Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/1328 E. 2022/1429 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM … HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2022
NUMARASI : … Esas – … Karar
BİRLEŞEN KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … ESAS SAYILI DOSYASI

DAVACI- BİRLEŞEN DOSYA
DAVALISI :

VEKİLİ :
DAVALI- BİRLEŞEN DOSYA
DAVACISI :

VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 03/11/2022
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 04/11/2022
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik asıl dosya davacı – birleşen dosya davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalının, …. Müdürlüğü Karaman Merkez … ve Sulama İşi sebebi ile taşeronluk sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince hakediş tutanakları düzenlenerek ödemeler yapıldığını, 9 nolu hakedişte davalının 108.847,00 TL müvekkiline borçlu olduğunu, sözü geçen hakedişin de taraflarca mutabık kalınarak tutanak altına alındığını, … kayıtları, yapılan işler, hakediş tutanakları ve ödemeler yerinde incelendiğinde müvekkilinin her hangi bir borcunun olmadığı hatta alacaklı olduğunun görüleceğini, müvekkilinin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından konkordato mühlet talebinde bulunduğunu ve talebinin kabul gördüğünü, müvekkili şirket tarafından …’ a ait her biri 60.000,00 TL olan üç adet çek dava dışı …’ne verildiğini, sözü geçen şirketten de ciro yoluyla davalıya geçtiğini, davalı tarafın tamamen kötü niyetli olarak konkordato dosyasına alacak iddiasında bulunarak müdahil olduğunu, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı olarak her hangi bir borcunun olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere sözleşme uyarınca davalıya borçlu olmadığının tespitine ve 108.847,00 TL alacaklı olduğunun tespiti ile üç adet çek bedeli olan 180.000,00 TL ile 108.847,00 TL alacağın 17/01/2018 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş ticari avans faizi ile birlikte toplamının takas ve mahsubuna, müvekkili şirket tarafından dava aşamasında fazladan ödeme yapılmak zorunda kalınması halinde ödeme tarihlerinden itibaren ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ile arasında imzalanan sözleşme nedeni ile alacaklı olduğunu, faturalar ve ticari defterler incelendiğinde müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını, müvekkilinin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine kısmi alacak davası açtığını, konkordato dosyasında alacaklarını tespit ettirememelerinin nedeninin tebligatın usulsüz yapılmasından dolayı alacağa karşı yapılan itiraza cevap vermemelerinin olduğunu, savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının … Müdürlüğü Karaman Merkez … ve Sulama İşi sebebi ile taşeronluk sözleşmesi ve iki adet ek sözleşme imzaladıklarını, sözleşmede belirlenen fiyatlar nedeniyle müvekkilinin zarar etmesi üzerine fiyatların şifahi olarak tadil edildiğini ve güncel fiyatlar üzerinden faturalar kesildiğini, müvekkilinin sözleşmeler gereğince üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, 9 nolu hakedişte müvekkilinin borçlu gibi gözükse de işin tamamına bakıldığında müvekkilinin alacaklı olduğunun sabit olduğu ileri sürerek, her türlü dava ve talep haklarının saklı tutulmasıyla şimdilik 10.000,00 TL nin davalıdan 17/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından konkordato mühleti talep ettiğini ve davacının da davaya müdahil olduğunu, davacının talebinin sözü geçen davada reddedildiğini, davacıya müvekkiline ait ciro yoluyla geçmiş üç adet çekin bulunduğunu, 180.000,00 TL toplam bedelli çeklerden hariç müvekkilinin davacıya her hangi bir borcunun bulunmadığını, konkordato davasında alacaklılara karşı verilen bir aylık süreden sonra kötü niyetle açılan işbu davanın süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, tarafların imzasını taşıyan mutabakat evrakında borçlu olmadıkları gibi müvekkilinin davacıdan 108.847,00 TL alacağının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…davacı vekilince davalı aleyhine açılan ana davada; taraflar arasında düzenlenen taşeronluk sözleşmesi