Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/451 E. 2021/792 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/11/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … MÜH.ELEKT.SAN.TİC.LTD.ŞTİ.-

VEKİLLERİ : Av. …

Av. …

Av. …
Av. … – …] UETS
Av….

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … -…
(İstinaf yoluna başvuran) Av. … …
Av. …

DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 20/05/2021
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 24/05/2021

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde özetle; davalı iş sahibi ile aralarında 18/11/2011, 16/09/2011, 08/11/2012 ve 02/06/2012 tarihinde yaptıkları eser sözleşmeleri kapsamında davacının… yapım işi, …. Tesis Yapım işi, …i Tesis yapım işi ile … Tesis yapım işlerini üstlendiğini, davacı şirketin bu sözleşmeler gereğince yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davalı şirketin eksik ödeme yaptığını, ayrıca davacının vermiş olduğu teminat mektuplarını da paraya çevirerek tahsil ettiğini beyan ederek, bu sözleşmelerin her birinden dolayı 1.000 TL. olmak üzere toplam 4.000 TL. alacağın avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve nakdi teminat kesintileri ile paraya çevrilen teminat mektubu bedellerinin ve teminat mektuplarının davacıya iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevabında özetle; davacının 18/11/2011 tarihli yüklenici sözleşmesine ilişkin olarak kesin hesap hakediş belgesini davacı tarafın itirazsız kabul edip imzalaması ve bu hak edişe göre davalı şirketin 117.257,78 TL. alacaklı olduğunun belirlenmesi, 16/09/2011 tarihli hak edişte de davacının 89.060,73 TL. alacaklı olduğunun belirlenmesi ve bu bedelin ödenmiş olması, 08/12/2012 tarihli yüklenici sözleşmesine ilişkin olarak düzenlenen hak ediş belgesine davacı tarafın katılmaması ve bu hakediş ile davacı tarafa fazla ödeme yapıldığının belirlenmesi, 02/06/2012 tarihli yüklenici sözleşmesine ilişkin olarak davacının yaptığı işlerde eksiklikler tespit edilmesi ve bu eksikliklerin giderilmemesi nedeniyle davacının davalıdan her hangi bir alacağının bulunmadığını, nakdi teminat kesintilerinin sözleşmenin 9.2. maddesi gereğince yapıldığını, davacı şirketin davalı şirkete borcunun bulunduğunu beyan ederek davanın esastan da reddini istemiştir.
Davalı vekili, 01/04/2015 tarihli 2. cevap ve karşı dava dilekçesiyle, davacıdan 384.792,48 TL. karşı alacak talebinde bulunmuş, karşı davanın süresinde açılmaması nedeniyle bu davadan tefrik edilerek, karşı dava Mahkememizin … E. sırasına kaydedilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…
Dava, “yüklenici sözleşmelerinden doğan alacak” davasıdır.
Somut olayda ; davacı taraf, dava dilekçesinde 18/11/2011, 16/09/2011, 08/12/2012 ve 02/06/2012 tarihli yüklenici sözleşmelerinden dolayı eksik ödenen (her bir sözleşme yönünden 1.000 TL. olmak üzere) toplam 4.000 TL.’nin davalıdan tahsilini ve ayrıca nakde çevrilen teminat mektuplarının bedeli ile nakde çevrilmeyen teminat mektuplarının iadesini istemiştir.
Davacı tarafa 13/08/2020 tarihli gerekçeli ara kararı gönderilerek, nakde çevrilen teminat mektuplarının somut olarak hangileri olduğunun, hangi tarihte ve kaç TL. olarak nakde çevrildiğinin, nakde çevrilmeyip davalı tarafta bulunan teminat mektuplarının somut olarak hangileri olduğunun bildirilmesi ve bu teminat mektupları üzerinden eksik harcın tamamlanması için ara kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı taraf kesin süre içerisinde bu konuda beyanda bulunmadığı gibi teminat mektuplarına ilişkin olarak her hangi harç tamamlaması yoluna da gitmediğinden, nakde çevrilen ve çevrilmeyen teminat mektupları yönünden usulüne uygun açılan bir dava bulunmadığı sonucuna varılmış, nakde çevrilen ve çevrilmeyen teminat mektupları bu davada değerlendirilmemiştir.
