Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/704 E. 2023/314 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – …

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : 1 -…

VEKİLLERİ : Av. …

Av. …

DAVALI : 2 -… –
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 16/03/2023
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 21/03/2023
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların adi ortaklık şeklinde inşaat yapıp satan ve %50 – %50 ortak olan kişiler olduğunu, müvekkilinin ise davalılarla yapmış olduğu anlaşma uyarınca davalıların yaptığı birden fazla inşaatın alüminyum kompozit panale kaplamalarını, alüminyum silikon cephe, alüminyum doğrama ve ısı cam, alüminyum korkuluk ve güneş kırıcı malzeme, işçilik ve montaj işini yapıp teslim ettiğini, alacağının tahsili için konya … İcra müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında kambiyo senedine bağlı alacak için icra takibi başlatıldığını, davalılardan … tarafından borçlu olunmadığının tespiti için dava açıldığını ve davanın halen derdest olduğunu, ancak bu takibin sürüncemede kalma ihtimalinin olduğunu, davalıların mallarını üçüncü kişilere devrettiklerini ,icra dosyasında alacağını alamaması nedeniyle iş bu davayı açmakta hukuki yararının olduğunu, sözleşme bedeli 1.330.000,00 TL olup, bir kısım montaj işleri gerçekleştirilmemiş olduğundan şimdili iş bedelinden 60.000,00 TL’nin davalıdan arabulucuk anlaşamama tarihinden itibaren mevduata uygulanan ne yükse faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; diğer davalı ile kurdukları adi ortaklığın 10.06.2018 tarihli adi ortaklığın tasfiyesi sözleşmesi imza edilerek sona erdirildiğini, müvekkilinin 10.06.2018 tarihinde bahse konu ortaklıktan ayrılmış olup bu tarih itibariyle davacı tarafından yapılan her hangi bir iş ve kesilmiş bir faturanın bulunmadığını, dava dilekçesinden anlaşıldığı kadarıyla yaptığını iddia ettiği işe ilişkin her hangi bir fatura da kesmediğini, taraflar arasında fatura ilişkisi olmadığını ve ticari defter kayıt ve belgeler itibariyle bir alacağın bulunmadığının sabit olduğunu, davalı taraf işi teslim ettiğine, fatura kestiğine yönelik her hangi bir belge veya senet ortaya koymaksızın sahtecilik eseri olduğu ve geçmişe yönelik tanzim edildiği gayet açık taşeronluk sözleşmesi sunarak tahsilat yapma yolunu seçtiğini, iş teslim tutanaklarının olmadığını, fatura ve irsaliyenin kesilmediği halde talepte bulunulmasının kötü niyetin açık göstergesi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “Dava dilekçesindeki anlatımlar yeterli olmadığından davacı vekiline … tarihli tensip zaptının … bendi ile davaya konu alacağın davadan önce icra takibine konu edilip edilmediğini açıkça belirtmesi, alacak takibe konu edilmişse eldeki alacak davasının açılmasında davacının hangi nedenlerle hukuki yararının bulunduğunu açıklaması, davaya konu 60.000,00 TL tutarındaki alacağın içinde feri nitelikte (faiz vb) alacağın bulunup bulunmadığını bildirmesi ve varsa feri talebin ne olduğu ile tutarının ne olduğu konusunda talep sonucunu açıklaması için süre verilmiştir. Verilen süreye istinaden davacı vekili 05.06.2021 tarihli dilekçesi ile ”…Yukarıda da belirtildiği üzere dava konusu alacak Konya … İcra Müdürlüğü … sayılı dosyası ile icra takibine konu edilmiş ve yine icra takibinden sonra talep edilen Konya … Ticaret Mahkemesi … D. İş sayılı dosyası ile ihtiyaten %20 Teminat karşılığı durdurulmuştur. Kısmen dava dilekçemizde ve yukarıda belirtildiği üzere Konya … Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı Menfi Tespit Dava dosyası ile Davalılardan … tarafından müvekkilimiz aleyhine açılan davada Ortaklığın keşide etmiş olduğu icra takibine konu bonoların yetkisiz ortak tarafından imzalandığı, Ortaklığın bitirilmesinden sonra tanzim edildiği ve imzalandığı iddiaları mevcuttur. Aynı şekilde Konya … Ağır Ceza Mahkemesi … Esas ayılı dosyası da benzer iddialar üzerine açılmıştır. Ve yine davalıların kendisi arasında Adi ortaklığın bitip bitmediği ve bitiş tarihi ve yetki konuları tartışmalı olup yargıya intikal etmiştir. Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ve Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyası olmak üzere iki ayrı dava ile bu dosyalar halen derdest bulunmaktadır. Devam eden bu yargılamalar sonucunda icra takibine konu edilen bonoların yetkisiz kişi tarafından imzalandığı sebebiyle iptali veya ortaklardan diğerinin sorumlu olmadığı kararları çıkma ihtimali mevcuttur. Ancak müvekkilimizin görüldüğü üzere ve davalılar tarafından inkar edilmediği için zımnen kabul edildiği üzere, yaptığı işler yargılama sırasında da bir kez daha ortaya çıkacağı üzere sabittir. Müvekkilimiz yaptığı işlerin bedelini borçluların birbirlerine ve 3. Kişilere mal devrederek, ayrıca üzerlerindeki mallara da ipotek tesis ettirerek alacağımızı semeresiz bırakmaya çalıştığı resmi kayıtlarla sabittir. Yukarıda bahsedildiği üzere müvekkilimizin alacağına kavuşamama ihtimali diğer davaların sonucuna göre vardır ve bu ihtimal davalıların müvekkilimiz aleyhine sebepsiz zenginleşmesine sebep olabilir. İşte bu durumun meydana gelme ihtimali sebebiyle müvekkilimiz huzurdaki davayı, usul ekonomisi gereği, zaman kaybetmemek adına ve en önemlisi alacağına kavuşmak için sözleşmeye dayalı olarak açmakta hukuki yararı mevcuttur. Davaya konu 60.000,00 TL tutarındaki alacak talebimiz ŞİMDİLİK, (Alacak tutarı karşı tarafça kabul edilmediği ve defter kayıtlarında olmadığı veya ödendi gösterildiği için ve ayrıca en önemlisi ilave işlerin talep edilmesi ve yapılması işin doğası gereği olduğu için belirsiz bir alacak söz konusudur.) fazlaya ilişkin tüm haklarımızı saklı tutarak sadece kısmi dava olarak ana para alacağını kapsamakta olup, içerisinde ferileri olarak cezai şart benzeri miktar yoktur. Ancak 60.000,00 TL için, ticari alacak olması sebebiyle mevduata uygulanan en yüksek avans faiz oranı üzerinden faiz talebimiz de vardır. Dava dilekçemizde belirtildiği üzere ilgili icra dosyasını kast ederek, 60.000,00TL Ana para alacağı ve bu bedele işletilecek faiz yönünden ayrı ayrı tahsilde tekerrür etmemesi talebimiz vardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında davacı …’ın takip alacaklısı, davalıların ise takip borçluları olarak yer aldıkları, takibin dayanağının 650.000,00 TL ve 620.000,00 TL bedelli bonolar olduğu anlaşılmıştır.
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kayıtlı davanın menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davacısının …, davalısının ise … olduğu, …’in Konya …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasına konu bononun adi ortaklığın tasfiyesinden sonra düzenlendiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin bono bedelleri kadar olmadığı, …’ın bono bedelleri kadar dahi fatura tanzim etmediği vb iddialar ile menfi tespit isteminde bulunduğu, …’ın ise adi ortaklık ile arlarında uzun süredir devam eden bir ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişki kapsamında alacaklı olduğunu vb. savunarak davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibi ile 650.000,00 TL ve 620.000,00 TL bedelli bonolara istinaden kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, eldeki davaya konu alacak ile icra takibine konu alacağın aynı alacak olduğu, birbirinden bağımsız alacaklar olmadığı, davalı …’in Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine ilişkin açtığı menfi tespit davasının Konya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kayıtlı olduğu, takibe konu bonolardaki imzaların inkar edilmemesi karşısında davacının alacaklı olduğunu ve alacak miktarını anılan menfi tespit davasında ispat etme imkanı varken eldeki alacak davasını açmasında herhangi bir hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca her ne kadar …’a da husumet yöneltilmiş ise de Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasının derdest olması ve takibin … yönünden durdurulmasına ya da iptaline karar verildiği yönünde herhangi bir iddianın bulunmaması karşısında davacının …’a yönelik dava yönünden de hukuki yararının bulunmadığı sonucuna varıldığından davanın dava şartı hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” gerekçesiyle davacının davasının hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalılar aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün … E. Saylı takip dosyasına ilişkin menfi tespit istemli davanın üç yıldır derdest olduğunu ve tedbir nedeniyle durduğunu, davalı …’ın kendisini borca batık duruma soktuğunu ve diğer davalı …’in ise mal kaçırarak kedisini güvenceye aldığını, davalılardan …’in söz konusu bonoların üzerindeki imzaları kabul etmediğini, imzanın geçersiz sayılması durumunda müvekkilinin diğer davalıdan da alacağını alamayacağını, müvekkilinin ileride doğması muhtemel zararını engellemek adına alacak davası açıldığını, davalıların mal kaçırdığını belirterek kararın kaldırılması istenilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalılarla 01.04.2017 tarihinde taşeronluk sözleşmesi imzalandığını ve sözleşmeye göre iş bedelinin 1.330.000 TL olarak kararlaştırıldığını, işin bir kısımının yerine getirilmediğini belirterek iş bedel olarak şimdilik 60.