Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/547 E. 2021/664 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACILAR :1-… – …

2-… – …
VEKİLİ : Av. … – […] UETS
(İstinaf yoluna başvuran)
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – […] UETS
Av. … – …
Av. … – …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 21/04/2021
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2021
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirketin inşaat işleri ile iştigal ettiğini, davalı tarafından müvekkilinin Konya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak ihaleye katılım ile gerekli bütün işlerin takibi ve icrası için Bursa … Noterliği’nin 06/08/2012 tarihli vekaletnamesi ile yetkilendirildiğini, davalı şirketin KOSKİ tarafından yaptırılan rögar kapaklarının sayısallaştırılması ve yükseltilmesi işini ihale yoluyla aldığını, davalı şirketin Konya’da icra edilecek sözleşme için müvekkil şirket ile taşeron olarak anlaşılarak taşeronluk sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye ilişkin gerekli malzeme alımı, iş takibi ve ödemelerin tamamının müvekkil tarafından karşılandığını, sözleşmenin icrası kapsamında Koski’nin muhatabının müvekkil … ve … İnşaat Ltd. Şti. olduğunu, müvekkilinin taşeronluk sözleşmesinin gereğini eksiksiz olarak yerine getirdiği halde müvekkilinin hak edişleri ve onun tarafından yapılan ödemelerin müvekkiline ödenmediğini belirterek, davalı şirket ile müvekkil şirketi arasında kurulan taşeronluk sözleşmesinin hukuki mahiyeti itibariyle vekalet sözleşmesi olduğunu, davalı şirketin sözleşme kapsamında karşı edimini ifa etmediğini, asıl alacağın miktarı yargılama aşamasında belirleneceğinden ıslah etmek üzere fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 1.000,00- TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari yasal faizi ile birlikte müvekkillerine ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket yetkilisi İlyas Kara cevap dilekçesinde özetle; Davacı … ve kendisine ya da oğluna ait olan … İnş. Nak. Tic. Ltd. Şti ile yazılı imzalı ve Koski onaylı herhangi bir sözleşme olmadığını, davacılara ait herhangi bir borcun bulunmadığını, …’nin … Harita İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin sigortalı personeli olduğunu ve kendisine şirket adına vekalet verildiğini, şirket kaşesinin bırakıldığını, ihtiyaç olması durumunda şirket adına imza atmasının tembihlendiğini, çalışma devam ettiği süre içerisinde iş ile alakalı tarafına kesilen tüm resmi faturaların ve fişlerin tamamının ödendiğini, kiralanan iş makinesi kirası, kullanılan malzeme, akaryakıt ve diğer masraflarının kendisi tarafından bazılarının nakit ve bazılarının çek olarak ödendiğini, davacı …’nin şirketini zarara uğrattığını ve kendisinin iş aktine son verdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, daha sonra kendisini vekille temsil ettirdiği anlaşılmakla davalı şirket vekilinin davanın reddini talep etmekle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Davacı şirketin taşeronluk sözleşmesini ispatlayamadığı, yine davacı …’nin davalı şirketin SGK’lı çalışanı olduğu ve verilen vekaletin de davalı şirkete ait iş takibi için verilen vekalet olduğu, yoksa ayrı bir vekalet ilişkisi olmadığı görülmekle davacıların davasının reddine dair gerekçe ile;
Davacının davasının REDDİNE.