Taraflar arasındaki 4 ayrı yüklenici sözleşmesi yönünden, yukarıda belirtilen rapor ve ek raporlar alınmış, 4. bilirkişi heyetinin 17/10/2019 havale tarihli rapor ve 05/03/2020 tarihli ek raporu gerekçeleri, açıklamaları ve sonuçları itibariyle dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınmıştır.
4. bilirkişi heyetinin hükme esas alınan 05/03/2020 havale tarihli ek raporuna göre ;
a)16/09/2011 tarihli (… bölgeleri tesis yapım işine ilişkin) yüklenici sözleşmesinden dolayı davacının davalıdan 190.797,02 TL. alacaklı olduğu,
b)18/11/2011 tarihli (… bölgeleri kök tesis yapım işine ilişkin) yüklenici sözleşmesinden dolayı davacının davalıdan 197.774,59 TL. alacaklı olduğu,
c)08/11/2012 tarihli (… Bölgeleri Tesis Yapım İşine ilişkin) yüklenici sözleşmesinden dolayı davacının davalıdan 406.646,96 TL. alacaklı olduğu,
d) 02/06/2012 tarihli (Selçuklu Merkez Trafo Güç Artışı ve Dönüşüm İşleri Yapımına ilişkin) yüklenici sözleşmesinden dolayı ise davacının davalıya 28.390,40 TL. borçlu olduğu, bu durumda davacının davalıdan kalan alacağının 766.828,17 TL. olduğu belirlenmiştir.
Yine hükme esas alınan 4. bilirkişi heyetinin 17/10/2019 tarihli asıl raporuna göre de;
Davacı şirket tarafından dava konusu 4 ayrı sözleşmeye konu olan işlerin sözleşme, proje ve teknik şartname hükümlerine uygun olarak bir gecikme olmaksızın tamamlanarak teslim edildiği, sözleşmelere konu projelerle ilgili geçici kabullerin yapıldığı ve geçici kabullerde bir eksikliğe rastlanmadığı, garanti süreleri dolan 4 sözleşmeye konu işlerle ilgili olarak davacı yüklenicinin sözleşmede yer alan tenzilatlı bedeli talep etme hakkı ile sözleşme dışı yaptığı iş bedellerini talep etme hakkının bulunduğu, davacı tarafın kesin hak edişi itirazsız kabul etmesi halinde kesin hesabın kesinleşeceğine dair bir hüküm bulunmadığı, davacının davalı idare ile başka iş ilişkilerinin de bulunması, gerek dava dışı diğer iş ilişkilerinin gerekse muhtemel ve gelecekteki iş ilişkilerinin bozulmaması kaygısıyla kesin hak edişlere itiraz etmemesinin ve davalı tarafın isteği ile “kesin hesap adlı bu istihkakı aynen kabul ediyorum” diyerek imzalamış olmasının, davacının mevcut alacağını ortadan kaldıracağının kabul edilmesinin, bu şartlar altında hakkaniyet duygusuyla da bağdaşmayacağı, davacının yukarıda açıklandığı üzere 766.828,17 TL. alacağının bulunduğu, bu miktarda alacağı olan davacı yüklenicinin, kesin hak edişe itiraz etmemesinin diğer iş ilişkilerinin ve gelecekteki iş ilişkilerinin bozulması kaygısına dayalı olup, serbest irade ile yapılmış bir beyan olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varılmış, bu beyanların davacının alacağını istemesine engel teşkil etmeyeceği kabul edilmiştir.
Davacı taraf, 13/07/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle 02/06/2012 tarihli sözleşme hariç, diğer 3 sözleşme yönünden alacak taleplerini 848.188,85 TL. ye yükseltmiş ancak ıslah edilen miktar için ayrıca faiz talebinde bulunmamış ise de; Yargıtay HGK’nun 25.01.2017 gün ve 2015/22-449 E. 2017/128 K. sayılı emsal içtihadına göre, “davacının dava dilekçesindeki diğer unsurların aynen devam ettiği yönünde iradesinin mevcut olması dikkate alındığında ıslah ile arttırılan kısım için faiz talep edilmese bile dava dilekçesinde mevcut olan faiz talebinin kısmi ıslah için de geçerli olduğu” kabul edilmiş, hükmedilen alacağa (ıslah ile artırılan kısmı yönünden de) dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi gerektiği sonucuna varılmış ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” gerekçesiyle “…1-Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile 766.828,17 TL. alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı …Ş.’den alınarak davacı KY Makine Danışmanlık Mühendislik Elektrik İnşaat Madencilik Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
