Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/2020 E. 2022/1826 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2022
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …

DAVALI : 3 – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 4 – …
VEKİLLERİ : Av. …

Av. …
DAVALI : 5 – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 6 – …
: 7 – …
: 8 – …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 30/12/2022
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 04/01/2023
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Üniversitesi’nin asıl işveren davacı ve davalı şirketlerin alt işveren olarak çalıştırdığı dava dışı işçi … ‘yun iş akdini feshettiğini ve işçilik alacaklarının ödenmesi için Konya … İş Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında müvekkili şirket ile … Üniversitesi Rektörlüğüne karşı açtığı davada hüküm altına alacakların Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibine konulduğunu, icra dosya boru olan 37.694,64 TL’nin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, ödenen bu bedelden işçiyi çalıştıran tüm alt işverenlerin çalıştırdıkları dönemle sınırlı olmak üzere ayrı ayrı sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.500,00 TL’nin ödeme tarihi olan 11/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketlerden sorumlulukları oranında tahsilini talep ve dava etmiş; 24.08.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; talebini 28.353,33 TL’ye arttırmıştır.
Davalı … . A.Ş. ve … TA.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl işveren olan Üniversitenin de davada yer alması gerektiğini, dava dışı ünivesitenin ödenen bedelin % 50’sinden sorumlulu olduğunu, müvekkili şirketin çalıştırdığı dönem ve ödediği son ücret üzerinden davacı kurum ile birlikte sorumluluğunun bulunudğunu, dava dışı işçinin müvekkili şirket nezdinde belirli dönemler arasında çalıştığını, müvekkili şirketin sorumluluğuna hükmedilecekse bu dönemden ve ödediği ücret üzerinden asıl işveren kurumla birlikte % 50 sorumluluğu belirlenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; kıdem tazminatı hakkı iş ilişkisinin asıl işverende olması ve sözleşmenin asıl işverenle yapılmış olması nedeniyle sözleşmenin taraflarını bağladığından davanın davalı şirkete yöneltilmesinin doğru olmadığını, esastan reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin ihale mevzuatında ihale sözleşmesi ve şartnamesinde olmayan ihale makamı tarafından da ödenmeyen herhangi bir ücretin işçiye ödemesinin hukuken ve hakkaniyet açısından mümkün olmadığını, ihale sözleşmesindeki hükümler kapsamını genişleterek ve müvekkili şirket aleyhine sonuç doğuracak şekilde yorumlanamayacağını, işçilik alacağının müteselsil sorumluluk bağlamında müvekkili şirkette çalıştığı zaman aralığına tekabül eden dönem için kıdem tazminatının rücuen taraflarına yöneltilmesi, davanın ihbar edilmemesi ve iş sözleşmesinin devri bağlamında yöneltilmiş olması nedeniyle, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Turizm Tic. Paz. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; kıdem tazminatı ödemelerinin asıl işverenler tarafından yapılması gerektiğini, müvekkili şirkete bu yönden husumet yöneltilemeyeceğini, davacının talep ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını, dava dışı işçi tarafından açılmış olan dava müvekkili şirkete ihbar edilmediğini, bu nedenle müvekkili şirketin adı geçen işçi tarafından davanın açılmasından en ufak bir kusur ve ihmalinin bulunmadığını, dava açılmasına neden olmayan müvekkilinin yargılama gider ve ücretlerinden sorumlu olmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın konusunu işçilik alacaklarının rücuen tazminat oluşturduğu için öncelikle iş bu davanın İş Mahkemelerinde görülmesinin gerektiğini ayrıca kıdem tazminatından … Üniversitesi Rektörlüğü’nün sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” 6102 sayılı kanunun 5/A maddesine göre; Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun Dava Şartı Olarak Arabuluculuk başlıklı 18/A-2. maddesi “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anılan yasal düzenlemelere istinaden davacı tarafa arabuluculuk son tutanağının aslını ya da onaylı suretini ibraz etmesi için süre verilmiş, davacı vekili de … tarihli dilekçe ekinde arabuluculuk son tutanağını ibraz etmiştir. Eldeki davanın 19/08/2020 tarihinde açıldığı, arabuluculuk sürecinin ise dava tarihinden sonra 13/01/2022 tarihinde başladığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davaya konu uyuşmazlık hakkında düzenlenen bir arabuluculuk son tutanağı bulunmakta ise de 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi uyarınca arabulucuya dava açılmadan önce başvuru yapılması gerekmekte olup, dava devam ederken yapılan başvurular dava şartı eksikliğini ortadan kaldırmayacaktır. Zira davanın derdest olduğu bir dönemde arabuluculuk görüşmelerinin başarıya ulaşma imkanı bulunmamaktadır. Düzenlemenin amacı davadan önce tarafların uzlaşı halinde uyuşmazlığı sona erdirmelerini sağlamak olup, bu dava şartının tamamlanabilir dava şartı olarak kabul edilmesi yasanın ruhuna aykırıdır. Nitekim Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/3263 E 2022/1251 K sayılı ilamı da bu yöndedir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davanın nispi ticari dava niteliğinde olması ve konusunun alacak istemine ilişkin olması karşısında 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi uyarınca davadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu, davacı tarafça arabulucuya başvurulmadan eldeki davanın açıldığı” gerekçesiyle; davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; zorunlu arabuluculuğa ilişkin prosedürün tamamlanabilir bir eksiklik olduğu Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davanın sonrasında görevsizlikle Ticaret Mahkemesine gönderildiği mahkemece verilen kararın HMK’nın 115/3 maddesine aykırı olduğu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava; tacir olan davacı şirket ile davalı şirketler arasında rücuan tazminat istemine ilişkin olup; 01/01/2019 tarihinden sonra açılan ticari davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunlu hale getirilmiş ve bu husus dava şartı olarak kabul edilmiştir. Eldeki davada davadan önce arabulucuya başvuru yapılmadan dava açıldığından davanın açıldığı tarih itibarıyla dava şartı noksandır. Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/07/2022 tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Davacı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
İstinaf aşamasında yatan gider avansından kalan kısmın re’sen davacıya iadesine,
İstinaf karar tebliği ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 30/12/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