Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/808 E. 2020/928 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
.. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/09/2020
NUMARASI : Esas – Karar

DAVACI : … – …

VEKİLLERİ : Av. … –

Av. … –

DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
(İstinaf yoluna başvuran) Av. … –

İLİŞKİLİ KİŞİ : … – …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 16/12/2020
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 24/12/2020
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firma ile müvekkili firma arasında 30.07.2013 tarihli Taşeron Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye gereğince; … İli … İlçesi … Mahallesi 576 adet konut, altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatı işinin elektrik tesisat işlerinin anahtar teslim götürü bedel ile yapılacak ve çalışır durumda teslim edileceğini, müvekkili tarafından sözleşmede belirtilen işleri tamamlandığını ve eksiksiz ve çalışır vaziyette davalı şirkete teslimini yaptığını, ayrıca elektrik işlerinin yetkili kurum olan … tarafından kabulünü de yaptırdığını, sözleşme gereğince müvekkilinin üzerine düşen yükümlülükleri tamamlamasına rağmen davalı firma adına kesilen takibe konu faturaların ödemesinin yapılmadığını, davalı aleyhine alacağa konu faturaların tahsili için, ilgili dosya üzeriden icra takip işlemi yapıldığını ve davalı süresinde ” Müvekkil şirketin takip alacaklısına takip konusu miktarda borcu bulunmamaktadır. Başlatılan takibe, borca ve tüm fer’ilerine itiraz ediyoruz.” demek suretiyle itiraz ettiğini, davalı firmanın müvekkili firma ile olan ticari ilişkisine ve fatura içeriğine itiraz etmediğini, ancak borcu ödediğini iddia ettiğini, davalı firmanın iddia etmiş olduğu gibi herhangi bir ödemenin bulunmadığını, davalı tarafça takibe konu olan faturaların içeriğini bilmesine ve kabul etmesine rağmen kötü niyetli olarak takibe ve borca itiraz ettiğini, bu sebeplerle davalının haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali için işbu davayı açmak zarureti hâsıl olduğunu belirterek; davanın kabulü ile borçlu davalının takibe itirazının iptaline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı … Konut Yapı Kooperatifi Başkanlığına ait … İli … İlçesi … Mah. .. Etap … ada . parsel ve … ada . parselde kayıtlı arsada 576 adet konut, kapalı ve otopark, alt yapı ve çevre düzenlemesi anahtar teslim inşaat işinin … tarafından üstlenilmiş olup müvekkili şirketin müteahhit, dava dışı … Konut Yapı Kooperatifi işin aşıl sahibi olduğunu, davacı … ile müvekkili şirket arasında ” … İli … ilçesi … mahallesinde … Ada ve … Adada bulunan SS … Konut Yapı Kooperatifine ait elektrik tesisat işlerinin anahtar teslimi götürü bedelle yapılması ve çalışır durumda teslim edilmesi” işi için 30/07/2013 Taşeron Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede tarafların hak ye yükümlülüklerinin detaylı olarak açıklanmış olup taşeron davacının yükümlülüğünün, taahhüdündeki işi zamanında ve eksiksiz olarak tamamlaması ve işveren/ idareye çalışır vaziyette teslim etmesi, buna karşın müvekkil şirketin yükümlülüğü ise yapılan işe karşılıklı ödeme borcunu yerine getirmesi olduğunu, davacının sözleşmeyle üstlendiği taahhütlerini yerine getirmediğini, davalının işi tamamlayıp süresi içerisinde işi teslim etmediğini, taşeronun sorumluluğundaki eksik ve kusurlu işler sebebiyle ilgili İdare tarafından tesliminin ve geçici kabulünün yapıladığını, davacı taşeronun halen eksik ve kusurlu işlerle ilgili sözleşme ile üstlendiği taahhüdünü yerine getirmemiş olup müvekkili şirket taşeron’un nam ve hesabını işlerin tamamlatılma çalışmaları devam ettiğini, cevap dilekçesinin yazımı tarih itibariyle bu rakamın yaklaşık 60.000,00TL olduğunu, netice itibariyle; alacaklı sıfatıyla müvekkili şirket hakkında takip başlatan davacı taşeron …’in sözleşme ile üstlenmiş olduğu taahhüdünü tam ve eksiksiz ifa sorumluluğunu yerine getirmediğini, dolayısıyla davacı taşeron’un şirketimizden talep edebileceği herhangi bir doğmuş alacağı bulunmadığı hususları hep birlikte değerlendirilerek takip dosyasına yapılan müvekkili şirket itirazının haklı ve yerinde olduğunu, takip ve dava konusu yapılan alacak taraflar arasında çekişmeli olduğunu, davacının talep hakkı olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talep hakkının yerinde olmadığını belirterek; haksız ve hukuki