Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/321 E. 2022/805 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACILAR : 1- … – …

2. …

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : – …

VEKİLLERİ : Av. …

Av. …

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 30/05/2022
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 03/06/2022
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafla arasında 25/10/2016 tarihinde yapılan asansör yapımına ilişkin eser sözleşmesine göre, davacının, 125.000,00 TL bedel karşılığında … Sitesi’ne 2 adet asansör takacağını, ve sözleşme bedelinin … ili … İlçesi …. Mah. No:… numaralı dairenin verilmesi suretiyle ödeneceğini, daire bedelinin 165.000,00 TL olarak belirlenip davacının 40.000,00 TL daha ödemesinin kararlaştırıldığını, davacının eser sözleşmesinden kaynaklanan edimini ifa edip bakiye bedeli de ödediğini ve taşınmazın tapu kaydının diğer davalı davacı yetkilisi … adına tescil edildiğini, ancak davalı iş sahibi şirketin satış konusu taşınmazla ilgili olarak tanıtım broşüründe ve sözleşmede yazılan bağımsız bölüme ve ortak alanlara ilişkin edimlerin hiçbirini yerine getirmediğini, davalı şirketin bağımsız bölümleri sattığı hak sahiplerinin hiç birinden muvafakat aranmaksızın proje değişikliği yaparak 2 bloklu siteden vazgeçerek inşaatı tek bloklu binaya çevrildiğini, davaya konu sitenin arsası … ada, … parsel üzerinde iken ifraz neticesinde … ada … ve … numaralı parsele dönüştürüldüğünü, bu işlem yapılırken daireler satıldıktan sonra müvekkilinden ve diğer daire sahiplerinden proje değişikliği için muvafakat almadıklarını, ellerinde muvafakatın olmadığını, eski proje belediyeden alınıp incelendiğinde tanıtım broşüründeki proje ile bire bir aynı olduğunun görüleceğini, 27/12/2011 tarih ve … sayılı inşaat ruhsatında … ada/… parsel .. kat, her katta 4 daire olacağını, 2 blok ve 80 bağımsız bölüm olacağının belirtildiğini, 2017 yılında ruhsatta değişiklik yapıldığını, 23/05/2017 tarihli tadilat dilekçesinde … ada … parselin … ve … parsel olarak ayrıldığını, mevcut ruhsatlı yapının … numaralı parselde kaldığını, … blok … parselin 2.698,53 m2 bina yapılmayan boş olan … numaralı parselin 3.240,00 m2 olduğunu, … bloğun parselinin daha küçük, bina yapılmayan … nolu parselin daha büyük olduğunu, davalı şirketin daire sahipleri ile yaptığı satış sözleşmesinde ; vaziyet planı incelendiği A ve B blok halinde 2 bina olduğu binaların aynı avlu içinde olduğu vaziyet planı üzerinde 96 m2 alınlı süs havuzu, 44 araçlık açık otopark 280,85 m2 alanlı çok amaçlı spor salonu 131,20 m2 alanlı fitness alanı, 9 m2 alanlı 8 adet kamelya B blok ile beraber yapılacağı not düşülen kapalı otopark girişi ve kapalı otopark bulunduğu tespit edildiğini, broşürde ve sözleşmede vaat edilen daireler ile teslim edilen daireler arasında ciddi manada farklılıklar olması ayıplı bir satışın ve de hile yapıldığının ispatı olduğunu, bu durumun gayrimenkule ödenen değer ile teslim edilen ayıplı gayrimenkulün gerçek değeri arasında önemli ölçüde fark oluşturduğunu, Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası ile yapılan tespitte A Bloğa ait ana taşınmazın ortak alanlarında inşaat imalatlarında ve bakımında eksikler ve bu eksiklerin tamamlanması için 19.000,00 TL. civarında bedel gerektiği tespit edildiğini, ve her bir bağımsız daire başına 475 TL bedel düşmekte olduğunu, Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası ile yapılan tespitte, müvekkilinin …’in tapudan devraldığı meskenin tek bloklu