…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı …’nin davalı şirkette SGK’lı olarak görünmesi aynı zamanda davalı şirket ile aralarında taşeronluk ilişkisi olmadığını göstermediğini, nitekim cevap dilekçesinin 4. paragrafında müvekkil …’nin “…Konya’da ikamet ediyor olması, yapılan iş konusunda bilgisinin olması, idaredeki personel ile tanışıklığının olması nedini ile kendisine şirket adına vekalet verilmiş…” denilerek hukuki ilişknin kabul edildiğini, bu sebeple bilirkişi raporundaki davalı şirketin hukuki ilişkiyi inkar ettiği mütalaasının gerçeği yansıtmadığını, davalı şirket merkezinin Bursa olması dolayısıyla Konya’da icra edilecek sözleşme için müvekkili ile taşeron olarak anlaşıldığını ve bu hususta taşeronluk sözleşmesinin düzenlendiğini ve yine bu kapsamda müvekkilu …’ye vekaletname verildiğini, davacı … İnş. Nak. Tic. Ltd. Şti. ile ilgili olarak davalı şirket arasında herhangi bir taşeron sözleşmesinin bulunmadığını, davacı … İnş. Nak. Tic. Ltd. Şti.’ ne ait düzenlenmiş herhangi bir hakediş veya işin yapıldığına dair fatura veya idare tarafından tutulmuş ve yazışmanın bulunmadığını, KOSKİ’ den gönderilen 25.07.2012 tarihli Konya Büyükşehir Belediyesi Koski Genel Müdürlüğü Rögar Kapaklarının Sayısallaştırılması ve Yükseltilmesi İşine Ait … Nolu Muayene Kabul Tutanağı’nın altında müvekkilinin ifade ettiği gibi … ve …’ın imzalarının bulunduğunu, müvekkilinin taşeron olarak davalı şirket adına hareket etmese bu işin kontrolörlerinin bu kişiler olduğunu bilmesinin olanaklı olmadığını, KOSKİ ile muhatap olanın davalı şirket değil, onun adına müvekkilleri olduğunu, gelen yazı cevabının bu yönüyle taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi de ispatladığını, davacı … İnş. Nak. Tic. Ltd. Şti.’ nin ihale konusu iş ile ilgili olarak herhangi bir imalat yaptığına dair belge bulunmaması, talep dilekçeleri uyarınca ara ile hak ediş raporları da celp edilmiş ve KOSKİ tarafından hak ediş raporları gönderildiğini, 23.07.2012 tarihine kadar yapılan işin hak ediş raporu incelendiğinde davalı şirketin kaşesinin altında vekaleten … ibaresinin ve müvekkili …’nin imzasının bulunduğunun görüldüğünü, Keza Rögar Kapaklarının Sayısallaştırılması ve Yükseltilmesi İşine Ait … Nolu Hakediş İmalat tutar Cetvelinin altında da davalı şirketin kaşesinin altında … ibaresinin ve müvekkili …’nin imzasının bulunduğu görüldüğünü, davalının cevap dilekçesinin 4. paragrafında davalı şirket, müvekkili … ile ilgili olarak “…Konya’ da ikamet ediyor olması, yapılan iş konusunda bilgisinin olması, idaredeki personel ile tanışıklığının olması nedeni ile kendisine şirket adına vekalet verilmiş…” denilerek hukuki ilişkiyi kabul ettiğini, davalı tarafın aynı zamanda cevap dilekçesinde ödeme def’inde bulunduğunu, hukuki ilişkinin kabul edilip, ödeme def’inde bulunulmasının hukuki sonucu, bağlantılı bileşik ikrar ikrar gereği ispat külfetinin ters dönmesi olduğunu, o halde davalı tarafın, artık iddia ettiği ödeme olgusunu ispatlamasının gerektiğini, istinaf taleplerinin kabulü ile, Konya … ASLİYE Ticaret Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın dava dilekçesinde belirtilen talep sonuçları doğrultusunda kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf talebine cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; eser ve vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde davacılardan …’nin davalı şirket tarafından dava dışı KOSKİ’nin yapacağı “Rögar Kapaklarının Sayıllaştırılması ve Yükseltilmesi İşi’ne ilişkin ihaleye katılımı ve gerekli bütün işlerin takibi ve icrası için Bursa …Noterliğinin 06/08/2012 Tarihli vekaletnamesiyle yetkilendirildiğini, davalının Bursa’da faaliyet gösterdiğinden müvekkili şirket ile taşeron olarak anlaştığını ve dava dilekçesine ekli sözleşme yapıldığını, sözleşmeye ilişkin gerekli malzeme alımı, iş takibi ve ödemelerin tamamının müvekkili tarafından karşılandığını, idareye karşı muhatabın hep müvekkilleri olduğunu, taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesinin mahiyeti itibariyle vekalet sözleşmesi olduğunu TBK’nın 510.maddesi uyarınca davalının edimini ifa etmediğinden alacağın tespiti ve tahsili talepli eldeki davayı ikame etmiştir.