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini istemiş ve Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında tahsili istenen 650.000.00 TL ve 620.000.00 TL bedelli bonoların sözleşme kapsamında yapılan işin bedeli olarak verilen bonolar olduğunu ve icra dosyasındaki alacak ile eldeki davaya konu alacağın aynı olduğunu kabul etmiştir.
Davacı taraf 05.06.2021 tarihli dilekçesinde; icra dosyasını kastederek 60.000,00 TL anapara alacağı faizini tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla istediğini açıklamıştır. İstinaf başvuru dilekçesinde de; davalıların mal kaçırdıklarını bu sebeple eldeki davaya tahsilde tekerrür olmak kaydıyla açtığını belirtmiş olup; davacının tüm beyanlarından bono senedinde talep edilen alacak miktarının üstünde bir alacak talebinin olmadığı tamamını yapmadığı iş bedeli için senetlerdeki miktarı talep ettiği bu dosya talep edilen miktarın da icra dosyasında talep edilen miktar içinde kaldığı anlaşılmıştır.
Borçlunun, kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu ileri sürerek açtığı menfi tespit davası esasında maddi hukuk anlamında bir itiraz sebebine dayanılarak açılmaktadır. Bu kapsamda hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit davalarında, uyuşmazlık temel ilişkiden değil, doğrudan doğruya kambiyo senetleri hukukundan kaynaklanmaktadır. Bu davalarda, kural olarak, davacının iddiası çoğu kez tüm senet ilgilerine karşı öne sürülebilen mutlak def’îlere dayanmaktadır. Örneğin kambiyo senedinin zorunlu şekil şartları içermemesi, kambiyo alacağının zamanaşımına uğraması, vadeyi beklemeden istemde bulunulması, ciro zincirindeki kopukluk, başvuru hakkının yitirilmiş olması, senette yazılı kısmi ödeme açıklaması, sorumsuzluk kayıtları ya da bir kambiyo taahhüdünün senet yapma iradesindeki bozukluk nedeniyle sahibini bağlamayacağı yönündeki iddialar hükümsüzlük nedenine dayalı menfi tespit talebine konu oluşturur.
Borçlunun, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası, öğreti ve uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Bedelsizlik ise, bir kambiyo senedinin ihdasına neden olan temel alacağın herhangi bir nedenle mevcut olmamasıdır (İnan, Nurkut: Türk Hukukunda Hatır Senetleri ve Özellikle Hatır Bonoları, Ankara, 1969, s. 16). Başka bir ifadeyle bir kambiyo taahhüdünün temel alacağı geçersizse ya da sona ermişse, o kambiyo taahhüdü bedelsiz demektir. Bu anlamda senedin bedelsiz sayılmasında esas alınan husus, temel borç ilişkisinin kendisi değil, bu temel borç ilişkisinden doğan temel alacaktır. Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkânı verilmektedir. Dava neticesinde borçlu olunmadığının tespiti hâlinde ise davacı (borçlu) hakkında bir icra takibi başlatılması engellenmiş olacak veya başlatılan ve devam eden icra takibi iptal edilerek, davacının mevcut olmayan bir borcu ödemesi engellenmiş olacaktır.
Bu halde; davacının iş bu dosyada istediği 60.000,00 TL’nin, icra dosyasında talep edilen senet bedeli içinde kaldığı davacının beyanıyla da sabit olduğuna ve davacı senet bedelleri dışında alacağının olduğunu iddia etmediğine göre; davacının icra dosyasında bono senedine bağlanan alacağını icra dosyasının halen derdest olduğu ve bu dosyaya kaşı açılan menfi tespit dosyasında da bonoya dayalı alacağın olmadığını karşı tarafın ispat edecek olduğu dikkate alındığında, bu dosyada dava konusu alacağını tahsil etme imkanı olan davacının eldeki davaya açmakta hukuki yararı olmadığından, ilk derece mahkemesinin hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın reddine dair verdiği karar usul ve yasaya uygundur.
Açıklanan sebeplerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
Davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar lehine istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde re’sen ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
İstinaf kararının Dairemizce taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/03/2023


Başkan

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Katip

¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