Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/891 E. 2021/1313 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …SAN.VE TİC.AŞ.
VEKİLİ : Av. …
….
DAVALI : … –
….
VEKİLİ : Av. … – …

DAVANIN KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
G. KARAR YAZIM TARİHİ : …
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan …. ve … tarihli sözleşmeler ile davacı şirketin, davalının … il merkezinde inşa ettiği …’nın mutfak dolaplarının imalat ve montaj işinin yapmasının ve karşılığında davalı şirketin davacıya 3.245.000 TL ödeme yapmasının ve iş bedelinin 1.480.000 TL’lik kısmına mahsuben … ve … nolu dairelerin tapusunun davacıya verilmesinin, kalan 1.765.000 TL.’nin de … tarihinden başlamak üzere 10 eşit taksit halinde davacının hesabına ödenmesinin kararlaştırıldığını, davacı şirketin azami özeni göstermesine rağmen davalı şirketin temerrüdü ve kusurlu davranışları nedeniyle işin sürekli aksadığını, davalının iki dairenin tapusunu davacıya devretmediği gibi, nakit ödemeleri de eksik bıraktığını, davacıya ancak 879.000,00 TL ödenmiş olduğunu, davalıya gönderilen ihtarnamenin de sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, davacının yaptığı işin karşılığı olarak ….ili …ilçesi …Pafta … ada … parsel sayılı taşınmazdaki … ve … nolu dairelerin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline ve davacının ücret alacağı ile gecikmeden doğan zarara ilişkin alacağına ilişkin olarak şimdilik 50.000 TL. alacağın dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin …. maddesine göre, işin 120 gün içinde bitirilmesinin kararlaştırıldığını ancak … tarihinde tamamlanması gereken işin halen bitirilemediğini, Konya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı tespit dosyasında alınan raporda, sözleşme hükümlerine göre tamamlanmış tek bir mutfak dolabının bulunmadığının ve davacının sözleşme hükümlerine uymadığının tespit edildiğini, yine Bozüyük …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. D.İş sayılı dosyasında davalı tarafından … tarihinde tespit yaptırılığını, bu tarihin teslim için belirlenmiş son montaja başlama tarihinden dört ay sonrası olduğunu, davalının ödemeler yaptığını ve yapılan ödemelerin işin takvimine uygun olduğunu, davacının teknik şartnameye uymayan ve kabulü mümkün olmayan imalatlar yaptığını, her iki tarafın görevlilerinin … tarihinde toplantı yaparak, işin iş programına uygun hale getirilmesi ile eksik noksan ve kusurlu imalatların davacı tarafından düzeltilmesinin davacıdan istendiğini ve bunlar tamamlanıncaya kadar davacıya diğer ödemelerin yapılmayacağının bildirildiğini, davacının da bunun üzerine işin yapımını durdurduğunu, eser sözleşmesinden doğan alacağa hak kazanabilmek için davacının eseri eksiksik olarak tamamlayıp teslim ettiğini ispat etmesinin gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KALDIRMA KARARI SONRASI … TARİH VE … ESAS – … KARAR SAYILI KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “.Taraflar arasındaki ihtilafın eser sözleşmesinden doğduğu, davacının yaptırdığı 2 tespit ile davalının yaptırdığı 1 tespit ve Mahkememizde alınan heyet raporuyla birlikte dava konusu ihtilafa ilişkin 4 adet rapor ve BAM kararı sonrası 1 rapor ve 2 ayrı ek rapor alındığı, işin ayıplı olup olmadığının, süresinde bitirilememesinin kusurunun kimde olduğunun, işin yapılan kısmı için davacının ücrete hak kazanıp kazanamadığının ve ödemeye ilişkin gecikmeden doğan zarar nedeniyle davacının alacak talebinde bulunup bulunamayacağının ihtilaflı olduğu anlaşılmıştır. Konya BAM … Hukuk Dairesi kararı sonrası yapılan keşfe dayalı olarak bilirkişi heyetinin rapor ve 2 ayrı ek raporunun, gerekçesi ve içerikleri itibariyle dosya kapsamına uygun olduğu sonucuna varılarak hükme esas alınmıştır. Hükme esas alınan … tarihli rapor, … tarihli 1. ek rapor ve …. tarihli 2. ek raporda da açıklandığı üzere; taraflar arasındaki sözleşmeye göre yapılması gereken işin brüt değil, parça başı fiyatlandırmayla oluşturulan birim fiyat usulüne göre tespit edildiği, bilirkişilerin yapılması gereken mutfak dolaplarını alt dolap, üst dolap ve boy dolap olmak üzere üç bölüme ayırarak inceledikleri, …. tarihli asıl raporda ayrıntılı olarak gösterildiği şekilde her bir blok ve dairenin dolabının kendi içerisinde tamamlanma oranlarının ayrı ayrı bulunduğu, yapılan işin tamamlanma seviyesinin de tespit edildiği, davacı tarafından yapılan işin mevcut haliyle bir bütün halinde kullanılamayacağı, davalının bu şekilde kabule zorlanamayacak şekilde eserin ayıplı olduğu, yapılan eserin sökülüp kaldırılmasının aşırı zarara sebebiyet vereceği, eksik ve hatalı işlerin davalı tarafından başka bir kişiye yaptırılabileceği, herhangi bir telif hakkı ihlalinin söz konusu olmayacağı, davacı tarafın yaptığı işlerin tek tek incelenmesi sonucu ayıpsız olarak kabul edilecek kısmın bedelinin KDV hariç 420.111,59 TL. olduğu, nispi metodun daha ziyade brüt olarak ücretin kararlaştırıldığı işlerde sonuç verdiği, yapılan işlerin tek tek değerlendirilmesi sonucu bulunan bedel