Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/244 E. 2021/316 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2021
NUMARASI : D. İş Esas – D. İş Karar

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN :
VEKİLİ :
(İstinaf yoluna başvuran)
KARŞI TARAF :

DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 24/02/2021
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2021
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen D. İş kararına yönelik ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati tedbir talep eden talep dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin prefabrik konut yapım işi yaptığını, karşı taraf ile sözleşme yaptıklarını, müvekkili ile sözleşmenin imzalanması ve yapım aşamasında sürekli olarak … isimli şirket yetkilisi olduğunu beyan eden şahıs ile iletişim halinde olduğunu, bu şahıs müvekkil şirket yetkilisine sözleşme imzalandıktan sonra, yapım işin şirket işi için değil bir başka şahıs için aldığını ve taşeron şirket olduğu bilgisini verdiğini, müvekkilinin bu konuda sözleşme imzalandıktan sonra bilgisinin olduğunu, müvekkilinin yapım işinin kimin adına yapıldığı ve yapılan arsanın kime ait olduğunu bilmediğini, yapım işinin 250.000,00-TL olduğunu, sözleşme tarihi ile 60.000,00-TL ödeneceği akabinde 63.333,00-TL bedelli 3 çek ile ödeme yapılacağına kararlaştırıldığını, müvekkilinden istenen proje dışı isteklerin karışlanması amacı ile çek bedelleri 63.333,00-TL değil 75.000,00-TL olarak değiştiğini, buna karşılık 75.000,00-TL değerinde 3 adet çekin keşide edilip müvekkile teslim edildiğini, müvekkilinin işine zamanında başladığını, verilen çeklerin karşılığının olmadığını bu nedenlerle öncelikle müvekkilinin şirketin henüz zilyetliğinde bulunan ve toplam 225.000,00-TL muaccel olmuş alacağına istinaden prefabrik yapı üzerinde hapis hakkının kullanılması hususunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, olmadığı takdirde muaccel olan 75.000,00-TL çek edeli uyarınca bu miktar üzerinden teminatsız olmadığı takdirde uygun görülecek bir teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…İhtiyatî tedbirde asıl olan ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş, ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi hususu bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak HMK 390/3 maddesinde tedbir kararı verilebilmesi için haklılığın yaklaşık ispatı aranmıştır.
Somut olayda, talep eden vekilinin dilekçesine eklediği deliller ve iddiaları talep edilen tedbir için bu aşamada yaklaşık ispat koşulunu gerçekleştirmediğine dair gerekçeyle;
1-İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tedbir talep eden müvekkilu şirketin prefabrik konut yapım işi yaptığını, karşı taraf ile 01/10/2020 tarihli prefabrik Dublex konut yapım işi sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye istinaden müvekkilinin karşı tarafın göstermiş olduğu adres olan …, … konum bilgili açık adresi: .. yolu 1. km …. olan adreste yapım işine başlanıldığını, bu adreste hala yapım işinin devam ettiğini, henüz teslim edilmemiş yapım işinde müvekkiline ait saha ekibi çalışmalarını devam ettirdiğini, tamamlanıp teslim edilmiş bir işin söz konusu olmadığını, müvekkilinin sözleşmenin imzalanması ve yapım aşamasında sürekli olarak … isimli şirket yetkilisi olduğunu beyan eden şahıs ile iletişim halinde olduğunu, bu şahsın müvekkili şirket yetkilisine sözleşme imzalandıktan sonra, yapım işinin şirket işi için değil bir başka şahıs için aldığını ve taşeron şirket olduğu bilgisini verdiğini, sözleşme imzalandıktan sonra bu bilgiyi edinen müvekkilinin bu durumu istemese de sözleşme edimlerini yerine getirmeye başladığını, müvekkilinin yapım işinin kimin adına yapıldığı ve yapılan arsanın kime ait olduğunu bilmediğini, işin yapımı esnasında ticari ahlakı sebebi ile yalnızca …isimli şirket yetkilisi olduğunu beyan eden şahıs ile muhatap olduğunu, sözleşme ile yapım işi 250.000,00-TL