Emsal Mahkeme Kararı Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/623 E. 2020/623 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : ….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2020
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …
(İstinaf yoluna başvuran) …

DAVALI : … – …

VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 24/09/2020
G. KARAR YAZIM TARİHİ : 06/10/2020

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davacı yüklenici ile davalı iş sahibi arasında imzalanan eser sözleşmesi gereğince yüklenicinin sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalı iş sahibinin iş bedelini ödemediği, bunun üzerine müvekkili yüklenicinin alacağını tahsili amacıyla Konya …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine giriştiklerini, davalının icra takibine karşı itiraz ettiğini, yaptığı itirazın haksız olduğunu, tüm bu nedenlerle davalına adına kayıtlı olan Konya ile Karatay ilçesi … mahallesi … ada … parselde kain B blok 1. kat 1. giriş … numaralı, 2. kat … numaralı, 4. kat … numaralı ve 5. kat … numaralı bağımsız bölümler üzerine ihtiyati haciz konulmasına, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, icra dosyasına yapılan haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle alacak miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş, davalı vekili 13/02/2019 havale tarihli beyan dilekçesi ile özetle; davacının iddialarının tamamını reddettiklerini, davalı ile aralarında yapılan sözleşme gereğince 400.300,00 TL bedelle anlaştıklarını, bu anlaşma gereğince 87,5 m² ve 262.500,00 TL bedelli dükkanı davacının gösterdiği üçüncü şahsa devrettiklerini, toplamda 137.800,00 TL bedelli 12 adet farklı müşteri evraklarının cirolanarak davacıya teslim edildiğini, davacının ortağı ile yaşadığı sorunları müvekkiline mal etmeye çalıştığını, ayrıca icra takibine konu faturaların ödemelerin yapıldığına ilişkin olarak kapalı olarak düzenlendiğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının kötü niyetli olmasından dolayı %20 kötü niyet tazminatına ve %10 para cezasına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “…davacı tarafça davalı, aleyhine açılan bu davada davalı borçlunun Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazların iptali, takibin devamı ve %20 tazminat talep edilmiş olup; davalı vekilince takibe konu faturanın kapalı fatura olduğu, kapalı faturanın bedelin ödendiğine karine teşkil ettiği ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiş ise de; Konya Bölge Adliye Mahkemesinin 25/09/2019 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile kapalı faturada ödeme yapılmadığının ispatı yükümlülüğünün davacı yüklenicide olduğu belirtilerek, taraflar arasında düzenlenen protokol hükümleri gereğince araştırma yapılması gerekçesiyle Mahkememizin önceki günlü hükmü esastan kaldırıldığından ve Mahkememizce bu doğrultuda yeniden yapılan yargılama ve toplanan delillere göre protokolde bahsi geçen taşınmazın davalı tarafından davacıya veya onun gösterdiği 3. kişiye devrinin yapılmadığı anlaşıldığından davacının protokol hükümleri gereğince gayri menkul bedeli kadar davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Her ne kadar Mahkememizce protokolde bahsi geçen toplam bedeli 137.800,00 TL olan 12 adet bono bedelinin de davalı tarafça davacıya ödenmediği anlaşılmış ise de; söz konusu bonolarda davacı ciranta olup, bonoları borcuna karşılık 3. kişilere ciro etmiş olduğu ve bu bonolardan dolayı davacının davalı ile birlikte borçlu sıfatlarının devam ettiği bu nedenle bonolar yönünden verilecek kabul kararının davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağı davacının 3. kişilere borcunu ödemesi halinde bonolardan dolayı her zaman davalıya müracaat hakkının bulunduğu kanaatine varıldığından davacının davasının kısmen kabulüne, davalı borçlunun Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı talep dosyasına yaptığı itirazın 262.500,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 oranında faiz ile takibin devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, kabul edilen alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, takip her ne kadar iptal edilmeyen kısım yönünden haksız ise de; kötü niyetli takip yapıldığı davalı tarafça ispatlanamadığından davalı tarafın şartları bulunmayan tazminat talebinin ise reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle “…DAVACININ DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davalı borçlunun Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 262.500,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 oranında faizi ile takibin devamına.
