Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/691 E. 2021/795 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2020
NUMARASI : 2…………. Esas – … Karar

DAVACI : … BANKASI ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
(İstinaf yoluna başvuran) […] UETS

DAVALI : … – -…

DAVANIN KONUSU : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 20/05/2021
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 24/05/2021

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan banka davaya konu bildirilen bonolara dayalı olarak davalı borçludan alacaklı olup söz konusu alacaklar ilgili olarak 28/02/2019 tarih … no ile arabuluculuk başvurusunda bulunduğu, ancak arabulculuk görüşmelerinde anlaşılamadığı, 28/02/2016 vade tarihli senetlerin zaman aşımına uğramaması için yalnızca bu senetler için Konya… Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas numarası ile alacak davası açıldığı ancak arabuluculuk son tutanağının davadan sonra olduğundan redddolmasının kuvvetle muhtemel olduğu, dava konusu alacaklarına dayanak bonolar vade tarihleri geçmiş olmasına rağmen şimdiye kadar davalı borçlu tarafından ödenmediği, davalı borçlu tarafından ödeme yapılmaması sebebiyle yukarıda dökümü yapılan bono bedellerinin 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesindeki ve %0,3 oranında komisyonu ile birlikte tahsili için işbu bonolara dayalı alacak davasının açılmasının zorunlu olduğu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla dava konusu bonolara dayalı alacak davasının kabulü ile bono bedellerinin 3095 sayılı kanununun 2/2 maddesinde belirtilen oranda faizi ve bono tutarının %0,3 oranında komisyonu ile birlikte davalı borçludan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmektedir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, sağlayıcı: kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesinde de bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l) maddesinde; ” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 4/5. maddesinde;”(5) Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebilir. Bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetler tüketici yönünden geçersizdir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 73/1. maddesinde;”Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde, 6502 sayılı TKHK’nun 83/2.maddesinde; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde düzenlemelerin olduğu görülmektedir.
Davacının açtığı davanın; dava dilekçesinin ekine bir örneği ibraz edilen davalının keşideci olduğu, dava dışı … Proje İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti.’ nin lehdar olduğu … yazılı bonoların vadesinde ödenmemesi sebebiyle talep edilen alacak davası olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı … Bankası A.Ş. ile dava dışı … Proje İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi kapsamında TEMİNAT ilişkisine dayalı olarak dava konusu bonoların tevdi alındığı davalı bono borçlusu ile dava dışı … Proje İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti.’ arasında akdedilen … ……… DEVREMÜLK SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ’ ne istinaden sözleşmeye konu devremülkün bedeli olarak düzenlenen sıralı, eşit bedelli ve ara ödemeli senetler olduğu anlaşılmıştır.
Bu husus ayrıca davacının dava dilekçesine eklediği ve matbu olarak düzenlenen bono örneklerinden de açıkça anlaşılmaktadır. Zira bonoların sol kenarında ” … ,,,,,,,,,,,-… Proje İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti.” ibaresi matbu olarak yer almakta, senet metni içeriğinden bononun NAMA düzenlendiği ve bonoların sıralı olduğu açıkça görülmektedir. Bu sebeple dava konusu senetlerin TKHK 4/5 maddesi gereği TÜKETİCİ SENEDİ olduğu anlaşılmaktadır.
Aynı zamanda mahkememiz dosyasına kazandırılan bilirkişi raporunda dava konusu toplam 25.700,00 TL tutarındaki senede dava tarihi 27/03/2019 tarihine kadar değişen avans faiz oranları ile kümülatif 6.088,70TL tutarında faiz, toplam 76,50 tutarında komisyon işlediği sonuç ve kanaatini bildirilmiştir.
Davalının konut edinmek amacıyla (devremülk) dava dışı … Proje İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. ile sözleşme yaptığı, sözleşmeye istinaden nama yazılı tüketici senedi tanzim edildiği, bu haliyle uyuşmazlığın temelde tüketici hukukundan kaynaklandığı, davacı yönünden nama yazılı senetlerin iktisabı ile uyuşmazlığın her ne kadar kambiyo hukukundan kaynaklandığı iddia edilse de temel uyuşmazlık devre mülk satışından kaynaklanmakta olup davalının yukarıda kanuni metinleri yazılan 6502 TKHK 3/1-(k-l) maddesinde düzenlenen tüketici tanımına girdiği anlaşılmakla, tüm bu açıklamalar ışığında somut olayımızda; ilk taraflar arasında (davaya konu bonoların lehtarı ve borçlusu arasında) devre mülk sözleşmesi olduğu, bu sözleşmeye istinaden tüketici senedi tanzim edildiği, (nama yazılı), taraflar/vekillerinin yazılı ve duruşmadaki beyanları ile bilirkişi raporu da dikkate