olması ve şu anki mevcut haliyken ki değeri ile site içerisindeki güvenlikli, spor salonlu, oyun, parkı, yürüyüş alanlı, kapalı ve açık otoparklı olması halinde ki değir kıyaslandığında her bir meskende yaklaşık olarak 70.000,00 TL. değer farkı çıktığını, eksik ve ayıplı ifa nedeniyle müvekkilinin Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D İş. sayılı dosyası ile yaptırdığı hesaplar neticesinde vaat edilen ürün ile teslim edilen ürün arasında yaklaşık 70.475 TL.lik fark çıktığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ayıplı ve eksik ifa nedeniyle 400,00 TL.sinin ve dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 23.01.2020 tarihli ıslah dilekçesinde; talebini 63.345,00 TL’ye arttırmıştır.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmiş, davalı şirket süresi içerisinde davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Dava, “Eser Sözleşmesi” davasıdır.
Dosya incelendiğinde mahkememizin 14/09/2020 karar tarihli … esas … karar sayılı ilamı ile nezdimizde görülen davanın 14/09/2020 tarihinde karara bağlandığı ancak davalı tarafın istinafı neticesinde Konya BAM … Hukuk Dairesi’nin … esas … karar sayılı ilamı ile gerekçe olarak davalının davaya cevap vermemiş ise de davalı vekilinin bilirkişi raporlarındaki itirazları ve itirazlar doğrultusunda araştırma yapılmadığı gerekçesi ayrıca taşınmazın davacıya teslimin olup olmadığı, … Belediyesi tarafından mania kodu uygulaması nedeniyle inşaata engel olup olmadığı, proje değişikliğinin bürokratik engellerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılarak sonuca göre imalatın devam ettiği ve teslimi vaki olmadığının belirlenmesi halinde eksik ve ayıplı işlere yönelik alacağın muaccel olmadığından proje değişikliği halinde sözleşme tarihinden itibaren rayiç değerlerin karşılaştırılarak değer kaybının bulunması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Söz konusu bozma ilamından sonra mahkememizce dosya yeniden ele alınarak dosya kapsamında Konya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığı, bu tespitte eksiklikleri mahkeme tarafından bilirkişilerce tespit edildiği ve davalı tarafın bu tespite karşı herhangi bir hukuki işlem yapmadığı anlaşılmış olup, davacı tarafın şifai beyanlarında davalının benzer davalarla muhatap kaldığını beyan etmiştir.
Mahkememizce de bozmadan sonra yeniden bilirkişi incelemesi yapılmış , bilirkişi incelemesinden önce mahkememizin daha önceden başkaca mahkemeden temin edilen mania kodu ile ilgili yazı … Belediyesinden istenmiş, yine bozma kararında işaret edilen davaya konu binanın bulunduğu yerde emniyet araştırılması yapılarak söz konusu yerde herhangi bir inşaat faaliyetinin olmadığı tespit ettirilmiş, bununla beraber … Belediyesine yazılan yazınını cevabı yazıda da mania kodunun davalının daha önceden oluşturulmuş projeye engel olmadığı dolayısıyla davalının proje değişikliğine mania kodu ile ilgili engel nedeniyle değişiklik yapılmadığı, davalının bir takım sebeplerle vadetmiş olduğu projeleri yerine getirmeden eksik halde gayrimenkulleri davalı ve diğer dava dışı hak sahiplerine eksik olarak teslim ettiği mahkememizce gidilen keşifte görülmüştür. Davacının iddia etmiş olduğu zarar ve ziyanın oluştuğu kanaatine varılmıştır. TTK.nın ve BK.nunda tarafların yapmış oldukları sözleşmelere ifa etmek zorunluluğu olduğu gibi, bu zorunluluğun zamanında ve tam olarak yerine getirilmemesi halinde meydana gelecek zarardan da sorumlu olduğu aşikardır. Taraflar sözleşme serbesesi ile yapmış oldukları rızai akit ile