Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/7 E. 2021/140 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
(İstinaf yoluna başvuran)

DAVANIN KONUSU : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/01/2021
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 05/02/2021
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında faturaya dayalı 80.731,59 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itirazda bulunduğunu, itirazın haksız olduğunu, faturaya istinaden gerekli hizmetin verilmesine rağmen borcun ödenmediğini ve açıkladığı nedenlerle borçlunun yapmış olduğu itirazın iptali ile alacak miktarının %20’si oranında tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesi kapsamında müvekkiline ait işyerinin kaplama işlerinin imal ve montajı konusunda anlaşmaya varıldığını, davacı yüklenicinin üstlenmiş olduğu işi sözleşmeye uygun olarak yerine getirmediğini ve teslim etmediğini, bu nedenle muaccel bir alacağın da bulunmadığını, davacı tarafça yapılan eserin ayıplı olduğunu, eserin ne sözleşmeye ne de dürüstlük kurallarına göre teslim edilmediğini ve açıkladığı nedenlerle davanın reddi ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Taraflar arasında yapılan anlaşmaya istinaden davacı tarafça bir takım imalatların yapılarak davalıya teslim edildiği, imalatlara karşılık davalı tarafça çeşitli tarihlerde ödeme yapıldığı, bu imalatlar nedeniyle davacının 80.731,59 TL tutarında alacaklı olduğu, ancak bu tutardan ayıplı iş bedeli olan 8.745,94 TL ile davacı şirket temsilcisinin yeminli beyanı uyarıncasabit olan 10.000,00 TL’lik ödemenin mahsubunun gerektiği, yapılan mahsup neticesinde davacının takip tarihi itibariyle (80.731,59 – 8.475,94 – 10.000,00=) 62.255,65 TL davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmakla bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İİK’nın 67/2. Maddesine göre; ” Bu davada (itirazın iptali davasında) borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Somut olayda; alacağın likit görülmemesi nedeniyle davacının, takibin kötüniyetli olduğunun kabulü mümkün olmadığından davalının, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesine dair gerekçe ile;
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile 62.255,65 TL asıl alacağın davalıdan tahsili yönüyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin alacağın varlığının ve tutarının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle reddine,
Davalının tazminat talebinin reddine, …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; “Mahkemece kurulan hüküm taraflar arasında aktedilen sözleşmeye aykırıdır: zira; davacı tarafın teklifi = önerisi = icabına karşılık müvekkilimin kabulü ile sözleşme in’ikad etmiş, sözleşmede (öneride) belirlenen bedel ise davacıya (fazlasıyla) ödenmiştir. Davacı tarafın dava konusu işlere ilişkin müvekkilime yaptığı 20/02/2016 tarihli teklif (ÖNERİ-İCAP) işin 76.838,06-TL’ye yapılması şeklindedir. Öneride ayrıca %3 iskonta yapılacağı yazılıdır. Dolayısıyla müvekkilimin iş tamamlandığında ödemesi gereken bedel; 74.532,90-TL’dir. Müvekkilimin kabul beyanı ile sözleşme önerideki şartlarda kurulmuştur. Davacı, inşaat mühendisi bilirkişisi … ‘ün raporunda da belirtildiği gibi eksik, hatalı ve ayıplı imalat yapmış olup bunun bedeli KDV dahil 10.200,00-TL hesaplanmıştır. Dolayısıyla müvekkilimin davacıya, sözleşme konusu iş için ödemesi gereken bedel; 64.332,90-TL.’dir.Müvekkilimin davacıya belgeli ödemeleri toplamı 71.000,00-TL’dir. Müvekkilim söz konusu iş için 6.667,10-TL fazla ödemesi bulunmaktadır. Davacının imalat yaparken daha fazla maliyet ve gider yapması sözleşmenin koşullarını değiştirmez, etkilemez. Davacı taraf herhangi bir uyarlama davası da açmadığına göre sözleşme ve önerisi ile bağlıdır. Arz ettiğimiz sebepler ile davacıdan sözleşme ve yapılan işlerle ilgili hiçbir alacağı bulunmadığı gibi bilakis fazla tahsilatı söz konusudur. Mahallinde yapılan incelemelere ve inşaat bilirkişisinin dosyaya sunduğu rapora göre davacının edimini EKSİK BIRAKTIĞI, ayrıca hatalı ve ayıplı imatların bulunduğu rapor edilmiştir. Olayımızdaki sözleşme, her iki tarafa da borç yükleyen sözleşmedir. Davacı taraf kendi edimini tamamlamadan (işi eksiksiz, ayıpsız ve hatasız olarak tamamlamadan) müvekkilimden edim talep etme hakkını haiz değildir. Yani ortada davacı taraf alacağını ispat etmiş olsaydı dahi kendi edimini yerine getirmeden müvekkilimden edim talep edemeyeceğinden takip tarihi itibariyle istenebilir -muacccel- bir alacaktan söz edilmesi dahi mümkün değildir. Bu sebeple dahi davacının takibi haksız ve kötü niyetli olup açılan davanın reddine karar verilmeli iken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya açıkça aykırı olmuştur… ” gerekçeleriyle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekili istinaf talebine cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile kamu düzeninden sayılan hallerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde, incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, hükme esas alınan bilirkişi raporuyla, davalı tarafça yaptırılan delil tespitinde alınan bilirkişi raporuna göre davalı yararına, davacı tarafça sunulan teklif belgesindeki birim miktarından fazla ve ek imalatların yapıldığının tespit edilmiş olmasıyla hesaplamanın da yöntemince yapılmış olmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 222.maddesi çerçevesinde davalı ticari defterlerinde de alacağın tespit edilmiş olduğunun anlaşılmasına göre ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeninden sayılan hallerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/10/2020 tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı taraftan alınması gereken 4.252,68-TL harçtan peşin alınan 1.064,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.188,68-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 27/01/2021