*Yerel mahkemece, dosyaya sundukları cevap dilekçeleri, bilirkişi raporlarına itiraz dilekçeleri ve davacı vekilinin ıslah talebine karşın ıslah zaman aşımı def’ileri değerlendirilmeden karar verildiğini,
*Yüklenicin sözleşme kapsamında yapılması gereken elektrik tesisinin sözleşmede belirtilen maddelere aykırı olması hasebiyle, uygun hale getirilmesi, uygun hale getirildiğine dair tutanak oluşturulması ve buna müteakip kesin kabul talebini yenilemesi hususları, müvekkili şirket tarafından 16.09.2014 tarih 114216 sayı ve 18.10.2014 tarih 125123 sayılı yazılar ile davacı şirkete bildirildiğini, ayrıca müvekkili şirket tarafından davacı şirkete gönderilen Konya … Noterliği’nin 24.09.2014 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de bu hususların altının çizildiğini,
*Müvekkil şirketin davacıya ödemesi gereken bir borcunun bulunmadığını, dosya kapsamında bulunan ve yerel mahkemece hükme esas alınan 17.10.2019 havale tarihli bilirkişi raporu ile 05.03.2020 tarihli ek raporu bir çok hatayı barındırdığını, İşbu raporlara karşı ileri sürdükleri itirazlarının yerel mahkemece dikkate alınmadığını,
*Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.12.2010 tarih 2010/15-609 Esas 2010/634 Karar sayılı kararında; “… hakediş raporlarına itiraz edilmediği ve bu nedenle yüklenicinin hakediş raporlarının içeriğini olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” denildiğini,
*Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 16.05.2014 tarih, 2013/9121 Esas 2014/3873 Karar sayılı kararında; ” Davacı taraf hak ediş bedellerini ihtirazi kayıt koymadan kabul etmiştir. Bu durumda mahkemece, somut olayın özelliğine göre tespit edilen hususlar doğrultusunda görüş bildiren 21.06.2012 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu da gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, somut olayın özelliğine uygun düşmeyen 02.04.2013 havale tarihli ikinci bilirkişi kurulu raporuna itibarla, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.” denilerek aynı hususa vurgu yapıldığını,
*Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 18.11.2020 tarih, 2018/1005 Esas, 2020/3697 Karar sayılı ilamında “Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi uyarınca davalı şirketce tahakkuka bağlanan hakedişlerin davacı tarafça hiçbir ihtirazi kayıt koymaksızın ” Bu hakedişleri aynen kabul ediyorum.” İbaresi ile imzaladığı ve usulüne uygun şekilde itiraz etmediği, davacı taraf, tacir olup basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği, davalı şirketçe düzenlenen hakedişleri inceleyip varsa usulüne uygun olarak itirazlarını ileri sürmek kaydı ile yapılan ödemeleri bu şekilde kabul etmesi gerekirken, hakedişleri herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin aynen kabul ettiği, davacının kesinleşen ve karşılığı ödenen bu hak edişlerden dolayı talep edebileceği herhangi bir alacağı kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 30/01/2018 tarihli … Esas…Karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.” denildiğini,
*Bilirkişi raporundaki yaklaşım tarzına ve kabullere karşı tüm itirazlarına rağmen, yerel mahkemenin bu hususta örneklerini sundukları Yargıtay içtihatlarına rağmen bilirkişi raporundaki mesnetsiz değerlendirmeleri esas alarak, “gerek dava dışı diğer iş ilişkilerinin gerekse muhtemel ve gelecekteki iş ilişkilerinin bozulmaması kaygısıyla kesin hak edişlere itiraz etmemesini ve davalı tarafın isteği ile “kesin hesap adlı bu istihkakı aynen kabul ediyorum ” diyerek imzalamış olmasının, davacının mevcut alacağını ortadan kaldıracağının kabul edilmesinin, bu şartlar