gereğince davacının davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı, bilakis 9 nolu hak ediş tutanağı gereğince 108.847,00 TL alacaklı olduğu iddia edilerek, bu alacağın sözleşme dışı bir sebep ile dava dışı …’ne verilen ve bu şirketten davalı şirkete geçen toplam 3 adet 180.000,00 TL bedelli çek borcundan mahsubu talep edilmiş olup; esasen davacı tarafından … Müd. Karaman Merkez … ve Sulama işinin ihalesinin alındığı, bu ihale kapsamında işin davalı şirkete alt taşeron olarak verilmesine dair taraflar arasında bir taşeronluk (eser) sözleşmesi düzenlendiği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
İhtilaf bu sözleşme kapsamında işin tamamlanmasından sonra davacı işveren (ilk yüklenicinin) TBK 470. maddesinde düzenlenen bedel ödeme edimini tam olarak yerine getirip getirmediği, davacının sözleşme kapsamında davalıya borçlu olup olmadığı ve 9 nolu hak ediş tutanağından kaynaklı 108.847,00 TL alacaklı olup olmadığı ve davacının mahsup talebinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dosyamızla birleşen Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında ise; davacı vekilince taraflar arasında düzenlenen aynı sözleşme gereğince davacının edimini yerine getirdiği, yapılan işlere ilişkin 9 adet hak ediş faturası, 1 adet de yaşanan doğal afete ilişkin olmak üzere 10 adet fatura düzenlendiği, davalı tarafça fatura bedellerinin büyük bir kısmının ödenmediği ileri sürülerek şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsili talep edildiği, davalı vekilince ilk olarak hak düşürücü süre itirazında bulunulduğu, esastan da davalıya herhangi bir borcun olmadığı, ana davada müvekkilinin 9 nolu hak ediş faturasından dolayı alacaklı olduğu yönünde savunmada bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilince birleşen dosyada hak düşürücü süre ileri sürülmüş ise de; açılan dava konkordatoya ilişkin bir dava değil, genel hükümlere göre açılmış bir alacak davası olduğundan ve 1 aylık süreye tabi olmadığından bu itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce esastan yapılan değerlendirme ile toplanan deliller ve Ankara Talimat Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi kanalı ile davalı (birleşen dosya davacısı) defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ve düzenlenen 12/07/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; davalının usulüne uygun tutulan defter ve kayıtlarına göre davacıdan 471.085,55 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı (birleşen dosya davalısı) defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ve düzenlenen 31/01/2022 tarihli SMMM bilirkişisi raporu ve davacının usulüne uygun tutulan defter ve kayıtlarına göre; davacının davalıya 521.852,35 TL borçlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davada ispat yükü M.K.6. ve H.M.K.190. maddeleri gereğince iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkana tarafa ait olup, davacı tarafça her ne kadar davacı vekilince 17/01/2018 tarihli “… İnşaatı … İnşaat 9 nolu hak edişi” adlı tarafların imzasını taşıyan belgeye göre müvekkilinin sözleşme kapsamında davalıya borçlu olmadığı, bilakis 108.847,00 TL alacaklı olduğu ileri sürülmüş ise de; davacının ibraz ettiği bu belgenin taraflar arasındaki ticari ilişkiyi sonlandıran bir mutabakat belgesi olduğu yönünde belgenin başlığı ve içeriğinde herhangi bir ibarenin bulunmadığı, bilakis belgenin başında “9 nolu hak ediş” ibaresinin yazılı olması karşısında bu belgenin nitelik olarak genel bir mutabakat belgesi olarak kabulü mümkün olmamıştır. Bu nedenle söz konusu belge mahkememizce 9 nolu hak ediş faturasına hasredilmiş bir belge olarak kabul edilmiştir.
Davacı taraf limited şirketi olup; T.T.K.18. maddesi anlamında tacirdir. Tacir olan davacının T.T.K.18/2. maddesi gereğince tüm işlem ve faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi beklenir. Davacı iddiası gibi taraflar arasındaki işlemi sonuçlandıracak bir belge düzenleyecek ise; bu hususları açıkça yazması ve defterlerdeki kayıtlara iade faturası düzenlemek suretiyle düzeltmesi ve hatta BA formu düzenleyip ilgili vergi dairesine bildirmesi gerekir.
