Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1956 E. 2023/371 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … ( … )
ÜYE : … ( … )
ÜYE : … ( … )
KATİP : … ( … )

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2022
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 22/03/2023
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 28/03/2023
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının süt inekçiliği entegre tesisleri yapımı kapsamında hayvan barıkakları ve ek yapıların yapılması için üç adet sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşmedeki edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının borç batağında olmasından dolayı bir kısım işleri hiç yapmadığını, bir kısım işleri ise yarım bıraktığını, müvekkilinin yarım kalan ve hiç yapılmayan işleri başka firmaya yaptırmak zorunda kaldığını, işin geç tesliminden dolayı da müvekkilinin ciddi zarara uğradığını, davalı tarafın edimlerini yerine getirmediği gibi alacaklı olmadığını bildiği halde kötü niyetli olarak faturaya dayalı Konya … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu takipten hariç olarak davalının borçlu olduğu dosyalardan da müvekkiline İİK 89/1. maddesi gereğince haciz ihbarnameleri geldiğini, müvekkilinin uğradığı zararların bilirkişi tespiti ile ortaya çıkacağını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava şartı olan arabuluculuk başvurusunu yapmadığını, işin esası yönünden ise; davacının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip miktarı kadar müvekkiline borçlu olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin gönderdiği faturalara itiraz etmeyip ticari defterlerine kaydetmesine rağmen, müvekkilinin alacaklısının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasından davacıya İİK 89/1 haciz ihbarnamesi göndermesi sonrasında imalat ve montaj işlerine yönelik olarak kötü niyetli olarak iade faturası düzenlediğini, iade faturasının bedelinin müvekkilinin başlattığı takip miktarı ile aynı olduğunu, davacının nama ifa için izin almaksızın sözleşme konusu işleri 3. kişilere yaptırmasının mümkün olmayacağını, 3. kişilere yaptırıldığı iddia edilen işlerin sözleşmenin konusu ile bir ilgisi bulunmadığını, davacı tarafın sözleşme hükümlerini ifa etmediğini, müvekkilinin yaptığı işlerin bedelinin bilirkişilerce tespit edilmesini talep ettiklerini, taraf defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile davacının haksızlığının ortaya çıkacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…İşbu dava; eser sözleşmesi gereği düzenlenen faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf vekillerinin verdikleri diğer dilekçe ve belgeler, taraflar arasında imzalanan sözleşme örnekleri, mahkememizce temin edilen bilirkişi rapor ve ek raporu, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya örneği ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun tanımı başlıklı 470. Maddesi; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü amirdir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun genel olarak başlıklı 471. Maddesi; “Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir. Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.” hükmünü amirdir.
HMK nun ispat yükü başlıklı 190. Maddesi; “(1)İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2)Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü amirdir.
Türk Medeni Kanununun ispat yükü başlıklı 6. maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
Mahkemece yapılan yargılama ve değerlendirme; davacı vekilince davalı şirket aleyhine açılan bu davada; Konya … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu edilen faturalardan ve davalı ile akdedilen 3 adet sözleşmeden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ve %20 kötü niyet tazminatı talep edilmiş olup, mahkememizin ön inceleme duruşması 1 nolu ara kararı doğrultusunda 3 adet sözleşme bedeli olan 9.003.001,36 TL üzerinden eksik harcı tamamlamak üzere davacı vekiline kesin süre verildiği, davacı vekilince dosyaya ibraz edilen 20/07/2020 tarihli talep açıklama dilekçesi ile taleplerinin Konya … İcra Müdürlüğünü … Esas sayılı dosyasından borçlu olmadıklarının tespitine yönelik olduğu, faturaların kesilmesine sebep