dayanaktan yoksup davanın reddi ile kötü niyetli davacı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Davacı ile davalı şirket arasında … İli … İlçesi … Mahallesi … Yapı Kooperatifi’nin ( 576 adet konut), altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatı işinin elektrik tesisat islerinin anahtar teslim götürü bedel ile yapılarak çalışır durumda teslim edileceği konusunda 30.07.2013 tarihinde sözleşme imzaladığı, davacı beyanına göre kooperatifin altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatı işinin elektrik tesisat işlerinin … tarafından kabulünün yapıldığı, sözleşme gereğince davacı taraf üzerine düşen yükümlülükleri tamamlamasına rağmen davalı firma adına kesilen takibe konu fatura bedellerinin ödenmediği, davacı tarafça davalı firma aleyhine Konya ..İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine de takibin durdurulduğu, bu nedenle işbu davanın ikame edildiği, davalı taraf ise davacı taşeronun sözleşme ile üstlenmiş olduğu taahhüdünü tam ve eksiksiz ifa sorumluluğunu yerine getirmediğinden kendilerinden herhangi bir doğmuş alacağının bulunmadığı, takibe itirazlarında haklı olduklarını beyan ederek davanın reddini talep ettikleri anlaşılmıştır. Tarafların aralarındaki uyuşmazlık konularına ilişkin olarak mahallinde keşfin icra edildiği, akabinde de bilirkişi heyetince kök ve ek rapor düzenlendiği, taraflar arasında tanzim edilen sözleşme hükümleri uyarınca davacı tarafça yerine getirildiği, ancak davalının dosyaya sunduğu bazı eksik imalatlar için aldığı ve yaptırmış olduğu imalatlara ilişkin fatura ve gider pusulalarının bulunduğu,fatura içerikleri doğrultusunda imalatın ayıplı olup olmadıklarının tespiti ve şifahi sözleşmenin yerine getirilip getirilmediğinin belirlenmesi için mahallinde keşif icra edildiği, bu giderlerin KDV dahil 15.168,90 TL olduğunun mütalaa edildiği, bu bedelin her iki tarafın ticari defterlerinde bulunan 149.579,44TL’den düşüldüğü zaman bakiye 134.410,54 TL alacağın taraflar arasında tanzim edilen dava konusu sözleşmeye ilişkin düzenlenen faturalardan kaynaklı olduğu, davalı şirket tarafından davacıya herhangi bir ödemede bulunulmadığı taraf defter ve kayıtları ile bilirkişi kök ve ek raporlarından anlaşılmakla; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; davalının Konya .. İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 134.410,54 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin miktar yönünden itirazın iptali talebinin reddine, davacının inkar tazminatı talebinin alacak miktarı bilirkişi raporu ile belirlenmiş olduğundan ve likit olmadığından reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına dair gerekçe ile;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davalının Konya .. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 134.410,54 TL asıl alacak üzerinden iptali ile TAKİBİN DEVAMINA, fazlaya ilişkin miktar yönünden itirazın iptali talebinin REDDİNE,
Davacının inkar tazminatı talebinin alacak miktarı bilirkişi raporu ile belirlenmiş olduğundan ve likit olmadığından REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle;”…Medaş tarafından düzenlenen 03/08/2016 tarihli tutanakta davacı taşeronun yaptığı işlere ilişkin eksiklikler tespit edildiğini, sözleşmeye uygun olarak ifa etmesi gereken edimi tam olarak eksiksiz ifa etmediğini, davacının yaptığı eksik işlerin tamamlanması aksi takdirde başka şirkete yaptırılacağına ve oluşacak bedellerin davacının hakedişlerinden ve teminat kesintilerinden düşüleceğinin 23/08/2016 tarih ….. Sayılı bildirimle davacıya bildirildiğini eksik işlerin tamamlanmaması nedeniyle 45002,18 TL +KDV masraf yapıldığı, sözleşmeye göre gecikme bedelinin iskan tarihinin 09/06/2016 abonelik tarihinin ise 10/08/2016 olması nedeniyle 62 gün üzerinden 24800,00 TL hesaplanması gerektiğini, davacının yapmadığı eksik ve ayıplı işlerin başka şirket ve kişilere tamamlatıldığı faturaların dosyaya sunulduğu fakat bilirkişilerin incelemediği, müvekkili şirketin tüm işlemlerinin ticari defterlerinde işli olmasının doğal olduğunu fakat davacının taahhüt ettiği edimi yerine getirdiğini göstermeyeceğini, kök rapor ile ek rapor arasında fahiş fiyat bulunduğunu, eksik imalatlara ilişkin 20 kalem gider bulunduğunu bu nedenle müvekkilinin 53102,57 TL masraf yapmak zorunda kaldığını bu tutarında davacı hakedişinden düşülmesi gerektiğini, gerekçeli kararda ek rapora dayanıldığının belirilmesine rağmen bunun gerekçelendirilmediğini, eksik işlere ilişkin faturalar ve belgeler dosya da bulunmasına rağmen bunların niçin dikkate alınmadığının açıklanmadığını, kök ve ek rapordaki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulduğu…” gerekçeleriyle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talep olunmuştur.
