Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/881 E. 2021/1241 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … – …

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – …

VEKİLLERİ : Av. …

Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : …
G. KARAR YAZIM TARİHİ : …

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı …. vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, davalı şirketten faturaya dayalı olarak alacaklı olduğu toplam 107.272,74 TL’nin tahsili için davalı hakkında Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ancak yapılan ödemeler ve yeniden yapılan hesaplama sonucunda davacının 22.917,33 TL alacağının kaldığının anlaşıldığını ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazının 22.917,33 TL yönünden iptalini ve takibin bu miktar üzerinden devamını ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında … tarihinde yapılan sözleşme uyarınca, davacının, davalı tarafından inşa edilen inşaatın sıhhi tesisat, kalorifer, ve doğalgaz işlerini projeye uygun olarak anahtar teslimi olarak yapmasının ve iş karşılığında da davacıya 75.000,00 TL ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalının sözleşmeyle kararlaştırılan bedelin tamamını ödediğini, sözleşmenin arka sayfasında bedelin ödendiğine ilişkin davacı şirket yetkilisinin imzasının olduğunu, aksine davacının sözleşmeyle kararlaştırılan edimlerini yerine getirmediğini işi eksik bıraktığını, davacının davalıdan alacak talep etmesinin hukuki mesnetten yoksun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “Takip konusu alacak değerlendirildiğinde alacağın net tutarı yargılama neticesi belirlendiğinden davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin ve yine davacının haksız ve kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede, davacı vekilince davalı aleyhine açılan işbu davada davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazların iptali, takibin devamı ve % 20 icra inkar tazminatı talep edilmiş olup, alınan raporlar ve dosya kül halinde değerlendirildiğinde, takip tarihi olan … tarihi itibarı ile davacının davalıdan 22.917,33-TL alacaklı bulunduğu, davalı defterlerine göre ise davacının takip tarihi olan … tarihi itibarı ile 62.917,33-TL alacaklı olduğunun görüldüğü, her ne kadar davacı defterleri kendisi lehine delil olamasa da usulüne uygun ve delil kabiliyeti olan davalı defterlerine göre takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan 62.917,33-TL alacaklı olduğunun tespiti neticesinde davacının talep ettiği bedelden daha fazla bir bedelin mevcudiyeti karşısında davacının 22.917,33-TL’lik talebinin kabulü ile davanın açılmasından sonra bu alacak bilirkişi raporunda da ifade edildiği üzere davalı defterlerine göre ödenmiş olduğundan bu hususun ise icrada infazda nazara alınması gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının Konya … İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 22.917,33 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, 22.917,33 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, alacak likit olmadığından ve yargılama neticesinde tam olarak tespit edilebildiğinden dolayı icra inkar tazminatı talebinin reddine ve davadan sonra yapılan ödemelerin icra da infazda nazara alınmasına, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının takip ve dava sonrasında davacıya yapmış olduğu hiç bir ödeme olmadığını, davalının defterlerindeki kayıt dışında ödeme yaptığına ilişkin hiç bir yazılı belge olmadığını, davalı defterlerine göre, takip sonrasında 62.917,33 TL nakit ödeme yaptığını söylemekte, hemde çekle 40.000,00 TL ödeme yaptığını iddia ederek toplamda borç miktarında fazlaca bir miktar ödediğini iddia ederek mahkemeye yanıltmaya çalıştığını, davalının dava sonra yapılmış bir ödemesi olmamasına rağmen mahkemenin ödeme varmış gibi bu ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına karar vermesinin hatalı olduğunu, ayrıca lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının bu yönlerden düzeltilmesi için kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında davalı şirket tarafından inşa edilen inşaatın sıhhi tesisat ve kalorifer, doğalgaz işleri projeye uygun olarak anahtar teslim şekilde davacı şirket tarafından yapılması karşılığında 75.000,00 TL bedelli sözleşme yapıldığını, davalı şirketin iş bedelinin tamamını ödediğini, buna ilişkin olarak sözleşmenin arka sayfasında davacı şirket yetkilisi ….’