olan sözleşmelerin tamamından bir menfi tespit taleplerinin bulunmadığı beyan edildiği, bu talep açıklama dilekçesi doğrultusunda mahkememizce davanın icra dosyasına ve takibe konu faturaya özgülendiği kabul edilerek harç ikmali ara kararından dönülmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Esasen taraflar arasında süt inekçiliği çiftliği tesisleri yapımı konusunda 3 adet eser sözleşmesi düzenlediği ve bu sözleşmeler kapsamında davalı yüklenicinin bir kısım işleri yaptığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf davalının edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediği, davacının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacak yönünden davalıya borçlu olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Borçlar Kanunu 470. Maddesi gereğince eser sözleşmesinde yüklenici üstlendiği edimi yerine getirmek, iş sahibi de bunun karşılığında edimin bedelini ödemek mükellefiyetindedir. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafça davalı yüklenicinin sözleşmeler gereğince üstlendiği edimlerin bir kısımını hiç yapmadığı, bir kısımını ise yarım bıraktığı, yarım ve eksik bırakılan işlerin 3. kişilere tamamlatıldığı ve bu sebeple Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaya konu faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı ileri sürülmüş ise de; dosyada toplanan tüm deliller, yapılan keşif ve alınan rapor ve ek raporlar ile tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından sözleşme gereği yapılmadığı iddia edilen işlere dair herhangi bir tespit yapılmadığı gibi bu konuda davalıya herhangi bir ihtarname gönderilmediği anlaşılmıştır. Yine taraf defterleri üzerinde yapılan incelemede davalı tarafça kesilen ve icra takibine konu edilen 30/11/2017 tarihli 2.951.805,40 TL lik faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, 2017 yılı defter kapanış kayıtlarına göre davacının davalıya bakiye 1.709.513,38 TL borçlu olduğu, davacı tarafından 2018 yılında bu faturaya ilişkin olarak 02/05/2018 tarihinde 1.709.513,38 TL iade faturası kesilmek suretiyle borcun sıfırlandığı, davalı defterlerinde davacının kestiği iade faturasının kayıtlı olmadığı ve davalı defterlerine göre 2018 yılı sonunda davacının davalıya 1.700.357,00 TL cari hesaptan borcu olduğu anlaşılmıştır.
HMK 222. maddesine göre ticari defter sahipleri aleyhine delil teşkil edeceğinden davalı defterlerindeki kayıtların kendisini bağlayacağı hüküm ve kanaatine varılmış olup; davada ispat yükü kendisinde olan davacı taraf borçlu olmadığını ispatlayamadığından davacının davasının reddine ve icra takibinin durdurulması yönünde verilen bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından davalı vekilince talep edilen tazminat talebinin de reddine…” gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; … tarafından başlangıçta iş planına ve takvimine uygun ilerleyen inşaat süreci 2017 yılı ilk çeyreğinden itibaren borçlu … ….’nin ekonomik olarak zor duruma girmesinden dolayı aksamaya başladığını, yüklenicinin anlaşma gereği mutabık kalınan ödeme planı dışında sık sık avanslar talep etmeye başladığını, dönem plan dışında ve hak edişi olmamasına rağmen sürecin zamanında yetişmesi için ödemeler yapıldığını, ilave olarak firmaya destek olmak amacıyla nakit ödeme yapılamadığı zamanda, yine hak ediş olmamasına rağmen şirketlerinin sahibi … ve … adına tapuya kayıtlı her birisi 400.000 TL değerinde iki adet dairenin iş karşılığı olmak üzere ve avans olarak verildiğini, buna rağmen dairelerin satışı ve tahsilatı ile ilgili sürekli çelişkili ifadeler verildiğini, iş karşılığı ödeme amacıyla yapılan bu işlemin cari hesaplara da yansıtılmadığını, bu hususun yüklenici … genel koordinatörü …’ın müvekkiline 11 Aralık 2017 ve 7 Mart 2018 tarihinde e-posta göndermiş olduğu hesap detayında açıkça kabul edildiğini, delil başlangıcı niteliği taşıdığını, sözleşmelere göre yapılacak işlerin bedeli KDV dahil 12.063.520 TL olarak belirlendiğini, bu amaçla daha herhangi bir şekilde işe başlanılmadan ilk olarak 3.000.000 TL vadeli çekler verilmiş; ardından hak edişlere göre nakit ve çekler şeklinde toplam 6.925.000 TL ödeme yapılmış olduğunu, yüklenicinin işi yarım bırakmasının ardından bağımsız uzmanlar tarafından