Davalı taraf savunmasında ise; davacı şahıs ve oğluna ait olduğu belirtilen şirkete herhangi bir borçlarının olmadığını taraflar arasında herhangi bir taşeronluk sözleşmesinin de bulunmadığını, davacı …’nin de davalı şirketin sigortalı çalışanı olduğunu, kendisinin Konya’da ikamet ediyor olması nedeniyle şirket adına vekalet verilip işlerin takip ettirildiğini, … ve üçüncü şahıslar tarafından şirkete o dönemde fatura ve fiş karşılığı gelen tüm borçların çalışma devam ettiği sürece bu işle alakalı taraflarına kesilen tüm resmi faturaların ve fişlerin tamamının da ödendiğini, …’nin şirkette sigortalı olduğu dönemde başka işleri takip edip kirasının şirketçe ödendiği iş makinesini de başkalarına kiraya verdiğini bu nedenle iş aktinin sonlandırıldığını, bu iş için kullanılmak üzere şirket tarafından alnan rögar kapaklarının da bir kısmının davacı uhdesinde bulunduğundan kendisinin zarar gördüğünü belirtmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacı … davalının sigortalı çalışanı olup verilen vekaletin de iş takibi için verildiğini bu nedenle vekillik ücretine hak kazanmadığını taşeronluk sözleşmesinin de bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı ile davalı arasında arasında eser sözleşmesi bulunduğu ileri sürüldüğünden uyuşmazlığın çözümünde TBK’nın 470. ve devamı maddelerinin uygulanması gerekmektedir.
Eser sözleşmelerinde, akdi ilişkiyi ve eserin teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü yükleniciye, işin bedelinin ödendiğini kanıtlama yükümlülüğü ise iş sahibine aittir.
Somut olayda, davacı taraf taşeronluk sözleşmesini her ne kadar vekalet sözleşmesi olarak dava dilekçesinde nitelendirmiş ise de olayları anlatmak taraflara hukuki niteleme hakime ait olduğundan dosyaya davacı tarafça ibraz edilen taşeronluk sözleşmesi niteliği itibariyle eser sözleşmesi niteliğinde olup, imza içermeyen bu sözleşmeye dayalı olarak davalı, akdi ilişkiyi inkar ettiğine göre eser sözleşmesinin varlığı davacı tarafından HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca senetle ispat edilmelidir. Karşı tarafın açık onayı bulunmadıkça akdi ilişkinin varlığı tanık deliliyle kanıtlanamayacağı gibi, delil başlangıcı niteliğinde bir belgeye dayanılmadıkça da yine, tanık deliliyle eser sözleşmesinin yapıldığı ispat olunamaz. Davacı taraflar arasındaki taşeronluk ilişkisinden kaynaklanan eser sözleşmesinin varlığı konusunda dava dışı idare kayıtlarına göre de yazılı bir delil veya delil başlangıcı ibraz edemediğinden iddia edilen taşeronluk sözleşmesi ispatlanmamıştır. Davalı ile dava dışı iş sahibi arasında 13/04/2012 Tarihli uyuşmazlığın dayanağı eser sözleşmesinin düzenlendiği, davalı şirket tarafından davacı şahıs adına 06/08/2012 Tarihli söz konusu iş ve işlemlerin takibi için noterden vekalet verildiği, SGK kayıtlarına göre de davacının davalı nezdinde 27/08/2012 Tarihli işe giriş bildirgesi verilip, 12/10/2012 Tarihinde de işten ayrılış bildirgesinin düzenlendiği görülmektedir. Davacı tarafça sunulan 19/04/2018 Tarihli ve 03/07/2018 Tarihli dilekçeye ekli fatura ve taşıma irsaliyelerinin de üçüncü kişiler tarafından davalı şirket adına düzenlenip ekli not şeklindeki yazılı belgede de davacı adı yazılı olarak 177 gün “resmiyette aylık asgari ücret firma karı yok” yazılı bulunduğu, idare kayıtlarında da davacının davalı adına … Nolu hakedişi imza ettiği görülmektedir. Davalının taraf olduğu idare ile yapılan sözleşmeye ilişkin olarak da idarenin davalıya 27/09/2012 Tarihinde işin sözleşme programına uygun tamamlanması aksi takdirde fesih ve teminatın irat kaydedileceği ihtarnamesinin keşide edilip 23/10/2012 Tarihinde de idare tarafından sözleşmenin feshedilip teminatın irat kaydedildiği anlaşılmaktadır. Davacı; davalı sigortalı çalışanı olmakla bu döneme ilişkin iş akti bulunmakla birlikte ileri sürülen vekalet ilişkisinden kaynaklı olarak yaptığı masraflara ilişkinde geçerli bir delil de ibraz edilip alacağın varlığı ispatlanamadığından mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeninden sayılan hallerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı HMK’nın 353/1-b-1.maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Konya … ASLİYE Ticaret Mahkemesinin … tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılardan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcı (maktu) peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansı olması halinde ilk derece mahkemesince karar kesinleştiğinde talep halinde sahibine iadesine,
5-İstinaf kararının Dairemizce taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/04/2021


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