ın imzası olduğunu, davalı şirketin ticari defterlerinde ödeme kayıtları dava tarihinden sonra olarak gözükse de, işbu ödemelerin dava dosyasına sunulan ödeme evraklarından görüleceği üzere, dava tarihinden de önce yapıldığı ve yapılan ödemelerin muhasebe kayıtlarına geç işlendiğini, davacı şirketin edimlerini tamamlamadığını, davalı şirketin yaşadığı bu mağduriyetlerden ötürü karşı taraftan, … tarihinde Konya .. Noterliği … Yevmiye No’lu ihtarnamesiyle zararın karşılanmasını talep ettiğini ancak zararının giderilmediğini, yerel mahkemenin kararı hukuka aykırı ve açık olmayıp, gerekçe kısmının belirsiz olduğunu, davanın kabulü ile, icra infazda ödemelerin nazara alınmasına karar verilmesinin tarafları belirsiz bir duruma soktuğunu, zira tarafların ne kadar alacağı olup olmadığının belirlenmemesinin ve bu hesabın icra dairesi tarafından yapılmasının beklenmesinin hatalı olduğunu, bu kararla davalı aleyhine karşı vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin haksız olduğunu, ayrıca söz konusu davada davalı lehine karşı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak istinaf edenin sıfatına göre yapılan inceleme neticesinde;
Dava; taraflar arasındaki eser sözleşmesi ve muhtelif mal alımlarından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı hakkında Konya … İcra Dairesinin …. E. Sayılı dosyasında, farklı tarihlerde düzenlenmiş 7 ayrı faturaya dayalı olarak 97.417,33 TL asıl alacak ve 9.855,41 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 107.272,74 TL alacak için ilamsız icra takibi yapmış, davalının itirazı üzerine duran takibe karşı ise, yapılan ödemeler düşüldükten sonra aslında takip tarih itibarıyla davalının 22.917,33 TL asıl alacağı olduğunu beyanla, bu miktar asıl alacak yönünden itirazın iptalini istemiş ve bakiye kısım yönünden dava açmamıştır.
Davacı bu miktar alacağı olduğunu ispatlamak zorundadır. Davalı cevap dilekçesinde taraflar arasında … tarihli 75.000,00 TL bedelli eser sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeye göre davacıya yaptığı iş karşılığı ödenecek olan 75.000,00 TL’nin ödendiğini ve başkaca da bir borçlarını olmadığını savunmuş ve dilekçe ekinde sözleşme bedelinin 50.000,000 TL sinin 10.000,00 TL’lik senet ve çek verilmek suretiyle sözleşmenin başında ödendiğine ilişkin taraflar arasındaki yazılı sözleşmeyi, kalan 25.000,00 TL’sinin ise 4.500,00 TL’sinin nakit, 3000,00 TL ve 7.500,00 TL’sinin senet ve 10.000,00 TL’sinin ise … Bankasına ait 2018 tarihli çekiyle ödendiğine ilişkin davacı şirket yetkilisi imzasını taşıyan …. tarihli belge suretini sunmuştur.
Davalı taraf her ne kadar, 75.000,00 TL dışında başkaca bir borçlarının olmadığını savunmuş ise de, davalının defterleri üzerinde yapılan incelemede icra takibinin dayanağı olan ve toplam bedeli 97.417,33 TL olan 7 adet faturanın davalı tarafça kabul edilerek ticari defterlerine kaydedildiği, hatta davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibarıyla davacıya 62.917,33 TL borçlu gözüktüğü tespit edilmiştir.