alındığında davacı yanın nama yazılı bonoları TTK hükümlerine göre ciro edilerek teslim almadığı ve dosyadaki tüm bilgi ve belgeler dikkate alınarak incelendiğinde ve yine Konya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar ile… Esas,… Karar sayılı ilamları da dikkate alındığında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 3/1-(k-l), 73/1., 83/2. maddeleri gereğince dava tarihi itibariyle TTK. 4 ve 5. maddeleri gereğince mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemelerinin olduğu, HMK 114/1-c maddesi uyarınca görevin dava şartı olduğu, HMK’nın 115. maddesine göre de, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorunda olduğu, bu nedenle dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine, Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş olup oluşan vicdani kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” gerekçesiyle “…1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK.nun 20/1.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli KONYA TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin başvurmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
*Dava konusu senetlerin kambiyo senedi olup yargılama konusu mutlak ticari iş niteliğinde olup bu nedenle asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, yerel mahkeme her ne kadar davalının tüketici olduğuna hükmetmişse de davalının olayda tüketici vasfı olmadığını, zira davalı ile devremülk satın aldığı ve söz konusu senetleri kredi karşılığı olarak müvekkili bankaya veren şirket arasındaki ilişkiye göre davalı, söz konusu devremülke gitmediği zamanlarda devremülkü kiraya verebildiğini, hatta kendisi kendi sırasının geldiği dönemde kiracı bulamadığı takdirde senet alacaklısı ……. Yapı şirketi kiracıyı kendisinin bulacağını ve üyelerine (yalnızca davalı için değil tüm senet alacaklıları için aynı taahhütte bulunulmuştur.) yönlendireceğinin belirtildiğini, yapı şirketi ile davalı arasında yapılan devremülk sözleşmesinde de buna ilişkin (başkasına kiraya verilmesine) bir yasak mevcut olmadığını, bu durumda davalı tüketici niteliğinde olmayıp zira kar amacı mevcut olduğunu, bu nedenle davalı ile şirket arasındaki ilişki de ticari bir ilişki olup görevli mahkemenin de ticaret mahkemeleri olduğunu,
*Ayrıca bu husus bir yana müvekkili bankanın senet alacaklısı olan 3. Kişi olduğunu, dolayısıyla davalı ile diğer şirket arasındaki ilişkinin müvekkili açısından bağlayıcı olmasının düşünülemeyeceğini, bilindiği üzere kambiyo senetleri kamu güvenliğine haiz evraklar olup ciroyla alan kişinin senedin gerçekliğini yahut diğer kişilerin arasındaki hukuki ilişkinin mahiyetini bilmesinin beklenemeyeceğini, böyle bir kabul ticaret hayatını ciddi anlamda aksatacak ve kötüniyetli olarak kullanılacağını, söz konusu senetlerin geçerli senetler olarak kabul edilip ancak senet keşidecisinin sorumluluğunu kaldıracak yahut azaltacak yeni hukuki nitelikler yüklenmesinin müvekkili bankayı ciddi anlamda mağdur ettiğini ve hakkaniyete, hukuka aykırı olduğunu,
*Bu nedenlerle yerel mahkeme kararının, davanın kabulüne karar vermek üzere kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı istinafa cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; tüketici işlemi nedeniyle tanzim edilen nama yazılı bonolardan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Uyuşmazlık, davalı ile dava dışı … Proje İnş. Tur. San. Tic. Ltd. Şti arasında yapılmış olan devre mülk satış sözleşmesi gereği davalının vermiş olduğu bonoları ciro yolu ile elinde bulunduran davacı bankanın bonolardan kaynaklı olarak dava ikame etmesinden kaynaklanmaktadır. Somut olayda; her ne kadar aralarında hukuki bir ilişki olmayan davacı bankanın elinde davalı tarafından tanzim edilmiş bonolar var ise de bonolara konu borcun davalı tüketici ile dava dışı şirket arasında vaki olan ve tüketici hukukundan kaynaklanan devre mülk satış sözleşmesine dayandığı anlaşılmaktadır. Davalı bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğundan taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir.
Açıklanan gerekçelerle, hükmü istinafa getirenin sıfatına göre HMK 355.maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen sebeplerle sınırlı yapılan incelemede; ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/04/2020 tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) İstinaf kanun yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından (maktu) peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) Arta kalan gider avansının talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
5-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-) İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair, 6100 HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.20/05/2021


Başkan

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.



¸e-imzalıdır.


Katip

¸e-imzalıdır.

Alınması gereken harç: 4,90-TL – davacıdan

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