inşaat tespiti yaptırılmış ve kış şartlarında ahır hayvanlarının daha fazla zarara uğramaması için işlere yeni yüklenicilerle devam etme zorunluluğu doğmuş olduğunu, yapılan bu tespitlere göre, birinci sözleşmeye göre yapılması gereken ahırın %85’i ikinci ahırın %23’ü, ikinci sözleşmeye göre yapılması gereken (IPARD PROJESİ) % 65’i ve üçüncü sözleşmeye göre yapılması gereken işlerin ise ancak % 10’u yapıldığını, yapılan bu tespitler sonucunda borçlu … ’nin toplam hak edişi KDV dahil 6.921.000 TL olarak belirlendieeini, dolayısıyla yapılan ödemeler dikkate alındığında yükleniciye hak edişten daha fazla ödeme yapıldığının görüleceğini, ayrıca kendilerine avans olarak verilen iki adet daire bedeli (toplam değeri 800.000 TL) ise fazladan ödendiğini, dolayısıyla davacının borçlu değil, alacaklı olduğunu, bilirkişi raporunda toplam hak ediş 6.220.569,20 TL olarak belirlendiğini, bilirkişi raporunda da davalının edimini eksik ifa ettiği belirlenirken bazı hususlarda aleyhlerine eksik inceleme yapıldığını, hükme esas alınamaz nitelikteki bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin hukuka aykırı nitelikte olduğunu, davalının işi yarım bırakmasından sonra ahırlardaki zararı önlemek amacıyla belediye müteahhit değişikliği yapılabilmesi için bağımsız uzmanlar tarafından seviye tespit tutanağı hazırlanıp, işin başka yüklenicilerle tamamlandığını, buna rağmen keşif günüdeki güncel duruma göre değerlendirme yapıldığını, keşif günündeki yapımın da bir miktarının diğer yükleniciler tarafından yapıldığının diğer yüklenici firmaların faturaları ve tanık beyanlarıyla ispat edildiğini, her ne kadar gerekçeli kararda yapılmayan işlere yönelik olarak ihtarname göndermemiş ve tespit yapmamış oldukları belirtilmişse de ihtarname gönderilmeksizin yüklenicinin temerrüde düşmüş bulunduğunu, buna rağmen 2. Sözleşme kapsamında Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu tarafından hibe destek kapsamında alınan Ipard projesi, davalı firma taahhüdünü yerine getirmediği için Konya … Noterliğinden çekilen ihtarname ile kuruma vermiş oldukları dilekçeye istinaden feshedildiğini, müvekkilin borçlu temerrüdünden kaynaklanan tazminat ve cezai şart talep etme hakları bulunmakla birlikte davalı borca batık vaziyette olduğundan sonuç alamayacağını düşünerek bugüne kadar davalıya takip yapıp masrafa katlanmak istemediğini, TBK 125 gereğince seçimlik haklarını kullanma hakkının mevcut olduğunu, davalı tarafın işi bırakıp şantiyeyi terk etmesi, aleyhine birçok icra takibi yapılmış olması ve neredeyse hepsinin sonuçsuz kalması, ticaret sicilinde gösterilen adreslerinin terk edilmiş olması sözleşmelerin bitiş süresi ve taahhütleri göz önüne alınarak firmaları tarafından Amerika Birleşik Devletleri’nden hayvan ithalatı süreci başlatılmasıyla, ahırlar tamamlanmadığı için kış şartlarında ithal edilen 2811 büyük baş hayvanın büyük kısmı açıktaki pandoklara indirilmek zorunda kalması ve bu nedenle hayvan ölümlerine bağlı kayıplar yaşanması, Ipard projesinin bitirilememe sebebiyle hibe desteğinden yoksun kalması ve gübre kompost binası imalatının Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı destekli olduğu için belli prosedür ve zaman içinde tamamlanması gerekmesi durumları birlikte değerlendirildiğinde müvekkili ve karşı yan hakkında TBK 124 gereği süre verilmesinin gerekmediği durumlar olduğunun sabit olduğunu, müvekkilin süre verilmesine veya ihtarnameye gerek olmaksızın sözleşmeden dönmesi ve TBK 125’deki haklarını kullanmasının mümkün olduğunu, icra takibine itirazları üzerine duran takibe davalının haksız olduğunu bildiği için itirazın iptali davası açmadığını, fakat ilamsız takibe itiraz eden müvekkilinin, davalının alacaklılarının haciz ihbarnameleriyle karşılaşmış olduğunu, dava dışı … , davalı/borçlu … firmasından alacaklı olması nedeniyle başlattığı Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından müvekkiline İİK m. 89/1 uyarınca haciz ihbarnamesi gönderdiğini, müvekkilince davalı firmaya borcu olmaması nedeniyle iş bu haciz ihbarnamesine itiraz edildiğini, dava dışı … firması tarafından, haksız yere itiraz ettiği gerekçesiyle Konya … İcra Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile müvekkili şirket