2-Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine.
3-Kabul edilen 262.500,00 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 52.500,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
4-Davalı tarafın şartları bulunmayan tazminat talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı yüklenicinin davaya konu bonoları üçüncü kişiye cirolamasının, davacının borcunu ödediği anlamını taşımayacağından müvekkilin zenginleşmesine de sebebiyet vermeyeceğini, zira davacı da ciranta olduğundan kendinden sonraki cirantalara da borcu ödeme mükellefiyeti devam ettiğini, icra takibine konu edilmeyen ve davalı tarafça da ibraz edilmeyen 6 adet 5.400,00 TL, 1 adet 3.400,00 TL, 1 adet 6.000,00 TL bedelli bonolarda davacının cirosunun bulunmadığını, mahkemece verilen süreye rağmen davalı tarafça bonoların ibraz edilemediğini, takibe konu edilmeyen ve davalı tarafça da ödendiği ispat edilemeyen bonolarda davacının herhangi bir şekilde cirosu bulunmadığından kararın kaldırılması gerektiği gerekçesiyle istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Bu nedenle de mahkeme hükmü kaldırılmalıdır. kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacının kötü niyetle aldığı tapuyu dahi inkar ederek öncesinde icra takibi başlattığını ve akabinde bu davayı ikame ettiğini, bu nedenlerle davacının istinaf taleplerinin reddi ile davacının kötü niyetinin ortada olması sebebiyle %20 kötü niyet tazminatına ayrıca %10’da para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede; taraflar arasında eser sözleşmesinin ihtilafsız olduğu, eser sözleşmesi kapsamında davacının iş sahibi, davalının ise yüklenici olduğu, taraf iddia ve savunmalarından yüklenici tarafından işin tamamlanıp teslimi noktasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın iş bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre sözleşme götürü bedelli olarak 400.300,00 TL olarak belirlenmiş, iş bedelinin 262.500,00 TL karşılığı olarak yapılmakta olan inşaatta bulunan zemin kattaki dükkanın davacıya veya onun belirlediği birine devredileceği, kalan kısmının ise belirli vadeli bonolarla ödeneceği anlaşılmaktadır.
Davalı iş sahibi, iş bedelini ödediği savunmasında bulunmuş ve buna dair kapalı fatura ibraz etmiştir. Her ne kadar; Türk Ticaret Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda faturanın açık ya da kapalı düzenlenmesi ve bunun sonuçlarıyla ilgili herhangi bir düzenleme yapılmamış ise de; ticari teamüllere göre, kapalı fatura teslim edilen mal veya hizmetin bedelinin peşin ödendiğine karinedir. Bu karine nedeniyle ispat yükü yer değiştirmiş olacağından, karinenin aksini yani faturanın kapalı olarak düzenlenmesine rağmen bedelinin ödenmediğini kanıtlama yükümlülüğü bunu ileri süren yükleniciye aittir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı iş sahibi iş bedelini ödediğini bildirip kapalı fatura ibraz etmiş, davacı vekili ödeme savunması kabul etmediği ve fatura altındaki imzaların müvekkili şirket temsilcisi tarafından imzalandığını kabul etmiş ve fakat ödeme yapılmadığını iddia etmiştir. Dairemizin önceki kaldırma kararı neticesinde yapılan yargılamada davacı yüklenici tarafından faturanın kapalı olarak tanzim edilmesine rağmen ödenmediği hususu hususu ispat edilememiştir. Bu bağlamda protokolün değiştirildiğine yönelik bir belge de ibraz edilmediğine göre iş bedeli olarak davacı yükleniciye veya onun göstereceği kişiye devri gereken bağımsız bölüm bedeli olan 262.500,00 TL mahsup edildikten sonra kalan iş bedelinin ödendiğinin kabulü gerekir.
Taraflar arasındaki protokol hükümlerine göre iş bedelinin bir kısmı davacı yükleniciye bağımsız bölüm devri şeklinde gerçekleşecek olup bu devir davacı yükleniciye ve onun gösterdiği üçüncü bir kişiye yapılması halinde iş bedelinin 262.500,00 TL tutarı ödenmiş kabul edilecektir. Söz konusu bağımsız bölüm Konya ili, Meram ilçesi, … mahallesinde kain olup tapunun … ada 2 parsel sırasında kayıtlı zemin kat … nolu bağımsız bölüm olduğu, mezkur bağımsız bölümün davacıya temlik edilmeyip dava dışı şirkete temlik edildiği, bu temlikin davacının beyanı veya muvafakati ile yapıldığının yazılı olarak ispat edilemediği anlaşılmakla iş bedelinin bu kısmının ödenmediği kabul edilmelidir. Buna göre mahkemenin davanın kısmen kabulüne karar vermesi yerindedir.