ile nispi metoda göre bulunan bedelin aynı olduğu, yapılan işin kusursuz tamamlanma oranının %15,27 olduğu, hak edilen ücret = kararlaştırılan ücret x işin tamamlanma oranı 2.750.000 TL. x 15,27 / 100 formülüne göre de davacı tarafın hak ettiği ücretin 420.111,59 TL %18 KDV dahil 495.731,68 TL olduğu, davalı tarafın davacıya yaptığı ödemelerin 891.114,34 TL olup, davacının hak ettiği 495.731,68 TL’nin mahsubundan sonra davalı tarafından davacıya fazladan yapılan ödemenin (KDV dahil) 395.382,66 TL olduğu, davacının kalan alacağının bulunmadığı belirlenmiştir. Her ne kadar davalı tarafından, davacının fatura kesmediği ve KDV hesaplaması yapılamayacağı savunulmuş ise de; yapılan işten dolayı fatura düzenlenmiş olup olmamasının öncelikle Vergi Usul mevzuatını ilgilendirdiği, taraflar arasındaki … tarihli sözleşmeye ekli birim fiyat listesine göre, yapılması gereken işin toplam bedelinin 2.750.000 TL olarak gösterilmesine rağmen, ödeme protokolünde ödenecek bedelin 1.765.000 TL + 1.480.000 TL = 3.245.000 TL olarak gösterildiği, bu bedelin, 2.750.000 TL’ye %18 KDV 495.000 TL eklenmesiyle bulunan bedel olduğu, dolayısıyla, ödenecek ücretin KDV dahil olarak 3.245.000 TL belirlendiği anlaşıldığından bu savunmaya itibar edilmemiş, hak edilen ücrete 420.111,59 TL % 18 KDV eklenilmesinin gerekli olduğu, hak edilen ücretin KDV dahil 495.731,68 TL olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Davacının yapılan işten dolayı kalan alacağı bulunmadığı gibi, davalının fazladan ödemesi söz konusu olduğundan, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle” davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sözleşmede davacıya tapusunun verileceği … nolu dairenin avans olarak verileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin başında taşınmazın verilmesinin gerektiğini, dava konusu talebin avans olarak verilmesi gereken bağımsız bölüm sözleşme kapsamında yapılan iş bedellerinin tahsili olduğunu, iş bedeline yönelik hüküm tesis edildiği ancak avans olarak verilmesi gereken bağımsız bölüme ilişkin hüküm tesis edilmediğini, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporlarının çelişkili olup mahkemece çelişkinin giderilmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu sözleşmenin götürü bedelli anahtar teslim olarak yapıldığını, davacının iş bedelinin tamamlanmış dolaplara göre belirlenmesi gerektiğini, bilirkişiler tarafından parça başı olarak hesap yapıldığını, bilirkişinin sonuç kısmında tespit etmiş olduğu miktara KDV eklediğini, doğmamış alacağa KDV eklenemeyeceğini, davalının ayıplı imalatları teslim almasının zorlanamayacağını, eserin reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile kararda; davacının yaptığı işlerin bedelini tespit edip davalının fazla ödeme yaptığını belirlediğini, yani bu malzemelerin bedelinin düşüldüğünü, buna rağmen yani bu malzemenin müvekkilin yapmış olduğu ödemeden mahsup etmiş olmasına rağmen bu malzemelerin davacıya teslimine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının hüküm kısmında yer alan 2.bendin karardan çıkarılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak istinaf edenin sıfatına göre yapılan inceleme neticesinde;
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili amacıyla alacak ve iş bedeli olarak verilmesi kararlaştırılan taşınmazların tapusunun iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Davalının yüklenicisi olduğu Park Mahal Konutları yapım işinde davacının alt yüklenici olarak konulardaki mutfak dolaplarını yapma işini üstlendiği, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunduğu işin bir kısmının yapıldığı ve iş bedeli olarak 879.000,00 TL ödendiği ihtilafsız olup uyuşmazlık yapılan imalatların ayıplı olup olmadığı ve ayıpların giderilemeyecek türde olup olmadığı ve davacı yüklenicinin eser bedelini hak edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşme götürü bedelli olup götürü bedelli sözleşmelerde 6098 sayılı TBK’nın 480 ve devamı maddelerine göre yüklenici işi götürü bedelle yapmak zorunda olduğundan gerçekleştirilen imalât ve hakedilen iş bedelinin gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranı tespit ve bu oranın götürü bedele uygulanmak suretiyle hesaplanması gerekir. Sözleşmede kararlaştırılan iş tamamlanmamış olsa dahi yüklenicinin işe devam etmemesi ya da iş sahibince devam ettirilmemesi halinde yüklenici işi tamamlamamasına rağmen gerçekleştirdiği kısmın bedelini, iş sahibinden talep edebilir. Yargıtay’ın eser sözleşmelerine ilişkin temyiz dairesi olan 15. HD’nin içtihatları ve yerleşik uygulamalarında götürü bedelli işlerde işin tamamının yapılmamış olması halinde hakedilen bedelin, değişik iş dosyasındaki veriler de dikkate alınarak gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranının tespit ve bu oranın götürü bedele uygulanarak hesaplanacağı kabul edilmektedir. Buna göre yapılan işin sözleşmedeki işe göre fiziki oranının tespit edilerek sözleşmedik bedele oranlanması neticesinde bulunacak bedel hüküm altına alınmalıdır.