yetkilisinin şikayet edilmiş olup, yine Konya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile de müvekkili aleyhine haksız itiraz gerekçesi ile tazminat davası açıldığını, aynı zamanda yine dava dışı … tarafından aynı sebeple açılmış olan ceza davasının Konya … İcra Ceza Mahkemesinde … Esas sayılı dosyasında derdest olduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin, borçlu olmadığı ve itirazında haklı olduğu halde hapis cezası tehdidi ile karşı karşıya kaldığını, şikayet dosyaları nedeniyle de müvekkil şirket yetkisinin sorumluluğunun bulunmadığının ispatı için de menfi tespit davası ile yargılama yapılması zorunluluğu oluştuğunu, inşaat sürecindeki gecikme sebebiyle Bakanlık destekli projeler için ek süre talebi yapılmış fakat yatırıma ilişkin harcamaların 2017 sonuna kadar belgelendirilmesi gerektiğinden yüklenici firma uyarılmış olduğunu, ahırların da tamamlanmamasıyla 2811 hayvanın açıkta kalması ve ölümlerin gerçekleşmesi sebebiyle yüklenici … , kalan malzemelerin galvaniz kaplama için gönderildiğini bu sorunları hızla telafi edeceklerini, ek ekip kurduklarını ve zaten en kısa zamanda işi tamamlayacaklarını en azından Bakanlık ve Milli Emlak’a olan taahhütlerinde sorun yaşamamaları açısından galvaniz kaplamada olan ve gelmek üzere olan çelik malzemeler ve alt yapı ile ilgili faturayı kesebileceklerini ifade ettiklerini, bu amaçla kesilen toplam 2.951.805,40 TL değerindeki faturanın, fatura konusu işlerin tamamı yapılmadan cari hesaplarına kayıt edildiğini, ancak başlangıçtan itibaren inşaat alanına gelen çelik malzeme, irsaliyeli ve kantar tartım kartelası ile gelmiş ve iş yerinde firmalarının personeli tarafından kontrol edilerek imzalı şekilde teslim alınmış olduğunu, diğer bütün faturalar için sevk irsaliyesi düzenlenip, fatura konusu mal imza karşılığı teslim alındığı halde, bu faturanın konusunu oluşturan mallarda çelik konstrüksiyon için sevk irsaliyesi kesilmediği gibi, teslim tutanağı da mevcut olmadığını, yüklenicinin hesap mutabakatı sağlamak amacıyla yaptığımız çağrılara sürekli mazeret üretilmiş ve nihayetinde aniden ortadan kayboldukları bilgisi alındığını, bunun üzerine sevk irsaliyesi düzenlenmemiş ve taraflarınca imzalı şekilde teslim alınmamış, dolayısıyla inşaat alanına getirilmeyen ve montajı yapılmayan, ancak yukarıda belirtilen nedenlerle cari kayıtlarında bulunan işe karşılık gelen miktar, seviye tespit tutanağı da dikkate alınarak KDV dâhil 1.704.655 TL olarak belirlenmiş ve iade faturası düzenlenerek yüklenicinin adresine gönderilmiş olduğunu, ayrıca yüklenici firma tarafından kesilen faturalarda tanımlanan ve yaptıklarını beyan ettikleri çelik kontrüksiyon yapım ve montajı işinin toplamı 1.422 ton olarak görüldüğünü, bilirkişi ek raporunda toplamda 837,059,7 kg civarında çelik konsktruksiyon yapıldığı belirtildiğinden faturaların asılsız olduğu ortaya çıktığını, iade faturasının konusunun da aradaki bu fark olduğunu, haksız bir bedele dayanılarak gönderilen faturaya süresi içerisinde itiraz edilmemiş olmasının, fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması sonucunu doğurmayacağını, bu yönde oluşan karinenin aksini her türlü delille ispatlamanın mümkün olduğunu, davalı tarafın, sözleşme dolayısıyla herhangi bir alacağı kalmadığını bildiği halde sözleşmeye dayanan faturaları takibe konu ederek, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak haksız tahsilat yapmayı amaçladığını, bu nedenle davalının kötü niyetli olarak icra takibine konu ettiği faturalardan ve aralarında akdedilen üç sözleşmeden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespit edilerek, davalı aleyhine takibe konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.
Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre, mevcut delillerin takdirinin ve kararın dayandığı gerekçenin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/09/2022 tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Davacı taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından yatan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
Gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince re’sen davacı tarafa iadesine,
Kararının Dairemizce taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