H.M.K.222/4. maddesi kapsamında tarafların kendi defterleri aleyhine delil teşkil eder. Davacı defterleri de bu anlamda kendi aleyhine delil teşkil etmektedir…” gerekçesiyle davacının davalıya borçlu olduğu anlaşıldığından ana davada davacının ve tüm taleplerinin reddine, birleşen davanın ise kabulü ile davacının talebiyle bağlı kalınarak şimdilik 10.000,00 TL’nin davalı (ana davanın davacısı) taraf davada önce temerrüde düşürülmemiş olduğundan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin saklı tutulmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl dava davacı birleşen dosya davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; açtıkları davada münhasıran ticari defterlere dayanmadıklarını, sair deliller yanında yazılı kesin belgeye dayandıklarını, bilirkişi tarafından ticari defterlerinde yapılan inceleme neticesinde davalının alacak iddiasına ilişkin kaydın 01/12/2019 tarihli konkordato feragat edilen borç açıklamasıyla kapatıldığının bildirildiğini, davalı lehine bir alacak kaydının bulunmadığını, hesabın kapatıldığını, dava konusu iş ve sözleşme gereği davalının toplam biri doğal afete ilişkin 10 adet fatura kestiğini, fatura meblağları ve fatura sayısında taraflar arasında bir ihtilaf olmadığını, son fatura tarihi 17/01/2018 tarihi olup, son mutabakatla yapılmış hakediş tutanağı yine aslı dosyaya sunulduğu üzere fatura tarihi ile aynı tarihte “… inşaatı … inşaat 9 nolu hakedişi” olarak düzenlenmiş hakediş tutanağında davalının yaptığı işler toplam 10 kalemde yazılıp, 309.500,00 TL olarak hesaplanmış, faturanın KDV si ilave edilip, 365.120,00 TL toplam alacak miktarı bulunmuş, 11. bentte (teminat iadesi 1 ve 8 dahil olmak üzere ) 162.560,00 TL olmak üzere davalı lehine alacak olarak eklenip 527.680,00 TL toplam davalı alacağı hesaplanmış ve altına alınan avanslar toplamı olarak 636.527,00 TL düşülmüş ve … inşaatın borcu olarak 108.847,00 TL hesaplanmış altı taraflarca mutabakatla imzalanmış olduğunu, davalının son hakedişten sonra bir herhangi bir işi olmadığını beyan ettiğini, davacının son yaptığı iş için 17/01/2018 tarihli faturayı kesmiş ve iş bitiminde yani 17/01/2018 tarihinde taraflar mutabakatla hesap görmüş müvekkili şirketin 1. ve 8. hakedişlere ilişkin teminat iadeleri de fatura bedeline eklenmek sureti ile davalının alacağının bulunmuş, üzerine davalının itiraz etmediği müvekkilden aldığı avanslar düşülmüş, davalının iş sebebi ile borcu olmadığı müvekkilin 108.847,00 TL alacağı olduğunun yazılı belge ile saptanmış olduğunu, söz konusu belgenin iş bitimi son hesap görme mutabakatı olup, teminatların iadesi gerçekleştirilip davalının aldığı avanstan düşülüp tarafların alacak ve borçlarının hesaplanmasına ilişkin olduğunu, tacir olan davalının son hesap mutabakatını ihtirazi kayıt ileri sürmeden kabul ettiğini, müvekkili şirketin konkordato projesinin tasdik edildiğini, konkordato dava tarihi 15/10/2018 olup, müvekkilin herhangi bir borcu olmamasına ve Konya … Asliye Ticaret mahkemesinin davalıyı bağlayan kararında “a) Kayıt altına alınmış bankalar dışındaki diğer adi alacaklıların, adi alacak niteliğindeki ana para borçları için, tasdiki kararının kesinleştiği tarihi izleyen ilk 6 ay ödemesiz, sonraki 12 ayda ise 1’er ay arayla 12 eşit taksitte (taksit dönemlerinde alacaklılar arasında garameten olmak üzere) davacı tarafından tamamen ödenmesine, b) Konkordatodan etkilenen bankalar dışındaki (adi) alacaklıların, adi alacaklarının anapara kısmı hariç, faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına” karar verilmiş olmasına rağmen tasdik kararının hükümde nazara alınmayıp, üstelik bir de faize karar verilmesinde usul ve yasaya uygunluk olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Asıl dava, taşeronluk sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit, birleşen dava ise, iş bedeli talebine ilişkindir. Davacı – birleşen dosya davalısı yüklenici, davalı – birleşen dosya davacısı ise taşerondur.
Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre ve özellikle HMK’nın 222. maddesine uygun olarak birbirini doğrulayan ticari defter kayıtlarına göre karar verildiği ve iddia olunan 9 nolu hak edişin yapılan tüm işin mutabakatı olarak kabul edilmeyeceği gibi davacının ticari defterlerinde dahi bu şekilde kayıtlı olmaması nazara alındığında, mevcut delillerin takdirinin ve kararın dayandığı gerekçenin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı – birleşen dosya davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/05/2022 tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan asıl dosya davacı – birleşen dosya davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Asıl dosya yönünden alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Birleşen dosya yönünden alınması gereken 683,10 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 170,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,40 TL’nin asıl dosya davacı-birleşen dosya davalısından alınarak Hazineye irat kaydına,
Asıl dosya davacı-birleşen dosya davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Gider avansından kalan kısmın re’sen asıl dosya davacı-birleşen dosya davalı tarafa iadesine,
İstinaf kararının Dairemizce taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/11/2022

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır ¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