İstinaf talebine cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı ödenmediği ileri sürülen bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 30/07/2013 tarihli götürü bedelde idare olarak tanımlanan …nin asıl işveren olduğu inşaatın elektrik tesisat işlerinin anahtar teslim götürü bedelle yapılması işine ilişkin eser sözleşmesi aktedilmiş, davacı alt yüklenici tarafından davalı asıl yüklenici aleyhine sözleşme çerçevesinde ödenmesi gerektiği ileri sürülen 149579,43 TL’nin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı davalının takibe vaki itirazı neticesinde eldeki davanın açıldığı görülmektedir.
Davalı tarafça davacı yüklenicinin edimini tam olarak ve zamanında yerine getirmediği ileri sürülmüş olup çekişmeli olan konular davalı tarafça düzenlenen 23/08/2016 tarihli; davacı tarafça eksik bırakıldığı ileri sürülüp yapılması gerektiği belirtilen yirmi kalem 45,002,18 TL+KDV (53102,57 TL) tutarlı bedelin davacı hak edişinden tenzilinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
Davalı savunmasında ileri sürülen ve davacı alacağından kesinti yapılması gerektiği savunulan 53102,57 TL tutarlı bedelin dava ve icra takip tarihinden sonra 17/11/2016 tarihli davacı adına fatura edildiği, bu kalem içerisindeki 10855,00 TL’lik tutarın elektrik sayaçları kesintisi olarak, 24800,00 TL tutarın ise iskan tarihi olan 09/06/2016 iskan tarihi ile 10/08/2016 abonelik tarihi arasındaki işin elektrik idaresi tarafından reddedilip teslim edilememesi nedeniyle sözleşme gereği 62 günlük kesinti kalemi olarak, 3000,00 TL’si de eksik iş tamamlatma yevmiye bedeli kaleminden oluşmaktadır.
Davalı tarafça 23/08/2016 tarihli kesintilere ilişkin düzenlenen ve delil olarak dayanılan belge içeriğine göre; davalıya, yanlar arasındaki sözleşmenin 9.maddesine göre işin gününde teslim edilmediği nedenine dayanılarak yansıtılan gecikme cezası kaleminin abonelik tarihi olan 10/08/2016 tarihine kadar verildiği buna göre davalının, davacı edimini yerine getirdiği son tarih olarak 10/08/2016 tarihini kabul ettiği varsayılmıştır. Gecikmeye delil olarak ise 03/08/2016 tarihli dava dışı elektrik idaresi tarafından düzenlendiği belirtilen tesisattaki eksikliklere ilişkin belgeye dayandırmıştır. İş yerine elektriğin verildiği/abonelik tarihi olarak 10/08/2016 tarihi kabul edilmiş ise de celbedilen 25/03/2019 tarihli elektrik idaresi cevabi yazısına ekli tesisat kontrol tarihi enerji verilme tarihinin işe konu yerdeki aboneliklere göre son olarak 18/07/2016 tarihi olduğu, davalının delil olarak dayandığı 03/08/2016 tarihli tutanaktaki eksiklik kalemlerinden çevre aydınlatma için enerji müsaadesi olmadığına yönelik eksikliğin ise taraflar arasındaki 30/07/2013 tarihli sözleşmenin “işin kapsamı” başlıklı maddenin son cümlesinde belirtildiği üzere … ada içi çevre aydınlatma’nın sözleşme kapsamı arasında yer almamaktadır. Dosyaya celbedilen elektrik idaresi kayıtlarındaki talep gözlem evraklarına göre de talep tarihleri ve anlaşma tarihleri itibariyle davacının eksik işlerinden kaynaklı aboneliğin/elektrik verilmesinin geciktiği hususu sadece 03/08/2016 tarihli ve sözleşme kapsamında olmayan eksikliğe ilişkin tutanak dışında geçerli bir delille kanıtlanmadığından davalının geç teslime dair sözleşmeye göre kesinti yapılması gerektiğine dair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
TMK’nın 6. maddesine kanunda aksine özel bir düzenleneme olmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Bu durumun usul hukukuna yansıyan hali HMK’nın 190. Maddesinde belirtilmiş olup buna göre iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendii lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altındadır. Bu ilkelerin eksik işlerin varlığı ve kimin tarafından yapıldığının kanıtlanması bakımından değerlendirildiğinde öncelikle işin teslim edildiğine ilişkin ispat yükü yüklenici olup kural olarak eksik işlerin varlığını iş sahibi; bunların giderildiğini ise yüklenici ispat etmek zorundadır. (Emsal Yargıtay 15. HD’nin 10/02/2014 tarih, 2013/626 