Davacının defterlerinde yapılan incelemede ise, davalının cevap dilekçesi ekinde dayandığı sözleşmeye ilişkin 75.000,00 TL ve buna ilişkin ödemelerin cevap dilekçesinde belirtildiği şekilde yani sözleşme başında senet ve çek olarak verilen beş ayrı 10.000,00 TL’nin yine, 23.11.2017 tarihinde davalı şirket yetkilisine yapılan senet, çek ve nakit olarak yapılan ödemelerin (4500,00 TL, 7500,00 TL, 3000,00 TL, 10.000,00 TL) davacının ticari defterlerine kaydedildiği, yani davalının cevap dilekçesindeki ödemelerin davacının ticari defterlerine girdiği, bu hususta aslında bir uyuşmazlık olmadığı da anlaşılmıştır. O halde davacının, 97.417,33 TL alacaktan, ödenen 75.000,00 TL düşüldüğünde alacaklı olduğu miktar 22.417,33 TL’dir. Ancak davacının defterlerinin incelendiği bilirkişi raporunda da, görüleceği üzere, yevmiye defterine, cevap dilekçesindeki ödeme miktarlarına uygun olarak toplam 75.000,00 TL kaydedilen alacağın, daha sonraki muavin kayıtlarında 74.500,00 TL olarak eksik kaydedilmesinden dolayı davacının 22.917,33, TL olarak 500,00 TL fazla alacak talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalının ödeme iddialarına gelince, davalının cevap dilekçesi ekinde sunduğu 75.000,00 TL’lik ödemeyi bile kendi defterlerine kaydetmediği, tam aksine bu ödemelerin davacı defterlerinde yer aldığı, yine davalının …. tarihli dilekçesi ekinde sunduğu …. tarihli 10.000,00 TL tutarlı çek ile … tarihli 10.000,00 TL tutarlı çekin de davalının defterlerinde ödeme olarak yer almadığı, davalı vekilinin savunmalarının tam aksine 97.417,33 TL tutarındaki alacağın takipten önce ve takipten sonra olmak üzere nakit 6.900,00 TL’lik ödemeler şeklinde 13 seferde ve sonrasında da nakit olarak 5000,00 ve 2.717,33 TL olarak ödeme yapıldığı davalı defterlerine kaydedildiği görülmüştür. Cevap dilekçesi ekindeki ödeme tablosu ve davacının ticari defterlerine göre, davalının sunduğu 10.000,00 TL’lik çeklerden … tarihli olan çekin, cevap dilekçesi ekinde yer alan sözleşmedeki peşin ödenen 10.000,00 TL’lik ödeme için, …. bankasına ait …. tarihli çekin ise cevap dilekçesi ekindeki … tarihli ödeme belgesindeki 10.000,00 TL ödeme için verilen çekler olduğu ve davalının borcundan düşüldüğü anlaşılmıştır.
Bu tibarla; davacının davalıdan alacaklı olduğu miktar 22.417,33 TL olup, davalı bu miktar alacağı ödediğini kesin delillerle ispatlamak zorundadır. Davacı borcun tamamının ödendiğine ilişkin ticari defterlerine kayıt girmiş ise de, ödemenin yapıldığını yazılı belgelerle ispatlanması, yani kaydın dayanağı yazılı belgeleri dosyaya sunması gerekmektedir. Davacı taraf bu miktar alacağı ödediğini yazılı belge sunarak ispatlayamamıştır. Ancak davalının cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmekle, davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak (temlik edene yemin teklifi) sonucuna göre bir karar verilmesi ve ödemenin ispatlanamaması halinde ise 22.417,33TL asıl alacağa yapılan itirazın iptaline ve faturaya dayalı alacak miktarı davalı yönünden belirlenebilir olduğunundan bu miktar üzerinden davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken; 22.917,33 TL alacağın davadan sonra ödendiği kabul edilerek, bu ödemenin infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği gerekçede belirtilmek suretiyle ve hükümde alacağın asıl alacak olup olmadığı da belirtilmeksizin 22.917,33 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi ve likit olmadığı gerekçesiyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE;
Konya ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, …. Esas – … Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
Davalı tarafından yatırılan 391,37 TL istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
İİK’nun 36/4. maddesi uyarınca davalı tarafından Konya ….İcra Dairesinin …. esas sayılı icra takip dosyasına sunulan …. Bankası AŞ …. Şube Müdürlüğüne ait, … tarihli, … sayılı ve 38.700,00-TL tutarında teminat mektubunun ilk derece mahkemesince sahibine iadesine,
Dair, 6100 HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan incelemesonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Katip

¸e-imzalıdır.