Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/316 E. 2021/423 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ../…
KARAR NO : ../…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2020
NUMARASI : ./. Esas – ./.. Karar

DAVACI : … – …
.
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – İSTANBUL
VEKİLİ : Av. …
(İstinaf yoluna başvuran) .

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 17/03/2021
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 22/03/2021
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine Konya .. İcra Dairesi’nin ./. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalı bankanın icra takibine konu ettiği krediler için herhangi bir Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalamadığını, davalı bankadan kredi talebinde de bulunulmadığını, davalı bankaya müvekkilinin 2013 yılında vefat eden eşi …’ün kredi ve kredi kartı borcu bulunduğunu, müvekkilinin eşinden kaynaklı bu borçlara hiçbir şekilde kefilliğinin söz konusu olmadığını, ayrıca müvekkilinin ve kızının eşi …’den kalan mirası reddettiklerini, müvekkilinin borcu olmadığı halde mağdur durumda bulunduğunu, müvekkilinin maaşından 23/01/2020 tarihi itibariyle 17.505,20-TL kesinti yapılmak suretiyle icra dosyasına ödendiğini, bu miktarın kısmen istirdat davasına dönüşmesi nedeniyle yasal faizi ile birlikte müvekkiline iadesinin gerektiğini ve açıkladığı nedenlerle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip konusu miktar üzerinden %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine ve icra dosyasından yapılan 17.505,24-TL kesintinin müvekkiline iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından başlatılan icra takibine davacının itiraz etmediğini, takibin kesinleştiğini, davacının maaşından 20 adet kesinti yapıldığını, bu kesintilere de bir itirazda bulunulmadığını, dolayısıyla yapılan kesintilere muvafakat ettiğini, açılan davanın usul ve esasa uygun olmadığını ve açıklandığı nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Davaya konu Konya .. İcra Müdürlüğü’nün ./. E sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; icra takibinin 19/11/2013 tarihinde başlatıldığı, davacının yasal itiraz süresi geçtikten sonra verdiği 22/01/2014 tarihli takibe itiraz dilekçesi ile muris …’ün mirasının reddettiğini belirttiği, ancak itirazın süresinde yapılmaması nedeniyle itirazın icra müdürlüğünce reddedildiği, İİK’nın 78/5. maddesi uyarınca 21/06/2018 tarihinde davalı bankanın takibin yenilenmesi talebinde bulunduğu, yenileme talebinde bulunulduğu tarih itibariyle, davalı bankanın, davacının muris …’ün mirasını reddettiğini bilebilecek durumda olduğu, bu bakımdan takibin yenilenmesine yönelik talebi yönünden davalının kötüniyetli olduğu kabul edilerek davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmetmek gerektiğine dair gerekçeyle;
1-DAVANIN KABULÜ ile Konya .. İcra Müdürlüğü’nün./. E sayılı takibi nedeniyle DAVACININ DAVALIYA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, icra tehdidi altında ödenen 17.505,24 TL’nin 23/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdat edilerek davacıya verilmesine,
2-36.178,24 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 7.235,64 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının tazminat talebinin reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Konya … İcra Müdürlüğünün ./. esas sayılı dosyası ile davacı hakkında icra takibi başlatılarak icra takibinin kesinleştiğini, davacıya gönderilen ödeme emrinin tebliğ edildiğini, kendisi tarafından süresinde herhangi bir itiraz yapılmadığını, takibin kesinleşmesi ile birlikte davacı ile ilgili icra akabinde aşama ilerletilerek hakkında haciz muamelesine geçildiğini, bu süreçte ne taraflarına ne de müvekkili bankaya bunun aksini gösterir bir tebligat veya müracaat olmadığını, davacı hakkında çalıştığı işlerine müzekkere yazılması husundaki taleplerinin de icra müdürlüğünce uygun görüldüğünü ve muamelenin gerçekleştirildiğini, icra takibini durduracak bir husus olmadığından herhangi bir itiraz olmadan bu talebin gerçekleştirildiğini, talepleri neticesinde 20 adet maaş kesintisinin gerçekleştirildiğini, bu kesintilere de herhangi bir itiraz gelmediğini, davacının iş bu davayı ikame edinceye kadar kesintilere de itiraz etmeyerek muvafakat ettiğini, bu hususların aksini gösterir bir delil ve bilginin dosya içerisinde mevcut olmadığını, davanın esas itibariyle davacının vefat eden eşinin mirasını reddine dayanmakta olduğunu, ancak bu hususta ilgili ne bir itiraz ne de kararın taraflarına tebliğ edilmediği gibi müvekkili bankaya da bir müracaat olmadığını, mirasın reddine dair bir karardan ve itirazdan haberdar olunmamasına rağmen mahkemece davalı bankanın davacının muris …’ün mirasını reddettiğini bilebilecek durumda olduğu gibi kesin olmayan sadece ihtimal dahilinde bir ifade ile müvekkili aleyhine kötü niyet tazminatına hükmetmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin bilebilecek durumda olduğu bir hususta davacı tarafın maaşından yapılan kesintilere 20 ay itiraz etmediğini, mirası reddeden davacının 20 ay bildiği bir hususta itiraz etmemesi ve sonradan iş bu davayı ikame etmesinin MK’nın 2.maddesi kapsamında yer alan iyi niyet kuralları ile değerlendirilebilecek iken sadece ihtimal dahilinde olan bir kabul ile müvekkilinin kötü niyet tazminatı ile muhatap olmasının usul ve esasa aykırı olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olduğunun kesin olarak ispat edilemediğinin dosya mündericatıyla belli olduğunu, bu nedenlerle ve resen nazara alınacak nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı taraf istinaf talebine cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, davacının miras bırakanı ile davalı banka arasındaki tüketici kredisi sözleşmesi nedeniyle davacı mirasçı aleyhine başlatılan icra takibinden dolayı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. Maddesinde kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı belirtilmiş, 3/1. fıkrasında ise; tüketiciyi, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak; tüketici işlemini ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlamıştır. 73/1. maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda, davacının miras bırakanı ile davalı banka arasında tüketici kredisi sözleşmesi düzenlendiği, davalı banka tarafından miras bırakanın tüketici kredisininden kaynaklı borcunun tahsili için davacı mirasçı aleyhine icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, davacının irsi halefi olduğu miras bırakanı ile davalı banka arasındaki tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklandığından tüketici mahkemeleri görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. İlk derece mahkemesince tüketici mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi yerine esasa girerek karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, kamu düzeninden sayılan haller ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK’nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararın kaldırılmasına ve kararın niteliğine göre sair istinaf sebepler incelenmeksizin davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Konya … Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/2020 tarihli, ./. Esas – ./. Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-3.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalı tarafça yatan 618,00-TL istinaf karar harcının (nispi) ilk derece mahkemesince talep halinde iadesine,
4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 17/03/2021


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