Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/297 E. 2021/385 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ../..
KARAR NO : ../.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA.. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 26/06/2020
NUMARASI : ../.. Esas

DAVACI : … – .
VEKİLİ : Av. ….
(İstinaf yoluna başvuran)
DAVALI : … –

VEKİLİ : Av. … –
.

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 10/03/2021
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 12/03/2021
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın tasfiye halinde olması nedeniyle müvekkili şirketin alacağının tahsilini önlemek için adına kayıtlı taşınmaz, araç, menkul ve 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine iyiniyetli üçüncü kişilere devretmesi kuvvetle muhtemel olduğunu, müvekkili şirketin davalı tarafında kabulünde olan alacağın semeresiz kalmaması adına dava konusu Konya … İcra Müdürlüğünün ../.. Esas sayılı dosyası borcu üzerinden ihtiyati tedbir/haciz vaazına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında açılmış bulunan itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…İİK’nun 257. ve devamındaki maddelerde geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz müessesesi düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler uyarınca vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilecektir. Aynı Kanunun 258. maddesi gereğince alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermek mecburiyetindedir. Bir başka deyişle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacaktır. Dava konusu faturadaki malların teslim edilip edilmediği ve işlerin yapılıp yapılmadığı belli olmadığından ve davanın niteliği gereği yargılama gerektirdiğinden ihtiyati haciz istemi yerinde olmadığını ve koşulları oluştuğuna dair gerekçe ile;
Davacı vekilinin İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz talebinin REDDİNE …” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili, davalı ile aralarında sağlanan anlaşma sonucunda davalının elektrik tesisatının yapılmasını istediğini, söz konusu edim müvekkili şirketçe yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı borçlunun faturayı ödemediğini, müvekkilinin mağduriyetine sebebiyet verildiğini, bu süreçte davalı kooperatifin tasfiye halinde olduğunu bir kez daha belirttiklerini, davalı Kooperatifin tasfiye halinde olduğu ve müvekkil şirketin alacak miktarının gerçek fatura değerinin bir kısmı olduğu da nazarı dikkate alınarak yargılama sürecinde müvekkili şirketin cari hesapları, ticari defterleri incelendiğinde ayriyeten dava seyrinde gerekli görüldüğü takdirde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde de davalının itirazının haksız olduğu, müvekkili şirketin borçludan alacağının olduğunun ortaya çıkacağını, bu süreçte davalı borçlu tasfiye halinde olduğundan müvekkili şirketin alacağının tahsilini önlemek için adına kayıtlı taşınmaz, araç, menkul ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarını iyiniyetli üçüncü kişilere devretmesi kuvvetle muhtemel olduğunu, müvekkili şirketin davalı/borçlu tarafın da kabulünde olan alacağının semersiz kalmaması adına işbu dava konusu icra takip dosyası borcu üzerinden ihtiyati tedbir/ihtiyati haciz vaazına karar verilmesinin gerektiğini, somut halde davalı tasfiye halinde olmakla süreç ilerledikçe müvekkilin alacağına kavuşmasının zorlaşacağını, 6100 sayılı HMK m.389/1 açıkça mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği hükmüne havi olup taleplerinin haklılığını gösterdiğini, bu hususun Yargıtayın birçok kararında da hüküm altına alınmış bulunduğunu, davalının kooperatif ve tasfiye halinde olduğu buna ek olarak müvekkili şirketin alacak miktarının gerçek fatura değerinin bir kısmı olduğu da hususu doğrultusunda müvekkili şirketin alacağının tahsilinin yargılama sırasında imkansız hale gelme ihtimali kuvvetle muhtemel olduğundan ihtiyati tedbir / ihtiyati haciz kararı verilmesinin gerektiğini, bu sebeplerle mahkemenin tedbir talebinin reddine yönelik ara kararının incelenerek kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf talebine cevap dilekçesi sunulmamıştır.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla iş sahibi aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi olup eldeki uyuşmazlık geçici hukuki koruma yollarına ilişkin ihtiyati haciz isteminin reddi ara kararının istinafıdır.
Davacının dava dilekçesinde talep ettiği alacağın semeresiz kalmaması için davalının taşınır, taşınmaz ve üçüncü kişilerdeki alacaklarına ihtiyati tedbir/haciz konulması talep olunmuştur. İlk derece mahkemesince dava konusu faturadaki malların teslim edilip edilmediği ve işlerin yapılıp yapılmadığı belli olmadığı ve davanın niteliği gereği yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş, davacı tarafça verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı tarafça istinaf talebinden sonra sunulan cevap dilekçesi içeriğine göre; ileri sürülen eser sözleşmesinin varlığı noktasında uyuşmazlık bulunmadığı, davacıya ekli sunulan tediye makbuzlarıyla 480.497,00 TL ödeme yapıldığı, … makbuzldaki 70.000,00 TL bedelli çekin ise davalı kooperatifin yetkilisi olan ..’a teslim edildiği bunun nedenin ise kooperatif yetkilisine ait olan dava dışı .. İnşaat ..A.Ş.’ye davacının borcu bulunduğundan kooperatif yetkilisinin takas mahsup hakkını kullandığını savunmuştur.
