Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/24 E. 2022/1215 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2021
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 29/09/2022
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2022

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin elektrik dağıtım işi yaptığını, bir kısım işlerin yapılması için ihaleler açtığını, açılan ihaleler sonucu davalı şirket ile 22/08/2011 tarihli … ili … ilçesi … Kasabası tesis işi ve … Köyü, … Köyü tesis yapım işi sözleşmesi ve ayrıca 16/09/2011 tarihli Selçuklu Bölgesi tesis yapım işi sözleşmesi imzalandığını, sözleşme doğrultusunda müvekkili şirket tarafından, davalı şirkete … ve … no’lu cari hesaplar açıldığını, cari hesaptan, davalı şirkete muayyen tarihlerde nakit ve çek olarak iş avansı verildiğini, hesap katı sonucu davalı şirketin … no’lu cari hesaptan 393.368,40 TL, … no’lu cari hesaptan ise 552.906,35 TL olmak üzere toplamda 946.274,75 TL borçlu olduğunun belirlendiğini, alacağın tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu, ancak, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkiline iade faturası tebliğ edilmediğini, müvekkilinin taahhüdü altında bulunan işlerin tamamlanıp kabullerinin yapıldığını, iki yıldır faaliyetlerine devam ettiğini, yapılan işlerin bir kısmının hak edişlere girmediğini, sözleşme dışı işlerin mevcut olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…davacı şirket ile davalı şirket arasında 22/08/2011 ve 16/09/2011 tarihli iş yapım sözleşmeleri imzalandığı, davacı şirketin ise verdikleri avansların yapılan işten fazla olduğu ve hesap katına göre alacaklı duruma geçtikleri iddiasıyla davalı şirket hakkında, Konya … İcra Müdürlüğünün … E. sırası üzerinden 29/12/2016 tarihinden 946.274,75 TL asıl alacak, 152.540,04 TL. takip tarihine kadar işlemiş faiz ve 27.457,21 TL takip öncesi KDV olmak üzere toplam 1.126.272 TL.’lik alacağa istinaden ilamsız icra takibi başlatıldığı davalının takibe yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu ve itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
12/03/2019 tarihli 1. rapor ve 13/01/2021 tarihli rapor yetersiz görülmüş, hükme esas alınmamıştır.
01/10/2019 tarihli 2. rapor ve 25/08/2020 tarihli ek raporda; tarafların ticari defterlerinde inceleme yapılması gerektiği, geçici ve kesin hakediş raporlarının incelenmesinin gerektiği belirlenmiş, bu rapor da hüküm kurmaya yeterli görülmemiştir.
Bu raporlara istinaden, 24/03/2021 tarihli duruşmada verilen 6 nolu ara kararı gereğince, davalı tarafa, imzalanan hakedişlere her iki sözleşmede belirtilen usüllerle itiraz edip etmediklerini bildirmeleri ve varsa bu konudaki delillerini sunmaları için 2 hafta kesin süre verilerek tebligat çıkartılmış, davalı taraf kesin süre içerisinde herhangi bir beyanda bulunmadığından, davalı tarafın, taraflar arasındaki hakedişlere usulüne uygun bir itirazının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
1. raporda davacı tarafın ticari defterleri de incelenmiş, davacı tarafın ticari defterlerinin usule uygun tutulduğu davacı tarafın kendi defterlerine göre davalıdan 946.274,75 TL alacaklı olduğu belirlenmiş, talimat yoluyla davalı tarafın ticari defterleri incelenerek 21/01/2020 tarihli 3. rapor alınmış, davalı tarafın ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulduğu, davalı tarafın ticari defterlerine göre davalının da davacıdan 641.804,70 TL. alacaklı olduğu belirlenmiş, her iki tarafın ticari defterlerinin karşılıklı olarak birbirini teyit etmediği, ticari defterler yoluyla alacağın tespit edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan ve talimat yoluyla temin edilen 01/06/2021 tarihli 4. bilirkişi heyeti raporuna ve 20/08/2021 tarihli ek raporuna göre; verilen avans ve yapılan işlerin miktarına göre icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 511.124,02 TL. alacaklı olduğu ve icra takibinden önce davacı şirketin davalı … temerrüte düşürdüğüne dair bir belge bulunmadığından takip öncesi dönem için işlemiş faiz istenemeyeceği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf, 6102 s. TTK’nın 90/1-e maddesine göre davacının takip öncesi dönem için işlemiş faiz hakkının doğduğunu iddia etmiş ise de;