Ayrıca taraflar arasında imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde öngörülen “eser sözleşmesi” ilişkisi kurulmuş olup, yüklenicinin edimi eseri iş sahibinin amacına uygun fen ve tekniğine uygun olarak teslim etmek, iş sahibinin edimi ise iş bedelini ödemektir. İş sahibinin seçimlik hakkını düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 475/1. maddesinde eser kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı olur ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, 2. fıkrada ise eseri alıkoyup ayıp oranında bedelde indirim isteme hakkı mevcut olup, son fıkrasında aşırı zarar doğuracaksa iş sahibinin sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağına dair düzenlemeler mevcuttur.
Somut olayda davacı yüklenicinin işin tamamını bitirmediği ve tamamlanmış işin fiziki oranına göre iş bedeline hak kazanacağı açıktır. Mahkemece dairemizin hükmün kaldırılması kararı uyarınca toplanan deliller kapsamında eserdeki ayıbın niteliğinin belirlendiği, eserin reddi halinde sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracağının saptanarak nispi metoda göre bedelde indirim hesabının yapıldığı yani ayıp durumu da dikkate alınara işin tamamlanma oranı tespit edildiği ve davalı iş sahibi tarafından yapılan ödemelere göre davacının iş bedeline yönelik alacağının bulunmadığının saptandığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki götürü bedelli sözleşmede iş bedelinin bir kısmının taşınmaz devri, bir kısmının ise iş ücret ödeme şeklinde olduğu, davacının işin tamamını bitirmeyip fiziki orana göre ödenen iş bedelinin hak ettiği bedelden fazla olduğu, bu bağlamda iş bedeli kaleminden olan ve avans olarak verilmesi gereken bağımsız bölüme hak kazanamayacağı anlaşılmakla davanın reddi kararında usul ve yasaya aykırı yön tespit edilmediğinden davacı vekilinin davanın reddine dair verilen karara ve davalı vekilinin ise hükme esas alınan bilirkişi raporunun içeriğine ve dolayısıyla mahkeme gerekçesine yapmış olduğu istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafın, davacıya ait olup kullanılmayan ve davalının şantiyesinde bulunan malzemelerin davacı tarafından götürülmesine dair verilen hüküm yönünden, yapmış olduğu istinaf itirazı yönünden ise; davacının yaptığı işin fiziki oranına göre davacının hak ettiği iş bedelinin belirlendiği ve davalının fazla ödeme yaptığının tespit edildiği, davacıya teslimine karar verilen malzemelerin davacıya ait olup, davalının şantiyesinde bulunan ancak kullanılmayan malzemeler olduğu, davacının iş bedelinin belirlenmesinde bu malzemelerin hesaplamaya dahil edilmediği, bu itibarla bu malzemelerin davacıya iadesinde isabetsizlik bulunmadığı gibi, ilk derece mahkemesinin Dairemizce kaldırılan … tarih ve … E. ve… K. sayılı önceki kararında da aynı hükme yer verildiği ve bu karara karşı davalı tarafın istinaf başvurusunda bulunmadığı, bu hükmün artık davacı yönünden usulü kazanılmış hak oluşturduğu da anlaşılmakla davalı vekilini bu yöne ilişkin istinaf başvurusu da yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla; dosya kapsamına ve toplanan delillere göre; mevcut delillerin takdirinin ve kararın dayandığı gerekçenin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davanın reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1.maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1.maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
Davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Arta kalan gider avansı olması halinde ilk derece mahkemesince karar kesinleştiğinde re’sen yatıranlara iadesine,
Kararının Dairemizce taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Katip

¸e-imzalıdır.