esas ve 2014/801 karar sayılı ilamı) . Eser sözleşmesi yapıldıktan sonra işin yüklenici tarafından yapıldığı ve tamamlandığı karine olarak kabul edilmelidir. Ancak bunun aksini iddia eden ispat etmelidir. ( Emsal Yargıtay 15. HD’nin 16/03/2017 tarih, 2016/3073 esas ve 2017/1156 karar sayılı ilamı). Yine eser sözleşmesi kural olarak feshedilmediği veya işten el çektirilmediği kanıtlanmadığı sürece imalatın yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmelidir. Bir başka anlatımla iş sahibi eseri kendisinin tamamladığını, yüklenicinin işi terk ettiğini, yani sözleşmenin son erdiğini kanıtlamakla yükümlüdür. ( Emsal Yargıtay 15. HD’nin 16/05/206 tarih, 2016/1692 esas ve 2016/2805 karar sayılı ilamı)
Eksik olduğu bildirilen işler tamamlanmamış yani eksiklikler giderilmemiş ise yapılacak delil tespiti, keşif ve alınacak bilirkişi raporu ile işlerin varlığı ve miktarı saptanabilir. Eksik olduğu bildirilen işler tamamlanmış ise burada fiili karine olarak öncesinde tespit edilmiş eksiklik bulunmadıkça mevcut imalatın yüklenici tarafından yapıldığı ve bu kapsamda giderilmiş eksiklerin de yüklenici tarafından tamamlanmış olduğu kabul edilecektir. İş sahibi eksikliklerin kendisi tarafından giderildiğini belirten üçüncü kişilerden alınmış fatura veya belgeler olabileceği gibi her zaman temini mümkün belgeler olduğu da gözetilerek değerlendirme yapılacaktır. ( Eser Sözleşmesi Uygulaması, Öztürk Muammer, Gözütok Zeki, s.853)
Sözleşme ilişkisi ispatlanmış ise yapılan ve yapılmayan işlerin ne olduğu, konusu hukuki işlem niteliğinde olmadığından, bu nedenle senetle ispat kuralına tabi olmadığından tanık dahil her türlü delille ispatlanabilir. ( Emsal Yargıtay 15. HD’nin 24/04/2017 tarih, 2016/1874 esas ve 2017/1749 karar sayılı ilamı)
Taraflar arasındaki sözleşmenin 11.maddesine göre “işverenin kayıtları ile taşeronun defter kayıtlarının birbirini teyit etmemesi halinde HUMK’nun 287.maddesi uyarınca işveren defter ve kayıtları muteber delil sayılır” hükmü düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 193. maddesi (1086 sayılı HUMK 287. maddesi) uyarınca taraflarca kararlaştırılan bu hüküm delil sözleşmesi niteliğinde olup mahkemece re’sen gözetilmelidir.
Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 222.maddesinde”…(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükümleri bulunmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava dışı asıl işveren tarafından keşide edilen 09/08/2016 tarihinden de sonra olan ve davalının sözleşmeye göre gecikme cezası uyguladığı tarih olan 10/08/2016 tarihinde işin teslim edildiğinin davalının kabulünde olduğu, 30/10/2018 tarihli dosya taraflarının ticari defterleri de incelenerek alınan bilirkişi raporunda; davaya konu fatura alacağının davacı defterlerinde alacak olarak davalı defterlerinde ise borç olarak kayıtlı olup birbirini teyit ettiği anlaşılmaktadır. 17/11/2016 tarihli eksik işlere ilişkin fatura kaleminin ise dava ve takip tarihinden sonra düzenlenip davalı defterine işlenmiş olması nedeniyle delil sözleşmesi gereğince bu anlamda itibar edilemeyeceğinden davalı defter kayıtlarının delil olarak kabulü gerektiği değerlendirilmekle taraflar arasındaki sözleşmeye göre işveren sıfatında olan davalı tarafça ileri sürülen eksik işler ile davacının eksik işleri nedeniyle elektrik aboneliğinin geciktiği hususu geçerli bir delille ispatlanamadığından ilk derece mahkemesince 23/08/2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu hükme esas alınarak mahsup edilen kısım dışındaki tutara yönelik istinaf edenin sıfatı ve istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeninden sayılan hallerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Konya .. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/09/2020 tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 9.181,58-TL istinaf karar harcından (nispi) peşin alınan 2.295,4‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.886,18‬TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Arta kalan gider avansı olması halinde ilk derece mahkemesince karar kesinleştiğinde talep halinde sahibine iadesine,
5-İstinaf kararının Dairemizce taraflara tebliğ edilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/12/2020


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

Alınması gereken harç: 8.886,18-TL davalıdan
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