altında hakkaniyet duygusuyla da bağdaşmayacağı, davacının yukarıda açıklandığı üzere, …. TL alacağı bulunduğu, bu miktarda alacağı olan davacı yüklenicinin kesin hak edişe itiraz etmemesinin diğer iş ilişkilerine ve gelecekteki iş ilişkilerinin bozulması kaygısına dayalı olup, serbest irade ile yapılmış bir beyan olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varılmış, bu beyanların davacının alacağını istemesine engel teşkil etmeyeceği kabul edilmiştir” şeklinde subjektif bir gerekçeyle davanın kabulü cihetine gitmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
*Sonuç olarak; Yerel mahkemece birçok hatalı ve taraflı değerlendirmeler içeren, objektiflikten ve bilimsellikten uzak bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle hüküm kurulduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasındaki yüklenici sözleşmesi, sözleşmenin eki olan şartnameler, kesin hakedişler ve yapılan kesin hesaplar, yerleşik Yargıtay içtihatları bilirkişi heyeti ve yerel mahkeme tarafından yok sayıldığını, bu şekilde hüküm kurulmasının hukuki güvenlik ilkesinin ihlali anlamına geldiğini, zira; hukuki güvenlik ilkesinin alt ilkelerinden biri olan hukuki öngörülebilirlik ilkesine göre hukuki bir işlem yapan kişi olağan durumlarda başına gelecekleri önceden tahmin edebildiğini, müvekkili şirketin, yüklenici ile bir takım sözleşmeler akdettiğini ve bu sözleşmelere uygun olarak hareket ettiğini, taraflar arasında sözleşmenin geçerliliğine ilişkin hukuki bir çekişme olmamasına rağmen, yüklenicinin gelecekteki iş kaygısıyla davaya konu sözleşmeleri ve kesin hak edişleri aynen kabul ettiğini beyan ederek imzalamasının, serbest irade ile yapılmış bir beyan olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle, davacının 766.828,17 TL alacaklı olduğuna dair yerel mahkeme kararı usul ve yasaya olmadığını,
*Bu nedenlerle ve re’sen nazara alınacak nedenlerle usul ve yasaya uygun olmayan Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.11.2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda incelenen dosya kapsamına, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunmasına, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmemesine, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli ve denetime elverişli olmasına, taraflar arasındaki sözleşmede ve sözleşmenin eki sayılan belgelerde Yapı İşleri Genel Şartnamesinin 39. ve 40. maddelerindeki düzenlemelere benzer 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 193. maddesi uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde hüküm bulunmamasına, bu haliyle hakedişlere karşı eldeki davayı ikamesi ile inceleme konusu kararda usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan gerekçelerle, hükmü istinafa getirenin sıfatına göre HMK 355.maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen sebeplerle sınırlı yapılan incelemede; ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-) Konya… Asliye Ticaret Mahkemesinin25/11/2020 tarihli… Esas -… Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-) İstinaf kanun yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 52.382,03-TL istinaf karar harcından peşin alınan 13.095,50-TL istinaf karar harcının (nispi) mahsubu ile bakiye 39.286,53-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) Arta kalan gider avansı olması halinde ilk derece mahkemesince karar kesinleştiğinde talep halinde sahibine iadesine,
5-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-) İstinaf kararının Dairemizce taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/05/2021


Başkan

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Katip

¸e-imzalıdır.

Alınması gereken harç: 39.286,53-TL – Davalıdan

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