bir takım vaadlerde bulunmuşlardır. Yapılan incelemede sözleşmeye bağlı kalmadığı anlaşılmış olup, sunmuş olduğu savunmaların gerçekçi olmadığı özellikle savunmalarında kendi ellerinde olmayan mücbir sebepten dolayı binanın tamamlanamadığı savunmasına karşı, … Belediyesi … uygulaması nedeniyle davalının öngöremeyeceği mahiyete brokratik bir engel ile karşılaştığı iddiası, BAM … Hukuk Dairesi’nin istediği gibi mahkememizce gönderilen yazıya verilen cevabı yazıda … Belediye Başkanlığı Yazı İşleri Müdürlüğü’nün 11/08/2021 uyap tarihli yazıyla mahkememize gelen davalının iddiaları geçersiz olduğu anlaşılmıştır.
Alınan yeni rapor doğrultusunda BAM tarafından istenen hususlarda rapor tanzim edilmiş, söz konusu rapor bir önceki raporla paralel olmakla beraber davalının uğramış olduğu zararın miktarı bir miktar azalmasına rağmen genel itibariyle davacının davasında haklı olup kendisine teslim edilen bağımsız bölümün ayıplı olduğu davalının edimlerini tam olarak yerine getirmediği, bu nedenlerle her ne kadar birinci raporda değer kaybı ortak alanlardaki ve bağımsız bölümlerdeki ayıp ve kusurlar ve genel kusurlar nedeniyle tespit edilen zarar miktarı bir miktar düşse de son alınan bilirkişi raporunda 50.152,00 TL ‘lik eksik ve ayıplardan dolayı oluşan zararın olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişiler tarafından düzenlenerek dosyaya sunulan bilirkişi heyetinin raporunda davalının davacılara 50.152,00 TL. borcunun bulunduğunun bildirildiği, bilirkişinin raporunun ayrıntılı ve denetime açık olması karşısında hükme esas alındığı ve ödemeyi ispat yükünün davalı tarafa düştüğü, davalının rapordaki bu borcunu ödediğine ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediği anlaşılmıştır…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının talep etmiş olduğu ayıplı mallar ve eksikliklerden oluşan zararı olan 50.152,00 TL.nin dava tarihinden işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalının davaya cevap vermediğini ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde belirttiği itirazlarına ilişkin olguları savunma olarak ileri sürmediğini, bu sebeple, bilirkişilerin davalı savunmalarını değerlendirmesinin mümkün olmadığını, davalının dile getirmediği … uygulamasının geçikmeye sebep olup olmadığını bilirkişilerin değerlendiremeyeceğini, istinaf mahkemesinin kararından sonra yerel mahkemenin … Belediyesinden, … uygulamasının, projenin tamamlanmasında herhangi bir gecikmeye sebep olup olmadığını sorduğunu ve belediyenin, bu uygulamanın herhangi bir gecikmeye ya da engellemeye sebep olmadığını belirttiğini, dolayısıyla davalı tarafın, en önemli iddiası olan bu hususun mesnetsiz ve asılsız olduğunun teyit edildiğini, … uygulamasının herhangi bir gecikmeye sebep olmadığı gibi, istinaf mahkemesinin kararında belirtilen şekilde, imalatın devam etmesi gibi bir durumunda söz konusu olmadığını, müvekkilinin, kendi dairesinin bir kısım eksikliklerini kendisinin yaptırmış olduğunu, bu durumun ilk bilirkişi raporunda da belirtildiğini, ayrıca, granit mutfak tezgahı yerine dökme tezgah, birinci sınıf duvar kağıdı yerine, çin malı duvar kağıdı gibi sözleşmeye aykırılıkların giderilme imkanının da olmadığını, kaldı ki, projenin iki blok ve güvenlikli site şeklinde ve sözleşmede belirtilen niteliklerde yapılması konusunda anlaşılmasına rağmen, ikinci blok inşaatına hiç başlanmadığı ve alanın boş olduğunun bilirkişi raporunda belirtildiğini, davalı tarafın, parseli ifraz ederek, bunun yapılmayacağına yönelik iradesini ortaya koyduğu