olarak belirlendiğini, sözleşme tarihi ile 60.000,00-TL ödeneceği ve akabinde 05.01.2021, 20.01.2021 ve 05.02.2021 vade tarihli 63.333,00-TL bedelle 3 çek ile ödeme yapılacağının kararlaştırıldığını, ancak sözleşmenin 06 nolu maddesi ile “yapılacak ek masrafların işverence karşılanmasına müteakip imalat yeni teknik şartlara uygun hale getirilebilir.” denerek proje revizyonu ile talep edilen sözleşme dışı isteklerin masraflarının işverence karşılanacağı hususunda anlaşıldığını, bu sebeple sözleşmenin imzalanmasının akabinde müvekkilinden istenen proje dışı isteklerin karşılanması amacı ile çek bedellerinin 63.333,00-TL değil 75.000,00-TL olarak değiştiğini, karşı tarafça sözleşmede kararlaştırılan şartların dışında ek ve daha kaliteli malzeme kullanılmasının talep edildiğini, sözleşmeye istinaden müvekkili şirketin karşı taraftan 12/10/2020 tarihli tahsilat makbuzuna karşılık 06/01/2021 vade tarihli … Adıyaman Bulvar Şubesi … çek numaralı 75.000,00-TL değerinde bir çek, 01/02/2021 vade tarihli … Bankası Adıyaman Bulvar Şubesi … çek numaralı 75.000,00-TL değerinde bir çek, 11/02/2021 vade tarihli … Bankası Adıyaman Bulvar Şubesi … çek numaralı 75.000,00-TL çek teslim alındığını, 3 adet 75.000,00-TL bedelli toplam 225.000,00-TL çekin karşı tarafça keşide edilip müvekkiline teslim edildiğini, sözleşmenin imzalanmasının akabinde müvekkiline, karşı tarafça gösterilen adrese gerekli malların sevkiyatının yapıldığını ve yapım işine başlanıldığını, karşı taraf olarak bilinen … isimli şahsın sürekli olarak müvekkilini arayıp daha hızlı bitirmeleri hususunda baskı yaptığını ve yapım işinin süresinden önce bitirilmesi hususunda taleplerini belirttiğini, müvekkilinin bu talepleri doğal karşılayarak işlerini yapılacağı süreden daha önce yapmak adına saha ekibini hızlandırdığını, ancak karşı tarafın asıl amacının müvekkiline ödeme olarak verilen çeklerden ilkinin vade tarihi olan 06.01.2021 tarihinden önce işi tamamlatıp müvekkilinin çekin karşılıksız çıkması sonucu sözleşmeyi feshetme hakkını kullanması endişesi olduğunu, bunun sebebinin de müvekkilini zarara uğratmak olduğunu, nitekim öyle de olduğunu, işin büyük çoğunluğunun 06.01.2021 tarihinde bitmiş durumda olduğunu, yapının 06.01.2021 tarihli fotoğraflarının dosyasında mevcut olduğunu, müvekkili şirketin karşı tarafça kendilerine kesilmiş olan çekleri usulüne uygun olarak cirolayarak sürekli malzeme temin ettikleri ve ticari ilişkileri bulunan … Şirketi’ne malzeme ödemesi olarak teslim ettiğini, 06.01.2021 tarihinde çeki elinde bulunduran şirket yetkililerinin müvekkili şirket yetkisini arayarak çekin karşılıksız olduğunu ve ödeme alamadıklarını bildirmesinin üzerine müvekkili şirket yetkilisinin … isimli karşı taraf şirket yetkilisi olarak kendisini tanıtan şahsa ulaşmaya çalıştıklarını, ancak telefonu kapalı olan şahsa bir türlü ulaşamadıklarını, çekin bankaya ibrazı ve karşılıksız olduğuna dair çek fotokopisinin ekte olduğunu, çekin karşılıksız çıkması ile sürekli çalıştığı ve ticari ilişkisi bulunan diğer şirkete karşı de ticari itibarlarının zedelendiğini, henüz vadesi gelmemiş olan toplam 150.000,00-TL değerinde 2 adet çekin daha müvekkili tarafından cirolanarak malzeme temin eden şirkete teslim edildiğini, ancak durumun şartlarından bu çeklerin de ödenmeyeceğinin belli olduğunu, haricen öğrenilen bilgilerde karşı tarafın şirket adına 2021 yılı ocak ayı içerisinde kesilmiş olan yaklaşık 25 adet çek olduğu ve hepsinin de karşılığı olmadığının ve karşı taraf şirketin …’nde belirtilen adresinin de kilitli durumda olduğunu, karşı taraf şirketin niyeti ve durumun şartlarından borçlarını ödeyebilecek durumda olmadığının anlaşıldığını, bu durum sonucu olarak da kasten çek ile ödeme yapıldığını ve müvekkilini zarara uğratma kastının güdüldüğünü, müvekkili şirkete şirket yetkilisi olarak tanıtan … isimli şahıs TTK hükümleri yarınca iyiniyetli 3. kişi olan müvekkiline karşı tacir gibi