Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/646 E. 2020/647 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: … – …
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … BANKASI ANONİM ŞİRKETİ –

VEKİLİ : Av. … – …
(İstinaf yoluna başvuran)

DAVALI : … – -….

DAVANIN KONUSU : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 30/09/2020
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 05/10/2020
İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın bir kısım bonoya dayalı olarak davalı borçludan alacaklı olduğunu, söz konusu alacakla ilgili olarak 28/02/2019 tarihinde arabuluculuğa başvuruda bulunulduğunu, ancak yapılan arabuluculuk görüşme ve oturumlarında bir netice alınamadığından işbu davayı açtıklarını, söz konusu bonoların vade tarihlerinin geçmiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle toplam 18.350,00-TL bedelin, vade tarihlerinden tahsiline kadar 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesinde belirtilen oranda işleyecek olan temerrüt faizi, toplam bono tutarının % 0,3 oranında komisyonu ve protesto masrafı ile birlikte davalı borçludan tahsilini ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; dava konusu bonoları dava dışı … Mühendislik Proje İnşaat Turizm San. Tic. Ltd. Şti’ne devre mülk satış vaadi sözleşmesi gereğince verdiğini, daha sonra işbu sözleşmeyi tek taraflı olarak 04/03/2014 tarihinde feshettiğini, tüketici sıfatıyla imza ettiği bu bonoların tarafına iade edilmediğini, bu şirketin dava konusu bonoları davacı bankaya ciro etmek suretiyle verdiğini, bu hukuki mesnetten yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…Dava, davacının bir kısım bonoya dayalı olarak alacağının davalı borçludan tahsili davasıdır.
Dosya kül halinde değerlendirildiğinde,taraflar arasındaki kök ilişkinin devre mülk satış sözleşmesine dayandığı, dava dışı ….Müh.Proje İnş. Ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti’nin elindeki senetleri davacı … Bankası Anonim Şirketi’ne temlik ettiği, dolayısı ile açılan davada Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki 6502 sayılı Kanunda tüketici kavramı, 3/1- k maddesinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiler “tüketici” 3/1-1 maddesinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da banka hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edildiği ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletildiği, temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı, aynı kanunun 73/1 maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2.maddesinde de “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklindedir.
Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir (Yargıtay 13.HD’nin 07/03/2018 tarih ve 2016/19443 Esas 2018/2823 Karar).
Konya BAM …. Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikteki … esas sayılı dosyasında davacının; davalının dava dışı … Mühendislik Proje İnşaat ve Turizm Sanayi Ltd. Şti.’ne devre mülk satış sözleşmesi gereğince verdiği, sözleşmeye konu nama yazılı senetlere istinaden alacak talebinde bulunduğu, nama yazılı senet üzerinde yapılan cironun alacağın temliki sonucunu doğuracağı bu durumda senedi temellük edene karşı keşideci her türlü def’ilerini ileri sürebileceği (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 20/10/2011 tarih 2011/3304 Esas 2011/19632 Karar sayılı ilamı) taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğu ve bu itibarla davaya bakmakla Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu (Yargıtay 13. HD’nin 28/02/2017 tarih 2017/561 Esas 2017/2628 Karar sayılı ilamı) kabul edilmiştir.
Somut olayda da dava konusu nama yazılı senetler üzerinde yapılan cironun alacağın temliki niteliğinde olması nedeni ile senedi temellük edene karşı, keşideci her türlü defilerini ileri sürebileceğinden, taraflar arasındaki hukuki ilişki tüketici işlemi olduğundan davaya bakmaya Konya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla davanın usulden reddine dair gerekçe ile;
Davada Tüketici Mahkemeleri görevli bulunduğundan dolayı HMK 114/1-c -115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
Davada 6502 sayılı Tüketici yasası gereği Tüketici Mahkemeleri görevli bulunduğundan kararın kesinleşmesine mütakip 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın Konya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından salt tüketici ilişkisi değerlendirmesi ile iş bu davaya konu uyuşmazlığın tüketici mahkemesi tarafından görülmesinin gerektiğine karar verildiğini, ancak bu konuda Türk Ticaret Kanunu 4. Ve 5. Maddelerinin açık olduğunu, bu davaya konu ilgili uyuşmazlık bonolara ilişkin alacağın olup olmadığa ilişkin olduğunu, tarafların sıfatları, tacir olmaları veya tüketici olmaları gibi hususlar bonolardaki alacağı ilgilendirmediğini, zira bu konuda TTK 4 ve 5. Maddeleri de tarafların ne olduklarına bakmaksızın kıymetli evraktan kaynaklı uyuşmazlıkların “mutlak ticari dava” niteliğinde olduğunun belirtildiğini, bu nedenle mahkemenin kendisini görevli olmadığını iddia etmesinin usule ve kanuna aykırı olduğunu, aralarında gayrimenkul sözleşmesi olan taraflarca tanzim edilen bonolara ilişkin uyuşmazlıklarda tarafları her kim olursa olsun uyuşmazlık bono ile alakalı ise görevli mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Yargıtay’ın uyuşmazlık bonodan kaynaklı ise ticaret mahkemeleri görevlidir denildiğini, her ne kadar iş bu görev konusu ihtilaflı gibi gözükse de aslen kıymetli evrak mutlak ticari dava olup görevli mahkemelerin Ticaret Mahkemeleri olmasının esas olduğunu, tüm bu anlatılan hususlar değerlendirildiğinde mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile verilen hükmün kaldırılmasını, Konya… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2020 Tarih … Esas … Karar sayılı kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf talebine cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; davalı ile dava dışı şirket olan … Mühendislik…Ltd. Şti. Arasında düzenlenen kıymetli evrak niteliğindeki bonolardan kaynaklı ciro yoluyla hamil olan banka tarafından senet bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı banka vekili dava konusu bonoların davalı borçlu tarafından ödenmediğini belirterek bono bedellerinin tahsilini talep etmiş, davalı bonoların devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı olarak düzenlendiğini ve bedelsiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiş, mahkemece tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. Maddesinde kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı belirtilmiş, 3/1. fıkrasında ise; tüketiciyi, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak; tüketici işlemini ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlamıştır. Aynı Kanun’un 50.maddesinde devre mülk sözleşmeleri düzenlenerek kapsam altına alınmış, 73/1. maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda, davaya dayanak senetlerin incelenmesinde; davalının keşideci, lehtarın ise dava dışı … Müh. Proje İnş. ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti. adına sıralı ve nama yazılı olarak düzenlenip davacı banka adına cirolandığı, dosya kapsamında bulunan sözleşme ile sözleşmeye ekli senet bordrosu ile tapu senedi içeriğine göre davalı ile dava dışı … Müh. … Ltd. Şti. arasındaki hukuki ilişkinin devremülk satış vaadi sözleşmesi olduğundan tüketici işlemi olduğu, davaya konu bonoların bu hukuki ilişki kapsamında düzenlendiği nazara alınarak ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının yerinde olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/03/2020 tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcı (maktu) peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının ilk derece mahkemesince sahibine iadesine,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dair, 6100 HMK’nın 362/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 30/09/2020


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