6102 s. TTK.’nin 90/1-e maddesine göre, “Cari hesabın alacak sütununa yazılan tutarlar için, sözleşme veya ticari teamüller gereğince, kaydolundukları tarihten itibaren faiz işler.” Her iki tarafın ticari defterlerinin karşılıklı olarak birbirini teyit etmemesi karşısında, 6102 s. TTK’nın 90/1-e maddesinin somut olayda uygulanma imkanının bulunmadığı ve davacının bu maddeye istinaden de takip öncesi dönem için işlemiş faiz hakkının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı tarafın alacağı, fazla ödemeye ilişkin olup, fazla ödeme miktarı verilen avanslar ve yapılan iş bedeline göre tespit edildiğinden ve fazla verilen avansın KDV’sinin değil şartları oluşursa sadece faizi istenebileceğinden davacı tarafın icra takip talebindeki KDV talebi de reddedilerek, son rapor ve ek rapor gereğince davacının davasının 511.124,02 TL üzerinden (kısmen) kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf, ayrıca icra inkar talebinde bulunmuş ise de; davacı tarafın alacağının, 4 asıl ve 3 ek rapor sonucu bilirkişi incelemesi ile tespit edilebilmesi karşısında, davacının alacağının likit (her iki tarafça bilinir veya bilinebilir) olmadığı sonucuna varılarak, davacı tarafın şartları oluşmayan feri nitelikteki icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafın, alacağın (davanın) reddedilen kısmı yönünden feri nitelikte bir tazminat talebinin olmadığı belirlendiği” gerekçeleriyle davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine davalı Sistem …. tarafından yapılan itirazın, asıl alacağın 511.124,02 TL.’lik kısmı yönünden iptali ile takibin alacağın 511.124,02 TL. üzerinden devamına, asıl alacak olan 511.124,02 TL.’ye icra takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, davacının fer’i nitelikteki icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı şirketin, yedinde kalan ihaleleri tam ve eksiksiz yerine getirmediği gibi süresinde de yapamadığını, davalı şirketin yapmadığı ve hak etmediği işlerin bedelini avans olarak müvekkili şirketten aldığını, ancak kesin hesap neticesinde iadesini yapmadığını, icra takibinde hakediş ödemelerinin dışında davalı tarafından alınan avansların da iadesinin talep edildiğini, hükümde yalnızca fazla ödemeye ilişkin bir değerlendirme yapıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda avans alacağına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını, bu hususta yerel mahkemeye itirazda bulunulmasına rağmen bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının ticari kayıtları incelendiğinde yükleniciye avans verildiğinin, daha sonra verilen bu avansın müvekkiline iade edilmediğinin açık olduğunu, davalının da avans almadığı hususunda bir beyanı ve itirazı olmadığını, TTK Madde 90/1-e “Cari hesabın alacak sütununa yazılan tutarlar için, sözleşme veya ticari teamüller gereğince, kaydolundukları tarihten itibaren faiz işler” hükmü gereğince davalının temerrüde düşürülmesine gerek bulunmaksızın alacağın cari hesaba kayıt tarihine bakılarak avans faizinin hesaplanması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, eser sözleşmesine dayalı alacak talebine ilişkindir.
Tacir olan tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, he iki tarafında ticari defterlerini usulüne uygun olarak tuttuğu ancak dava konusu olan işe ilişkin olarak hem davacı tarafça yapılan ödemelerin, hem davalı tarafından yapılan iş bedeline ilişkin kayıtların defterlerde birbirleriyle tutmadığı anlaşılmıştır. Bu sebeple ilk derece mahkemesinin 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca davacının ticari defterlerini lehine delil olarak kabul etmemesi doğrudur. Davacı taraf istinaf itirazında ilk derece mahkemesinin kabul ettiği miktarın dışında ayrıca avans ödemesi yapıldığını iddia etmiş ise de, yine HMK’nın 222/3. Maddesi kapsamında bu iddiasını yazılı belgelerle ispatlayamamıştır. İlk derece mahkemesinin asıl alacak talebi yönünden davanın kabulüne dair verdiği karar usul ve yasaya uygundur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nin 87.) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukukî sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi veya yapılan sözleşmelerde buna ilişkin bir hüküm bulunmadığından TTK’nin cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanmayacaktır. Takip öncesi davacının davalıyı temerrüte düşürdüğüne ilişkin bir ihtarname de dosyaya sunulmadığından ilk derece mahkemesinin işlemiş faiz alacağının reddine ilişkin kararı da doğrudur.
Açıklanan sebeplerle; davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/10/2021 tarih, … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1.maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Gider avansından kalan kısmın re’sen davacı tarafa iadesine,
İstinaf kararının Dairemizce taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/09/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