Ancak itirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkâr tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır.
Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. (Emsal HGK’nın 07.06.2006 tarihli ve 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı)
Somut olayda mahkemece yapılan yargılama neticesinde taraflar arasında götürü bedelli eser sözleşmesi olduğu, taraflar arasında işin yapılıp teslim edildiği ihtilafsız ise de sunulan fatura içerikleri ve belgelere göre iş edelinin ödenip ödenmediğinin belirlenmesi yargılamayı gerektirmekle alacak likit kabul edilemeyeceğinden inkar tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken inkar tazminatına hükmedilmesi hatalı ise de hükmün yalnızca davacı tarafından istinaf edilmesi nedeniyle kararın düzeltilmesi sebebi yapılmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, istinaf edenin tarafı ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeninden sayılı haller nedeniyle yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi ile ilk derece mahkemesi kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca mahkemenin kısmen ret kararının gerekçesinin yukarıdaki şekilde değiştirilmek suretiyle hükmün düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
2-) Konya ….Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/07/2020 tarihli, … Esas – … Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
A-) DAVACININ DAVASININ KISMEN KABULÜ İLE;
1-) Davalı borçlunun Konya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 262.500,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 oranında faizi ile takibin devamına,
2-) Davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine.
3-) Kabul edilen 262.500,00 TL alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 52.500,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
4-) Davalı tarafın şartları bulunmayan tazminat talebinin reddine.
B-) Alınması gereken 17.931,38 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 7.109,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.822,18 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
C-) Yargılama giderinden ayrı olarak davacının peşinen karşıladığı 35,90 TL başvuru harcı, 7.109,20 TL peşin karar ve ilam harcı ile 5,20 TL vekaletnâme suret harcı, 59,10 TL tedbir talebi harcı, 88,80 TL istinafa karar harcı, 242,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 7.540,80 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
Ç-) Davacının 184,35 TL taraf davetiye gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 8,20 TL vekaletname pulu gideri, olmak üzere toplam 692,55 TL yargılama giderinden davanın kabul/talep oranı olan %63 oranına isabet eden 436,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
D-) Davalının yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
E-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kısmen kabul edilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 26.825,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
F-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kısmen reddedilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 18.560,05 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
G-) İşbu hükümden sonra gerekli olan 11,00 TL karar tebliğ giderinin, davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların davanın kabul/talep oranı olan % 63 oranına isabet eden 6,93 TL sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasının davacının kendi üzerinde bırakılmasına.
Ğ-) HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının talep halinde taraflara iadesine.
H-) İşbu gerekçeli kararın 09/07/2020 tarihinde yazıldığına.
3-) İstinaf kanun yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcı (maktu) peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-) İstinaf kararının Dairemizce taraflara tebliğ edilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/09/2020


Başkan

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Üye

¸e-imzalıdır.


Katip

¸e-imzalıdır.

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında Elektronik İmza ile imzalanmıştır.¸