Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1952 E. 2022/439 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:

T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2021
NUMARASI : …. Esas – …. Karar

DAVACI :

VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/03/2022
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 29/03/2022
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesi uyarınca dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: dava dışı …..’nin davalı ile aralarındaki eser sözleşmesinden dolayı davalıdan alacağını, davacı şirkete Bursa .. Noterliğinin 27/10/2016 tarih ve ….., 26/10/2017 tarih ve ….. ve 18/11/2016 tarih ve …. nolu temliknamelerini temlik ettiğini, davalı tarafından temlik edilen bedellerin davacıya ödeneceği bildirilmesine rağmen, temlik edilen bedelin tamamını ödemediğini, davacının temliknamelere dayalı olarak ödenemeyen 2.098.611,42 TL’nin 3 adet temliknameye konu alacağının her birine ilk ödemenin yapıldığı tarihten itibaren, ticari işlere uygulanan en yüksek temerrüt faizi hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davalı kurum ile dava dışı yüklenici ….. arasında 08/09/2016 tarihinde “2016 Yılı Mutelif Sokaklar Kanalizasyon Yapım ve Islah İşi” konulu eser sözleşmesi imzalandığını, işin devamı sırasında zemin özelliklerinden kaynaklanan olumsuzluklar nedeniyle % 20 iş artışı yapılmasına gidildiği ve bu doğrultuda verilen süre uzatımı ile birlikte teslim süresinin 27.06.2018 tarihine uzatıldığını ancak dava dışı yüklenicinin 15.03.2018 tarihinde işi feshetmek istediğini davalıya bildirdiğini, fesih talebi uygun görülmemesine rağmen işin yapılmayacağının anlaşılması üzerine davalı kurumunda sözleşmeyi 08.05.2018 tarihide feshetme kararı aldığını, yüklenicinin işi bıraktığında işin fiziki olarak % 82 oranında tamamlanmış olduğunu, davacının temliknamelerinin işin devamı sırasında bildirilmesi nedeniyle davalı yüklenicinin doğmuş ve doğacak alacakları yönünden kabul edildiğini, yapılan ve hak edişe bağlanan iş bedeli kadar davacının talep hakkı olduğunu, sözleşmenin feshi nedeniyle sözleşme ve dayanağı Yapım İşleri Genel Şartnamesinden dolayı davalı idarenin davacıdan bir kısım alacaklarının da oluştuğunu, davacının davalı idareden talep edebileceği bir alacağının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” Dava dışı yüklenici …. ile davalı …. arasında “2016 Yılı Muhtelif Sokaklar Kanalizasyon Yapım ve Islahı” işine ilişkin 19.06.2016 tarihinde 9.662.030,00 TL bedelli sözleşme imzalandığı, zemin özelliklerinden kaynaklanan olumsuzluklar nedeniyle yapım işinin mahal listesinde tasarlanan imalatlarla tamamlanamayacağının anlaşılması üzerine davalı ….’nin yönetim kurulunca alınan 17.10.2017 tarih ve …. sayılı kararı ile %20’lik iş artışına gidilip, 106 gün süre uzatımı da verilerek, işin bitişinin 27.06.2018 tarihine ertelendiği, dava dışı yüklenicinin 15.12.2017 tarihinde iş bıraktığı ve 15.03.2018 tarihinde …. evrak kayıt numaralı dilekçe ile işe devam edemeyeceğini bildirdiği, davalı … tarafından bu talep kabul edilmeyerek 13.04.2018 tarihinde ihtarname gönderildiği, işin tamamlanmamasının ardından davalı …. tarafından sözleşmenin feshedildiği, 13.04.2018 tarihi itibariyle … nolu kesin hak ediş düzenlendiği, dava dışı yüklenicinin %20’lik iş artışı da eklenmek suretiyle KDV dahil 11.594.436,00 TL lik iş taahhüt etmesine rağmen fesih tarihine değin KDV hariç 9.085.781,23 TL’lik (%94,04 seviyesinde) imalat yaptığı, iş tamamlanmadığı için sözleşmenin 14.1. maddesi gereğince yüklenicinin fiyat farkı alacağının doğmadığı, davalının yaptığı yasal kesinti miktarının 1.328.828,80 TL olduğu, 9.085.781,23 x %18 KDV = 10.721.221,85 TL’lik yüklenici alacağından 1.328.828,80 TL’lik yasal kesintiler düşüldüğünde yüklenici alacağının 9.392.393,05 TL olduğu, buna rağmen davalı ödemeleri toplamının 9.392.496,91 