sorumlu olacağını, bu bağlamda TTK hükümleri uyarınca basiretli tacir olma ve ticari güven ilkesine aykırı davranan karşı yan şirket de … isimli şahsın edimlerinden sorumlu tutulmasının gerektiğini, her ne kadar …’nde şirket yetkilisi … isimli şahıs olarak görünmekle birlikte şirketin tüm iş ve işlemleri … isimli şahıs eli ile yürütüldüğünü, bu nedenle TTK hükümlerine göre tacir sayılan .. isimli şahsın işlemleri geçerli ve karşı taraf şirketini bağlar durumda olduğunu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde TTK atfı ile TMK’da düzenlenen hapis hakkı kapsamında hapis hakkının kullanılması adına mahkemenizden ihtiyati tedbir talep ettiklerini, TTK atfı ile TMK m.950 ve devamı maddelerde düzenlenen hapis hakkı uyarınca ticari işlerde de tacirin hapis hakkı olduğunu, TMK m.950 hükümleri ve TTK genel hükümler uyarınca aradaki ticari işin varlığı delaletiyle müvekkili şirketin henüz zilyetliğinde bulunan ve teslim edilmemiş prefabrik yapıya ilişkin hapis hakkının olduğunu, muaccel olmuş ve ödenmemiş borç olduğu 06.01.2021 vade tarihli kıymetli evrakın karşılıksız çıkması sonucu ödemesini alamayan müvekkilinin alacağına karşılık olarak prefabrik yapı üzerinde hapis hakkının mevcut olduğunu, mevcut hapis hakkı kapsamında bu hakkın kullanılması doğrultusunda verilecek olan bir ihtiyati tedbir kararı ile prefabrik yapının özüne zarar vermeksizin sökümünün yapılacağını, yine hapis hakkını düzenleyen kanun hükmü gereğince teslime bağlı rehin hükümleri uyarınca paraya çevrilmesi işlemlerinin başlatılacağını, her ne kadar tacir müvekkilinin kanundan doğan ve henüz teslim edilmemiş olan zilyedi olduğu yapı üzerinde hapis hakkını herhangi bir bildirim ve mahkeme kararı olmaksızın kullanabilecek ise de karşı yandan gelebilecek gerek maddi gerek fiziki bir zararın önüne geçmek adına bir mahkeme kararı vasıtası ile kullanmak istendiğini, karşı tarafın hapis hakkının icrası esnasında ne gibi bir hamlede bulunacağınının bilemediğini, gerek şirket yetkililerini gerekse saha ekibini korumak adına bu hakkını bir mahkeme kararının icrası kapsamında kullanmak istediğini, müvekkili ile karşı tarafça imzalanan sözleşmenin prefabrik konut yapım işi olduğunu, prefabrik yapısı itibari ile menkul mal olduğunu, menkul yapı olan prefabrik konut tapu kütüğüne kaydı yapılmadığı gibi özüne zarar verilmeden kolayca nakledilebilir durumda olduğunu, prefabrik yapıların menkul mal olarak kabul edildiğinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile de sabit olduğunu, hapis hakkının düzenlendiği kanun maddesinde hapis hakkının yalnızca taşınır mal ve kıymetli evrakta kullanılacağınin düzenlendiğini, prefabrik konut olarak yapılan yapı özüne zarar verilmeksizin sökümü ve nakli yapılabilen ve aynı hali ile başkaca bir yere yeniden kurulumu yapılabilen bir yapı olması nedeniyle taşınır mal hükmünde olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin muaccel borcuna karşılık olarak prefabrik yapı üzerinde hapis hakkını kullanabilmesinin mümkün olduğunu, karşı taraf şirkete işbu tedbir talebinin akabinde hukuki başvuruları ve hak arama yollarının devam edeceğini, bu hususta ticari dava şartı arabuluculuk başvurularının 11.01.2021 tarihinde Konya Arabuluculuk Bürosu … başvuru numaralı dosyası ile yaptıklarını, devam eden arabuluculuk süreci ve akabinde yine Ticaret Mahkemesinde açacakları tedbir talepli alacak davasının başvuru ve değerlendirme süreci göz önüne alındığında bu sürede müvekkilinin daha fazla hak kaybına uğramaması adı iş bu dosya ile ihtiyati tedbiri talep ettiklerini, HMK m. 389 ile düzenlenen ihtiyati tedbir kararının verilmesi hususunda “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” yapılmış düzenleme de göz önünde alındığında şu aşamada müvekkilinin hakkına kavuşması adına başvurabileceği yegâne yolun ihtiyati tedbir talebi olduğunu, müvekkili şirketin toplam alacağının 225.000,00-TL olan müvekkilinin henüz kanunen