gibi, parselleri eşit bölmeyerek de kötü niyetini ortaya koyduğunu, sonuç olarak devam eden bir inşaat bulunmadığını, yani eksikliklerin tamamlanması ihtimali bulunmadığı gibi, inşaatın da sözleşme ve projeye uygun yapılmadığının keşif ve bilirkişi raporunda açıkça belirtildiğini, sözleşmeye göre, A Blokun teslim tarihinin 30.11.2016, B Blokun teslim tarihinin 15.12.2017 olup, gecikmenin … uygulamasından ya da herhangi bir bürokratik engelden kaynaklanmadığının dosya kapsamı ile net olarak anlaşıldığını, dava tarihi olan 18.06.2018 tarihine kadar davalının projeyi tamamlaması gerekmesine rağmen tamamlamadığını ve davadan sonrada asılsız iddialarla davayı uzattığını, İstinaf Mahkemesinin kararından sonra yazılan yazı ile, mania kod uygulaması yada herhangi bir bürokratik engelin, inşaatın tesliminin geçikmesine sebep olmadığının kesin olarak anlaşılması ve ayrıca inşaatın devam etmesi yada projeye uygun yapılması gibi bir durum yada ihtimal de bulunmaması karşısında, yerel mahkemece, yeniden aynı kararın verilmesi gerekmesine rağmen istinaf mahkemesi kararından sonra yeniden alınan bilirkişi raporunda, inşaatın projeye aykırı olması sebebiyle değer kaybının yeniden hesaplanıp, diğer hususlar açısından ilk raporun aynen geçerli olduğu belirtilmesine rağmen, ilk rapordaki eksik inşaat bedeli ve eksilen arsa bedeli sebebiyle oluşan değer kaybının mahkemece dikkate alınmamasının doğru olmadığını, 06.11.2019 tarihli, alınan ilk bilirkişi raporunda, ortak alanlardaki toplam eksik imalat ve değer kaybı bedelinin 53.310,40 TL, davacıya ait 1 nolu bağımsız bölümdeki eksik işler bedelinin 7.116,61 TL, ifraz işlemi sebebiyle eksilen arsa payı bedelinin 3.317.99 TL olarak belirlendiğini, İstinaf Mahkemesi kararından sonra alınan, 14 haziran 2021 tarihli bilirkişi raporunda ise davacıya ait 1 nolu bağısız bölümde, tip sözleşmedeki proje değişikliği ile oluşan değer kaybının 50,152.00 TL olduğu, diğer hususlarda ilk raporun geçerli olduğu belirtildiğini, mahkemenin raporu dikkate almadan hatalı karar verdiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli olarak davacı alt yükleniciye tapuda devredilen bağımsız bölümün sunulan katalog, proje ve tanıtımlarda belirtilen şartlara uygun olarak yapılmayan ayıplı işler eksik işler ve proje değişikliği nedeniyle değer kaybının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı şirket ile davalı yüklenici arasındaki eser sözleşmesi uyarınca davacıya iş bedeli olarak dava konusu bağımsız bölümlerin verilmesinin kararlaştırıldığı, bağımsız bölümlerin teslimi ile bağımsız bölümde bulunması gereken özellikler açısından davalı yüklenicinin üstlendiği eser sözleşmesindeki koşulların geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamı incelendiğinde Dairemizce verilen kaldırma kararının davalının vaki gecikmesinde kendisinden kaynaklanmayan sebepler olup olmadığı ve davalının imalata devam edip etmediğinin araştırılmasına yönelik olduğu açıktır. Mahkemece yeniden yapılan araştırmada teslimde yaşanan gecikmeden davalının sorumlu olduğu ve davalının imalata devam etmediğinin belirlenmiş olup, bu kapsamda davalının eksik ve ayıplı imalatlardan ve taşınmazda meydana gelen değer kaybından sorumlu olduğunun kabulü doğru olmuştur.