TL olduğu yani 103,86 TL fazla ödemesi bulunduğu, yani yüklenicinin davalı nezdinde herhangi bir alacağı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davaya konu 24.08.2017 tarihli 600.000,00 TL lik ve 26.10.2017 tarihli 1.800.000,00 TL lik temlik alacaklarının yüklenicinin davalı nezdinde bir alacağı kalmadığından ödenmemesi hukuka uygun olduğu kanaatine varılmıştır. T.B.K. 189. maddesi gereğince alacağın devri ile devredenin kişiliğine özgü olanlar dışındaki öncelik hakları ve bağlı hakları devralana geçeceği gibi, T.B.K. 188. maddesine göre de borçlu (davalı) ödemezlik defini temlik alana ileri sürebileceğinden davacının davasının reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; teyit yazıları ile sabit olduğu üzere, temliknamelerin koşulsuz bir şekilde davalı kurum kayıtlarına işlendiğini ve davacıya ödeme yapılacağının bildirildiğini, davacıya temlik edilen alacaklar ödenmeden, başka bir firmanın temlik alacağının ödemesinin doğru olmadığını, istinaf incelemesinde belirtilen eksikliklere göre araştırma yapılmadığını, dava dışı yüklenicinin aldığı kamu ihalesi sözleşmesi kapsamında üstlendiği işin yarım bırakıldığı ve sanki ödeme yapılmayan kısmın yani iş bu davaya konu alacak miktarının yarım kalan iş sebebiyle ödenmeyen alacak olarak ileri sürülmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, işbu davada temlik alınan alacağın, temlik tarihi itibariyle borçlu idarenin ödemesi gerekli tutar ile alacaklı lehine ödemiş olduğu toplam miktar arasındaki fark olduğunu, sözleşmenin fesih tarihi itibariyle dava dışı yüklenici firmanın yaptığı işlerin toplam bedelinin 9.085.781,23 TL (KDV HARİÇ) olduğunu, davalı idarenin temliknameler kapsamında davacıya ödemiş olduğu miktarın 7.601.388,58 TL olduğunu ve işbu davaya sebep olan temliknamelerin kapsamında ödenmemiş olan tutarın 2.098.611,42 TL olduğunun tartışmasız bir gerçek olduğunu belirterek istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup; davacı taraf dava dışı yükelenici ….. ile davalı iş sahibi idare arasındaki eser sözleşmesinde davalının yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan alacağını temlik almış olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 183 ve devamı maddelerinde düzenlenen alacağın temliki hükümleri uyarınca, davacının temlik sözleşmeleri kapsamında davalı idareden talepte bulunabilmesi için dava dışı yüklenicinin eser sözleşmesi kapsamında davalı idare nezdinde doğmuş bir alacağının bulunması gerekir. Alacak doğmazsa yapılan temlik işlemi doğmamış olan miktar yönünden hüküm ifade etmez.
Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda, dava dışı yükleniciye, dava konusu eser sözleşmesi kapsamında ödenmesi gereken iş bedeli ile dava dışı yüklenicinin kendisine ve alacağını temlik ettiği davacı ve dava dışı firmalara yapılmış olan ödemeler toplamının ve sonuçta dava dışı yüklenicinin, davalı nezdinde davacıya ödenebilecek bir alacağının olup olmadığı yönünde bilirkişi raporları alınmış ve ilk derece mahkemesi gerekçesinde de belirtildiği üzere son alınan 11.08.2021 tarihli raporun 15. Kesin hakedişi ve davacı dışındaki temlik alacaklısına yapılan ödemeyi dikkate almadığından eksik ve hatalı düzenlendiği, hükme esas alınan 2. ve 3. Raporların ise, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin bu raporlar doğrultusunda ve yazılı gerekçeyle davanın reddine dair verdiği karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.10.2021 tarih ve …. Esas – …. Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Arta kalan gider karar kesinleştiğinde ve talep halinde re’sen ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
Karar tebliğ ve harç tahsil işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/03/2022

Başkan

¸e-imzalıdır.

Üye

¸e-imzalıdır.

Üye

¸e-imzalıdır.

Katip

¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