İhtiyati haczin şartları ve etkileri İİK 257. maddesinde aşağıda gösterilen şekilde düzenlenmiştir. “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” şeklindedir.
Maddenin birinci fıkrasında vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz talep etme koşulları; ikinci fıkrada ise vadesi gelmemiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilecek haller düzenlenmiştir. Gerek birinci, gerekse ikinci fıkra hükümleri dikkate alındığında, ihtiyati haciz talep edebilmek için, öncelikle ortada bir para borcunun bulunması, bir diğer deyişle ihtiyati haciz talep eden kişinin talep konusu borcun alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir.
Madenin birinci fıkrasına göre ihtiyati haciz isteyebilmek için, alacağın kural olarak vadesinin gelmiş olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlar için ihtiyati haciz istenebilmesinin diğer bir şartı ise alacak rehin ile temin edilmemiş olmalıdır. Rehin ile temin edilmiş olan bir alacak teminata haiz olduğu için ihtiyati hacize gerek yoktur.
Yukarıda belirtilen şartların bulunması halinde, vadesi gelmiş bir borcun alacaklısı başka bir şart aranmaksızın ihtiyati haciz isteme hakkına sahiptir.
İİK’nın 258/1. maddesinde ise; ihtiyati haciz isteyenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispat kuralına göre ispat edebilmiş olması düzenlenmiştir. O halde İİK’nın 258/1. maddesinde getirilen yaklaşık ispat ölçütüne göre ihtiyati haciz istemine konu alacağın varlığının ispatında Mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli görülmüştür.
İhtiyati hacizle, yalnız para (ve teminat) alacakları hakkındaki davalarda (veya icra takiplerinde) alacaklıya henüz kesin haciz isteme yetkisinin gelmediği bir dönemde, alacaklının para alacağının zamanında ödenmesi güvence altına alınır.
Geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada (normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir.
Somut olayda davacı yüklenici davalıya keşide ettiği 476719.83 TL’lik faturanın 243.115,65 TL’si için asıl alacak üzerinden takip başlatmış davalı ise ödeme savunmasında bulunulmuş ve 70.000,00 TL dışında kalan tutarın davalıya ödendiğine ilişkin tediye makbuzları sunulduğu anlaşılmakla davalı tarafça sunulan tüm ödemelerin geçerliliği yargılama neticesinde belirlenecek olmakla birlikte davacının bu aşamada 70.000,00 TL’nin dışında kalan tutara ilişkin istemine yönelik geçici hukuki koruma yoluna ilişkin yaklaşık ispat şartının bulunmadığı görülmüştür. Fakat davalının kabulünde olan 70.000,00 TL’nin davalıya değil de kooperatifin yetkilisine teslim edilen tutarla ilgili ise alacağın varlığına ilişkin yaklaşık ispat şartını taşıyıp muacceliyete ilişkin ihtilaf olmadığı, bu tutarın davalı dışında başka bir kişiye ödenip onun da bu bedelle ilgili dava dışı şirketine olan davacının ileri sürülen borcuna ilişkin mahsup hakkını kullanmasının haklı olup olmadığı, yargılama neticesi belirleneceğinden bu miktarla sınırlı olarak istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken tamamının reddi kararı yerinde olmadığından kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeninden sayılan hallerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca ile ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, İİK’nın 257 ve devamı maddeleri gereğince asıl alacağın %20’si oranında teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-)Konya …Asliye Ticaret Mahkemesinin ../… Esas sayılı dosyasının geçici hukuki koruma talebine yönelik 26/06/2020 tarihli ara kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2.maddesi gereğince KALDIRILARAK AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA;
A-)İİK’nın 257 ve devamı maddeleri gereğince davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin KISMEN KABULÜNE; 70.000,00-TL’lik alacağın tahsili için alacağın %20’si oranında 14.000,00-TL (ilk derece mahkemesi veznesine yatırılmak veya sunulmak üzere) nakdi veya kayıtsız şartsız, süresiz ve kat’i banka teminat mektubunun alınmak suretiyle davalı …’nin 3.kişilerdeki hak ve alacakları ile menkul ve gayrimenkul malları üzerine İİK’nun 257 ve müteakip maddeleri uyarınca 70.000,00-TL’lik alacak miktarınca İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-)İstinaf kanun yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından (maktu) peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, (Harç tahsil müzekkeresi yazım işleminin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine)
4-)İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf başvuru giderlerinin esas hakkında verilecek kararda göz önünde bulundurulmasına,
5-)Karar tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f.maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/03/2021


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