Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1386 E. 2022/1209 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 31/05/2022
NUMARASI : … Esas

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 28/09/2022
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2022
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen ara kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP, DÜŞÜNÜLDÜ:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemine ilişkin olup istinafa konu uyuşmazlık ihtiyati haciz talebinin reddinin kaldırılması taleplidir.
6100 sayılı HMK’nın 341. maddesinde ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği açıkça belirtilmiştir.
HMK’nın 394/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbirin kabulü kararına karşı itiraz yolu açıktır. Aynı maddenin 4. fıkrasına göre mahkeme itiraza ilişkin olarak tarafları dinlemek üzere davet edip karar verir. Verilen bu karar ise, HMK’nın 341. maddesi gereğince istinaf kanun yoluna tabidir.
6100 sayılı HMK’nın durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen 396. maddesinde; “Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.
İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır” düzenlemesi bulunmaktadır. Ancak maddede, kanun yoluna başvuru imkanını düzenleyen 394.maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığı görülmektedir.
HMK’nin 396. maddenin gerekçesi ise;”İhtiyatî tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen bu maddede de, yukarıda belirtilen iki maddedeki ortak yönler dikkate alınarak itiraza ilişkin benzer hükümlere ayrıca atıf yapılmıştır. Ancak, itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulması hakkındaki fıkraya atıf yapılmamıştır. Zira, hâl ve şartların değişmesi, hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde, bir çok kez hâl ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması ya da talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyatî tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır. Kanun yolunun açılmış olmasının amacı, ihtiyatî tedbirlerle ilgili temel hukukî ve prensip hatalarının önüne geçmektir. Bu sebeple, ihtiyatî tedbirin reddi ve ihtiyatî tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânı getirilmiştir” şeklindedir.
Bu bağlamda, durum ve koşulların değişmesi nedeni ile verilen kararlar hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı kararlar olduğundan, bu kararlara karşı kanun yolunun kapalı olması ön görülmüştür. Nitekim, yargılama süresince her yeni durumda talebin yinelenerek karar verilmesi halinde sürekli kanun yoluna başvuru imkanı tanınması, kanun yolundan beklenilen amaçtan uzaklaşılması sonucunu doğuracaktır. Şüphesiz, bu tür kararlar esas hükümle birlikte kanun yolu denetimi altındadır. Dolayısıyla mahkemece ihtiyati haciz talebine yönelik verilen ilk ara karardan sonraki ara kararlara yönelik istinaf başvurusunda bulunulamaz.
Somut olayda davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak ilk derece mahkemesi tarafından 02/12/2021 tarihli ara kararı ile davacının ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, vaki itiraz üzerine 18/01/2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından ara kararın istinafı üzerine dairemizin 31/03/2022 tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılarak ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu kez davacı vekili tarafından 31/05/2022 tarihli celsede yeniden ihtiyati haciz talep edilmiş, mahkemece dairemizin kararı gibi ihtiyati haczin reddine karar verilmiş olup bu ara karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Yargılama aşamasında reddedilen ihtiyati haciz kararı üzerine talep edilen ikinci ihtiyati haciz talebinin HMK’nın 396. maddesinde tarif edilen durum ve koşulların değişmesi nedeniyle ihtiyati tedbirin kaldırılması mahiyetinde olduğu, HMK’nın 396/2. maddesinin atfı ile HMK’nın 394/2-3. maddesi uyarınca bu talebe karşı ancak itiraz yasa yolu açık olduğu ve istinaf yasa yoluna başvurulmasına ilişkin 394/5. maddesine atıf yapılmadığı, ilk derece mahkemesince yasa yolunun yanlış gösterilmesi ilgili tarafa yasa yolu konusunda kazanılmış bir hak vermeyeceğinden davalının sunmuş olduğu 20/06/2022 tarihli dilekçenin itiraz dilekçesi olarak kabul edilip ilk derece mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetildiğinde ortada HMK’nın 341.maddesi gereğince istinaf yoluna başvurulabilecek nitelikte bir karar bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine, dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak değerlendirmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 341.maddesi uyarınca usul yönünden reddine, dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabul edilerek, itirazın değerlendirilmesi için İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcı (maktu) ilk derece mahkemesince sahibine iadesine,
Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin nihai karar ile değerlendirilmesine,
Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair, 6100 HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.28/09/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