Ancak Dairemizin kaldırma kararından sonra aynı bilirkişi kurulundan alınan raporda sadece taşınmazın ifraz edilmesi ve buna bağlı olarak yapılan tadilat ruhsatı ve projedeki değişikliklerden dolayı taşınmazın uğradığı değer kaybının bu sefer sözleşme tarihi olan 25.10.2016 tarihindeki rayiç değerler esas alınarak belirlendiği, davacının bağımsız bölümlerdeki eksik ve ayıplı işlerle arsa eksikliğin ilişkin önceki raporlarına atıf yapıldığı görülmüştür. Taşınmazın değerinde meydana gelen değer kaybının davanın açıldığı tarihteki rayiç değerler esas alınarak belirlenmesi ve hüküm altına alınması gerektiğinden ilk derece mahkemesinin önceki raporda dava tarihindeki piyasa rayiç değerleri esas alınarak belirlenen 53.310,40 TL değer kaybının tahsiline karar vermesi gerektiğini gözden kaçırarak, sözleşme tarihindeki rayiç değerler esas alınarak belirlenen 50.152,000 TL’nin tahsiline karar vermesi doğru olmadığı gibi; davacının bağımsız bölümündeki eksik ve ayıplı işler için belirlenen 7.116,61 TL giderim bedeli ile arsa alanının eksikliği için belirlenen 3.317,99 TL eksik iş bedelinin tahsiline karar vermemesi de doğru olmamıştır.
Bir diğer husus ise; Dairemizin 02.12.2020 tarih ve … E. … K. Sayılı kaldırma kararının 3. bendinde hüküm altına alınan ve istinaf başvurusu kabul edildiği için davalı tarafa iadesine karar verilen istinaf harçları ile ilgili ilk derece mahkemesince yeniden hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, bir de bu harçların kabul ve red oranına göre oranlanarak tahsiline karar verilmesi ayrıca yanlış olmuştur. İstinaf karar ve ilam harçları ile ilgili Bölge Adliye Mahkemelerinin kararlarında hüküm kurulduğundan yeniden ilk derece mahkemelerince hüküm kurulmasına gerek yoktur.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kanunun olaya uygulanmasında yapılan hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmadığından 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince düzeltilerek esas hakkında karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, taşımazın değer kaybı ve eksik ve ayıplı imalatlar için olmak üzere toplam 63.745,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2.maddesi gereğince düzeltilerek esas hakkında karar verilmek üzere Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.11.2021 tarih ve … Esas – … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın KABULÜNE,
63.745,00 TL alacağın dava tarihinden işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Alınması gereken 4.354,42 TL. nispi karar ve ilam harcından, 35,90 TL peşin harç ve 1.081,78 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.117,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.236,74 TL. harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, (İlk derece mahkemesinin 07.01.2022 tarih ve … Harç nolu harç tahsil müzekkeresi ile 1.117,68 TL harcın davalıdan tahsili talep edildiğinden bakiye 2.119,06 TL harcın davalıdan tahsili için yeniden harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine)
Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.217,88 TL yargılama harcı gideri ile 314,00 TL keşif harcı, 2.586,05 TL bilirkişi ücreti ve posta masrafı olmak üzere toplam 4.117,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davacılar ilk derece mahkemesinde kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 9.086,85 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan 178,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Artan gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen davacıya iadesine,

Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca, kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.30/05/2022


Başkan

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Katip

¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