lüzumu hüküm altına alınmıştır.
Asıl davada, dava dilekçesinin adreste çalışan evrak almaya yetkili olduğu bildirilen kişiye tebliğ edildiği görülmüştür. Tebliğ yapılanın şirket yetkilisi olmadığına yönelik bir ihtilaf bulunmamaktadır. Tebligatta şirket yetkilisinin adreste bulunmama sebebi yazılı değildir. Şirket yetkilisinin adreste bulunmama sebebi yazılmadan yapılan tebligat usulsüzdür. Bu itibarla cevap dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek, ayıp ihbarının değerlendirilmesi gerekirken ayıp ihbarının süresinde yapılmadığının kabulü doğru değildir.
Taraflar arasındaki ilişkinin satım sözleşmesi değil eser sözleşmesi niteliğinde olduğu görülmekle sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen “eser sözleşmesi” hükümlerine göre uyuşmazlığın çözümü gerekmektedir. Kanunun 474/I. maddesinde açık ayıplar yönünden iş sahibinin eserin tesliminden sonra eseri muayene edip ayıpları uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirmek yükümlülüğü getirilmiştir. Aksi halde, yani iş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse eseri kabul etmiş sayılır. (TBK.nın 477/2). Gizli ayıplar yönünden ise, iş sahibi, gecikmeksinin yükleniciye bildirmek zorundadır. Bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır. (TBK. 477/3).
İlk derece mahkemesince alınan tüm raporlarda, ürünlerdeki çatlakların davacının ürünleri işlemesinden sonra gözle görülür hale geleceği ve davacının ayıbı ürünü işlediğinde fark edileceği belirtilmiştir. Davalı tarafın ürünleri 23.12.2017 ve 30.12.2017 tarihinde davacıya teslim ettiği dosyaya sunulan irsaliyeli faturalardan anlaşılmıştır. Davacı tarafın ilk olarak 27.03.2018 tarihli e mail ile malzemede çatlak olduğu ve ürünlerin hangi kargo ile gönderilmesi gerektiğinin davalıya bildirildiği görülmüştür. Davacının ürünleri daha önceki bir tarihte işlediği ve ayıptan daha önce haberdar olduğu dosyada ispatlanamadığına göre ürünlerin en geç 27.03.2018 tarihinde işlediği ve ayıbında süresinde bildirildiği kabul edilecektir.
Ancak ürünlerdeki ayıbı 27.03.2018 tarihinde fark eden davacının ürünleri ayıp ihbarında belirtmesine rağmen davalıya göndermediği, dava dışı … A.Ş.’ye teslim ettiği, dava dışı bu firma tarafından da 11 Nisan 2018 tarihinde davacıya gönderilen e mail ile 4 adet yatak kasasından 2 adedinin uygun olmadığının, 24 Nisan 2018 tarihinde davacıya gönderilen e mail ile de geri kalan 4 adedinin uygun olmadığının bildirildiği ve iade edildiği görülmüştür. Bu halde ürünlerdeki ayıbı 27.03.2018 tarihinde fark eden davacının ürünleri davalıya iade etmek yerine dava dışı firmaya teslim etmekle artık ürünlerdeki ayıbı bilerek kabul ettiği artık ayıba dayalı olarak davalıdan talepte bulunamayacağı, ödenmeyen bakiye bedelin de davacıya ödenmesi gerektiği kabul edilmelidir. Bu itibarla; asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne ve alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminaıtna karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Asıl davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1.maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/02/2022 tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
Davanın REDDİNE,
Davacıdan ilk derece mahkemesindeki yargılama için alınması gereken 179,90 TL karar ilam harcı ile istinaf başvurusunun reddi nedeniyle alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı toplamından oluşan 359,80 TL harcın, 2.043,77 TL peşin harç ve 80,70 TL istinaf karar harcı olarak yatırılan topla 2.124,47 TL’den mahsubu ile bakiye 1.764,67 TL’nin ilk derece mahkemesince talep halinde davacıya iadesine,
Davalı tarafça istinaf nedeniyle yatırılan 397,00 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince talebi halinde davalıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 5,20 vekalet harcı, 804,80 TL keşif harcı ve 173,00 TL posta-tebligat-tanık gideri olmak üzere toplam 1.203,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 15.883,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
Davanın KABULÜNE,
Davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile takibin kaldığı yerden devamına,
Asıl alacağın (10.188,20 TL) %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Alınması gereken 695,96 TL karar ilam harcından peşin alınan 173,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 522,97 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacısı tarafından birleşen dosya için yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320,00 TL yargılama giderinin asıl dava davacısı/birleşen dava davalısı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına (bu amaçla 492 S. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına ve ilk derece mahkemesince 19/04/2022 tarih ve 2022/263 harç nolu harç nolu harç tahsil müzekkeresinin iptaline),
Davacı tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan 173,99 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 79,10 TL posta-tebligat gideri olmak üzere toplam 524,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından ilk derece ve istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Gider avansından kalan kısmın re’sen yatıran tarafa iadesine,
İstinaf karar tebliği, avans iadesi ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 06/04/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