vadesi gelmiş 1 çek bedeli olan 75.000,00-TL’yi talep hakkı olsa da karşı yan şirketin durumu ve sözleşme hükümleri de dikkate alınarak toplam 225.000,00-TL alacağını almak üzere ihtiyati tedbiren hapis hakkının kullanılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, mahkemenin telebi reddettiğini, müvekkili şirketin hukuki olarak başvurabileceği başkaca bir çözüm yolu bulunmadığını, bu nedenlerle ve resen takdir edilen nedenlerle diğer hukuki yollara başvurma hakları saklı kalmak kaydı ile mahkemece verilmiş olan ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak, müvekkili şirket lehine teminatsız veya teminatlı olarak hapis hakkının kullanılması hususunda bir ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf istinaf talebine cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
İhtiyati tedbir talep eden vekili, talep eden yüklenici şirket ile karşı taraf iş sahibi şirket arasında prefabrik konut yapımı konusunda sözleşme bulunduğu, işin halen devam ettiğini ancak iş bedeli olarak verilen 3 adet çekten vadesi gelen 75.000-TL bedelli çekin karşılıksız çıktığını ileri sürerek TMK’nın 950.maddesi uyarınca muaccel olmuş alacağa istinaden mevcut prefabrik yapı üzerinde hapis hakkının kullanılması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bu talep mümkün görülmez ise 75.000TL bedel üzerinden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İhtiyati tedbirin şartlarını düzenleyen 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek eğişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Ancak hakim, tedbir kararı verirken uyuşmazlığı peşinen halleder nitelikte bir karardan çekinmelidir. Nitekim, bu tür tedbir kararları davanın sonucunda ulaşılmak istenilen yararın, davanın henüz başında elde edilmesi gibi bir sonuç doğurur.
HMK’nın 390/3. maddesinde ise, tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Tam ispata göre kolaylaştırılmış bu ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki yaklaşık ispat aranması, ispat kurallarının dışına çıkılarak her hangi bir emare ile yetinilmesi anlamına gelmez. Bu yüzden tedbir talep eden geçerli ispat kuralları çerçevesinde iddiasını yaklaşık da olsa ispat etmelidir.
Somut olayda, dosya kapsamından uyuşmazlığın para alacağına ilişkin olduğunun anlaşıldığı, HMK’nın 389/1.maddesine göre ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, uyuşmazlık para alacağına ilişkin olup karşı tarafın mal varlığı üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, şartları oluşursa ihtiyati haciz talep edilebileceği ancak bu aşamada alacağın yargılamaya muhtaç olup yaklaşık ispatın da sağlanamadığı görülmektedir. Diğer taraftan TMK’nun 950/1.maddesinde düzenlenen hapis hakkı, alacaklıya zilyetliğinde bulunan ve geri verilmesi gerekli olan borçluya ait taşınır malları ve kıymetli evrakı geri vermeyerek, alacağının teminatı olarak alıkoyma ve paraya çevirme yetkisi veren bir ayni hak olup bu talep hakkında verilecek kararların esas hakkında açılacak dava ve hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabileceği, ihtiyati tedbir mahiyetinde ileri sürülüp buna ilişkin verilecek kararların ise HMK’nun 341/1.maddesinde sınırlı şekilde sayılan istinaf kanun yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı nazara alınarak istinaf talebinin reddine karar vermek gerekimştir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/01/2021 tarihli, .. D. İş Esas – … D. İş Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep edenden alınması gereken alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcı (maktu) peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir talep eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansı olması halinde ilk derece mahkemesince karar kesinleştiğinde talep halinde sahibine iadesine,
5-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 24/02/2021

Başkan

¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